Eski GS Başkanı Adnan Polat: Hırsızlıklar masaya konmadan Galatasaray'ın iyileşeceğine inanmıyorum

Galatasaray Kulübü'nün eski başkanlarından Adnan Polat, sarı-kırmızılı camia ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "39 kişiyi yolsuzluk ve hırsızlıktan kovduk. Bu kişilerin yarısı bizden sonraki dönemde geri alındı" diyen Polat, "Hırsızlıklar masaya konmadan Galatasaray'ın iyileşeceğine inanmıyorum" şeklinde konuştu.

Abone ol

DUVAR - Galatasaray Kulübü'nün eski başkanlarından Adnan Polat, yıllar sonra sarı-kırmızılı camia ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Adnan Polat, "Galatasaray'da iç barış olmadan, herkese eşit mesafede duran bir tüzük yapılmadan ve hırsızlıklar masaya konmadan Galatasaray'ın iyileşeceğine inanmıyorum" dedi.

Galatasaraylılar Platformu'nun düzenlediği toplantıda konuşan Polat'ın ifadeleri şu şekilde oldu:

'KULÜBÜN BORCU YÜZÜNDEN OTEL BİZİ KABUL ETMİYORDU'

"Epey bir zaman oldu, Galatasaray'ı uzaktan izlemenin dışında bir aktivitenin içinde olmadım. Çünkü kulüpçülük gönül işidir. Gönül bir kere kırıldı mı, bir daha kolay kolay tamir olmuyor. Ben Galatasaray'ı hayatım boyunca sadece aklımla ve kalbimle değil, ruhumla sevdim. Bazen iyi şeyler yaptık, bazen yanlışlarımız da olabilir; ama hep iyi niyetle Galatasaray'ın menfaatlerini düşünerek çalıştık.

"1990 yılından itibaren Alp Yalman ile birlikteydim. 5 yıllık üyeliğimin dolmasına 15 gün kalması sebebiyle yönetime girememiştim. Alp Bey 'ne olacak' dedi ama ben 'kurallar böyle ise uyarım' dedim ve bekledim. Yönetim kurulu üyesi olmamama rağmen Florya'ya girip çıkmaya başladım. Futbolcular kötü koşullarda kalıyordu. Kulübün borcundan dolayı Çınar Oteli bizi kabul etmiyordu.

"Bu ihtiyacı ben Florya'ya bir kamp oteli inşa edip hediye ederek giderdim. Her futbolcu tek başına ayrı bir odada kalsın diye. 1992 yılında yönetime girdim ve başkan yardımcısı olarak göreve başladım. Alp Bey futbolu ve gayrimenkulleri bana bağladı. O sene biz Derwall'den kalan bütün takımı değiştirdik. Herkesi gönderdik. 2000 yılında UEFA şampiyonu olan takımı kurduk.

'ADNAN, BİZ BATTIK; NE OLURSUN GEL KURTAR BİZİ'

Faruk Süren, benim bıraktığım genç takımla ve önermiş olduğum 3 büyük yabancı futbolcu ile ve Fatih Terim ile Avrupa'da bir şampiyonluk için mücadele benimsedi ve uygulamaya koydu, neticesinde bir UEFA ve Süper Kupa şampiyonluğu geldi. 4 defa da lig şampiyonu olduk. Ancak bütün bu başarılara ve gelirlere rağmen borçlar inanılmaz büyüdü, Galatasaray camiası yine vefasını gösterdi, başarı cezasız kalmaz yöntemini Faruk Süren'e de uyguladı. İstifa etti. Mehmet Cansun kısa bir dönem başkan olarak görev yaptı daha sonra Özhan Canaydın başkan olarak seçildi. Özhan Canaydın dönemi Galatasaray'da hem mali hem de sportif anlamda sıkıntılı bir dönemdi. 2006 yılında rahmetli Özhan Canaydın beni ziyarete geldi ve kulüpte görev almamı istedi. Günlerce ısrar etti. Ben kulüpte tekrar görev almaya istekli değildim, müsait de değildim.

'20.45 SLOGANI İLE ŞAMPİYONLUK GELDİ'

"Adnan biz battık, yardımına ihtiyacım var, bu sıkıntıdan ancak seninle çıkabiliriz" diyerek ısrarına devam etti. Hatta 'başkan vekilim ol, listeyi sen yap' dedi. Başkanlık makamına saygımdan dolayı başkanı daha fazla yormak istemedim ve yanında yer almayı kabul ettim. Bu kararı verdikten sonra başkana 'bana teklif etmiş olduğu şeylerin hepsini unut başkan' dedim, 'artık karar verdim, arzu edersen beni yedek üye de yazabilirsin' dedim. Seçimleri kazandığımız günün akşamı Fenerbahçe maçı vardı, kulüp adına ben gittim ve 4-1 mağlup olduk. Böyle bir ortamda tekrar göreve başladım. Ama o sene şans bizden yanaydı, 20:45 sloganı ile tarihi bir şampiyonluk kazandık.

'ALİ SAMİ YEN'DEN BİR AN EVVEL ÇIKIN'

Ali Sami Yen Stadı'nın durumu çok kötüydü. Fenerbahçe 50 bin kişilik statta oynarken, biz 14 bin kişi seyirci ortalaması ile oynuyorduk. Teknik üniversiteden bir heyeti getirerek stadı incelettirdim. Çıkan rapor sonucuna göre bu statta futbol oynamak çok tehlikeli ve riskliydi, teknik heyet, buradan bir an önce çıkmamız gerektiğini tavsiye etmişti. Stadın yıkımı için 4 ay süre öngörülmüştü, fakat yıkım sadece 10 gün sürdü. İncelemede betonu elinizi şöyle bir aldığınızda beton elinizden un gibi kayıp gidiyordu. Bu yüzden yeni bir stada acilen ihtiyaç vardı. Peki nereye yapacağız. Bakıyorsunuz hiçbir taahhüdün yerine getirilmemesi sebebiyle Ali Sami Yen arazisi elden gitmiş, Seyrantepe arazisi elden gitmişti.

'600 MİLYON DOLAR BUHAR OLDU, UÇTU'

Gelirimizi de yükseltmemiz gerekiyordu. Uzun mücadelelerden sonra şirket birleştirmesini de başardık. İki şirketi birleştirmek inanılmaz. Galatasaray'ımıza çok büyük değer kazandırdı ve bu şirketin değeri birleşmeden sonra 100 milyondan 750 milyon dolara çıktı.

Biz ayrıldığımız dönemde bu birleşmiş şirketin değeri 700 milyon civarındaydı. Sonra Ünal Aysal, Duygun Yarsuvat ve Dursun Özbek dönemlerine bakarsanız 150-160 milyonlar civarındadır. Bize kuruşun hesabını soranlar bir kez olsun 600 milyon dolar nereye uçtu diye sormadılar. 600 milyon dolar yok oldu, buhar oldu gitti.

'TUVALET KAĞITÇI BİLE İCRAYA VERDİ'

Zamanında Vakıfbank'tan alınan 40 milyon dolar krediyi ödememişler, hiç ilgilenmemişler bile. Ben Işın Çelebi'den rica ettim. İlgilenebilir misin diye. Borç temerrüte düşmüş 310 milyon dolara çıkmış. Uzun müzakerelerden sonra 310 milyon dolar borcu, 50 milyon dolara indirerek bankayla anlaştık ve 6 sene vadeye yaydık. 2011 yılında ayrıldığım vaki bu borç 15 milyon dolara inmişti. Yüze yakın icra takibiyle karşı karşıya idik. Uçan kuşa borcumuz vardı. Tuvalet kağıtçısı bile bizi icraya vermişti arkadaşlar.

Bizim görevi bıraktığımız 1996'dan beri devlete olan borçların hiçbir tanesi ödenmemişti. 2011 yılında ayrılırken bu borçların tamamı kapatılmıştı. Yine ayrılırken gayrimenkuller ve vergilerle ilgili en ufak bir problemimiz kalmamıştı.

'BENDEN SONRASI TUFAN DİYEREK BU İŞE YAKLAŞIRSAN GALATASARAY'IN GELECEĞİNİ BİTİRİRSİN'

Fakat bugün durumumuz meydanda. Statükonun bizden sonra getirdiği başkanların bıraktığı mali tabloları ortada. 2011-2017 döneminde 7 yılda Galatasaray'ın harcadığı para 2 milyar dolara yakın. Halbuki 1951-2001 döneminde 60 yılda Galatasaray 1 milyar dolardan az para harcamış. Yine bu geçtiğimiz 7 yılda taş üstüne taş konmamış, Ünal Aysal, Galatasaray'ın menkullerini, Dursun Özbek de gayrimenkullerini eriterek Galatasaray'ın geleceğini karanlık bir noktaya doğru taşımaya devam ediyorlar. Bizim yaptığımız tüm atılımlar geleceğe dönüktü. Şimdide üzülerek görüyorum ki son 7 senede Galatasaray sadece varlık satışı ile yönetilmeye çalışılıyor. Benden sonrası tufan diyerek bu işe yaklaşırsan Galatasaray'ın geleceğini bitirirsin, Galatasaray'ı küçük bütçelerle yönetilen bir kulüp yaparsın.

'ÜNAL AYSAL, GALATASARAY'IN MENKULLERİNİ BİTİRDİ'

Riva arazisi o dönemde tarlaydı. 5-6 milyon dolar ediyordu. İmar durumu çıkarttık ve değeri çok yükseldi. Harabe halindeki Galatasaray müzesini yeniden elden geçirdik. Sponsorluk anlaşmalarımızdan gelirlerimizi çok yükselttik. Yiğit Şardan'ın hakkını vermem lazım 30 milyon dolarlık sponsorluk vardı, biz geldiğimizde bu rakamı 228 milyon dolara çıkardı.

Bugün Galatasaray Galatasaray'ı bilmeyenlerin elinde kaldı. Anlatacak o kadar çok şey var ki dinlemek bile istemezsiniz mideniz bulanır.

Stadın açılında yaşanan olaydan sonra stat elimizden gider endişesi ile imzalar atılıncaya kadar, camianın kongre de dahil hepsini sineye çektik. Tepki Erdoğan Bayraktar'ın konuşmasında Canaydın başkanımızla ilgili "acz içinde" diye başlayan konuşmasına idi.

Dursun Özbek geldi, konuştuk, birincisi iç barışı sağla dedim ikincisi bu paraları çalanlar kimse araştır ve koy masanın üzerine dedim. Söz verdi, ama ikisini de yapmadı. Ünal Aysal, Galatasaray'ın menkullerini bitirdi. Hesabını soran bir Allah'ın kulu yok.

'39 KİŞİYİ HIRSIZLIKTAN KOVDUK, BİZDEN SONRAKİ DÖNEMDE GERİ ALINDILAR'

Galatasaray Kulübü bize emanetti. Emanete hıyanet olmaz. 39 kişiyi yolsuzluk ve hırsızlıktan kovduk. Bu kişilerin yarısı bizden sonraki dönemde geri alındı. Bizden sonraki dönemde Ünal Aysal yönetimi 6 ay boyunca ErnstX-Young şirketine bizim dönemimizi incelettiler. Açık aradılar. Hiçbir şey bulamadılar. Ünal bey zamanında kaynakların en zengin olduğu dönem idi. Üç senede 1 milyar dolar harcadı. Ve ondan sonra gelen başkan Duygun bey '300 milyon kaybolmuş' dedi. Ama usulsüzce idari ibra edilmeyen başkan benim. Ben artık ne diyeyim.

'BU GİDİŞLE GALATASARAY'IN ELİNDE HİÇ BİR ŞEY KALMAYACAK'

Bu gidişle 2021 yılında ancak şunu göreceğiz, Galatasaray'ın elinde gayrimenkul olarak bir şey kalmayacak. Gelirleri sadece stat, yayın ve sponsorluklardan ibaret olacak. Bu da yıllık 80-120 milyon dolar arasında olabilecek. Benim yeteneksizlikten, beceriksizlikten, usulsüzlükten işine son verdiğim adamlara şimdi 20-50 bin lira maaşlar ödeniyor. Galatasaray'da iç barış olmadan, herkese eşit mesafede duran bir tüzük yapılmadan ve hırsızlıklar masaya konmadan Galatasaray'ın iyileşeceğine inanmıyorum.

'DURSUN ÖZBEK BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR DEĞİL'

Dursun Başkan Galatasaray iç barışı için bir mahkeme kararını okuyamıyorsa, Galatasaray'daki 300 milyon yolsuzluğu çıkıp açıklayamıyorsa, Galatasaray'a gönül verenlere aynı mesafede bir tüzük yapması da mümkün değil, çünkü hür ve özgür iradesi ile karar verme imkanı kısıtlıdır. Bu yüzden Galatasaray'ın geleceği için çok pozitif düşünemiyorum, sadece üzülüyorum." (İSTANBUL-DHA)