Fenerbahçe, iç sahada Göztepe ve Rize maçlarının ardından
Kasımpaşa karşısında da zayıf bir maç başlangıcı yaptı.
Önceki iç saha maçlarında olduğu gibi, Kasımpaşa karşısında da
topa sahip olamadılar, rakip sahaya yerleşemediler, kaleye
yaklaşamadılar. Dzeko ve Szymanski gibi iki önemli bağlantı
oyuncusundan da mahrum kalan sarı lacivertliler ilk 15 dakikada
Kasımpaşa orta sahasını geçemedi.
Fenerbahçe'ye karşı Kadıköy'de Göztepe 25'inci dakikada 1-0 öne
geçmiş, Rize ise 13'üncü dakikada 2-0'ı bulmuştu. Birinci bölgeden
ikinci bölgeye geçerken yapılan basit hatalar Kasımpaşa'nın da
pozisyonlar bulmasını sağladı ama İstanbul ekibi bu bölümde
yakaladığı 3 şut fırsatında kaleyi tutturamadı.
23'üncü dakikaya kadar Fenerbahçe'nin rakip kaledeki tek
etkinliği Talisca'nın isabetsiz fantastik şut denemesiydi. 0.09 gol
beklentisiyle önceki iç saha maçlarına benzer bir performans
sergileyen Fenerbahçe'de maçın kaderini değiştiren şey bireysel
yetenekler oldu. Fred'in orta sahada tek pasla defansın arkasına
attığı 50 metrelik pası yakalayan En Nesyri hem zor durumda olan
takımına nefes aldırdı hem de gol serisini devam ettirdi. Böylece
Göztepe ve Rize maçlarında yaşanan senaryoyu değiştirmeyi başarmış
oldu.
YENİ ÖZELLİK: ŞİDDETLİ ÖN ALAN BASKISI
Golden sonra dengeli oyununu sürdüren sarı lacivertliler,
tribünlerin de yükselen desteğiyle Kasımpaşa karşısında baskısını
artırdı. Geriden topla çıkmak isteyen rakibine zaman zaman 5-6
oyuncuyla ön alanda şiddetli pres uygulayan Fenerbahçe ilk yarıda
bu presle kazandığı topları değerlendirememişti ama 52'nci dakikada
ön alanda harcadığı enerjinin karşılığını aldı. Talisca'nın
baskısıyla rastgele uzaklaştırılmak istenen topu yakalayan Mert
Müldür ceza sahasına kıvrılarak Oğuz'u buldu. Genç oyuncu topu
köşeye yuvarlayarak takımını 2-0 öne geçirdi.
TABELA FUTBOLCUSU OĞUZ
Oğuz Aydın'a burada ayrı bir parantez açmak gerekir. Asıl
mevkisi olmamasına rağmen sağ kanat bekte de sol kanat bekte de
ortalamanın üzerinde oynuyor. Çizgiyi boydan boya gidip gelecek
temposu var, oyuna da sürekli pozitif katkı sağlayan bir oyuncu.
Önündeki En Nesyri-Tadic-Talisca üçlüsüne bu maçta ayak uydurduğunu
söylemek pek doğru olmaz. Üç oyuncu da bekledikleri pasları
alamadıkları için maç içinde sitemde bulundular genç oyuncuya. Yine
de oynadığı kanatta istikrarı sağlar, pozisyon bilgisini artırırsa
saha içinde daha doğru kararlar alacaktır.
Ama oyuncunun asıl fark yaratan özelliği çizgideki değil,
merkeze girdiği anlardaki performansı. Genç oyuncu ceza sahası
çevresine ne kadar yaklaşırsa gol ve asist üretme, tabelayı
değiştirme potansiyeli de o kadar artıyor. Takımın yeni taktiksel
dizilişin nedeniyle ön alanda istediği kadar bulunamıyor olabilir
ama Oğuz Aydın gibi ekstra tabela yapabilen bir oyuncunun varlığı,
zora giren maçlarda değerini gösterecektir.
DZEKO ETKİSİ
Sarı lacivertliler için işler yolunda giderken 62'nci dakikada
Kasımpaşa'nın golü geldi. Üst üste gelen stoper sakatlıkları
nedeniyle 3'lü defansı kurmakta zorlanan Mourinho, Ambrabat'ı
merkezde başlatmıştı. Yenilen gol de aslında alınan bir riskti. Yan
topta iyi yükselen Fall, Ambrabat'ın üzerinden kafayı vurarak farkı
bire indirdi.
Yediği gole reaksiyon veren sarı lacivertliler En Nesyri ile net
pozisyonlara da girdi ama Kasımpaşa'da kaleci Gianniotis
kurtarışlarıyla takımını maçta tuttu.
65'te yapılan Talisca-Dzeko değişikliği ise oyunu tekrar sarı
lacivertlilere getirdi. Talisca'nın maç boyunca yapamadığını 10
dakikada iki kere yapan Dzeko, En Nesyri'yi defans arkasına
kaçırarak kaleciyle karşı karşıya bıraktı. Faslı santrfor
pozisyonlardan birini kaçırsa da 71'de Dzeko'nun asistini gole
çevirerek maçı 3-1'e getirdi.
Takımın bu maçta bireysel performans olarak aksayan tek oyuncusu
Talisca oldu. Brezilyalı yıldızın hem arkadaşlarına hem oyuna
alışması hem de fizik olarak seviyesini yükseltmesi zaman
isteyecektir. Eksiklerine rağmen kazanma alışkanlığını oturtan
Fenerbahçe için şu an Talisca'nın vasat formu tolere edilebilir.
Kendisi de bu süreci verimli geçirirse ligin final haftalarında
sarı lacivertlilerin önemli silahlarından olabilir. Ama henüz o
seviyeye gelmediği de gözle görülür bir gerçek.
MOURİNHO ARADIĞINI BULDU
Üçlü dizilişe geçtikten sonra 7 lig maçında 7 galibiyet alan
Fenerbahçe'de Mourinho'nun hem elindeki oyuncu grubunu nasıl
kullanacağını hem de ligin dinamiklerini çözdüğünü söylemek artık
mümkün. Perşembe günkü Anderlecht maçından sonra verdiği röportajda
oyuncuları için, "Ne yapmak istediğimizi çok iyi anlıyorlar. Takım
birlik olmuş durumda" demişti. Bugünkü maçtan sonra da, "Bütün
oyuncular pozitif cevap veriyor. Dolayısıyla çok çok mutluyum" diye
konuştu.
Portekizli teknik direktörün zor kısmı geçtiğini, eskiyi yıkıp
yeniyi kurmayı başardığını söyleyebiliriz. İsmail Kartal
Fenerbahçe'sinin birçok ezberi (iyi ya da kötü) bu takımda artık
yok. Kadronun kemik oyuncuları aynı olsa da artık sahada bambaşka
bir oyun, farklı bir Fenerbahçe var. Mourinho ligin ilk yarısında
deneme yanılma yöntemiyle aradığını sonunda bulmuşa benziyor. Topu
oyuna sokabilen stoperleri, hareketli ve oyunu iki yönlü
oynayabilen merkez orta sahaları, Dzeko-En Nesyri çift forveti ve
top tekniği yüksek çizgi oyuncularıyla Fenerbahçe, artık tarif
edilebilir yeni bir oyuna sahip. Üstelik oyuncular da bu oyunda
kendilerine düşen role ikna olmuş gözüküyor.
Bu noktadan sonra Mourinho, takımın seviyesini yükseltmek için
dokunuşlar yapmaya devam edecektir. Ama artık en azından neyi daha
iyi yapmak için uğraştığını biliyor olacaktır.
Fenerbahçe, önümüzdeki hafta Galatasaray deplasmanına
eksiklerine rağmen bu sezonki en formda haliyle gidecek. Ancak
derbiler, diğer lig maçlarına benzemezler. Başka bir uzmanlık
gerektirirler.
Mourinho ligin ilk yarısında hem Kadıköy'de Galatasaray'a karşı
hem Dolmabahçe'de Beşiktaş'a karşı hezimete uğramıştı. Haftaya,
yenilirse yarıştan kopma riskiyle karşı karşıya olacağı bir
deplasmana gidecek. Takımının ya da ligin şifrelerini çözmüş
olabilir. Ama ilk yarıdaki hezimetlerden de gerekli dersleri
çıkarıp çıkarmadığını haftaya göreceğiz.