Esnek çalışma iş güvenliğini de esnekleştirdi!

Abone ol

DUVAR - TBMM'de kurulan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliğini İnceleme Alt Komisyonu'nda bugün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü yetkilileri sunum yapacak.

Türkiye'de yaşanan işçi ölümleri ise her geçen gün artarak devam ediyor. İsçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre, 2016'da yaşanan iş cinayetlerinde en az 1596 işçi hayatını kaybetti. Eğer ölümler bu hızla giderse 2016 yılı, son 14 yılda en çok iş cinayetinin yaşandığı yıl olabilir.

2016 yılından yaşanan iş cinayetleri. (Kaynak: İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi)

Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Nuran Gülenç, iş cinayetlerinin var olan üretim sisteminden kaynaklandığı söyledi.

Üretim sisteminin kâr odaklı olduğuna dikkat çeken Gülenç, “İşçi sağlığı için yada iş kazalarını önlemek için yapılacak her türlü yatırım, maliyet unsuru olarak görülüyor. Bu bakış açısı hakim olduğu için iş cinayetleri durdurulamıyor” dedi.

'ESNEK ÇALIŞMA GÜVENLİĞİ DE ESNEKLEŞTİRDİ'

İş cinayetlerinin her geçen gün arttığını belirten Gülenç, esnek çalışma biçimleri ve taşeronlaşmanın yaygın hale getirildiğini kaydetti. Kiralık işçi uygulamasının başlayacağını da hatırlatan Gülenç şunları söyledi:

“Siz bunları çalışma hayatının içine yerleştirdikçe, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirleri esnekleştirmiş oluyorsunuz. Sonuçta bu çalışma hayatının esnekleştirilmesi dediğimiz şey karı maksimum hale getirmek için yapılıyor.”

17 bin işçi bile bile ölüme gönderildi

'DENETİM OLMAZSA İŞ CİNAYETLERİ DURDURULAMAZ'

2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun AB direktifleri doğrultusunda hazırlandığına değinen Gülenç, “Ama teorik olarak en mükemmel kanunu yapsanız bile, yeterli derecede denetiminiz yoksa, bunları kontrol etmiyorsanız, yaptırımınız yoksa hükümlerin uygulanması ve iş cinayetlerinin de durdurulması söz konusu olmaz” şeklinde konuştu.

'ARA MEKANİZMALAR SORUMLUYU SAKLIYOR'

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 24'üncü maddesine göre, iş güvenliği ile ilgili denetim görevi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na ait. Fakat, 2008 yılında Davutpaşa'da 21 işçinin ölümü ile ilgili dava haricinde, hiçbir iş cinayeti davasında kamu görevlileri ceza almadı.

İş sağlığı ve güvenliği alanında ara mekanizmalar oluşturulduğunu kaydeden Gülenç, “Uzmanlar, hekimler koyuldu araya ve dışarıdan iş güvenliği hizmet alımı şeklinde bu işleri görebiliyor işverenler. Bu da asıl sorumluların arka plana saklanması sonucunu doğuruyor. Asıl sorumlu olan kişiler değil de tali sorumlu olan kişilerin üzerine bindirilerek, asıl işverenler bu işlerden yakalarını sıyırıyorlar diyebiliriz” sözlerini kullandı.

BİLİRKİŞİLER ASIL SORUMLUYU 'BULAMADI'

Torunlar Center inşaatında yaşanan iş cinayeti davasında hazırlanan bilirkişi raporunu hatırlatan Gülenç, “Orada 'asıl sorumlu bulunamadı' diye komik sonuçlar çıkartıyorlar. Bilirkişilerin ne kadar bilirkişi olduğu da tartışılır. Yani o kadar çok sayıları arttı, işe hakim olmayan kişiler bu işe soyunmaya başladı ki, böylesine garip sonuçlarla karşılaşabiliyoruz” dedi.

'Torun'lar niye 32 kat merdiven çıkar?

'GÜVENLİKTEN ASIL SORUMLU OLAN İŞVERENDİR'

BEDAŞ işçisi Erkan Keleş'in yaşamı yitirmesiyle ilgili davada, bilirkişi ölen işçiyi de kusurlu buldu. Raporda güvenlik önlemleri olmadan çalıştığı gerekçesiyle Keleş'in de hatalı olduğu iddia edildi.

İşçilerin de güvenlik önlemlerini almakla yükümlü olduğunu ifade eden Gülenç, “Ama güvenlik önlemlerini aldırmak yükümlülüğü öncelikle işverenindir. Yasa bunu çok açık bir şekilde söylüyor zaten. Bunu tutup işçiye yüklemek, asıl sorumluyu gizlemek anlamına geliyor. Malesef bilirkişi raporları da işçiyi zan altında bırakan, işçiyi sorumlu tutan ve de işvereni kollayan, güçlü olanı kollayan sonuçları ortaya çıkarıyor” diye konuştu.

'Çalışmama hakkı'nı kullandılar kazandılar!

'İŞ CİNAYETLERİ ÖNLENEBİLİR'

ILO verileri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Bu kayıpların yüzde 98’i gerekli tedbir alınsa, var olan düzenlemeler tam olarak uygulansa önlenebilir kazalardan kaynaklanıyor” sözlerini hatırlattığımız Gülenç şunları kaydetti:

“Bu işin uzmanları iş cinayetlerinin teorik olarak yüzde yüz önlenebilir olduğunu söylüyorlar. Sonuçta teknoloji sürekli ilerliyor. İş cinayetlerinin çok aza indirildiği yada hiç olmadığı yerler de var. Avrupa gibi... Yapılabiliyor istendiğinde. Ama bu işe gerçekten niyetli olmak gerekiyor. Sonuçta iş cinayetlerinin durdurulması demek, işverenlere bir maliyet kalemi demek aslında. Onlara bir yaptırımın uygulanması demek, hem siyasi hem toplumsal olarak bir yaptırımın uygulanması demek. Ama bu konuda bu ülkeyi yönetenler ne kadar samimi, biz daha ne kadar işin ciddiyetindeyiz, bunların hepsini aslında rakamlar, işçi ölümleri bize gösteriyor.”