Etiyopya'nın Tanrı-Kralı

I. Haile Selassie, Etiyopya'nın (eski adıyla Habeşistan) 225’inci ve son imparatoruydu. İmparator olarak ülkesinin umutlarının ve hayallerinin bir simgesi haline geldi ve genç ülkesini güçlü kılmaya ve değişen dünyaya uyarlamaya çalıştı. 60 yıldır Etiyopya’yı yöneten adam için cenaze töreni dahi yapılmadı. Mezarının yeriyse hâlâ bilinmiyor.

Abone ol

Aptallar içlerinden şöyle diyorlar:

“Rasta, Tanrın öldü”

Ama ben ve kendim Jah’ı biliyoruz! Jah!

Korkunç, korkunç olacak ve korkacaklar

Jah yaşıyor! Evet çocuklar!

Jah yaşıyor!

-Bob Marley / Jah Live (Jah Yaşıyor)-

DUVAR - I. Haile Selassie, Etiyopya'nın (eski adıyla Habeşistan) 225’inci ve son imparatoruydu. 1930’lu yıllardan 1974’te diktatör Mengistu Haile Mariam tarafından yıkılıncaya kadar tahtta kaldı. 23 Temmuz 1892 tarihinde Ejersa Gora’da çamur bir kulübede dünyaya geldi. Başlangıçta Lij Tafari Makonnen olarak adlandırıldı. Harar Valisi Ras Makonnen’in hayatta kalan ve meşru tek oğluydu.

Babasının önemli müttefikleri arasında bulunan kuzeni İmparator II. Menelik’in, kendisinden sonra tahta geçecek bir erkek varisi yoktu. Tafari, 1906’da babasının ölümünün ardından Menelik kanunları uyarınca tahtın varisi olarak öne çıktı.

Tafari’nin akıl hocası İmparator II. Menilek öldüğündeyse, İmparator’un torunu Lij Iyasu tahta geçti ve 1913-1916 yılları arasında imparator olarak ülkeyi yönetti. Tahtta bulunmasına rağmen, Iyasu popüler olmayan bir hükümdardı; zira, en eski ve büyük Hıristiyan ülkesinde İslam’ı tercih etmesi nedeniyle hoş karşılanmıyordu.

Muhalifleri, sevilmeyen kralı tahttan indirdi ve 1916’da kendisini görevden alıp II. Menelek’in kızını, İmparatoriçe Zewditu unvanıyla tahta geçirdi. İmparatoriçe Zewditu 11 Şubat 1917’de taç giydi ve Lij Tafari’yi kendisine “Vekil Prens” (İmparatoriçe Naibi) olarak seçti. Gündelik işlerden hükümet sorumlu olsa da her zaman son söz İmparatoriçe’nindi.

İmparatoriçe Zewditu, halkın muhafazakâr yönünü incitmekten endişe ettiği için, Tafari’nin ülkeyi daha çağdaş bir ulus haline getirme yönündeki fikirlerine muhalefet etti. Sonuçta, muhafazakâr ve reformcu güçler arasında on yıl sürecek rahatsız edici bir dönem yaşandı.

1926 yılında Tafari, onu “Negus” (kral) unvanı almaya yetecek kadar güçlü kılan bir manevrayla orduyu kontrolü altına aldı. Bu unvanı kısmen uluslararası ilişkilerdeki başarısı, yani Etiyopya’nın 1923’te Milletler Cemiyeti’ne kabul edilmesiyle elde etmişti. Zewditu Nisan 1930’da öldüğünde, Tafari “Negasa Negast” (kralların kralı) unvanını talep etti ve I. Haile Selassie adıyla Etiyopya’yı tamamen kontrolü altına aldı.

I. Haile Selassie'nin çocukluğu...

İMPARATORLUK

İmparator olarak ülkesinin umutlarının ve hayallerinin bir simgesi haline geldi ve genç ülkesini güçlü kılmaya ve değişen dünyaya uyarlamaya çalıştı. 1923’te Etiyopya'yı Milletler Cemiyeti'ne üye yaptı ve 1924’te Etiyopya’nın hükümdarı olarak Avrupa’ya gitti. Ülkeyi daha çağdaş bir hale getirmek üzereydi. 1926 yılında orduyu ele geçirdiğinde daha da güçlendi ve bu durum onun “Kral” unvanını almasını sağladı. Ülke ve hükümet üzerinde sağladığı iktidar, onun yeni bir anayasa yapmasına ve gücünü merkezileştirmesine yardım etti.

MUSSOLİNİ HARDAL GAZIYLA İŞGAL ETTİ

İtalya’nın Faşist diktatörü Benito Mussolini’nin Etiyopya’yı işgal etmesiyle, Selassie 1935’te bir darboğaza girdi. İstilacılara ve işbirlikçi kabilelere karşı kendisini destekleyen feodal kabile liderleriyle birlikte direnmeyi seçti.

Selassie, 1936’'da Tigray kentine askeri birlikler gönderdi. Ordu, Tembien savaşında zafer kazandı ancak çatışmalar biterken İtalyan faşistleri hardal gazı kullanarak Etiyopya ordusunu yenilgiye uğrattı. Etiyopya ordusu Maychew’e geri çekildi. Bu yenilginin ardından, Etiyopya ulusal bağımsızlığını yitirmiş oldu. Ertesi yıl, Selassie sürgüne gönderildi. Etiyopya halkı faşist orduya karşı bir gerilla savaşı başlatarak İtalyanlarla savaşmaya devam etti. Savaş süresince Selassie sürgünde kaldı ama ülkesini İtalyanlarla savaşmak için bir araya getirdi. Yardım için Milletler Cemiyeti’ne başvurdu ancak bir sonuç alamadı. Daha sonra yardım için İngilizlerle görüştü.

Avrupa’da Etiyopya’nın durumuyla ilgili farkındalık yaratmaya çalışan Selassie ülkesinden beş yıl uzak kaldı. Esas olarak “Bath's Fairfield House”da kaldı ancak kısa bir süre için Londra Worcestershire’daki Malvern’da da kaldı. Jamaikalı özgürlük savunucusu Marcus Garvey, Selassie’yi kendi vatandaşlarını İtalya'nın merhametine terk ettiği için şiddetle eleştirdi.

İNGİLİZ MÜDAHALESİ

1941 yılında İngilizler nihayet yardıma geldi ve ülkeyi İtalyan kontrolünden kurtarmalarına yardım etti. Selassie tahtına oturmak için geri döndü. Ülkesine döndüğünde yönetiminin yıkılmış olduğunu fark etti. İdareyi yeniden inşa etmek ve Etiyopya’nın savunmasını güçlendirmek için varını yoğunu ortaya koydu. Aşamalı bir şekilde, birçok genç eğitim görmek ve diğer kültürlerden bilimsel ve sosyal gelişmeleri öğrenmek amacıyla yurtdışına gönderildi. Ülkenin altyapısını geliştirdi ve köprü, hastane, fabrika ve okullar inşa etmeyi başardı. Bu esnada Batılı güçler tarafından desteklendi. Birçoğu tarafından büyük bir reformcu olarak görülüyordu.

Bir reformcu olmasına rağmen, ülkesini demir yumrukla yönetiyordu. Zamanın gerisinde kalmıştı ve İtalyanlarla savaşan partizanların verdiği tedirginliğin etkisiyle paranoyak haline geldi. Onların cesaretinden ötürü korkuyordu ve çevresinden uzaklaştırmaya karar verdi. Gerillaları düşmanla (İtalyanlar) işbirliği yapan kişilerle değiştirdi; çünkü işbirlikçilerin kolaylıkla yönetilebileceğini biliyordu.

İktidarını sürdürme yöntemleri, maddi imkânların dikkatlice hesaplanmasını ve hükümet yetkililerinin özenle seçilmesini gerektiriyordu. Kademeli olarak kendisini güvence altına aldı ve yeni hükümete birkaç yeni liderin katılmasına izin verdi. 1962’de Eritre’yi Etiyopya’ya kattı.

Etiyopya’da herkes kendisiyle aynı fikirde değildi. Bu nedenle muhalif siyasi partileri bastırdı. Etiyopyalı birçok köylü geleneksel yaşam tarzlarını terk etmeye zorlandıkları için açlıktan öldüler. Selassie, yolsuzluk ve birçok başka sorun nedeniyle insanların yoksulluk ve zulüm içerisinde yaşadığı bir sistem oluşturmakla suçlanıyordu. İnsanlar bu koşullarda isyan etmekten başka bir çare kalmadığını ifade ediyorlardı. Medya sansürlendi ve İmparator’un kontrolü altına alındı; ülkede yalnızca Batılı gazetecilere çalışma izin verildi.

“Ras Tafari” (Prens Tafari)

MARCUS GARVEY VE KEHANETİ

“Kurtuluş günü yaklaştığında, siyah bir kral taç giydiği zaman Afrika'ya bakın.” Bu, insanları kendine çeken bir kehanetti. Kehanetin sahibi ise Marcus Garvey adlı bir adamdı. Garvey, köleler açısından önemli bir merkez olan bir tropik adada, siyasi ve sosyal değişim amacıyla kampanya başlatan Jamaikalı bir eylemciydi. 1833’te köle ticareti kaldırıldıktan ve Abraham Lincoln’ün “Bağımsızlık Beyannamesi” köle olarak tutulan tüm insanları özgür ilan ettikten sonra, eski köleler, onların çocukları ve ardıl kuşaklar açısından nesiller boyunca yaşam koşulları iyileşmemişti.

“Siyah kral” derken Marcus Garvey’in birisine atıfta bulunup bulunmadığı belli değildi. Daha çok, sembolik bir figür olarak görülüyordu. Ancak Haile Selassie’nin 1930 yılındaki taç giyme töreninin haberi Jamaika’ya ulaştığında, Garvey’in takipçilerinin çoğu için ortaya mantıklı bir bağlantı çıkmıştı. “Ras Tafari” (Prens Tafari) kral olmuştu ve artık kurtuluş günü yakındaydı. Bu alâmet, anayurtları olan Afrika’ya göç etmek için hazırlamaları gerektiği anlamına geliyordu.

Marcus Garvey gerçekte bir Rastafarian (Prens Tafari yanlısı) olmamasına rağmen, idealleri Rastafarian felsefesini büyük ölçüde şekillendirdiği için, Rastafarian inancının peygamberlerinden biri olarak kabul görür.

JAMAİKA ZİYARETİ

Bob Marley

21 Nisan 1966’da Haile Selassie Jamaika’yı ziyaret etti. Bu seyahat, taç giyme töreninden 36 yıl sonra gerçekleşti; geçen uzun zamana rağmen Rastafarianların kendisine duyduğu inanç ve sevgi azalmamıştı. Birçoğu hâlâ Afrika’ya yapılacak bir ters göçün hayaliyle yaşayan yeni nesil Rastafarianlar vardı. Haile Selassie, heyecanlı bir karşılamayla ihyâ edilmişti. Jamaikalı Rastafarianlar kendisine yeni bir unvan vererek, onu Yahudilikten devraldıkları “Jahweh” (Tanrı) kelimesinin kısaltması olan “Jah” (“Cah” diye okunur) adıyla anmaktaydılar.

Kendisi hakkındaki kutsiyet inancını gidermek için hiçbir şey yapmadı. Bu ziyaretten önce Garvey ölmüş ve Haile Selassie’ye yönelik eleştirileri Jamaika’da unutulmuştu. Ancak dünyanın dört bir yanında Rastafarianlar her konuda hemfikir değildi. Her ne kadar ilerici bir imparator görüntüsü vermek istese de açgözlü bir diktatör olma suçlamalarıyla da karşı karşıya kaldı.

Kurtarıcılarını onurlandıran çılgın kalabalığın arasında 21 yaşındaki bir Jamaikalı müzisyen ve eşi de vardı. Bu kişi Wailers adlı grubun kurucusu, Robert Nesta Marley, bilinen adıyla Bob Marley’di.

Ruhani önemi açısından, birkaç tarih, 21 Nisan 1966 gibi, Rastafarianların kalbinde yer etmiştir. Selassie’nin takipçileri tarafından “Güneş Günü” olarak kutlanan bu gün, Etiyopya İmparatoru’nun Jamaika ziyareti, her yerde Rastafarianlar tarafından tanrısal bir figür olan Haile Selassie’yi anmak için kulanır.

BİRLEŞİK AFRİKA HAYALİ VE ÖLÜMÜ

1960’lı yıllarda İmparator, pan-Afrika (Birleşik Afrika) hareketi içinde, değişen şartlara uyum açısından olağanüstü kapasitesini gösteren büyük bir güç olarak görülüyordu. 1963’te Afrika Birliği’nin yeni kurulan karargâhını Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da kurduğunda, bu, Selassie için büyük bir kişisel zafer oldu.

I. Haile Selassie

1970 yılına gelindiğinde, İmparator, gündelik yönetim sorunlarından kendini geri çekmişti ve daha ziyade dış ilişkilere odaklanmıştı. Muhtemelen diğer devlet başkanlarıyla kıyaslandığında çok daha fazla devleti ziyaret etmişti. Ona göre diplomasi, prestijinin ayrılmaz bir parçasıydı.

1973 yılında Etiyopya’nın Wello eyaletinde yaşanan bir kıtlık, Selassie rejiminin güvenilirliğini ve meşruiyetini ciddi biçimde zayıflattı. Selassie, zorunlu bir biçimde 13 Eylül 1974 günü tahttan çekilmek zorunda kaldı ve hayatının son yılını ev hapsinde geçirdi. 27 Ağustos 1975 günü Selassie’nin öldüğü duyuruldu. 60 yıldır Etiyopya’yı yöneten adam için cenaze töreni dahi yapılmadı. Mezarının yeriyse hâlâ bilinmiyor.

Kaynaklar:

https://www.biography.com/people/haile-selassie-i-9325096

http://www.notablebiographies.com/Sc-St/Selassie-Haile.html

http://www.biographyonline.net/politicians/african/haile-selassie.html

https://www.thefamouspeople.com/profiles/haile-selassie-5745.php

https://www.spectator.co.uk/2015/10/the-king-of-kings-and-i-haile-selassie-by-his-great-nephew/