Euro 2020’den 10 not

Yıldızsız şampiyon, hızlı VAR, Türkiye’nin hayal kırıklığı ve İngiltere’nin kadim penaltı derdi…

Suat Başar Çağlan sbcaglan@hotmail.com

11 farklı ülkede yapılması ve Covid sezonunun arkasına eklenmesi sebebiyle nasıl geçeceği merak konusu olan Euro 2020, beklentileri aşarak futbol kalitesi açısından son dönemin en doyurucu uluslararası turnuvalarından biri oldu. İlk günden son güne kadar güçlü bir performans ortaya koyan İtalya’nın kupaya uzandığı organizasyon, üzerine konuşulabilecek birçok olay, durum ve kavramı hediye bıraktı.

1. ERİKSEN OLAYI

Danimarka’nın 29 yaşındaki 10 numarası Christian Eriksen’in Finlandiya maçının 42. dakikasında ani kalp durması sonucu yere yığılması Euro 2020’nin en acı hatırası oldu. Ancak olay sırasında ve devamında takım kaptanı Simon Kjaer başta olmak üzere Danimarkalı oyuncuların ve teknik ekibin, hatta bütün bir ülkenin verdiği reaksiyon, ölümün değil yaşamın kutsandığı ülkelerde zor durumlara nasıl yaklaşıldığını ve her şeyin ne kadar ağırbaşlı bir şekilde yönetilebildiğini gösterdi. UEFA ise yine UEFA’lığını yaparak “temaşa devam etmeli” mantığıyla takımların maça devam etmesi için baskı yaptı ve ikinci yarıyı oynattı. Eriksen’in futbola devam etmesi zor görünüyor; durumuna testlerden sonra ailesiyle görüşüp kendisi karar verecek. Danimarka ise yaşanan travma yüzünden pekâlâ çökebilecekken, teknik direktör Kasper Hjulmand başta olmak üzere tecrübeli isimlerinin büyük katkısıyla ayakta durdu. Kırmızı-Beyazlılar yarı final oynamakla kalmadı, İtalya’yla birlikte turnuvada kulüp takımı akışkanlığına sahip iki ekipten biri olmayı başardı.

2. VAR VE MAÇ YAYINI

TRT’nin kimseyi güldürmeyen kötü bir şakaya dönüşen maç yayınları yüzünden yeterince dikkat çekmemiş olabilir, ama Euro 2020 özellikle Türkiye Süper Ligi’ni takip edenlere futbol maçlarını ekrana getirmenin farklı bir yolu olabileceğini gösterdi. Turnuvada tartışmalı-tartışmasız pozisyon tekrarları çok az görüntüye geldi ve herkes oyunun akışına odaklanmaya çalıştı. Bu olumlu gelişmedeki en büyük etkenlerden biri de VAR oldu. Bugüne kadar maçı soğutması sebebiyle çok eleştirilen VAR uygulaması Euro 2020 boyunca görülmemiş bir çabuklukla uygulandı ve yeni bir standart belirledi. Üstelik İngiltere-Danimarka yarıfinalinde Sterling’in kazandığı penaltı dışında turnuva fahiş bir hakem hatası olmadan tamamlandı.

3. BEKLERİN TURNUVASI

Takımlar birbirini daha iyi tanıyıp, daha fazla analiz edip, daha sert önlemler aldıkça beklenmedik silahların önemi artıyor. Bekler ve kanat bekleri (üçlü savunma oynayan takımların orta sahasındaki kenar oyuncuları) elbette yeni bir hücum silahı değil. Ancak bu pozisyonda görev yapan bu kadar fazla oyuncunun aynı turnuvada bu denli göze batması ilginçti. Danimarka’da Joakim Maehle, İtalya’da Leonardo Spinazzola, İngiltere’de Luke Shaw, İsviçre’de Steven Zuber, İspanya’da Jordi Alba, hatta Alman Robin Gosens ve Hollandalı Denzel Dumfries, Euro 2020’nin en çok dikkat çeken, takımlarına hücum anlamında en çok katkıyı yapan isimlerden oldular. Birçoğu üçlü savunma oynayan takımlara hücumda genişlik kattıkları ve üç stoper sayesinde savunma görevlerini kısmen ihmal edebildikleri için yetenekleriyle parladılar.

4. EV SAHİPLİĞİ

11 ev sahibiyle düzenlenen Euro 2020 beklendiği gibi lojistik açıdan ciddi bir adaletsizlik yarattı. Ancak sorun turnuvanın bir ev sahibi olması –zaten her turnuvada bir tane var– değil, ev sahibi olmayanların çok uzak ülkeler arasında gidip gelmesiydi. Kimileri pek fazla kılını kıpırdatmazken, kimi ekipler Bakü-Roma-Bakü gibi müthiş yorucu yolculuklar yapmak durumunda kaldı. Yorgunluk sonuçlara da yansıdı. Dört yarı finalistin (İtalya, İngiltere, Danimarka, İspanya) tamamı ev sahibiydi. Öte yandan bu yapının en çok avantaj getirdiği takım olarak görülen İngiltere, Wembley’deki finali penaltı atışlarıyla kaybederek en büyük trajediyi yaşamış oldu.  

5. YILDIZSIZLIK ÖZLEMİ

Oyuncuların maddi ve manevi gücü arttıkça teknik direktörlerin takımları yönetmesi zorlaşıyor. Kulüp takımlarında oyuncular ve hoca tüm sezonu beraber geçirdiği –ve oyuncu parasını kulüpten kazandığı– için bununla başa çıkmak biraz daha mümkün görünüyor; ama milli takımlarda büyük yıldızları zapt etmek kolay değil. Bunun farkında olan ve kontrolü kaybetmek istemeyen milli takım hocaları büyük isimleri kadroya almamak, alsalar bile ilk on birde yer vermemek ve takım çekirdeğini görece küçük takımların etrafında kurmak gibi yöntemlere başvurabiliyor. İtalya’da oyuncular arasındaki Sassuolo, teknik ekipteki Sampdoria ağırlığı, İngiltere’de Middlesbrough kökenli hocanın West Ham-Leeds orta sahası, İspanya’da ilk kez Real Madrid’den oyuncu bulunmaması ve Pedri’nin Thiago’ya, Unai Simon’un da De Gea’ya tercih edilmesi dikkat çekti. Kıtanın en büyük yıldızlarına sahip olan takımların (Ronaldo, Portekiz; De Bruyne ve Lukaku, Belçika; Mbappé, Kanté ve Benzema, Fransa) çeyrek finali geçememesi belki bu açıdan da okunabilir. Öte yandan şampiyon İtalya ise tarihinin en yıldızsız kadrolarından birine sahipti.

6. İNGİLTERE YİNE PENALTILARA TAKILDI

İngiltere teknik direktörü Gareth Southgate, takımını tarihinde ilk kez Euro finaline taşıyarak aldığı övgülerin bir kısmını, finaldeki penaltıcı tercihleriyle iade etmek durumunda kaldı. 120. dakikada penaltı atışları için oyuna aldığı –ve turnuva boyunca yeterince görev vermeyerek neredeyse küstürdüğü– Rashford ve Sancho’nun yanı sıra, 19 yaşında son penaltıyı kullanmak gibi aşırı bir sorumluluk yüklenen Saka, topu ağlara gönderemedi. Üstelik kaleci Pickford iki İtalyan penaltısını kurtararak müthiş bir iş başarmıştı. İngilizlerin penaltı atışlarını bir takıntı haline getirdiği ve bu konuda tüm rakiplerinden daha fazla çalıştığı herkesin malumu. Belli ki Southgate’in beşlisi antrenmanlarda en iyi penaltı atan isimlerden seçilmişti; ama Mourinho’nun dediği gibi, “baskının provası olmuyor”.

7. BİZİM KALE BURASI

Euro 2020 oyuncuların kendi kalesine attığı goller bakımından inanılması güç bir seviyeye çıktı. Önce rakamlar: Bugüne kadar Avrupa Şampiyonaları’nda kendi kalesine atılan toplam 20 gol var ve bunların 11’i Euro 2020’de geldi. Açılışı Türkiye’den Merih Demiral yaparken, Slovakya kalecisi Martin Dubravka’nın İspanya maçında kendi kalesine attığı gol ise turnuva tarihinin en talihsiz anlarından biri oldu. Euro 2020’deki rekor bir istisna olabilir, ama oyuncuların kendi kalelerine attığı gollerin artmasının bir sebebi olmalı. Muhtemelen fiziksel efor ve rakibe mümkün olduğunca yakın oynama ihtiyacı, sezon boyu birlikte sadece birkaç kez bir araya gelmenin yol açtığı acemiliklerle birleşince oyuncuların anlık yanlış kararlar verme oranı artıyor.  

8. OYNANMAMIŞ SÜRE 270 DAKİKA

Spordaki en acıklı şey, bir müsabakaya veya turnuvaya çıkamamak, katılamamak, orada olmamaktır. İkinci en acıklı şey ise katılmanıza rağmen iz bırakamamaktır. Türkiye Euro 2020’de ikincisini yaşadı ve yaşattı. Roma’da İtalya’ya yenildikten, yani son derece olası bir sonuç aldıktan sonra anlaşılmaz biçimde dağılan takım bir türlü toparlanamadı. Öyle ki üzerine konuşulabilecek bir oyun, tartışılabilecek bir kavram bile bırakmadan turnuvadan ayrıldı. Geçen hafta Şenol Güneş’in yaptığı basın toplantısı ise hayal kırıklığını hafifletmek yerine derinleştirdi. Başarısızlık için makul ve somut bir neden gündeme gelmezken, bulunan çözüm yardımcı antrenörlüğe Emre Belözoğlu’nun getirilmesi oldu. Güneş kamuoyu ile Milli Takım arasında bir süredir çok zayıflamış olan bağları yeniden kurmak için çok uğraşmış ve desteği arkasına almayı başarmıştı. Ama tecrübeli hoca kendi yaptığını yıkmaya yakın görünüyor.

9. FRANSA MİLLİ TAKIMI WHATS APP VELİ GRUBU

Fransa Milli Takımı hem kadro kalitesi hem tecrübesiyle Euro 2020’nin en büyük favorisiydi; bu yüzden 3-1 öne geçtikleri son 16 maçında tutunamayıp penaltılarla İsviçre’ye kaybetmeleri şok etkisi yarattı. Başarısızlık, Fransa Milli Takımı’nın kadim ve kendine has, çoğu zaman oyuncuların ten renklerini de içine alan huzursuzluklarını gün yüzüne çıkardı. Adrien Rabiot’nun annesi Véronique Rabiot, oğlunun kariyeri boyunca birkaç kez ilginç çıkışlar yapmış bir figürdü, ama bu kez biraz daha ileri giderek İsviçre maçında Kylian Mbappé’nin babasına “Oğlun çok küstah ve takım için oynamıyor” dedi. Mbappé’nin penaltı atışını kaçırıp Fransa’nın turnuvadan elenmesiyle skandal daha da büyüdü. Fransızların –ebeveynleri devreden çıkarıp– yeniden bir araya gelmekten başka çaresi yok.   

10. GENÇLERİN YÜKSELİŞİ

36 yaşındaki Chiellini turnuvanın en göze batan ve en eğlenceli karakteri olabilir; ama Euro 2020 gençlerin turnuvası oldu. Turnuvanın en değerli oyuncusu seçilen İtalyan kaleci Gianluigi Donnarumma, yıllardır Milan forması giydiği ve gerek fiziksel gerek zihinsel anlamda çok büyük göründüğü için belli etmese de sadece 22 yaşında. İtalya’nın bir diğer yıldızı Chiesa 23, Danimarka’yı yarı finale taşıyan Damsgaard 21, İsveç’in sıra dışı forveti Isak 21, İngiltere’nin finaldeki son penaltısı kaçıran Bukayo Saka ise 19 yaşında. Turnuvanın en olgun isimlerinden İspanyol Pedri ise henüz 18’inde. Genç oyuncuların bu denli öne çıkmasının iki sebebi var: Birincisi oyuncular giderek daha genç yaşta olgunlaşıyor. İkincisi, gençler hocalarının direktiflerine daha sadık kalmaları sayesinde daha önemli roller alabiliyorlar.

Tüm yazılarını göster