Evde bakım yardımı yönetmeliği değişti: Binlerce aile mağdur olacak

“Engelli ve yaşlıları sosyal çevresinden ayırmayarak evde bakım görmesini sağlamak amacıyla” kişinin akrabalarına bağlanan evde bakım aylığı ile ilgili yönetmelik değişti, binlerce aile mağdur olacak.

Abone ol

DUVAR - Seçimler süresince sosyal yardımlar çokça tartışma konusu oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turundan günler önce Resmî Gazete’de ilk bakışta eskisiyle farkı çok anlaşılmayan ancak evde bakım yardımı almak için başvuracak ya da alan kişilerin bu yardımı almasını zorlaştıracak şekilde yeni “Evde Bakım Yardımı Yönetmeliği” Resmî Gazete’de yayımlandı.

Evrensel'den Nisa Sude Demirel'in haberine göre, “Engelli ve yaşlıları sosyal çevresinden ayırmayarak evde bakım görmesini sağlamak amacıyla” kişinin akrabalarına bağlanan evde bakım aylığı ile ilgili yayımlanan bu yeni yönetmelikte aylık alabilmek için hane içinde kişi başına düşen gelirin asgari ücretin üçte ikisi olması şartı geçerliliğini korurken, gelir durumunun tespiti için oldukça detaylı maddeler yer aldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının açıkladığı verilere göre Evde Bakım Yardımı uygulamasıyla 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4 bin 336 lira nakdi yardım yapılıyor. 2023 yılı nisan ayı itibarıyla evde bakım yardımından 569 bin 627 kişi faydalanıyor. Bunların yaklaşık 140 binini ise engelli yaşlısına bakım veren kişiler oluşturuyor.

GELİR TESPİTİNE SOSYAL YARDIM DAHİ DAHİL EDİLİYOR

Gelir tespitine ilişkin 2007 yılına ait bir önceki yönetmelikte “Bu yönetmelik, her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç engellileri, bu engellilere verilecek bakım hizmetlerini, hizmetlerin ücretlendirilmesini ve ücretlerin ödenmesini kapsar” ifadeleri yer alıyor.

Yeni yönetmelikte ise gelir tespiti, 15 kalem ile detaylandırıldı. Yönetmelikte sayılan gelirlerin arasında Bakanlık tarafından ödenen düzenli ve düzensiz yardımlar, koruyucu aile ödemeleri, burs, harçlık gibi nakdî olarak verilmekte olan sosyal yardımların aylık ortalaması da var.

Uzmanlar gelir kaleminin hane halkı üzerinden değerlendiriliyor oluşunun engellileri birey olarak tanımlamak ve o şekilde hizmet sunmaktan uzaklaştırdığını, sosyal desteğin sadaka anlayışıyla verildiğini, gelir getirmeyen varlıkların gelir tespitinde yer almasının ise evde bakım aylığına maddi olarak ihtiyacı olan pek çok aileyi zora sokacağını ifade ediyor.

ESKİ YÖNETMELİK VE YENİ YÖNETMELİK ARASINDA CİDDİ FARKLAR VAR

Bu konuyu gündeme getiren, insan hakları ve kent yoksulluğu üzerine çalışan CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo; eski ve yeni yönetmelikler arasında gelir tespiti konusunda ciddi farklar olduğunu belirtiyor. Ev ve araba gelir tespitine dahil edildiğinde, kişi başı gelirin asgari ücretin üçte ikisini geçen çok sayıda kişi olacağını söyleyen Foggo, “Mesela aldığı sosyal yardım da gelire dahil ediliyor fakat bu her an kesilme ihtimali olan bir gelir. Ya da bir aile kredi çekmiş. Örneğin çocuğun ameliyatı için bankada duran parası da gelir olarak sayılıyor. Bunlar yaşanan örnekler olduğu için söylüyorum. Veya bir engelli bireyin üstüne ev olduğunu varsayalım, nasıl bir muamele gördüğünü bilmiyoruz, evde bakım aylığı olmasa bakılmayacak belki de” diyerek yeni gelir tespiti maddelerinin bu yardımı almayı zorlaştıracağına dikkat çekiyor.

'İHTİYACI OLAN BİRÇOK KİŞİNİN AYLIĞININ KESİLME RİSKİ VAR'

Haksız yere alınan aylıkların kontrol edilmesi gerektiğini fakat ev, araba, sosyal yardım gibi kalemlerin gelir tespitine dahil edilmesiyle pek çok ihtiyacı olan kişinin de aylığının kesilmesi riski olduğunu vurguluyor. Foggo, “Bu düzenleme gerçekten sahici ve doğru yapıldığı zaman bir işe yarayabilir fakat ben bunun öyle yapılmayacağını düşünüyorum. Gerçekten ince bir biçimde, o insanları dinleyip o haneyi anlayacak bir durum olmayacak. Onun yerine ev, araba gibi kriterler üzerinden hızlı bir şekilde hesap yapılacak. Örneğin kağıt toplayıcı bir ailenin bir arabası oluyor ama kağıt toplarken kullanılan hurda bir araba. Buna benzer durumlar oluşacak diye düşünüyorum” diyor.

Foggo, neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğuna dair ise kaynak olmadığı için böyle bir düzenleme yapıldığını düşündüğünü ifade ediyor, “Yeniden bir tarama yapılıp birçok insanın aylığının kesileceğini düşünüyorum” diye ekliyor.

'EVDE BAKIM AYLIĞI MEVCUT HALİYLE DE HİÇBİR ŞEYE YETMİYOR'

Güvenliği nedeniyle gerçek ismini kullanmayı tercih etmediğimiz Ayşe, yüzde 90 engelli çocuğuna bakan, neredeyse 10 yıldır evde bakım aylığı alan, Kocaeli’nde yaşayan bir kadın. Ayşe’nin eşi asgari ücretle çalışıyor, dört çocuğu var, biri de lisede okuyor.

Kendine yeni düzenlemeden bahsettiğimizde haberi olmadığını söylüyor. Hemen ardından ailenin sahip olduğu az miktarda geliri, gittikçe zorlaşan hayat koşulları içerisinde en verimli biçimde ailenin ihtiyaçlarını karşılamak için kullanmaya çalıştığını söylüyor. 4 bin 350 lira evde bakım aylığının hiçbir şeye yetmediğinden yakınıyor.

Ayşe, “Asgari ücret yetmiyor, çocuğumun bir de düzenli kullandığı bir ilacı olsa çok zorlanırdık, ne olurdu bilmiyorum. Normal yaşamsal giderlerine ancak yetiyor. Örneğin bir çikolata alıyoruz 9.75, almamak da olmuyor” diyor.

'ÜCRETSİZ ULAŞIM KARTINI KULLANIRKEN HEP RAHATSIZ EDİLİYORUM'

Kirada oturup oturmadığını sorduğumuzda ise panik halinde “Kendi evimiz ama lüks bir yerde filan değil, zaten nereden baksan en az 35 yıllık bir bina” diye cevap veriyor. Yeni düzenleme ile engelli bir bireyin yaşadığı ailenin belki de en temel ihtiyacı olan arabanın da gelir tespitine dahil edilmesi ile ilgili olarak ise, “Halk otobüsünden engelli çocuğum olduğu için verilen ücretsiz kart ile ilgili ulaşım dairesine defalarca dilekçe verdim ben. Çünkü o ücretsiz kartı kullanırken rahatsız ediliyorum, ‘Bunu sadece çocuğunu hastaneye götürürken kullanabilirsin’, Alışverişe mi gidiyorsun? Gidersin tabii’ gibi sözler duyuyorum sürekli olarak” diyor.

'AYLIK KESİLİRSE NE YAPARIZ BİLMİYORUM'

Yeni düzenlemeyle evde bakım aylığının kesilmesi durumunda ne yapacağını sorduğumuzda Ayşe önce mahvolacaklarını ifade ederek, “Tabii ki çok zorlanırız. Asgari ücret bizi nasıl geçindirecek? Benim liseye giden oğlum var, dışarıda yemesin diye evden gönderiyorum mesela ama o bile çok pahalı. Meyve suyu bile en ucuzu 5 lira olmuş” cevabını veriyor.

'YAKACAK YAPILACAK SEHPA YÜZÜNDEN YARDIM ALAMADIM'

Sosyal yardımı bir sadaka gibi gören bu zihniyetin yansımaları sadece evde bakım aylığında gözlemlenmiyor. Ayşe sosyal yardım başvurusunda bulunan pek çok insanın karşılaştığı bir tabloyla gecekonduda yaşadığı süreçte bir sehpa nedeniyle bir sosyal yardımdan yararlanamadığı süreci şöyle anlatıyor: “İzmir Büyükşehir Belediyesinin bir mağazayla anlaşarak engelli çocukların giyim ihtiyacını karşılama gibi bir projeleri vardı. Biz de o zaman gecekonduda oturuyorduk. Gelir tespiti için eve geldiler. Evde dayımın uzun süre önce kendine yaptığı, kırıp odun yapacağı ama ihtiyacım olduğu için bana verdiği sehpaya ‘Bu el yapımı, pahalı bir şeye benziyor’ dediler. Fotoğraflarını çektiler ve ben gecekonduda oturuyor olmama rağmen dayımın yakacak yapacağı sehpadan ötürü yardım alamadım” diye anlatıyor.

BİREY ODAKLI HİZMET ANLAYIŞI SÖZDE KALIYOR

Türkiye Sakatlar Derneği konuya ilişkin “Evde Bakım Yönetmeliği beklentileri karşılamaktan uzaktır” diyerek bir basın açıklaması yayımladı. Açıklamada Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ifade edilen “kurumsal bakımın yanı sıra ‘birey odaklı’ hizmet anlayışı ile engelli ve yaşlı bireylerin kendi sosyal çevrelerinden ayrılmadan bakılmasını sağlayan bakım hizmet modellerine ağırlık” sözleri hatırlatılarak yönetmelikte birey odaklı bir anlayıştan eser bulunmadığı ifade edildi. “Yıllardır belirttiğimiz gibi yine yardım yapılmasının ‘hane halkı geliri’ üzerinden verilmesi tümüyle yanlıştır. Bu haliyle Yönetmelik evde bakım yapmak zorunda kalan engelli ve yaşlı ailelerinin beklentilerini karşılamaktan çok ama çok uzak kalmaktadır” dendi.

'ASGARİ ÜCRET GIDA GİDERLERİNİ DAHİ KARŞILAMIYOR'

Yeni yönetmelikte de yardımı alabilmenin koşuluna hane halkı gelirinin kişi başına düşen miktarının asgari ücretin 2/3’ünden az olması düzenlemesinin sürdürülmesinin, asgari ücretin bir kişinin sadece gıda giderlerini bile karşılamaya yetmediği gerçeğinin unutulması anlamına geldiği belirtildi. “Herhangi bir gelir getirmese dahi sahip olunan taşınmaz veya araçların varlığı bile yardım bağlanmasını engelleyecek unsurlar arasında yer almaktadır. Bu haliyle yönetmelik, amacına ulaşmamış, binlerce evde bakıma ihtiyaç duyan engelli ve yaşlı ile aileleri destekten mahrum kalmış olacaktır. Bu düzenleme mutlaka değiştirilmeli, aceleyle çıkarılmış bu yönetmelik geri çekilerek beklentileri karşılayacak şekilde düzenlenmelidir” ifadeleri kullanıldı.