Evrenin uzak bölgelerinde sinyaller tespit edildi

Son dönemde tespit edilen yeni radyo dalgası patlamalarının kaynağı henüz açıklanabilmiş değil; kimi uzmanlar, sinyallerin bir takım dünya dışı zeki yaşam biçimlerine ait olduğunu öne sürüyor. Bazı bilim insanlarıysa karadeliklerden ya da çarpışan yıldızlardan yayıldığını düşünüyor.

Abone ol

Andrew Griffin

Avustralyalı araştırmacılar, gözlem yapan teleskoplarının 'uzayın derinlerinden gelen çok sayıda gizemli yeni sinyaller yakaladığını' duyurdu. Radyo teleskopları, bugüne dek tespit edilmiş “hızlı radyo patlamalarının”, yani derin uzaydan Dünya’ya ulaşan, yanıp sönen radyo dalgalarındaki parlamaların sayısını yaklaşık iki katına çıkardı. Bu sinyaller, şimdiye dek saptanan patlamaların en yakın ve en parlak olanlarını gözler önüne seriyor.

Hızlı radyo patlamaları, evrende bilinen en gizemli olgulardan biri. Patlamalar, Güneş’in 80 yılda yaydığı miktara denk güçte inanılmaz enerji dalgaları açığa çıkarıyor ve bunlar yalnızca bir anlığına görünen esrarengiz bir kaynaktan yayılıyor.

İLETİŞİM Mİ YOKSA KARA DELİK Mİ?

Kimileri, (radyo dalgalarının) dünya dışı bir iletişim sistemince yayıldığını ileri sürüyor. Geçtiğimiz yıl, Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları, (radyo dalgalarının) genellikle hafif yelkenli uzay gemilerini evrenin boşluğunda hareket ettirmek amacıyla ateş eden (enerji dalgaları gönderen) büyük vericilerde gerçekleşen sızıntılardan kaynaklanıyor olabileceğini ileri sürdüler.

Diğerleriyse, kara delikler veya birbirinin içine çöken yoğun kütleli yıldızlar gibi daha az zeki ama aynı derecede olağanüstü sebepler olabileceğini ifade ediyorlar. Şu anda bilim insanlarının elinde, radyo patlamalarının nereden geldiğini araştırabilmeleri için daha fazla örnek bulunuyor.

Avustralya’da bulunan Swinburne Teknoloji Üniversitesi ve OzGrav ARC Mükemmeliyet Merkezi’nden araştırma başyazarı Dr. Ryan Shannon, “Bir yıl içerisinde 20 hızlı radyo patlaması saptadık ve 2007 yılından beri keşfedilenlerle kıyaslandığında, dünya genelinde saptanan rakamı neredeyse ikiye katladık” diyor: “Avustralya Kilometrekare Dizilim Kâşifi’nin (ASKAP) sahip olduğu yeni teknoloji kullanılarak, hızlı radyo patlamalarının kendi galaktik bölgemizden değil, evrenin farklı bir alanından geldiğini açığa çıkardık.”

EVRENİN YARISINI KAT ETMİŞ OLABİLİRLER

Yeni yıldızlar, bilim insanlarının, patlamaların evrendeki ilerleyişini izlemesine olanak sağladı. (Radyo dalgaları) Milyarlarca yıl boyunca yolculuk yaparken, kimi zaman yollarının üzerindeki materyal bulutlarının içinden geçtiler ve bilim insanları bu bulguyu, evrenin yaklaşık yarısını kat edip etmediklerini öğrenmek amacıyla kullanabilirler. Dr. Shannon, “Bu olay her gerçekleştiğinde, bir patlama oluşturan farklı dalga boyları, farklı düzeylerde yavaşlıyor” diyor:

“Netice itibariyle, patlamalar, yüzücülerin bitiş çizgisine ulaşmasında olduğu gibi, teleskoplara bir miktar farklı zamanlarda ulaşan dalga boylarıyla Dünya’ya geliyor. Farklı dalga boylarının Dünya’ya gelişindeki zamanlama, dalganın yolculuğu esnasında ne kadar materyalin içinden geçtiğini ortaya koyuyor.”

“Ve bu hızlı radyo patlamalarının çok uzak bölgelerden geldiğini ispatladığımız için, (dalgaları) galaksiler arasındaki boşlukta bulunan kayıp maddeleri saptamak amacıyla kullanabiliriz ve bu cidden heyecan verici bir keşif.”

Yeni patlamalara ilişkin çok sayıdaki keşif, bilim insanlarının bu teleskoplarda yeni ekipmanlar kullanması sayesinde gerçekleşti; bu ekipmanlar, bilim insanlarının gökyüzüne bakarken engin bir görüş alanına sahip olmalarına imkân veriyor.

Bundan sonrasında, daha fazla keşif yapmayı ve gökyüzünden gelen radyo dalgalarının kaynağını daha kesin bir biçimde tespit edebilmeyi umuyorlar. Eğer bunu başarabilirlerse, dalgaları belirli bir gökadayla ilişkilendirebilir ve bu sayede nereden geldiklerine dair daha fazla şey anlayabilirler. Aynı zamanda daha fazla dalga saptayabilmeyi de umut ediyorlar. Yeterli miktarda gözlemlenebilirlerse, radyo dalgası patlamaları günümüzde olduğundan çok daha gençken uzaya yayıldığı için, evrenin erken dönemlerini anlamamızın bir yolu haline gelebilirler. (Çeviren: Tarkan Tufan - Kaynak)