Spor Toto Süper Lig'de geçtiğimiz hafta bayram havası yaşandı Beşiktaş-Galatasaray derbisinde. Ne güzel ki iki takım taraftarları da takımlarının maçlarını aynı stadyumda izleyebildi yıllar sonra. Tam bir demokrasi şöleni yaşandı. Ne kadar Cimbomlu varsa, o kadar polis bekledi başlarında. Sonunda özlediğimiz görüntüye şahitlik edebildik. Şükür ki buna olanak sağlayan futbol yöneticilerimiz var da... diye devam edemeyeceğim cümlelerimle. Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi yasağın kaldırılması sürecinde içime düşen kurt yanıltmadı beni.
Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ 11 Ağustos'ta yaptığı açıklamada, “15 Temmuz sonrasında oluşan birlik ve beraberliğin, kardeşliğin tribünlere yansımasını sağlamak amacıyla deplasman yasaklarının kaldırılmasına karar verdik.” demişti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da maçta olanlardandı ve maç sonunda derbideki deplasman yasağının kalkmasını yorumladı. Kendisi taraftarların bir arada maç izleyebilmesiyle birlikte 'Yenikapı Ruhu'nu gördüğünü söyledi. Bu iki açıklamada açıkça görebiliyoruz ki deplasman yasağının kaldırılmasının taraftarların ve medyanın yarattığı kamuoyu tepkisiyle bir alakası yok. Deplasman yasağının kalkmasının da sevinilecek bir yanı yok bu nedenle. Zira sportif ve hak odaklı bir karardan ziyade güncel politik yaklaşımın bir parçası bu karar da. Deplasman yasağının kalkmasına sevinen, derbi maçlarında tribüne giden herkes AKP'nin oluşturduğu 'Yenikapı Ruhu'nun bir parçası konumunda. Olmak isteyen seve seve olabilir ancak uyarması benden olsun.
Bir yandan da neymiş bu 'Yenikapı Ruhu' diye bilmeyenlere kısaca hatırlatalım. 7 Ağustos günü herhangi bir konuda ortak bir karara varamayan politik partiler (mesela 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra koalisyon kuramayan partiler) ve destekçileri İstanbul Yenikapı'da biraraya geldi, tek eksikle. Halkların Demokratik Partisi 'Yenikapı Ruhu'nun bir parçası değildi. Gitmemeyi tercih etmemiş olabilirler, ancak davet edildiklerini söylemek de pek doğru değil. Yenikapı'ya gitmeyen ve orada bulunmayı eleştiren sanatçıların, başta da Sıla'nın başına gelenleri biliyorsunuzdur. Gitmeyenlerin kim oldukları tek tek tespit edilip yandaş gazetelerin magazin servislerince hedef gösterildi. Benim gördüğüm açıdan birlik ve beraberliğin temsilcisi olduğu iddia edilen 'Yenikapı Ruhu' ayrıştırıcı, hedef gösterici ve linç kültürüne sahip. Böyle bir ruhun stadyumlarda varlığına içiniz elveriyorsa deplasman yasağını bu haliyle savunmak size kalmış. “Deplasman insan hakkıdır, insanların elinden bu hakkı almamız yanlıştı. Maça gitmek isteyen taraftarlarımızın güvenliğini sağlayamadığımız için işimizi iyi yapamadığımızı kabul ediyoruz. Bu süreçte eksiklerimizi giderdik, taraftarlarımızla bir araya geldik ve çözüm yarattık. Artık taraftarlar rahat rahat derbilerde deplasman maçlarına gidebilirler.” denilene kadar savunmayacağım kalkan deplasman yasağını.
Nereye kadar devam edeceğinden bile emin olamadığımız deplasman yasağının kaldırılması konusunda Şansal Büyüka'nın çok güzel bir sözüne denk geldim hafta içinde: “Deplasman yasağının kalkıp kalkmadığını anlamak için 11. haftadaki Fenerbahçe-Galatasaray maçını beklemek lazım.” Ülke futbolunun yıllardır yayıncısı olan kanalın en önemli programını yapan ve yıllanmış muhabir Şansal Büyüka bunu diyorsa onun da deplasman yasağının gerçekten kalkıp kalkmadığına ve hangi nedenle kaldırıldığına dair şüphelenmeye devam etmek gerekir. O bile kendi tecrübelerinden yola çıkarak bu yasağının kaldırılmasıyla her şeyin güllük gülistanlık olduğuna ve olacağına inanmıyor. Beşiktaş-Galatasaray maçında ortaya konan 'Yenikapı Ruhu' tatmin etmemiş anlaşılan. Bir sonraki derbide bir kavga çıksa, o kavganın müsebbibi hangi ruh olacak? 'Yenikapı Ruhu' bir anda tuz ruhu olup uçacak mı? Bir sonraki derbide yaşanan olay yüzünden derbilere deplasman yasağı tekrar konsa bu konan yasak 'Yenikapı Ruhu'na mı konmuş olacak? Daha önceki yıllarda stadlarda yaşayan 'Ruh'ların günahı neydi? Jübile maçında formalarını değiştiren Metin Oktay ve Can Bartu'nun sergilediği sportif ruhun hiç mi kemikleri sızlamıyordur şu an acaba? Deplasman yasağının kaldırılması için bir ruh çağırma seansına mı girilmesi gerekiyordu? Ey 'Ruh'! eğer oradaysan çık ortaya, gel ortaya yuvarlağa, al tüm taraftarları etrafına üçlü çektir stada!