EYT yasasında deprem düzenlemesi yapılmalı

EYT yasasının önümüzdeki hafta Meclis’te görüşülmesi bekleniyor. Yasada, prime takılma şartının kaldırılmasının yanı sıra Bağ-Kur’da 9 bin günlük prim süresinin indirilmesine kadar depremzedeleri de kapsayan iyileştirmelerin yapılması gerekiyor.

Atilla Özsever atillaozsever@gmail.com

Emeklilikte Yaşa Takılanlarla (EYT) ilgili yasa teklifinin önümüzdeki hafta, 28 Şubat 2023 Salı günü TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. EYT yasa teklifi, daha önce Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmişti, deprem nedeniyle görüşmelere ara verildi.

AKP’nin hazırladığı yasa teklifi, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda hiçbir değişikliğe uğramadan genel kurula sevk edilmişti. Deprem nedeniyle bu yasa teklifinde de zorunlu değişikliklerin yapılması gerekiyor.

Gerek muhalefet partileri, gerekse EYT ile ilgili kuruluşlar, deprem öncesinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki tartışmalarda yasa teklifinde bazı temel değişikliklerin yapılması yönünde ısrarcı oldular.

Şimdi depremin yarattığı sorunlar dikkate alınarak afetzedelerin sosyal güvenlik haklarıyla ilgili düzenlemelerin de EYT yasasına eklenmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanlığı’nca çıkarılan 22 Şubat 2023 tarihli kararnamede, patronlar tarafından her zaman “delinebilecek” sınırlı düzeyde bir işten atma yasağı ile kısa çalışma ödeneği yürürlüğe kondu. Keza aynı kararnamede, sendikaların toplu sözleşme faaliyetleriyle grev uygulamalarına yasak getirildi.

Oysa 13 milyon insanın yaşadığı bu geniş bölgedeki afetzedeler için deprem felaketinin yaralarını sarmak amacıyla çalışanların iş ve gelir güvencesinden emeklilik ve diğer sosyal güvenlik haklarına kadar kapsamlı ve acil sosyal politika önlemlerine ihtiyaç bulunuyor.

AFETZEDELER İÇİN MALÜLLÜK VE ÖLÜM AYLIĞI

Sosyal güvenlik hakları açısından öncelikle deprem bölgesinde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine ön koşul aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır. Keza depremde sakatlanan ve çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenlere de yine ön koşul aranmaksızın malullük aylığı bağlanmalıdır.

Bu arada bölgedeki Bağ-Kur üyesi esnaflar çok zor durumda kalmışlardır. Bütün mal ve mülkleri tahrip olmuştur. Komisyondan geçen yasa teklifinde Bağ-Kur’lu EYT’liler için 9 bin gün prim ödeme yükümlüğü söz konusudur.

Bunun mutlaka azaltılması gerekiyor. SSK’lı EYT’liler için 5.000 ile 5.975 günlük bir prim ödeme yükümlülüğü, Emekli Sandığı’na tabi olanlar için de 7 bin 200 günlük bir süre söz konusudur. Deprem felaketi de dikkate alınarak Bağ-Kur’lunun 9 bin günlük prim ödeme yükümlülüğü mutlaka indirilmelidir.

PRİME TAKILMA ŞARTI KALDIRILSIN

AKP’nin yasa teklifinde, yaş şartı kaldırılmasına rağmen eski yasadaki prim ödeme günlerinin aynen kalması nedeniyle bu kez prime takılma gündeme geldi. Bu durum AKP’li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in 5 bin gün sözüne rağmen yasada yer almadığı için özellikle SSK’lı EYT’lilerde “şok” etkisi yarattı.

EYT’liler, 8 Eylül 1999 öncesi işe başladıklarında prim günü açısından sadece 5 bin gün prim ödeme yükümlülüğü ile karşı karşıya iken o tarihte çıkarılan 4447 sayılı yasayla prim günü kademeli olarak 5 bin 975 güne kadar yükseltildi, bir de yanına yaş şartı getirildi. EYT ile ilgili yeni yasada, yaş şartı kalkmasına rağmen prim ödeme günleri eski yasadaki şekliyle aynen korundu.

KISMİ EMEKLİLİKTEKİ YAŞ ŞARTI KALDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP’li tüm yetkililer, yaş şartının kalkacağını söylemelerine rağmen kısmi emeklilikteki yaş şartı da aynen kaldı. Kısmi emeklilik, 15 yıllık sigortalılık süresi içinde 3 bin 600 gün prim ödeyen sigortalılar, kadınlarda 50, erkeklerde de 55 yaşında emeklilik hakkına sahip oluyorlardı.

8 Eylül 1999 tarihinde çıkarılan 4447 sayılı yasayla kısmı emeklilikteki bu yaş şartı değiştirildi, kademeli olarak kadınlarda 58, erkeklerde de 60 yaşına kadar yükseltildi. AKP’nin EYT ile ilgili yasa teklifinde 5 bin günle ilgili yaş şartı kaldırıldı ancak kısmi emeklilikteki yaş şartı aynen kaldı.

Bu durumda kısmi emeklilikten yararlanmak isteyen EYT’liler 58-60 yaşını beklemek zorunda kalacaklar. Yeni yasada bu haksızlığın da giderilmesi gerekiyor.

ÇIRAKLIK DÖNEMİ SAYILMADI

Yine 1.5 milyon dolayındaki çalışan, 8 Eylül 1999 öncesi çırak ya da stajyer olarak işe başladıkları halde bu dönem sigortalılık başlangıcından sayılmadığı için EYT kapsamına giremiyor ve mağdur konumuna düşmüş oluyor.

Keza 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sırasında çalıştıkları halde deprem koşulları nedeniyle sigorta bildirgesini yaptıramayanlar da EYT kapsamı dışında kalıp mağduriyet yaşıyor.

Ayrıca 4447 sayılı yasa çıkmadan önce vergi mükellefi veya ticaret oda sicil kaydı olduğu halde Bağ-Kur kaydı açılmadığı (tescil yapılmadığı) için EYT kapsamına girememiş ve mağdur olmuş esnaflar bulunuyor.

1 GÜNLE 17 YILLIK KAYIP

EYT yasasında 8 Eylül 1999 ve öncesi sigortalı olanlar için 4447 sayılı yasayla getirilen yaş şartı kalktı ancak 9 Eylül 1999 ve sonrasında yani bir gün sonra sigortalı olanlar, kadınlarda 58 ve erkeklerde 60 yaş koşuluna tabi olmaya devam edecek.

Böylelikle 1 gün önce sigorta girişi olanlar yaş şartına takılmazken, 1 gün sonra sigorta girişi olanlar erkeklerde 17 yıl, kadınlarda da 20 yıl daha fazla çalışmak zorunda kalacak.

Bu adaletsizliğin giderilmesi için de 9 Eylül 1999 ve sonrasında sigortalı olanlar için 1999-2008 dönemini kapsayacak şekilde kademeli bir geçiş sistemi uygulanmasına gerek var. Bu geçiş sistemi, 2008’de kadınlarda 58, erkeklerde de 60 yaşa ulaşacak şekilde kademeli olarak saptanabilir.

2008’de çıkarılan 5510 sayılı yasayla yeni işe başlayanlar açısından emeklilik yaşı, kadınlarda 58’den, erkeklerde de 60’dan 65 yaşına kadar kademeli olarak uzatıldı.

EMEKLİ AYLIKLARINDAKİ EŞİTSİZLİKLER

Keza 2008’deki 5510 sayılı yasayla emekli aylığı bağlama oranlarındaki düşüklük, refah payının azaltılması, emekli aylığı hesaplamasındaki üç dönem farklılığı, 2000 sonrası emeklileri için oluşan hak kayıpları gibi çok önemli sorunlar ortada duruyor.

Emekli aylıklarının hesaplanmasında, 2000 öncesi dönem, 2000 – 2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere üç ayrı aylık bağlama sisteminin oluşu, EYT’lerin emekli maaşlarında da haksızlıklara yol açabilecektir. EYT’lilerin aylıklarında düşüklük olmaması için 1999 öncesi gösterge ve katsayı sistemine göre hesaplama yapılması gerekiyor.

Bunun yanı sıra 2000 öncesi emekliler için prim kazancı ve prim ödeme gün sayısı aynı olanların aylıklarının eşitlenmesi anlamına gelen bir intibak yasası çıkarıldığından o döneme ilişkin haksızlıklar belli ölçüde giderilmişti.

Ancak bu uygulamanın 2000 sonrası emekliler için de yapılması gerekiyor. Aynı koşullarda prim yatırıp çalışan emekliler arasındaki farklılığın giderilmesi için de yine bir intibak yasasına gerek bulunmaktadır. Bu anlamda bir intibak düzenlenmesinin yapılmaması halinde EYT’liler de yoksul emekli statüsünde olacaktır.

ÖZETLE 10 DEĞİŞİKLİK

TBMM Genel Kurulu görüşmeleri sırasında depremzedelerin durumu ile birlikte muhalefetin talepte bulunması gerekli 10 değişiklik önerisi şöyle özetlenebilir:

- Depremde hayatını kaybedenlerin hak sahiplerine ön koşul aranmaksızın ölüm aylığı bağlanmalıdır.

- Yine depremde sakatlanan ve çalışma gücünün en az yüzde 60’ını kaybedenlere ön koşul aranmaksızın malullük aylığı bağlanmalıdır.

- SSK’lı EYT’liler için prim günü, 5 bin gün olarak kalmalı,

- Kısmi emeklilikteki yaş şartı kaldırılmalı,

- Çıraklık ve stajyerlik, sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmeli,

- Hem 1999 depremi mağdurları, hem de Bağ-Kur tescil mağdurları EYT kapsamına alınmalı,

- Bağ-Kur’lu EYT’liler için 9 bin günlük prim süresi indirilmeli,

- EYT dışında kalan 9 Eylül 1999 ve sonrası sigortalılar için de, yumuşak bir kademeli yaş sistemi getirilmeli,

- EYT’lilerle ilgili emekli aylığı hesaplamasında eski gösterge ve katsayı sistemi esas alınmalı,

- 2000 sonrası emeklilerin aylıklarındaki haksızlığı gidermek için de, bir intibak düzenlemesi gerçekleştirilmeli.

Tüm yazılarını göster