Emeklilikte Yaşa Takılanlarla (EYT) ilgili yasa, 28 Şubat 2023 günü Meclis’ten geçti. AKP’nin hazırladığı yasa teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geldiği haliyle pek az bir değişiklikle genel kurulda aynen kabul edildi.
Yasaya göre, 8 Eylül 1999 öncesi SSK’lı olarak çalışanların herhangi bir yaş şartı olmaksızın, kadınlarda 20 yıl, erkeklerde de 25 yıllık hizmet süresi içinde kademeli şekilde 5 bin ile 5 bin 975 gün arasında prim ödemeleri koşuluyla emekli olabilmesi sağlandı.
Buradaki kritik nokta ve EYT’lilerin talebi, yaş şartının kaldırılmasıyla birlikte prim günü süresinin de 5 bin gün olarak kabul edilmesiydi. 1999’da çıkan 4447 sayılı yasada, yaş şartının yanı sıra kademeli olarak prim gün süresi de 5 binden 5 bin 975 güne kadar çıkarılıyordu.
Oysa 8 Eylül 1999 öncesinde sigortalı olarak işe başlayanlar yönünden 5 bin günlük prim ödemek yeterliydi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in de 5 bin gün yönünde verilmiş sözü vardı, ancak yasa teklifinde bu işlerlik kazanmadı.
Böylelikle EYT’lilerin önemli bir bölümü, bu kez prim gününe takılarak EPT’li (Emeklilikte Prime Takılanlar) haline geldi. Bu durum EYT’lilerin belli bir kesiminde ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.
Muhalefetteki CHP, İYİ Parti ve HDP’nin prim gün süresinin 5 bin gün olarak belirlenmesi yönündeki önergeleri AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
DİĞER MAĞDURİYETLER
Prime takılmanın yanı sıra kısmi emeklilik denilen 15 yıllık sigortalılık süresi içinde 3 bin 600 gün prim ödeyip kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşında emekli olma hakkı da, bu kez yaş şartına takıldı. Yani, 4447 sayılı yasada, kısmi emeklilik hakkına getirilen kademeli 58-60 yaş şartı, kaldırılmadı, aynen kaldı.
Yine EYT’lilerin talepleri arasında yer alan staj ve çıraklık dönemindeki sigortalılık başlangıcının kabul edilmemesi, kapsam dışı kalması da diğer bir mağduriyeti oluşturdu. Çünkü bu konuda yaklaşık 1.5 milyon insan bulunuyor. Dolayısıyla bu kesim, staj ya da çıraklık dönemine 8 Eylül 1999 tarihinden önce başladığı halde EYT kapsamı dışına çıkmış oluyor.
Kuşkusuz diğer önemli bir mağduriyet de, Bağ-Kur’lu esnafların 9 bin gibi yüksek bir prim ödeme yükümlülüğe ile karşı karşıya olmasıdır. Ekonomik kriz nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kalan Bağ-Kur’lu esnafın bu kadar yüksek bir primi ödemesi pek mümkün değil. Yasada, bu konuda da bir indirime gidilmedi.
DEPREMZEDELER DE YASADA YOK
Yine muhalefet partilerinin Kahramanmaraş merkezli büyük depremde, ölenlerin hak sahiplerine herhangi bir ön koşul aranmaksızın ölüm aylığı ve sakat kalanlara da ön şartsız malullük aylığı bağlanması konusundaki önerileri de kabul görmedi.
5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasası’nda, ölüm aylığı ve malullük aylığı için 1.800 güne kadar uzanan prim ödeme yükümlülüğü var. Oysa deprem nedeniyle bu sürelerin dikkate alınmadan hak sahiplerine ölüm ve malullük aylığı bağlanması talebi, EYT yasasında yer almadı.
Bu arada Meclis görüşmeleri sırasında, depremde enkaz altında kalıp canını kaybeden EYT’lilerin olduğu da gündeme geldi. HDP milletvekili Garo Paylan, TBMM’deki görüşmeler sırasında şöyle bir tanıklığını anlattı:
“Adıyaman’da 75-80 yaşlarında bir baba, enkaz altından evladının çıkarılmasını bekliyordu. Evladı ne yazık ki ölü çıktı. Baba dedi ki; ‘Evladım EYT yasasını görmeden öldü’. Bu kulaklar bunları da duydu”.
TBMM’deki komisyon ve genel kurul çalışmalarında, gerek EYT dernekleri temsilcilerinin, gerekse muhalefetin önerileri dikkate alınmazken sadece işverenlerin bir önerisi komisyondan geçen yasa metnine eklendi.
Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçen yasa teklifinde, EYT’li bir çalışan, emekli olup işyerinden ayrıldıktan ancak 10 gün içinde tekrar işyerinde işe başlaması halinde işverenin yüzde 5’lik sigorta prim bedeli hazine tarafından karşılanacaktı. İşverenleri talebi üzerine bu süre, Meclis genel kurulunda 30 güne çıkarıldı.
EYT’Lİ ÖZÜPAK: 'KAZANIMIMIZ YARIM KALDI'
EYT Federasyonu Başkanı Gönül Boran Özüpak, yasa ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “yarım sevinç, yarım mağduriyet yaşıyoruz” dedi. Özüpak, EYT’li büyük çoğunluğun yaş şartının kalkmasından memnuniyet duyduğunu, ancak 1.5 milyon dolayındaki EYT’linin ise prime takılma, kısmi emeklilikte yaşa takılma gibi mağduriyetler içinde olduğu söyledi.
EYT Federasyonu Başkanı Özüpak, “Mücadele ettik, bir kazanım sağladık. Ancak kazanımımız yarım kaldı. Tam sevinç yaşayamadık. Diğer mağduriyetlerimizin giderilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.
Özüpak, EYT’lilerin emekli aylıkları konusunda da, düşük maaşın önlenmesi için mutlaka bir intibak yasanın çıkarılması gerektiğini savundu.
EYT yasasının Mart ayı içinde Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla birlikte başvuru halinde emekli aylıklarına Nisan ayından itibaren hak kazanılmış olacak.
EYT MAAŞI, AÇLIK SINIRININ ALTINDA
EYT’lilerin emekli aylıkları konusunda farklı hesaplamalar bulunuyor. Maliye ve Hazine Bakanı Nurettin Nebati’ye göre, EYT’nin yıllık maliyeti 255 milyar TL. Bu miktarı 2 milyon 250 bin EYT’liye böldüğümüz zaman kişi başına aylık emekli maaşı 9 bin 444 TL’ye geliyor.
AKP Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu ise, bu maliyetin 194,4 milyar TL olduğunu açıkladı. Bu durumda EYT’li başına ortalama emekli aylığı 7 bin 200 TL oluyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de, EYT’nin maliyetinin 120 ile 150 milyar TL arasında olduğunu söylemişti. 150 milyar TL’yi baz aldığımız takdirde kişi başına emekli aylığı ise, en düşük emekli aylığı olan 5 bin 500 TL’ye denk geliyor.
Öte yandan Plan ve Bütçe Komisyonu’nda AKP’li Uğur Aydemir de, EYT’lilerin ortalama emekli aylığının 8 bin 733 TL olacağını açıkladı. Bu hesaplama gerçekleşse bile EYT’lilerin büyük bir bölümünün açlık sınırı altında emekli aylığı alacağı ortaya çıkıyor. Türk-İş’in Şubat 2023 için açıkladığı açlık sınırı, 9 bin 425 TL.
Aslında 8 bin 700 TL’lik ortalama maaş açıklamasının da gerçekçi olmadığı ifade ediliyor. AKP’li yetkililer, EYT’lilerin emekli aylıklarını 1999 öncesindeki katsayı/gösterge sistemine göre hesap ediyorlar.
Oysa 2000 öncesi, 2000-2008 arası ve 2008 sonrası olmak üzere üç ayrı farklı sisteme göre aylık bağlandığından EYT’lilerin emekli maaşlarının daha da düşük olacağı, hatta önemli bir bölümünün 5 bin 500 TL’lik en düşük emekli aylığı düzeyinde gerçekleşebileceği belirtiliyor.