Sivasspor maçı öncesi, en çok merak ettiğim soru, Sivasspor’un üçüncü bölge presine Karagümrük’ün nasıl cevap vereceği sorusuydu. Sivasspor üçüncü bölgede agresif ve dinamik bir pres blokuna sahip, buna karşın Karagümrük en geride yavaş ve çok paslı olarak, rakip presini boşa çıkarmaya çalışan bir rakip. Bu yaman gerilimde, Karagümrük’ün ağır defansı ve özellikle de pas, iade paslarda, yaptığı hatalar, sonuç belirleyici olacak diye düşünüyordum. Nitekim daha ilk dakika dolmadan Karagümrük savunması tam da tarif ettiğim biçimde bir hata yaptı ve o hata golle sonuçlandı. Aslında bu durum bir sürpriz değildi; çünkü bu oyun her zaman böylesi hatalara açık bir oyun. Savunmayı kısa dar alan paslarıyla, çıkış için kullanıyorsanız, kimi maçlarda bu hatalar birer iş kazası olarak karşınıza çıkar. Burada önemli olan o hatayı yapmak ve o golü yemek değildir. Önemli ve değerli olan olgu, kaçınılmaz olan bu durumda, durumu telafi etmek için geliştirdiğiniz mekanizmalardır. Daha doğru bir ifade ile tekrar aynı duruma düşmemek için hangi çözümlere müracaat ettiğinizdir.
Açıkça söylemek gerekirse, Farioli, henüz bu yapısal soruna bir çözüm bulmuş değil. Belki de elindeki kadro derinliği buna izin vermiyordur. Bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var; bu durumun çözümü mutlaka çok çevik, çok çabuk ve çok atletik bir stoper gerektirdiğidir. Pas hatasını telafi edebilmek için rakipten daha hızlı bir geri koşucusuna ihtiyaç neredeyse mecburidir. Farioli ve Karagümrük ne yapıp edip böyle bir stoper bulmak zorunda. Nokta.
İkinci çözüm çok daha yapısal ve oyunun mantığıyla ilgilidir. Top rakibe geçtiğinde Karagümrük ani pres yapmada hala çok gevşek davranıyor. Belki de bu oyunun talepleri için Francesco Farioli’ye yönelteceğimiz tek gerçekçi eleştiride bu olmalıdır. Top dolaşım modelinde, topu kaptırmak her zaman bir ihtimaldir. Ve bu ihtimal mutlaka gerçekleşir. Çare ve çözüm de yoğun ani ve agresif prestir.
Bu meselede de iki sorun gözüküyor; birincisi Karagümrük, atletik ve koşucu bir takım değil. Yani, takımın fiziksel performansı, bu işlev ve görevler için yeterli görünmüyor. Fiziksel performanstan kim sorumlu ve nasıl çalışıyor bilmiyorum ama bildiğim ve inandığım gerçek, bütün Karagümrük’lü oyuncuların fiziksel yetersizlik içinde olduğudur.
İkinci soru ise, yine fiziksel yetersizlikten kaynaklanan kısa ve uzun pas isabetsizliğidir. Kısa paslar da takım daha önce işaret ettiğim gibi, hamle ayağıyla kontrol ayağı arasında net bir seçime sahip değil. Atılan her pası aynı ayakla kontrol etmek ve yine aynı ayakla topu oyuna sokmak büyük sorundur. Hem zaman kaybı hem tempo düşüşü hem de rakip baskısına davetiyedir.
Bu maç özelinde de konuşacak olursak, topun Sivasspor'a geçtiği anlarda Karagümrük savunmasının neden derinler doğru, geri koşular yaptığıydı. Sivasspor geniş alan oyunu oynayan bir takım, dolayısıyla top Sivasspor’a geçtiğinde karşı pres yapmak yerine geriye doğru koşup, Sivas’a geniş alan ikram etmenin anlamını kavrayamadım.
Her neyse, Farioli doğru bir oyun tasarlamış. Fikir harika. Bu yetersiz ve kimi bakımlardan çaylak bir oyuncu grubuyla bu oyunu oynamak, sadece talihsizlik. Ama unutulmamalıdır ki, böyle bir oyunu bitmiş ürün haline getirmek için en az üç yıla ihtiyaç var. Farioli ve bu oyun bu sabrı hak ediyor. Benzer yol kazaları asabımızı bozmamalı.
Türkiye’de bu oyunu oynamaya cesaret etmek, Latin Amerika edebiyatının büyülü gerçeklik romanlarından birini Türkiye’de ve Türkçe yazmaya benzeyecek.