Faruk Bildirici yazdı: Sosyal medyada örtülü reklam yapan gazeteciler
Birçok televizyoncunun ve gazetecinin sosyal medyada 'örtülü reklam' yaptığını ifade eden medya ombudsmanı Faruk Bildirici, Reklam Kurulu'nun bu paylaşımları görmezden geldiği eleştirisini yaptı.
DUVAR - Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, Ticaret Bakanlığı'na bağlı Reklam Kurulu sosyal medya ünlüsü Duygu Özaslan'a verdiği para cezasını hatırlatarak, birçok gazeteci ve televizyoncunun da 'örtülü reklam' yaptığını yazdı.
Bildirici, Reklam Kurulu'nun Özaslan'a verdiği 114 bin liralık cezadan sonra, kurulun birçok ismin yaptığı 'örtülü reklamları' görmezden geldiğini ifade etti. Bildirici, gazetecilerin 'örtülü reklam' yaptığı paylaşımları "Gazetecilik ilkelerine aykırı" diyerek değerlendirdi.
Bildirici'nin kişisel web sitesinde yazdığı yazının bir bölümü şöyle:
"Televizyon programcısı iki ünlü isim Esra Erol ve Çağla Şikel’in Instagram hesabına baktım. İkisinin hesabında da çok sayıda örtülü reklam paylaşımları vardı. Birer örnek vereyim:
Esra Erol: … sıvı sabun ailesine ne kadar düşkün olduğumu biliyorsunuz. Ama içlerinden biri var ki benim favorim. Favorimi doğru tahmin edenleri @... temizlik hesabında çok güzel bir ödül bekliyor.
Çağla Şikel: Anneler gününde annemizi havalara uçuracak bir hediye önerisi geliyor. … saç kurutma makinesi hızlı zahmetsiz ve sessiz.
Esra Erol ve Çağla Şikel’in, reklam içeren paylaşımlarında "#Reklam", "#Reklam/Tanıtım", "@[Reklam veren] ile işbirliği" gibi etiketler de yoktu. Ticaret Bakanlığı’nın “Sosyal Medya Etkileyicileri Tarafından Yapılan Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Hakkında Kılavuz”una aykırı davranıyorlar. Reklam yaptıklarını belirtmeleri zorunlu oysa…
Bu ünlülerin örtülü reklamlarına karşı harekete geçmeyip, sadece bir “influencer”a (etki gücüne sahip sosyal medya ünlüsü) “göstermelik” ceza vermesi, Ticaret Bakanlığı bünyesindeki Reklam Kurulu’nun ne denli etkisiz olduğunun da bir göstergesi. Tüketicileri etkili biçimde koruyamayan bir kurul olarak varlığını sürdürüyor Reklam Kurulu.
ÜNLÜ GAZETECİLERİN ÖRTÜLÜ REKLAMLARI
Sosyal medyada “örtülü reklam” yapmaktan kaçınmayan ünlülerin arasında gazeteciler de var. Bazı gazeteciler sosyal medya hesaplarında, influencerler ya da diğer ünlüler gibi gittikleri otellere, yemek yedikleri restoranlara ya da estetikçilere övgüler yağdırıp, “örtülü reklam” yapabiliyor. Instagramda dolaşırken rastladığım ve hesaplarında “örtülü reklam” yaptığını gördüğüm gazetecilerden birer örnek aktarayım:
Rasim Ozan Kütahyalı: Çağlar kardeşimin parfümleri harika. Herkese tavsiye ederim: ) @p…
Kübra Par: Sanki 70’lerden fırlamışım. Erkan giydirdi, Tayfun çekti. @e... @t..
Özlem Gürses: Yaş 52 gençler. … yaptırdım yüzünüze mikro iğnelerle delikler açıyorlar. . Böylece kollajen canlanıyor ve cilt kendini tedavi ediyor. 1 ay sonra tekrar gideceğim. Çok teşekkür ederim @...estetik @e..
Ebru Baki: Elbisede zirve bence @b…
Güneri Cıvaoğlu: Pzt.Akatlar’da dekoru, müziği, mutfağıyla tam bir Napoli mekanı L…’da keyifli gece. Şef E.. poglini, mekanın sahibi H. Gecce’nin kurucu Başkanı Kenan Erçetingöz, lezzet ve seyahat pazarı Sermet Severöz ile bir anı karesi.
Nevşin Mengü: Akşama M…’nin yemeği var. Yeni R. Uzun demlemeyi tattıracaklar. Yemek maalesef online.
Hande Fırat: ...kliniğinde dünyanın 45 ülkesinde yer alan ...firmasına destekler yaptırdım… uygulaması ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirdim. 30 dakikada 20 bin mekik çektiren … uygulaması ile karın kaslarımı kuvvetlendirdim. Sonuçları paylaşacağım.
Deniz Zeyrek: Ben anlamam bu kıyafet işlerinden. O yüzden kendimi s…’a teslim ettim:)
Onur Baştürk: @..’nin … adlı bir web sitesi var. Ustayı oradan ayarladım. Özden Usta özenle kemeri çizdi. Renk konusunda da yardımcı oldu. Sonuç şahane oldu. Bana da iş bitince önünde ‘değiş tonton’ diyerek poz vermesi düştü. #m….
Fatih Portakal: “Nedir bu?” diyorsunuz değil mi? Hediye geldi bi arkadaştan. Aslında genelin dışında olup, rakıcı değilimdir. Alkollü milli içecekte sınırları zorluyoruz belli.
Ahmet Hakan: ahmet usta’nın başlattığı tarihi … köftecisi’nin hastasıyız. Hararetle tavsiye
Dilek Güngör: Güzel bir akşam, güzel dostlar ve güzel yemekler… Bodrum’a gelip L…’ya gelmeyen çok şey kaybeder #l..
Işıl Açıkkar: Bu özel programda, bu çok sevdiğim elbiseyi bana hazırlayan @g…’a ve @i…’ya çok teşekkür ederim. @g… Saç: @s.... tüm bakımlar tabii ki @s…
Fuat Uğur: Programa gelirken mutlaka uğrayıp bir kahve içtiğim B… Restoran’da sahibi Selçuk beyle sohbet ederken… Hani şu oldies-goldies dediğimiz türden ama lisan çeşitliliğiyle çok zengin. Yemek ve mezeleri şahane. Yolunuz düşerse uğrayın. Ama bu bir reklam değil tavsiyedir.
Mahmut Övür: Değerli dostum Prof.Dr. Yusuf Kalko ve Doç.Dr. Ali Koçyiğit’le birlikte… Beylikdüzü’ndeki Özel Sağlık Merkezi’nde hem sohbet ettik hem de kalbe giden yolları kontrol ettirdim. Teşekkürler Yusuf hocam.
DOSTLUK İÇİN DE OLSA ÖRTÜLÜ REKLAM
Anlaşılacağı gibi, paylaşımlardaki restoran, şirket isimlerini ve markaları özellikle yazmadım: oraları noktalamakla yetindim. Kuşkusuz “örtülü reklam” içeren paylaşımlarında bulunan gazeteciler yukarıda verdiğim örneklerle sınırlı değil. Ben bulabildiğim kadarını sıraladım.
Ayrıca paylaşımlarında “örtülü reklam” yapan bu gazetecilerin o restoranlardan, firmalardan maddi çıkar elde ettiğini ya da o ürünleri bedelsiz aldığını iddia etmiyorum. Arada maddi çıkar ilişkisi olmasa ve sadece dostluk amacıyla bu paylaşımları yapmış da olsalar, sonuçta bu eylemleri bir ticari ürünü ya da markayı tanıtmaya yarıyor.
Çünkü bu gazetecilerin yüz binlerce takipçisi var. O takipçiler, “gazeteci” oldukları için onlara güveniyor, inanıyor. Onların beğendiği bir marka, bir restoran, bir klinik ya da bir ürünü tüketmeye yöneliyorlar. Gazeteciler de o markaların, şirketlerin isimlerini etiketlerken böyle bir sonuca yal açacağının farkında. İnfluencerler yaptığında “örtülü reklam” kabul edilen paylaşımlar ile bu ünlü gazetecilerin yaptıkları arasında nitelik açısından bir fark yok. Hatta tam tersine, sınırlı sayıda takipçileri olan influencerlara göre gazeteciler hem daha büyük bir takipçi kitlesine sahipler hem de gazeteci güveniliirliğinden yararlanıyorlar.
GAZETECİLİK İLKELERİNE AYKIRI
Gazetecilerin reklam yapmasının gazeteciliğin evrensel etik ilkelerine aykırı olduğunu defalarca yazmıştım. Gazeteci reklam yaptığında mesleğinin güvenilirliğini ve inanılırlığını o ürün için kullanmış; mesleğinin itibarını ticarete aracı yapmış olur.
Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde de “Gazeteciler ilan, reklam, tanıtıcı reklam veya sponsorlu metinleri yazmamalı reklamlarda yüzü ya da sesiyle yer almamalı, sosyal medyada da reklam, tanıtım, ürün yerleştirme yapmamalıdır” deniliyor.
Sosyal medyadaki paylaşımlarında “örtülü reklam” yapan gazeteciler, etik ilkelere aykırı davranmakla kalmıyor diğer ünlüler ve İnfluencerlar gibi Ticaret Bakanlığı’nın sosyal medyadaki reklamlara ilişkin kılavuzuna da aykırı davranıyorlar. Gazetecilerin hiçbirinin bu paylaşımlarında kılavuzda öngörüldüğü gibi “#Reklam”, “#Reklam/Tanıtım”, “@[Reklam veren] ile işbirliği” etiketleri yok. Etiket konulmadan reklam yapılması insanları aldatmak anlamına geliyor.
Gazeteciler, mesleğimize zarar veren hem de insanları yanıltan bu örtülü reklam paylaşımlarından vazgeçmeli. Okurlar, izleyiciler ve takipçiler de örtülü reklamları sürdüren gazetecilere karşı uyanık olmalı, onları teşhir etmeli.
Tabii Reklam Kurulu da sosyal medyadaki açık ve örtülü reklamları daha titiz izlemeli…
GAZETECİ MARKA ELÇİSİ OLUR MU?
Gazetecilerin sosyal medyadaki örtülü ve aldatıcı reklam paylaşımlarını tararken Facebook’ta Hürriyet gazetesi foto muhabiri Süleyman Arat’ın bir paylaşımına rastladım. Arat, gazeteciliğe başladığı günden itibaren kullandığı fotoğraf makinesi markasını övüyordu. Bu marka ile kurduğu ilişkiyi şu cümlelerle anlatıyordu:
“Türkiye’de futbol kulüplerine reklam vermek için tamamen kendi seçimleriyle Fenerbahçe’yi tercih edince bir N… kullanıcısı olarak, kulüple görüşmelerini benim kurduğum köprü üzerinden başlatmışlardı. Daha sonraki yıllarda N…’un marka elçisi oldum, sergilerine ve diğer etkinliklerine katıldım, hikayelerimde N… hep baş objem oldu.
Arat’ın bu markayla böyle bir ilişki kurması, bu markanın izlediği futbol kulüpleriyle ilişkilerine yardımcı olması yanlış. Hem markanın reklamına katkıda bulunuyor hem de ticari bir alışverişte aracılık ediyor.
Gazetecinin bir markanın “marka elçisi” olması mesleğinin doğasına aykırı ama Süleyman Arat, bu ilişkisini markanın etkinliklerinde övünerek anlatıyor, paylaşıyor! Sanırım gazeteciler ve şirketler arasında bu tür ilişkilerin yaygınlaşmasından ötürü bir yanılsama içinde. Yanlışı çok kişinin yapıyor olması onu doğru haline getirmez."