“Faruk Koca hasta mı oldu ne oldu” diye sorarak ‘konu dışına’ çıkıvermiş gibi yaparak pansumana da, aksi yönde coşup ‘yeteeeer’ diye bağırmaya da gerek yok. Sanık sandalyesi ortaya konup da, ‘konumuz’ açık net ortaya çıktığında, takım elbise/kravat indirimleri görmesek onun yerine…
Bir Süper Lig kulübünün başkanı olarak sahaya girdi. Hakeme yumruk attı. Eşlikçileri onun yumruğuyla yere düşmüş hakeme acımasızca tekme attı. Bunlar yetmedi soyunma odasında hakemleri ‘buradan çıkamayacaklar’ diye tehdit etti. Sonra ‘kalbinden rahatsızlandı’ diye hastaneye kaldırıldı. Oradan çıktı ifade verdi, “tükürecektim tokat attım” dedi ve hakemi suçladı: “Ben vurduktan 10 saniye sonra kendini yere attı…”
Yani hakeme ‘yalancı penaltıcı forvet’ muamelesi de yaptı. Şiddet uyguladığı insanı suçlu çıkarmaya kalktı!
Peki tepki?
***
İlk gece bakanlardan cumhurbaşkanına, MHK başkanından kulüplere ve tabii elbette TFF başkanına kadar herkes zorbayı kınadı, hakeme ‘sahip çıktı’. “Yapılanlar kabul edilemez, tekrarına izin verilemez” buyuruldu… Hele TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi… O her açıklamasında el yükselterek konuştu: Ligler süresiz ertelenmişti (süresiz ertelendiği söylenen lig salı günü devam edecek!), asla bunun böyle gitmesine olanak tanınmayacaktı, tekrarına tahammül yoktu… Hatta en sonunda şöyle bağırdı mikrofonlara: “Yeter artık diyorum yeteeeeeeeeer.”
‘Vay be helal olsun başkana ne güzel yeter diyor’ dense yeriydi! Sporda şiddete taviz vermiyordu ne iyi!
Ya sonra?
***
Saldırgan eski başkana ömür boyu hak mahrumiyeti cezası verildi: Artık hiçbir zaman kulüp yöneticiliği yapamayacaktı. İki kulüp görevlisi süresiz men cezası aldı. Ankaragücü’ne de 5 maç seyircisiz oynama ve 2 milyon lira para cezası…
Ama bu sadece bir spor suçu değildi. Saldırgan Faruk Koca hakkında yasak alana girme, yaralama ve tehdit suçlarından iddianame düzenlendi, yargılanacak. Ve fakat işte ne olduysa, o iddianame açıklanmadan hemen önce, ‘Yeteeeeeer’ diye bağıran aynı TFF Başkanı Büyükekşi çıktı şöyle dedi: “Biz Faruk başkanı yıllardır tanıyoruz. Böyle biri değildi. Bir sağlık durumu oldu. Ne olduğunu bilmiyoruz ama bizim konumuz bu değil.”
Bu sözleri tepki çekince de açıklama yapmış dün, “Geçen yıl ekim ayında Faruk Koca’ya fair play ödülü verdik. Niye verdik? Amedspor maçından önce yaptığı kardeşlik, dostluk açıklamasından dolayı verdik. Sağduyulu bir açıklama yapmıştı o zaman. Ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada ‘Ödülü almak kadar ödülü taşımak da önemlidir’ demişti. Ben bu yaklaşımından dolayı ‘nasıl oldu da böyle bir şey yaptı’ anlamında söyledim o sözleri.”
Konumuz bu demek…
***
Ama zaten ve maalesef ‘bizim konumuz’ hep bu!
Hastanede doktora, okulda öğretmene, evde ya da sokakta kadına/çocuğa saldıranlar için hep aynı şeyler söylenip duruyor: “Cinnet mi geçirdi ne oldu, hiç de böyle biri değildi…”, “Sinirleri boşalmış da ondan öldürmüş…”, “E ama (darbedilen/öldürülen) şöyle yapmış da gözü kararmış ondan vurmuş…”
Konumuz dönüp dolaşıp hep ‘bu’ oluyor. Faruk Koca’nın ve yanındakilerin yaptığı şey aynı zamanda ‘konumuzu’ yüzümüze vurmak oldu aslında: Çok güçlü olduğunu düşünen, gücünün yetmediğini gördüğü anda şiddet devreye giriveriyor.
O yüzden konumuz tam da bu! “Faruk Koca hasta mı oldu ne oldu” diye sorarak ‘konu dışına’ çıkıvermiş gibi yaparak pansumana da, aksi yönde coşup ‘yeteeeer’ diye bağırmaya da gerek yok. Sanık sandalyesi ortaya konup da, ‘konumuz’ açık net ortaya çıktığında, takım elbise/kravat indirimleri görmesek onun yerine…
Ya da böyle ‘tanırız iyi adamdır’ akılları devreye girmese yetecek!
Yetmese bile en azından bu kısır döngüden bir çıkılacak!
Bir de tabii bakalım Amedspor maçlarında bundan sonra ne olacak…
Muhalefet SAADET Grubu’nu dağıtmayacak ama nasıl?
Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez, Meclis kürsüsünde fenalaşmasının ardından vefat etti. Bu beklenmedik veda siyasette geriye bir soru bıraktı: Seçimin ardından Saadet Partisi ve Gelecek Partisi’nin onar milletvekili ile kurulan SAADET Grubu nasıl devam edecek?
Millet İttifakı dağılmış olsa da TBMM’de yer alan muhalefet bu konuda bir dayanışma sergileyecek gibi görünüyor. Özellikle Gazze ve faiz gibi iktidarın ‘yumuşak karnı’ başlıklarda dikkat çeken bir performans sergileyen SAADET Grubu’nun devamı için farklı seçenekler üzerinde konuşuluyor.
Mesele muhtemelen siyaseten SAADET ve Gelecek kulvarında bir sağ partiden bir vekilin katılımı ile çözülecek. Ancak dün siyaset kulisinde sağda olmayan bir partinin bir milletvekili için şöyle bir tarifin dolaştığını da duyduk: “Kendisi burada ama ruhu orada, eğer gitmek isterse neden olmasın?”
Hülasa SAADET Grubu’nun devam etmesi beklenmedik bir şekilde sağlanırsa da şaşırmamak lazım!