Fatih Erbakan: Battığı açık olan gemiye binmek doğru değil

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, iktidarın haziranda yapılacağını söylediği seçimlerde kilit parti konumunda olduklarını söyledi, “Battığı açık olan gemiye binmek doğru değil” dedi.

Abone ol

ANKARA - Türkiye haziran ayında yapılması planlanan seçimlere hazırlanırken ittifaklar da netleşmeye başladı. Cumhur İttifakı, ‘Altılı Masa’ çalışması, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ardından diğer partilerin nasıl yol yürüyeceği de merak konusu. Son dönemde yayınlanan anketlere giren Yeniden Refah Partisi’nin de nasıl bir tavır alacağı merak ediliyor.

Seçimin kilit partisi olduklarını söyleyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, partisinin “büyük ihtimalle” seçime tek başına ve kendi cumhurbaşkanı adayını çıkararak gireceğini söyledi. 

AK Parti kanadından temasların olduğunu, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Bey’e destek olsanız” söylemlerini işittiklerini, fakat bunun “resmi” bir şey olup olmadığını bilmediklerini belirten Erbakan, Cumhur İttifakı’na kapıyı, “Battığı açık olan gemiye binmek, 20 yılın faturasına ortak olmak doğru değil” ifadeleriyle kapattı.

 ‘ANAHTAR PARTİ KONUMUNDAYIZ’

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın, ittifaklardan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı ihtimaline, ekonomik tablodan sahadaki yansımalara kadar birçok başlıktaki sorularımıza yanıtları şu şekilde:

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin ve AK Parti yöneticilerinin açıklamalarına göre seçim zamanında, 18 Haziran’da yapılacak. Erken seçim tartışmaları bitti gibi görünüyor. Bahçeli dahil tüm partiler de sahada. İktidar cephesinde bir genişleme olmayacak gibi. Ama muhalefetin ne adayı ne de seçime nasıl bir ittifakla gideceği netleşmedi. Siz bu tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biz Yeniden Refah Partisi olarak anahtar parti konumundayız diyebilirim.  Çünkü ittifaklar belli. Anketlerde de bizim yaptırdığımız ankette de en güçlü parti olarak Yeniden Refah Partisi gözüküyor. Dolayısıyla partimizin tavrı çok önemli ve belirleyici olacak. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı belli. Biz ikisinde de olmayan bir parti olarak anahtar parti konumundayız.

‘HER İKİ İTTİFAKTAN DA UZAĞIZ’

Biz kendimiz seçime girmek ve kendi cumhurbaşkanı adayımızı çıkarmak üzerine yoğunlaşmış durumdayız. Her iki ittifaktan da uzağız. Seçmenlerle, halkla buluştuğumuzda da, “İki ittifaka da girmediniz, çok iyi yaptınız” ifadelerini duyuyoruz. Bazı araştırmalar yapıldı ve seçmenin yüzde 40’ı iki ittifaktan da memnun değil. Kararsızların çok yüksek olması da bunu gösteriyor. AK Parti’den ciddi kopuşlar oluyor ama bunlar ‘Altılı Masa’ya da gitmiyor. İki ittifakta olmayan bir parti olarak kendimizi avantajlı görüyorum.

 ‘BARAJ PROBLEMİ OLMAYAN BİR AKTÖR OLARAK HAZIRLANIYORUZ’

Yeniden Refah Partisi olarak kendimiz, kendi başımıza girip adayımızı çıkarma düşüncesindeyiz. 81 ilde 922 ilçede resmi olarak kuruluşumuzu tamamladık.  Resmi üye sayımız 300 bine yaklaştı. Bu kadar süre içerisinde ciddi bir rakam. Diğer yeni kurulan ve imkanları çok olan partilerin çok daha fazla üyesine sahibiz. Yüz bine yakın sandık başı müşahitlerimizi belirledik. Bütün illerimizde ‘Hanım Kolları’ ve ‘Gençlik Kolları’ çalışmalarımız devam ediyor. Pek çok ilimizde de mahalle ve köy teşkilatları tamamlandı. Güçlü, baraj problemi olmayan bir aktör olarak seçimlere hazırlanıyoruz. Milletimizin önüne güçlü bir alternatif olarak çıkacağız.

’20 YILIN FATURASINA ORTAK OLMAK MANTIKLI DEĞİL’

Yeniden Refah Partisi kendini nerede tarif ediyor? Bu iki ittifakta yer almayacağınızı ifade ediyorsunuz. Ayrı bir ittifak kuracak mısınız?

Şu andaki şartlarda ittifaklar içerisinde yer almıyoruz. Cumhur İttifakı’yla ilgili, 20 yılın faturasına tam da gemi batarken ortak olmak mantıklı değil. En son Antep’teydik. İnsanların artık boğazına kadar gelmiş, bıçak kemiğe dayanmış. “Ne yaparsanız yapın bizi bunlardan kurtarın” diyorlar. Sadece bizim tabanımız veya seçmen olacaklar değil her kesimden insan bunu söylüyor. Ekonomik kriz ve adaletsizlikler insanları canından bezdirmiş. Battığı açık olan gemiye binmek ve 20 yılın faturasına ortak olmak doğru değil. ‘Altılı Masa’yla da ciddi ideolojik ayrışmalarımız var. Başta CHP’nin İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili tavrı olmak üzere. Oraya da gitme ihtimalimiz yok. Her iki ittifaka da eşit mesafede seçime hazırlanıyoruz.

‘RESMİ VE FİİLİ OLARAK İTTİFAK ÇALIŞMAMIZ YOK’

Peki yeni bir ittifak ihtimali var mı?

Bundan bir sene önce gündeme getirmiştik. Seçmen kitlesi, tabanları birbirine yakın partiler bir araya gelirse demiştik. Altılı Masa’ya “Altı benzemez” diyoruz. Onların da sorunları çıkıyor. En son CHP’li bir Milletvekili, “HDP’ye bakanlık verilebilir” dedi. İYİ Parti kanadından çok ciddi tepki geldi. Bunun gibi olaylar yaşanıyor. Bir sinerji doğması yerine, bütün partiler açısından, tabanları açısından problemler oluşuyor. Biz, “Tabanları, seçmen kitlesi yakın olanlar bir araya gelse sinerji oluşabilir” dedik. İYİ Parti, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Büyük Birlik Partisi, Gelecek Partisi gibi… O noktada çok bir çalışmamız da girişimimiz de olmadı. Sadece bir fikir jimnastiği olarak bunu söylemiştik. Sonrasında ‘Altılı Masa’ girişimini gerçekleştirdiler ve yola devam ettiler.  Şu an resmi ve fiili olarak herhangi bir ittifak çalışmamız yok.

İTTİFAK DÜŞÜK BİR İHTİMAL

Seçim hattına girildiğinde ittifakta yer alma ihtimaliniz var mı?

Siyasette tabii yüzde 100 kesin bir şey yok. Hele Türkiye siyasetinde. O zaman da şartları değerlendirmek gerekir. Milletin, ülkenin menfaatlerine, Millî Görüş’ün temel prensiplerine uygun bir yapı oluşturulsa, birbirine benzemez değil tabanları birbirine yakın partiler bir araya gelme şeklinde olursa tekrardan kurullarımızda görüşüp, parti içinde bir karar verilebilir. Ama şu anda düşük bir ihtimal olarak gözüküyor.

 AK PARTİ’DEN TEMAS VAR MI?

AK Parti ile bir temas var mı? İktidar kanadından ittifaka sizin de katılabileceğiniz değerlendirmelerinin olduğu haberler kamuoyuna yansımıştı.

Bizim çizgilerimiz çok net.  Ekonomi konusunda yirmi seneden beri çok ciddi yanlışın içerisindeler. Biz buna borç ve faiz ekonomisi, zam- vergi ekonomisi diyoruz.  İhtiyaç lazım olduğunda borç al, o borcun faizini de zamla ve vergiyle millete ödet. Devletin ve milletin varlıklarıyla o faizi öde. Bugüne kadar 520 milyar dolar faiz ödemişler. Açıkladıkları Orta vadeli Program’da da, önümüzdeki üç senede de 2 trilyon lira daha faiz ödeyeceğiz diyorlar. Millî Görüş’ün kitabında borç almak ve faiz ödemek diye bir şey yok. Bunun yanında imtiyazlı holdingler dediğimiz, 5 tane holdinge kaynakların aktarılması konusu var. 1 dolarlık işin 10 dolara ihale edilmesi, vergi muafiyetleri çıkartılması, kamudaki israf çok korkunç durumda.

 ’40 YILLIK KANİ OLUR MU YANİ?’

 Bu giderler olmayacak. Açıkladığımız milli kaynak paketleriyle kaynak bulunacak, faize giden paralar kesilecek. Kamudaki israf önlenecek, imtiyazlı şirketlere bağlanan hortumlar kesilecek. Elde edilen kaynaklar halka aktarılacak. Bu şartlara gelmeleri lazım. “40 yıllık kani olur mu yani” lafında olduğu gibi, 22 senelik AK Parti’nin bizimle ittifak yapacağım deyip de bu şartları kabul edip 22 senelik sistemini değiştirmesi olası görünmüyor.

‘CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE TAYYİP BEY’E DESTEK OLSANIZ’ TEKLİFİ

Peki AK Parti ile temas ne durumda?

Temasla ilgili bazı oradaki isimler bize geliyorlar. Bir şeyler söylüyorlar ama bunları kendileri böyle bir şey istedikleri için mi yoksa Tayyip Bey’le görüşüp onun oluruyla mı geliyorlar çok emin değiliz. “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Bey’e destek olsanız” veya “Beraber girsek” gibi şeyler söyledikleri oluyor. Ne kadar resmi bir şey ya da değil onu da çok bilmiyoruz. Eski arkadaşlarımız, eskiden Refah Partisi, Fazilet Partisi dönemlerinde beraber olduğumuz insanlar olduğu için bizi de seviyorlar. “Birlikte olunsa” diye böyle bir şey yapma ihtimali olduğundan dolayı çok emin olamıyoruz. 

‘ÇOK BÜYÜK İHTİMALLE CUMHURBAŞKANI ADAYI ÇIKARTACAĞIZ’

Muhalefet cumhurbaşkanlığı adayında ortak adayı konuşuyor.  Siz de aday olacağınızı söylediniz. Bunun kararını partinizde aldınız mı? Bu süreç nasıl işleyecek?

Partimizin çok önemli kahir ekseriyeti bizim parti olarak aday çıkarmamızı ve parti olarak seçime gitmemizi istiyor. Yeniden Refah Partisi bir cumhurbaşkanı adayı çıkaracaksa bunun da genel başkanın olması son derece doğal. İçinde bulunduğumuz şartlarda çok büyük ihtimalle aday çıkartacağız. Bizim de aday olmamız bu durumda söz konusu olacak.

KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞI: KENDİNİ HAZIRLADI

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Altılı Masa’ kanadında cumhurbaşkanı adaylığına en yakın isim olarak dikkat çekiyor.

Evet son dönemde kendini hazırladı.

Bu gerçekleşirse, bu adaylığı nasıl değerlendiriyorsunuz? Aday olduğunda, size bir destek için ziyaret yaptığında tutumunuz bugünden net mi? 

Şöyle net. Biz kendimiz aday çıkartıp aday olduğumuzda Sayın Kılıçdaroğlu’na destek verme gibi bir durum söz konusu olmaz. O nedenle net. CHP’nin ideolojik olarak bizim kabul edemeyeceğimiz tavırları var. En son Milletvekili Kani Beko, “5 yaşındaki çocuklara Diyanet musallat oluyor, Kuran öğretmek istiyor, bu bir Orta Çağ zihniyetidir” diyerek açıklaması oldu. Daha önce de buna benzer açıklamalar yapıldı. CHP’nin genetik bir yapısı var. Bazı makyajlar yapılsa da, kıyafetler değiştirilse de genetik yapı tezahür ediyor. Yine İstanbul Sözleşmesi konusu. Kılıçdaroğlu’nun, “Gelir gelmez yeniden yürürlüğe sokacağız” demesi. Bunlar aslında o masada bulunan başta Saadet Partisi olmak üzere partiler açısından da çok büyük sıkıntı. O nedenle “benzemezler bir araya gelince problemler oluyor” diyorum. Bunları nasıl kabulleniyorlar? Orada nasıl duruyorlar? Bunlara da şaşırıyoruz?

 ‘BÜTÜN ADAYLAR RAKİBİMİZ OLMUŞ OLACAK’

Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” çağrıları var. Siz Kılıçdaroğlu’nun adaylığını sürpriz olarak karşılıyor musunuz?

Artık bu saatten sonra çok sürpriz olarak gelmiyor.

Cumhurbaşkanlığına siz aday olabileceğinizi ifade ettiniz. Kılıçdaroğlu’nu da rakibiniz olarak görüyor musunuz?

Evet. Bütün adaylar bizim rakibimiz olmuş olacak. Altı ay ya da bir sene önce Kılıçdaroğlu’nun adaylığı çok söz konusu değildi ama son dönemde bazı anketlerde de kendisini Tayyip Bey’e karşı kazanıyor gördüğü için, ‘Altılı Masa’nın da oy anlamında en büyük bileşeni olduğu için doğal olarak kendisi de aday olmak istiyor. İsteyebilir tabii.

‘PALYATİF TEDBİRLER AK PARTİ’DEKİ DÜŞÜŞÜ YAVAŞLATIR AMA 50+1’E TAŞIMAZ’

AK Parti’nin ekonomiyle ilgili adımları, kazanmaya dönük seçim hamleleri olarak değerlendiriliyor. Sizce bunu başarabilir mi?

Bir miktar etkisi olsa bile sorunlar çok büyük. Doğal gaz, elektrik faturaları, enflasyon. İş yerlerinin faturaları altından kalkılamaz hale gelmiş durumda. Tarımla uğraşan kesimi ilgilendiren mazot ve elektrik dünyanın oransal olarak en pahalı mazot ve elektriğini kullanıyorlar. Birkaç palyatif (köklü olmayan) tedbirle krizin üstesinden gelmeleri mümkün gözükmüyor. Anketlerde de oy oranları yüzde 30’un da altına inmiş durumda. Ben daha da giderek aşağıya ineceğini düşünüyorum. Belki bu palyatif tedbirler bazı kesimler üzerinde bir takım etki yapıp o düşüşün hızını yavaşlatır ama AK Parti’yi, Cumhur İttifakı’nı yüzde 50+1’e taşıması mümkün değil.  Çünkü yangın çok büyük.

‘BİZE KATILANLARIN YÜZDE 70’İ AK PARTİLİYDİ’

AK Parti’den ayrılıkların olduğu belirtiliyor. Fakat bu seçmenlerin nereye yöneldiği de gizemini koruyor.

Bize yeni gelenler en çok AK Parti’den geliyor. Bize katılanların yüzde 70’i AK Partiliydi diyebilirim. Üyelerden bunu görüyoruz. Bir parti üyeliği varsa önce onu sildirmeniz lazım. Bir kısmı da kararsızlarda kalmış durumda. AK Parti’den ayrılan partiler özellikle çok beklenen etkiyi oluşturmadılar. Biz bunu sahada da görüyoruz. AK Parti’den kopanlardan oraya çok yönelme olmadığını da görüyoruz.

‘KARARSIZLAR KORKU SİYASETİNDEN ETKİLENİYOR’

Bize ciddi bir yönelme var. Bir kısmı da hâlâ kararsızlar da. Onlar da bu korku siyasetinden etkileniyor diye düşünüyorum. “Kazanımlarımız elden gider mi, AK Parti’den başka partiye verirsek CHP gelir mi, 28 Şubat tekrar hortlar mı?” gibi kararsızlarda korku siyasetinin etkisi olduğunu düşünüyorum. Halbuki AK Parti gittiği zaman, “Türkiye elden gidecek, terörle mücadele yapılmayacak, dış politikada milli çıkarlar korunmayacak” gibi şeyler bilimsel de mantıklı da değil. Maalesef bu korku siyasetini yürütüyorlar. Kazanımların da elden gitmesi diye bir şey söz konusu olamaz çünkü alternatif var. Yeniden Refah Partisi var.

ÜÇ ANKET YAPTIRDIK: YÜZDE 9, 9.5 VE 10

Anketler yaptırdığınızı ifade ettiniz. Anketlerde sizin oy yükselişiniz görünüyor. Bazı anketlerde AK Parti’den ayrılarak kurulan iki partiden de öndesiniz. Sizin anketlerinizde durum nedir? Ya da sahada tuttuğunuz nabızda oran olarak karşılığınızı nasıl görüyorsunuz?

Sahada tuttuğumuz nabız, bizim anketimizden de yapılan anketlerden de çok yüksek. “Bize oy vereceklerini söyleyenlerin onda biri oy verse yeter” diye siyasette bir söz vardır. Gittiğimiz yerlerde destek olacağını, oy vereceğini söyleyenler çok fazla. Boynumuza sarılanlar, dua edenler, mutlaka destek olacağını söyleyenler… Biz ilkbahar aylarında üç tane anket yaptırdık. Biri İstanbul’un ilçelerinde, biri Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’daki 15 ilde, bir tane de Türkiye genelinde idi. Bunların sonuçları sırasıyla yüzde 9, yüzde 9,5 ve yüzde 10 çıkmıştı. Sonbaharda bir anket daha yaptırmayı planlıyoruz. Biz anketlerde gösterilen yüzde 2, 3’ün çok üzerinde oy alacağımızı sahada görüyoruz.  Üye sayılarımız da anketlerimizi doğruluyor.  “Bazı anketlerde yeni kurulan iki partiden yüksek gözüküyorsunuz” dediniz. Bizim üye sayımız onların ikisinin toplamından çok daha fazla. Bu da resmi bir karşılık. Baraj kaygısı olmayan güçlü bir aktör olarak seçime gireceğiz inşallah.