Fatma Bostan Ünsal: Dünyanın en büyük hapishanesi Türkiye
Gazete Duvar için Ayşegül Doğan’ın hazırladığı “10 soruda 2017” söyleşilerinin konuklarından biri de Muş Alparslan Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilen Fatma Bostan Ünsal oldu. Barış için akademisyenlerin bildirisini imzaladığı için kurucusu olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi’nden ihraç edilen Fatma Bostan Ünsal, “Gazze için dünyanın en büyük hapishanesi denilir, aslında Türkiye için denilebilir. KHK ile onbinlerce insanın yurt dışına çıkışı yasaklandı. Çok da şaşırmamak lazım, KHK ile anayasa değişiyor” diye konuştu.
Bir kadın hakları savunucusu da olan Fatma Bostan Ünsal’ın sözlerinden bazı başlıklar sunuyoruz:
“Arızî bir durum olan olağanüstü halin aslında arızîlikten çıkmış olması 2017’nin en önemli yanı. 2016 için belki anlayabilirdik. Üç ay için ilan edilmişti, haydi ikinci uzatmayı da anlayabiliriz, ama hala devam ediyor. Arızîlikten çıkmış bu hukuksuz durumu yeniden belirtmemizde fayda var.”
“Sayın Aysel Tuğluk’un merhum annesi Hatun Tuğluk’un cenazesinin gömülememiş olması çok büyük bir travmadır. 2000’li yılların Türkiyesi, gömülme hakkını ihlal eden ortam üretmiştir. Ne kadar büyük utanç bizim için.”
“Bunu yapanlar cezasız kaldığı için benzer pek çok olaya tanık oluyoruz. Her zaman meczup birileri çıkabilir. Ama toplum bu yanlış yapanlara izin vermemelidir.
“Benzer bir şekilde, bunu engelleyecek mekanizmalar kurulmadığı için, birileri çok rahatlıkla işkenceyi savunabiliyor. Şoke edici. Daha da ileri giderek suikast yapmanın ana akım medyada öneriliyor olması suçtur. Çok travmatik. Çok trajik.”
“2017’nin kazananı yok. Türkiye kaybediyor. Ekonomik olarak da.”
“Tersinden bakarsak, insan haklarına duyarlı bir belirli bir kesimin geliyor olması belki bir kazanç olabilir.”
“Beş kişilik bir aile, üçü çocuk, Ege sularına gömüldü. Nasıl bir sıkışmışlık içindeydi ki bu insanlar, bir maceraya atıldılar ve öldüler. Toplumun bu sorunlara göz yummasının da işaretiydi bu. Yüzbinlerce böyle insan var.”
“On binlerce insanın ölümü düşünüyor olması, milyonlarca insanın şüpheli olarak görülmesi, bir toplumun ve bir iktidarın başarısızlığıdır aslında.”
(İyi şeyler de olmadı mı sorusuna cevaben) “(CHP’nin) Adalet Yürüyüşü önemliydi. AK Parti seçmeninin de adaletsizlikten yakındığını biliyoruz. Referandumda evet diyen dahil, birçok kişi olan bitenlerden çok rahatsız. Basın kapatılmış. Sivil toplum çok zayıf. Adalet Yürüyüşü, adaletsizlikleri ifade edecek bir zemin olmuştur. Adalet Kurultayı da bu anlamda bunların ifade edildiği zeminler olmuştur.”
“Türkiye’deki referandum sonuçları, getirilen şey demokratik başkanlık sistemi değil elbette, ama sonuçların aritmetiği Türkiye için olumlu kapıların, seçeneklerin açılmasına yol açacak şekildedir. Irak Kürt Bölgesel yönetimindeki referandum ise hem Barzani açısından hem Kürt halkı açısından geriye gidiş oldu. Bu referandum sırasında Türkiye’de iktidarın hoş olmayan ifadeleri, Kürt halkının AK Parti’ye desteğini zayıflattı.”
(2018’den ne bekliyorsunuz sorusuna cevaben) “Olağanüstü Hal'in kalkmasını temenni ediyorum. Siyasetin kimlik siyasetinin üstüne çıkan, daha rasyonel, birbirini hain ilan etmeden, hayırda yarışacak partilerin olacağı bir siyasi iklim bekliyorum, iflah olmaz bir iyimser olarak.”