Faturalara yansıyan zamlar canlı müzik ve konser sektörünü vurdu

Özellikle elektrik, doğalgaz gibi temel gider kalemlerine ve alkollü içeceklere yapılan büyük zamlarla birlikte canlı müzik ve konser mekânları son yılların en büyük kriziyle karşı karşıya kaldı.

Abone ol

DUVAR - Canlı müzik ve konser mekânları, Covid-19 önlemleri gerekçesiyle yaşanan kapanmalar nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıllık bir aranın ardından açılmışken, sektörü bu kez de yüksek enflasyon ve elektrik, doğalgaz gibi kalemlere gelen büyük zamlar vurdu. Hâlihazırda gece 12’de müziğin susturulması kararı geçerliliğini koruyorken, zaten haftanın belirli günleri, sınırlı bir zamana sıkışmış olan müzik, bir de temel tüketim ihtiyaçlarındaki toplamda yüzde 50’den fazla bir artışla mücadele ediyor. Elektrik faturalarına yansıyan büyük zam, geçtiğimiz ay birçok işletmenin faturalarını paylaşmasıyla daha görünür oldu. Ortalama büyüklükteki bir konser ya da canlı müzik mekânı, bu sektörde elektriğin yoğun olarak kullanılması zorunluluğuyla birlikte 30-40 bin liralık aylık elektrik faturaları ile karşılaştı. Bu rakam, daha büyük işletmeler için astronomik oranlara ulaştı.

Kış koşullarında ısıtma ve havalandırma için zorunlu olan elektrik ve doğalgaz tüketimini olabildiğince kısmaya çalışan işletmeler, bu durumun müzik ve eğlence için kendilerini tercih eden müşterilere de yansıdığını belirtiyor. Birçok mekân, asgari düzeyde hizmet vermeye başlamışken, buna bir de alkollü içki fiyatlarında yaşanan büyük artışın getirdiği az tüketim ekleniyor. Canlı müzik ve konser mekânlarının işletmecileri, yaşanan zamları fiyatlara yansıtamadıklarını, bu nedenle çoğu işletmenin şu anda zararına açık kaldığını söylüyor.

Diğer yandan yüksek enflasyon ve giderlerin artmasıyla müzisyenlerin ücretlerinde de küçük bir artış yaşandığına dikkat çekiliyor. Bu konuda müzisyenlere ve müzik emekçilerine hak veren işletmelerin birçoğu, eğer yakın zamanda bir değişiklik olmazsa bu sektörün giderek daralacağı ve insanların müzik dinleme olanaklarından giderek mahrum olacakları konusunda uyarıyor.

‘İNSANLAR ARTIK MÜZİK DİNLEMEK İÇİN PARA HARCAMIYOR’

İstanbul Kadıköy’de üç ayrı müzik mekânının işletmeciliğini yapan Mesut Eroğlu, sektörde elektriğin temel ihtiyaç olduğunu hatırlatıyor: “Elektrik, kullandığımız en temel şey. Müzik için kurulmuş olan tesisatlar çok büyük bir elektrik tüketimi gerektiriyor. Bunun yanında buzdolapları, ısıtıcılar, soğutucular, tabii ki ışık tesisatları derken, çok büyük faturalar ödüyoruz artık. Kira artışları da malum. Tüm bu tüketim yükü karşısında biz de ayakta kalmak için zam yapmak zorundayız ancak yapamıyoruz.”

Özellikle orta sınıftan insanlara ve üniversite öğrencilerine hizmet verdiklerini söyleyen Eroğlu, “Bizim müşteri profilimiz belli, alım güçleri ortada. 20 lira ham maliyeti olan bir birayı sen kaça satacaksın tüm bu maliyetleri karşılayıp bir de üzerine biraz para kazanabilmek için? Bizler, pandemi döneminin zararlarını tam kapacağız derken, yavaş yavaş insanlar müzik dinlemeye gelmeye başlamışken son zamlar ile bu sayı çok düştü. Gelenler de para harcayamıyor. Cumartesi akşamı müzik dinleyip eğlenmeye gelen ancak tüm akşamı bir bira içerek geçiren müşteriler oluyor, düşünün.”

‘MÜZİSYENLER EN AZINDAN İŞLERİNDEN OLMAMAK İÇİN SAHNE ALIYOR’

Birçok işletmeci gibi Eroğlu da şu anda yalnızca ayakta kalabilmek için işletmeye devam ettiklerini, ancak bunun yakın zamanda daha olumsuz bir yere doğru evrilebileceğini belirtiyor: “Bizler şu anda sadece ayakta kalabilmek için açığız. Bir şeyler değişir diye umuyoruz, bekliyoruz. Yoksa bu şekilde sürdürülebilir değil, hepimiz her gün daha fazla borçlanıyoruz. Birçok mekânın, kapanmaktan başka şansı yok. Şu anda herkes can havliyle, en azından kapatmamak için bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bizler müzik sistemi, ışık sistemi gibi kalemlere çok ciddi yatırımlar yaptık. Bugün aynı şeye cesaret edilemez, kimse o yatırımları yapmaz. Müzisyen arkadaşlar açısından da durum kolay değil. Ücretlerinde artışlar yaptık tabii ki, başka türlü onlar da geçinemez. Ancak ücretlerdeki artışa rağmen onların geçim derdini de net bir şekilde görebiliyoruz. Şu anda müzisyenler, ‘En azından işimi yapabiliyorum, kötünün iyisi’ diyerek çalışıyor.”

‘GECE 12 YASAĞI ACİLEN KALKMALI’

İstanbul’un en tanınan kapalı konser mekânlarından biri olan Kadıköy Sahne’nin işletmecisi Taner Yavuzaslan da, yaşanan zorluğun kültür sanat alanına darbe vuracağı endişesini dile getiriyor. Kira oranlarında ve yiyecek-içecek grubunda yüzde 50’ye yakın bir artış yaşandığını hatırlatan Yavuzaslan, özellikle alkollü içkilere gelen zamla birlikte işletmelerin artık para kazanamaz hale geldiğini söylüyor: “Bunlara ek olarak SGK primleri yükseltildi ve tabii müzisyenlerin neredeyse yüzde 100’e varan ücret ve kaşe artışları oldu. Bizler ise bu oranlarda zam yapamıyoruz. Fiyatlarımıza yalnızca alkollü içkilere gelen zammı yansıtabildik. Haftanın üç günü, akşam 10 ile 12 saatleri arasında faaliyet gösteren bir konser mekânının ayakta kalması artık çok zor.”

Bu tür işletmelerin yalnızca eğlence yerleri olarak değil, müziğin insanlarla buluştuğu kültür ve sanat mekanları olarak görülmesi gerektiğini belirten işletmeci, “Bunca yıllık emek ve çaba boşa gidiyor. Bizler kültür ve sanatı, sosyal yaşamı ayakta tutuyoruz. Acil destek talep ediyoruz ve tabii müzik için gece 12 kısıtlamasının kaldırılmasını istiyoruz” diyor.

‘KONSER SAYISI HAFTADA İKİDEN AYDA BİRE DÜŞTÜ’

Ankara’da özellikle caz müzik gruplarının sahne alabildiği mekânlardan biri olan Last Penny’nin işletmecisi Halil Ünsal da pandemi döneminin işletmelere verdiği büyük zarardan söz ediyor ve gelinen noktada, bu zararların kapatılmasının mümkün olmadığının altını çiziyor. Ünsal, “Kısıtlamaların kalktığı gün elektriklerimiz kesik olduğu için dükkânlarımızı açamadık. Çevremizden yüklü miktarlarda, bir kısmı dövizle borç paralar almak zorunda kaldık. Hemen toparlanmanın mümkün olmadığını bildiğimizden önceliğimizi müşteri memnuniyetine yani aslında daha çok çalışmaya vermemize rağmen son gelen ÖTV ve elektrik zamları maliyetlerimizi karşılaması imkânsız bir boyuta ulaştırdı” diyor. Pandemi öncesinde sahnelerinde haftada en az iki konser düzenlendiğini belirten işletmeci, “Sponsor desteğiyle şu an ancak ayda bir konser verebiliyoruz. Tüm bu maliyetleri müşterilerimize yansıtmak kaçınılmaz oldu ancak tüm ortaklarım da, çalışanlarım da bir biraya 40 lira fiyat biçmeye açıkçası utandık. Makul zamlarla geçiştirdik bu durumu ancak bu haliyle ayakta kalmak neredeyse imkansız” diye konuşuyor. Müzisyenlerin, müzik gruplarının konser kaşelerinde artış yaşandığını ifade eden Halil Ünsal, pandemi koşullarının müzisyenleri çok ağır şekilde vurduğunu, bu zamların anlaşılabilir olduğunu belirtiyor: “Şu dönemde yaptıkları zamları tabi ki anlayabiliyorum ancak ortada eksiye giden bir matematik varken konser organizasyonlarına eski hızında devam edebilmemiz pek mümkün gözükmüyor.”

‘İNSANLAR BİR İÇKİYLE SAATLER GEÇİRMEYE ÇALIŞIYOR’

Canlı müzik ve konser mekânlarının son dönemde yaşadığı zorlukları, Kadıköy’de bu mekânların birçoğunun üyesi olduğu Kadıköy Esnaf Derneği (KADIDER) Başkanı Tuncay Savaşlı'ya da sorduk. Savaşlı, “Pandemiden sonraki açılmayla birlikte yaklaşık iki yıllık zararlar kapatılacak derken hem yüksek enflasyon, hem de elektrik, doğalgaz gibi kalemlere gelen büyük zamlar ağır bir darbe vurdu” diyor. Savaşlı, bir yandan fatura yükünün, diğer yandan tüm kalemlerdeki artışların yalnızca esnafı zor durumda bırakmadığını, tüketimin de gözle görülür biçimde azaldığını söylüyor: “Özellikle alkollü içeceklere gelen büyük zamlar, tüketimi çok azalttı. Bu hem vatandaşın dilediği gibi bu mekânlara gidememesi, hem esnafın ürün ya da hizmet satamaması, hem de devletin aldığı vergilerin büyük oranda düşmesi demek oluyor. Bu bir zincir, özellikle bizim sektörümüz 120 civarında diğer sektörden mal ve hizmet alıyor. Yeme içme, bar, eğlence mekânı sektörü çökünce bu diğer sektörler de zarar görüyor.”

Hizmet sektöründeki krizin kaçınılmaz olarak istihdamda da sorun yaratacağını hatırlatan dernek başkanı, bu durumu “Esnaf kara kara düşünüyor. 7-8 personelin çalışması gereken bir mekânda bugün artık 2-3 personel çalışıyor. Bu da bir istihdam sorunu yaratıyor. Devlet, vergileri hemen alabilecekken bu koşullarda esnaf vergisini de zamanında ödeyemiyor, borçlanıyor” diyerek özetliyor.

'BÖYLE GİDERSE BİRÇOK MEKÂN KAPANACAK'

Savaşlı, konser veya canlı müzik yapılan mekânlara gelenlerin sayısında ciddi bir azalma olduğunu ifade ederek, gelen müşterinin de eskisi gibi para harcayamadığını söylüyor: “İçeceklerin fiyatları yüzde 50’ye yakın oranda arttı. İnsanlar bir içkiyle uzun zamanlar geçirmeye, ancak bu şekilde sosyalleşmeye çalışıyor. Temel giderler ortada, insanlar kirasını, faturalarını ödedikten sonra zaten ellerinde eğlenmek, sosyalleşmek, müzik dinlemek için harcayacağı pek bir para kalmıyor. Yani müşteri ile mekân arasında doğru düzgün bir alışveriş olmuyor. Evet, belirli günlerde Beşiktaş, Kadıköy gibi yerler kalabalık, insanlar tabii ki dışarıya çıkma, arkadaşlarıyla buluşma ihtiyacı duyuyor, ancak inanın bu insanlar bu mekânlara gitse bile eskisinin yarısı kadar bile yiyip içmiyor.”

Özellikle elektrik faturalarına yansıyan büyük zammın, mekânlar açısından ağır bir yük olduğunu belirten Tuncay Savaşlı, birçok işletmenin, içecek firmaları tarafından verilen buzdolaplarını iade ettiğini, ürün çeşitlerini azalttığını, klimaları ve ısıtıcıları açmaktan çekindiğini söylüyor. Savaşlı ayrıca, derneklerinin bünyesindeki birçok işletmenin devredilmeye çalışıldığını, bunu yapayan esnafın ise kapatmak zorunda kaldığını ya da kapatmayı düşündüğünü ifade ediyor: “Bu çok acı. 10-15 sene boyunca emek verip çalıştırdığı yeri zararına bir fiyatla devretmek isteyen o kadar çok arkadaşımız var ki. Umudumuz var, bu kriz de elbet atlatılacaktır ancak bu günler geçene kadar nasıl ayakta kalınacağı belli değil.”