Fazıl Say, Suriyeli mülteciyi anlattı
Fazıl Say Avusturya'da genç bir Suriyeli mülteci ile yaşadığı diyaloğu anlattı. Gencin bir piyanist olduğunu ve çalışamadığını söylediğini belirten Say, "Mozarteum'a git, müdüre, kimle konuşursan benim ismimi ver, orada sana oda ayarlasınlar çalış" dediğini söyledi...
DUVAR - Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say bir Suriyeli mülteci gençle yaşadığı diyaloğu anlatarak yaşanan drama dikkat çekti: "Yaşanan filmlere konu olan toplama kampı hikayeleri gibi bir dramdır. Toplama kampı müzisyenleri gibi bir dramın içindeyiz."
Say, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda şunları yazdı:
"Bu anlattığım yaşadığım bir olaydır. 2014 yılının sonlarıydı. Salzburg'da kayıt yapmıştım. Tren ile Viyana'ya geçiyordum. Salzburg Tren İstasyonu'ndaydım. Binlerce Suriyeli mülteci istasyonda kalıyordu. Merkel onları Almanya'ya alacağını söylemiş, aylardır Avusturya'nın Almanya sınır şehri Salzburg'da bekletiyordu.
Bir anda yanıma 18-19 yaşlarında genç bir oğlan geldi. "Bir fotoğraf çekebilir miyiz ben sizin büyük hayranınızım" dedi. Önce anlamadım. "Ben de piyanistim" dedi. "Suriyeli misiniz?" Diye sordum. "Evet" dedi. "Mültecilerin arasında demek klasik müzik yapanlar var öyle mi?" diye şaşkınca sordum. "Evet var bir kaç kişi" dedi. Büyük bir mutlulukla koşup ailesini de getirdi. Modern görünümlü güzel bir aileydi. Annesi, kızkardeşleri ile de fotoğraf çektirdik. O derece şaşkındım ki, kendi iPhone'umla bu kareyi almayı başaramadım. "Yardıma ihtiyacın var mı?" Diye sordum oğlana. "Haftalardır piyano çalışamıyorum çok üzgünüm" diye cevap verdi. "Mozarteum'a git, müdüre, kimle konuşursan benim ismimi ver, orada sana oda ayarlasınlar çalış" dedim.
Bir iki ay sonra tekrar konser için Salzburg'a geldiğimde Mozarteum müdüriyetindeki herkes, heyecanla Suriyeli çocuğun geldiğini, ona oda ayırdıklarını, haftalarca bütün gün çalıştığını anlattılar. Mutlu oldum.
'BİR DRAMIN İÇİNDEYİZ'
Yaşanan bir dramdır. Yaşanan filmlere konu olan toplama kampı hikayeleri gibi bir dramdır. Toplama kampı müzisyenleri gibi bir dramın içindeyiz. Bütün bunlar bir daha olmayacak zannettik. Oldu hepsi. Şu ege denizi bir mezarlığa dönüştü. Ölü çocuk bedenleri afetlerdeki gibi kıyılara vurdu, insanoğlu ve insanlık paramparça oldu. Yukarıda siyasiler, sayı ve ücret tartışırken, Ege her gün onlarca insanın daha mezarı oluyordu, müziğin bile bittiği bir sessizlikte.
17 Aralık günü Bonn'da Beethovenpreis gecesinde Suriyeli, Filistinli müzisyenlerin Beethoven çalacak olması bu kurumun verdiği en doğru karardır. Bir Alman her zaman Berthoven sonat çalabilir. Her zaman bir çağdaş besteci atonal eseri ile Beethoven ödülü alır. Ama Beethoven insanlığa dokunmak istemişti hep, bu da bugün bu devirde bu şekilde en doğru yolu buluyor."