Fenerbahçe, mutlaka kazanması gereken maçta Kadıköy'de 4-0'lık net bir skorla dalgalı bir performans sergilediği grup etabını lider bitirmeyi başardı.
Sezon başında verilen mesajlarda her ne kadar önceliğin Süper Lig olduğu vurgulansa da maç öncesi tribünlerdeki canlılık, taraftarın Konferans Ligi'nden de kolay vazgeçilmesini istemediğini belli etti.
İsmail Kartal da hem hafta sonu ligde maç oynanmayacak olmasının rahatlığıyla hem de Trnava maçında sürpriz yaşanması ihtimalini düşünmek bile istemediği için olsa gerek, diğer grup maçlarında 11 oynatmadığı Dzeko, İrfan Can Kahveci, Szymanski, Fred gibi isimlerle maça başladı.
Spartak Trnava ilk 20 dakika önde pres yaparak Fenerbahçe'nin geriden oyun kurmasını engellese de kazandığı topları verimli kullanamayınca ileride tehlike oluşturamadı.
TOPUN ÖNÜNE DÜŞECEĞİNDEN EMİN OLARAK DEPAR ATMAK
İlk 20 dakikanın ardından Tadic-Ferdi ve İrfan-Osayi ikilileriyle ceza sahasına girmeye başlayan Fenerbahçe, atak sürekliliğini sağladığı dakikalarda golü de yine Ferdi-Tadic ikilisinin iş birliğiyle buldu.
Ferdi, dikine bir pasla topu Tadic'e bırakıp topun bir noktada kendi önüne düşeceğinden emin olarak deparını attı, Tadic de Ferdi'nin koşuyu sürdürdüğünden hiç şüphe duymadan gözü kapalı şekilde doğru zamanlamayla topu boş alana yuvarladı. Ceza sahasında topla buluştuğunda defansla 1'e 1 kalan Ferdi de topu sağ ayağına çekerek golünü attı ve hem kendi takımını rahatlattı hem rakip takımın direncini kırdı.
Futbolda kimyası böyle yüksek ikililerin olması, oyunun sıkıştığı anlarda takımın işini büyük ölçüde kolaylaştırıyor. Kadroda bu ikililerden ve hatta üçlülerden ne kadar fazla oluşturulabilirse rakibin önlem alması da o ölçüde zorlaşıyor. Fenerbahçe, her iki kanadında da bu ikililere sahipken ileri uçta Dzeko, merkezde Szymanski ve Fred'in de dahil olduğu bağlantılarla hücum hattının birçok bölgesinde başarılı üçlüler de kurabiliyor. Bu sezon elde edilen bol gollü galibiyetler de kadrodaki bu uyumun meyvesi.
İkinci yarı erken gelen penaltı golüyle maçı koparan sarı lacivertliler, 60'lı dakikalarda geçiş oyununda arka arkaya attığı iki golle de grup liderliği için ihtiyacı olan averajı elde etti.
FENERBAHÇE BAHARI GÖRÜR MÜ?
Peki Fenerbahçe bu kupada ne kadar ileriye gidebilir? Kadro kalitesi ve oyun gücüyle Fenerbahçe'nin Konferans Ligi'nden daha üst seviye bir rekabetin içinde olması gerektiğini söyleyebiliriz.
Gruplarından çıkanlar arasında Fenerbahçe'ye zorluk çıkarabilecek ekipler, Fransa'dan Lille, İtalya'dan Fiorentina ve İngiltere'den Aston Villa gibi görünüyor. Özellikle Unai Emery ile Premier Lig'de harika bir sezon geçiren, geçtiğimiz hafta Manchester City ve Arsenal'ı 3 gün arayla arka arkaya deviren Aston Villa'nın bu kupanın da favorisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Avrupa Ligi'nden gelebilecek Glasgow Rangers ya da Real Betis'in de kupa için bir şansı olacak.
Ancak son 16 turunun mart ayında başlayacağı düşünüldüğünde, Fenerbahçe'nin ara transferde kadrosuna yapacağı takviyeler ve biraz da kura şansıyla Konferans Ligi'nde mayıs ayını görmesi sürpriz olmaz.
Grupta Ludagorets'e yenilmesine, Nordsjaelland'dan 6 yemesine rağmen Fenerbahçe, bu turnuvanın doğal favorilerinden birisi. Hikayenin kupayla bitip bitmeyeceğini ise biraz öncelikler, biraz tecrübe, biraz da şans belirleyecek.