Festivalin 'en uzun' filmi
Sırada Thomas Arslan’ın yönettiği Almanya – Norveç ortak yapımı Aydınlık Geceler (Bright Nights) var. Filmin iki karakteri birbirlerine çok yabancı baba ve oğul.
Ahmet Boyacıoğlu
Sabah en geç 07.30’da uyanmak gerekiyor. Hızlı bir kahvaltıdan sonra yarışma filmlerinin gösterildiği Berlinale Palast’a doğru on dakikalık bir yürüyüş başlıyor. Dışarısı -8, hissedilen soğukluk ise -11 derece. Ne kadar korunursanız korunun üşüyorsunuz. 1400 koltuklu Berlin Sarayı'na girip balkona çıkılıyor. Nedense herkes her sabah aynı koltuklarda oturmayı tercih ediyor, bu biraz komik, sanki ilkokulda gibiyiz.
Sırada Thomas Arslan’ın yönettiği Almanya – Norveç ortak yapımı Aydınlık Geceler (Bright Nights) var. Thomas Arslan çok hoş bir insan. İlkokulu Ankara’da okumasına karşın Türkçesi iyi değil, biraz anlıyormuş. Filmin iki karakteri birbirlerine çok yabancı baba ve oğul. Boşanmadan sonra çocuk annede kalmış ve yıllardır babasını görmüyor. Norveç’in kuzeyinde yaşayan büyükbabanın ölüm haberi gelince birlikte Norveç’e gidiyorlar. (Büyükbabanın Norveç’te olması çok önemli, çünkü film bir ortak yapım olduğundan Norveç bir şekilde kullanılmak zorunda. Bu, ortak yapımın yan etkisi olarak da tanımlanabilir).
Cenazeden sonra baba, oğluna birkaç günlüğüne Norveç’te kalmayı ve birlikte kamp yapmayı teklif ediyor, anneden de izin almış ama çocuğun bundan haberi yok. Böylece birbirini doğru dürüst tanımayan iki insan, Norveç’in dağlarını, tepelerini dolaşmaya başlıyorlar. Baba suçluluk duygusu içinde oğluyla iletişim kurmaya çalışıyor ama çocuğun böyle bir niyeti yok. Filmin ana fikri bundan ibaret. Görüleceği gibi aslında eldeki öykü 25 dakikalık bir kısa film için uygun. Bizim katalogda da Cem Uzay’ın yönettiği Yolcu adlı 23 dakikalık bir kısa film var, konu aynı, baba, oğul ve yolculuk.
Bir sinema yazarı ‘Film başladıktan iki saat sonra saate baktım, yirmi dakika geçmiş’ diye özetlemiş Aydınlık Geceler’i. Akmayan, bitmeyen, gitmeyen bu filmin sonunda babayla oğulun birbirlerine sarılmalarını görmek için 86 dakika beklemek zorunda kalıyor izleyici. Anlaşılan yarışmanın bu yılki Almanya kontenjanını Thomas Arslan için kullanmaya karar vermişler. Yine de her filmin insana bir faydası oluyor. Neler öğrendim? Norveç’te araba plakaları iki harf ve beş rakamdan oluşuyor. Yazın geceler hep aydınlık, güneş hiç batmıyor (aslında bunu zaten biliyordum).
Çok sayıda göl ve orman var, sık sık da yağmur yağıyor. Bu arada oyunculukların kusursuz, görüntülerin de çok güzel olduğunu belirtmek gerek. Bu kadar. Norveç’te çekilmiş bir Land Rover reklamını andıran bu film hakkında yazacak başka bir şey yok. Sabahın köründe kalkıp soğukta yürüdüğüme değmedi.