Festus Okey davası: Hak ihlali var ama ihlal edene etkili soruşturma yok
Avukat Alp Tekin Ocak, Anayasa Mahkemesi’nin Festus Okey için verdiği yaşam hakkı ihlali kararının zedelenen adaleti bir düzeyde onardığını ancak ihlale sebep olan kamu görevlilerinin soruşturulması yönünden yetersiz kaldığını belirtiyor.
DUVAR - Anayasa Mahkemesi, 14 yıl önce Beyoğlu Asayiş Şube Müdürlüğü'nde polis kurşunuyla öldürülen Nijeryalı mülteci Festus Okey’le ilgili gerekçeli kararını açıkladı. Kararda, Festus Okey’in yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmedildi ve kardeşi Tochukwu Gamaliah Ogu’ya 80 bin lira tazminat ödenmesine karar verildi.
Futbolcu olma umuduyla 2005 yılında Türkiye’ye gelen Nijeryalı mülteci Festus Okey, 20 Ağustos 2007 günü İstanbul'da gözaltına alındı. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne götürülen Okey, gözaltındayken polis kurşunuyla vurularak öldürüldü.
27 Kasım 2007’de İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan davada, sanık polis Cengiz Yıldız taksirle öldürme suçundan yargılandı. Davada, 13 Aralık 2011’de karar çıktı ve polis memuru Cengiz Yıldız’a 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Festus Okey’in ailesinin davaya katılma talebi ise reddedildi. Karar, Yargıtay tarafından bozuldu ve ailenin davaya katılıp katılamayacağına DNA raporları alındıktan sonra karar verilmesine hükmedildi.
12 Aralık 2018’de yeniden görülmeye başlanan davada Okey’in ailesinden alınan örnekler Adli Tıp tarafından incelendi. DNA testinde eşleşme sağlanması sonucunda mahkeme, ailenin davaya müdahil olma talebini kabul etti. Son duruşması 4 Kasım 2020’de görülen davada mütalaa veren savcı, sanık polis Cengiz Yıldız’a taksirle öldürme suçundan 6 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi. Bir sonraki duruşma 17 Mart’ta görülecek.
Davada yaşam hakkı, adil yargılanma hakkı ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini belirten avukatlar, Festus Okey dosyasını Şubat 2018’de Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Başvuruyu 13 Ocak 2021'de karara bağlayan Anayasa Mahkemesi Festus Okey’in yaşam hakkının ihlal edildiğine ve aileye 80 bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
‘BEKLEDİĞİMİZ BİR KARARDI’
14 yıldır devam eden davanın avukatlarından Alp Tekin Ocak, Anayasa Mahkemesi’nin kararını Gazete Duvar’a değerlendirdi. Ocak, kararın zedelenen adaleti bir düzeyde onardığını ancak bazı yönleriyle eksik olduğunu söyledi:
“Olay gerçekleştikten sonra gömleğinin kaybedilmiş olması, Adli Tıp incelemesine yetecek delillerin toplanmamış olması, silah üzerinde vücut izi incelemesinin yapılmamış olması, kolluk kuvvetlerinin ifadesinin olaydan yedi saat sonra yani çok geç alınmış olması gibi nedenlerden dolayı ‘yaşam hakkı ihlal edilmiştir’ kararı verildi. Yani ‘Savcılık soruşturmayı ihtimamlı yürütmemiştir, o yüzden yaşam hakkı ihlal edilmiştir’ deniyor. Bu beklediğimiz bir şeydi. Dolayısıyla bizim açımızdan Anayasa Mahkemesi’nin konuya böyle yaklaşıyor olması zedelenen adaleti en azından bir düzeyde onarıyor, onarmaya çalışıyor.”
Anayasa Mahkemesi, "bazı kamu görevlileri hakkında yürütülen soruşturmada yaşam hakkı kapsamında etkili ceza soruşturması yürütülmemesini" iddiasını 'başvuru yollarının tüketilmemesi' sebebiyle kabul etmedi. Kararı bu yönüyle yetersiz bulduklarını belirten avukat Ocak, şöyle konuştu:
“Özellikle olayda ihmali olan kamu görevlilerinin soruşturulması yönünden eksik bir karar. Biliyorsunuz olayın üzerinden 14 yıl geçti ve mevcut davada iddianame yalnızca bir polis için hazırlanmış durumda. Şu anda sadece tek bir polis yargılanıyor. Ama o dönem polis amiri dahil polis merkezinde görevli kolluk kuvvetlerinin ölümün gerçekleşmesinde bir ihmali var. Biz buna ilişkin soruşturma talep ettik, diğer polislerin soruşturulmasını istedik. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, talebimizi reddetti. Biz zaten Anayasa Mahkemesi’ne bu soruşturma kapsamında verilen takipsizlik kararı sonrasında gittik.”
‘ANAYASA MAHKEMESİ TOPU YEREL MAHKEMEYE ATTI’
“Bu kararla Anayasa Mahkemesi ‘Diğer polislerin olayda bir dahli olup olmadığını yerel mahkeme işaret edebilir, bekleyelim görelim’ diyor. Aynı şey ayrımcılık yasağı için de geçerli. ‘Bu cinayetin ırkçı bir tutumla işlenip işlenmediğine ilişkin karar için 'Belki davada tatmin edici bir cevap bulacağız’ deniyor. 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vereceği kararda, ‘Burada diğer kamu görevlilerinin ihmali vardır’ denebilir ve savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verilebilir. Yani Anayasa Mahkemesi, topu yerel mahkemeye atmış durumda. Bakalım onlar bunu yapacak mı?”