'FETÖ borsası' cinayetinde iade bilmecesi: Yanıtlar kilit isimde

'Arjantin iade edecek' denilen FETÖ borsası cinayetinin kilit ismi Serkan Kurtuluş cezaevinden Emniyet'i yalanladı. Avukat Şenger, "İade olursa cinayetin bağlantıları ortaya çıkar" dedi.

Abone ol

İZMİR - Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Interpol- Europol Daire Başkanlığı 25 Aralık günü, "Organize suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş ve yöneticisi Lider Camgöz'ün Türkiye'ye iadeleri, Arjantin adli makamlarınca kabul edildi" açıklaması yayınladı.  

Kurtuluş ve Camgöz'e yöneltilen suçlamaların yer almadığı açıklamada “Konuyla ilgili olarak gelinen son aşamada adı geçen iki şahsın ülkemize iadeleri Arjantin adli makamlarınca kabul edilmiştir. Interpol-Europol Daire Başkanlığımızca söz konusu şahısların ülkemize iade süreci İçişleri, Dışişleri ve Adalet bakanlıklarımız ile koordineli bir şekilde hassasiyetle takip edilmektedir” ifadeleri yer aldı.

EGM, 'iade edilecek' dedi ancak Kurtuluş ve Camgöz hakkında 2020 yılında da zaten verilmiş bir iade kararı olduğu ortaya çıktı.

SERKAN KURTULUŞ: İADE HABERLERİNİN ASLI ASTARI YOK

2020 yılından bu yana Arjantin'de tutuklu bulunan Serkan Kurtuluş, “yakalandığı ve iade edileceği” yönünde haberlerin yayılması üzerine cezaevinden gazeteci Ahmet Nesin'e ulaşarak bir ses kaydı gönderdi.

Ses kaydında Kurtuluş, iddialarla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Merhaba Ahmet Abi. Bu çıkan haberlere ben de çok şaşırdım. Bir doğruluk payı yok. Ben ve avukatlarım bu konuya dair hiçbir şey bilmiyoruz. Daha benim mülteciliğimin kararına yapmış olduğumuz itiraz bile cevaplanmadı. Daha sonra Yargıtay karar verecek. Bu haberlerin hiçbirinin aslı astarı yok. Neden böyle bir haber yaptılar bilmiyorum. Birilerine hizmet ediyordur, bir amaçları vardır ama benim iadem şu aşamada söz konusu değil. Yarın öbür gün ne olur bilmiyorum ama şu an için iadem kesinlikle söz konusu değil. Yargı süreci bu aşamada değil”

RUS UÇAĞININ DÜŞÜRÜLMESİ SONRASI İZMİR'DE GÖZALTINA ALINDI

Peki Türkiye gündeminde uzun süredir tartışmalara neden olan Serkan Kurtuluş kimdi?

Kurtuluş, ilk olarak 2016 yılında Suriye'de Rus uçağının düşürülmesi ve pilotların öldürülmesi olayı ile kamuoyunun karşısına çıktı. Türkmen Dağı'nda yaşanan olayın görüntülerinde açıklama yapan Alpaslan Çelik ile birlikte daha sonra İzmir'de bir restoranda yemek yerken yakalandı. Çelik ve Kurtuluş'a ait araçlarda yapılan aramalarda kalaşnikof marka silah, 2 tabanca ile çok sayıda mermi ele geçirildi.

FETÖ BORSASI DAVASINDA İTİRAFÇI AK PARTİLİ ÖLDÜRÜLDÜ

Daha sonra İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin yürüttüğü “FETÖ Borsası” davası ile gündeme gelen Serkan Kurtuluş, davada itirafçı olan eski AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un ev hapsindeyken polis kılığında bir tetikçinin silahlı saldırısı sonucu öldürülmesinin faillerinden biri olarak anılmaya başlandı.

Sedat Peker de ifşalarında "Rahmetli Ahmet Kurtuluş iyi bir insandı. FETÖ borsası işinde bürokratlar, siyasiler ve istihbaratçılar tarafından kullanıldı ve alınan paralardan ona hiç pay verilmedi. Bu olayı tüm detaylarıyla anlattığımda zannederim ki gündem çok karışacak... Yüksek mevkideki bürokratların ve siyasilerin kurtarılabilmesi için eski İzmir AK Parti il ikinci başkanı Ahmet Kurtuluş'u öldürttüler..." dedi. 

'BEN SUÇSUZ DEĞİLİM AMA BUNLARI TEK BAŞIMA YAPMADIM'

Hakkında “suç işlemek amacıyla çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak ve yönetmek”, “maddi menfaat elde etme amacı güderek tehdit, hakaret, silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs, kurşunlama ve kasten adam öldürme” gibi suçlamalar olan Kurtuluş 2020 yılında Arjantin'de yakalandı.

İltica talebinde bulunduktan bir süre sonra suskunluğunu bozarak dikkat çekici açıklamalar yaptı. Elinde belgeler olduğunu iddia eden Kurtuluş, eski AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve şu anki Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Nükhet Hotar ile eski İzmir Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen'in de isimlerini vererek, “Ben kendimi suçsuz görmüyorum. Öyle bir iddiam yok. Ama ben bunları tek başıma yapmadım. Tüm karıştığım bu olayları organize eden siyasiler, emniyet müdürleri, savcılar var. Ben yargılanıyorsam, onların da yargılanması lazım. Sanki ben çete lideri olarak çete kurmuşum gibi gösteriliyor. Nükhet Hotar’ın, Okan Bato’nun, polis müdürlerinin, AKP yöneticilerinin adı geçmiyor. Biz tüm yaptıklarımızı, bu insanlarla birlikte yaptık” ifadelerini kullandı.

Kurtuluş, Gazeteci Süleyman Gençel’in Nükhet Hotar tarafından dövdürüldüğünü de anlatırken, Hotar ise iddiaları reddetti.

'AHMET KURTULUŞ'UN KONUŞMASINDAN KORKUYORLARDI'

AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş cinayetine ilişkin de konuşan Serkan Kurtuluş, şöyle devam etti:

“Ahmet Kurtuluş konuşma ihtimali olan birisiydi. Konuşması halinde ucu kime dokunacaktı ise Kurtuluş’u onlar öldürdü. O dönemde en yakında Nükhet Hotar vardı, Binali Yıldırım vardı, AKP milletvekilleri vardı, il yönetimi vardı, savcılar vardı. Kurtuluş konuşsaydı, ucu hepsine dokunacaktı. Bir ekipti bunlar. Ahmet Kurtuluş, Nükhet Hotar’ın sağ koluydu. Nükhet Hotar, işlerini Kurtuluş üzerinden yönetiyordu. Nükhet Hotar’ın, konuşmasından korktuğu iki kişi vardı. Biri Ahmet Kurtuluş, biri de ben. Kurtuluş’u öldürdüler, beni de öldürmeye çalıştılar. Ahmet Kurtuluş’un konuşmasından korkuyorlardı, Kurtuluş’u susturmak için bence bu eylemi gerçekleştirdiler.”

AVUKAT ÖZGÜR SENGER: FARKLI BİR YAPI SERKAN KURTULUŞ’A BU CİNAYETİ İHALE ETTİ

Ahmet Kurtuluş'un öldürülmesiyle ilgili açılan davada Kurtuluş ailesinin savunmasını üstlenen avukat Özgür Senger, son gelişmeleri Gazete Duvar'a değerlendirdi. AK Partili Ahmet Kurtuluş’un öldürülmesi eyleminin Serkan Kurtuluş’a ihale edildiğini belirten Senger, cinayetin arkasında farklı güçler olduğunu ifade etti:

“Bizim cinayetten hemen sonra Ahmet Kurtuluş’un yargılandığı davada da beyanlarımız hep bu yöndedir. Bugüne kadar da ısrarlı ve tutarlı bir şekilde şunu söyledik; bu Serkan Kurtuluş örgütünün ve Serkan Kurtuluş’un tek başına yaptığı bir eylem değildir. Bu eylem kendisine ihale edilmiştir. Bu eylemi kendisine kendisinden farklı bir güç ve farklı bir örgüt ihale etmiştir. Bunun hazırlığını da o örgüt yapıp bu eylemi yapması için Serkan Kurtuluş’un önüne topu atmıştır. Şu ana kadar yargılananlardan ve ceza alanlardan sadece katili evin önüne götüren ve daha sonrasında onu saklayan kişiler Serkan Kurtuluş’un tanıdığı kişilerdir. Tetikçisinden tutun da tetikçiyi bulana kadar diğer kişiler Serkan Kurtuluş’un örgütünden değildir. Bu kişiler farklı üçüncü kişilerdir. O kişilerden bir tanesi Serkan Kurtuluş ile bağlantı içinde, o da örgütsel bir bağlantı değil. Dolayısıyla farklı bir yapının Serkan Kurtuluş’a bu işi ihale ettiğini düşünüyoruz.”

‘CİNAYETTEN İBARET GÖRÜLEMEZ’

Serkan Kurtuluş’un iadesinin Ahmet Kurtuluş cinayetinin arkasındaki güçleri ortaya çıkarabileceğini ifade eden avukat Senger, “Bugüne kadar ısrarla Serkan Kurtuluş’un getirilmesini istedik. Bu kişilerle nasıl bir bağ içinde olduğunu, bu işin kendisine kimler tarafından ihale edildiğini anlatması gerekiyor" diye konuştu.

"Ahmet Kurtuluş’un öldürülmesi meselesi sadece Ahmet Kurtuluş’un öldürülmesinden ibaret görülemez" ifadelerini kullanan Senger şöyle devam etti:

"Bu, Ahmet Kurtuluş’un bildiklerini de mezara gönderme ve başkaca dosyalarda delil karartması meselesidir. Serkan Kurtuluş’un iadesi ile beraber bu meselelerin üstünün açılacağını bu bağlantıların tekrar tartışılmaya başlanılacağını düşünüyoruz. 

Arjantin’de cezaevinde söyledikleri bir taraftan kendi lehine kamuoyunu manipüle etme çabası içeriyor. Yargı sürecinde ortaya çıkan delillerle ve yapılan yargılamayla birlikte Ahmet Kurtuluş cinayetinin emrini veren ve bu cinayeti hazırlayan örgütlenmenin de ortaya çıkacağı kanaatindeyiz. Arjantin’de telefon üzerinden atıp tutmaktan ziyade burada somut delilleri ile anlatması gerekiyor. Maksat maddi gerçeğe ulaşmaksa, suç işleyen kişilerin ceza almasıysa bunun ceza hukuku gereği somut delillere dayanması gerekiyor. Orada siz telefon üzerinden konuşarak bunları birbirine bağlayamazsınız. Somut şeyler ortaya koyacaksınız ki ancak bu belli bir yere otursun. Bu bağlamda Türkiye’ye getirilmesinin faydalı olduğu kanaatindeyiz. Olayın bir kısmı faili meçhullükten kurtuldu. Bu işte getir götür yapanlar, tetiğe basanlar ortaya çıktı ama bu olayın beyninin ortaya çıkması gerekiyor. Tetiği çeken parmak ortaya çıktı ama parmağa komut veren ortaya çıkmadı. Onu arıyoruz. Serkan Kurtuluş’un iadesinin tetiği çektiren beyni de talimatı veren herkesi de ortaya çıkaracağı kanaatindeyiz. Bu, cinayeti planlayan, menfaat gerçekleştiren herkes açısından da ciddi bir panik oluşturacak. Onların da yargı merciine çıkarılmasında önemli bir adım olacak.”