Filistin Davası için açıklama var başvuru yok

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 1 Mayıs'ta UAD'ye başvurulacağını açıklamasına rağmen konuyla ilgili hukuksal bir hazırlık olmadığı, başvurunun da yapılmadığı ortaya çıktı.

Abone ol

DUVAR- Türkiye'nin, Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı davaya müdahil olma kararı çeşitli açılardan değerlendiriliyor. Başvurunun yapılmamış olması bir yana hukuksal gerekçeler hazırlanmadan böyle bir açıklama yapılması da eleştiri konusu oldu. 

T24 yazarı Barçın Yinanç, açıklamayı ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendirdiği yazısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim yenilgisini Gazze politikalarına bağladığını ve bu konuda Dışişlerini sıkıştırdığını belirtti. Erdoğan'ın adeta Dışişleri'nin ensesinde boza pişirdiğini ifade eden Yinanç, "Fidan çareyi, daha ‘çalışmalar’ bitmemiş olsa da, duyanların kulağına ‘çarpıcı’ gelecek şekilde ‘Türkiye UAD'de taraf olma siyasi kararını aldı’ açıklamasını yapıyor." diye yazdı. 

Barçın Yinanç'ın "İktidardan bir garip dış politika uygulaması" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle: 

"Gerçekten insanın aklı almıyor. Devlette ciddiyet diye bir şey kalmamış. İç politika için her şey ters yüz edilir oldu.

Normali, Türkiye'nin önce UAD'deki sürece nasıl katkıda bulunabileceğinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesidir. Türk hukukçuların ve uzmanların, hatta karşılığını verip, uzmanlığını alabileceğimiz yabancı hukukçuların da görüşlerine başvurulur. Türkiye bu sürece ‘manalı katkıda’ bulunabilir sonucu çıkarsa; başvurunun beraberinde getirebileceği artı ve eksilerle beraber siyasi makama karar için sunum yapılır.

Bu kez öyle olmamış.

Bakan Fidan çalışmaların uzun süredir devam ettiğini belirtiyor. Demek ki çalışmalar, değerlendirmeler tamamlanmamış. Zira hemen akabinde, ‘bu siyasi karar Cumhurbaşkanımız tarafından alındıktan sonra, hukuki çalışmalarımızı tamamlayacağız’ diyor.

Sürecin çarpıklığını emekli büyükelçi Faruk Loğoğlu çok güzel özetlemiş:

‘Bakan Fidan açıklamasında, kararın siyasi olduğunu, hukuki gerekçelerinin ise oluşturulmasına çalışıldığını belirtmektedir. İşin püf noktalarından birisi de budur! Zira alınan siyasi bir karara arkasından hukuki kılıf oluşturmak yöntemi işin doğasına aykırıdır ve atılmak istenen adımı baştan sakatlar. İşin doğası konunun önce hukuki yönleriyle değerlendirilmesi, siyasi kararın da buna göre oluşturulmasıdır. Hukuk at, siyaset de araba ise, iktidar atı arabanın önüne değil, arkasına koşmuştur!’

Sayın Loğoğlu, Fidan'ın neden böyle bir duyuru yaptığını diplomatik bir üslupla açıklamış. Ben daha kestirmeden gideceğim ve el mahkûm senaryo yazacağım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçim yenilgisinden Gazze politikasını da sorumlu tutuyor. Kaçan oyların konsolide şekilde Yeniden Refah Partisi'nde kalıcı olmasını engellemek için de her türlü yola başvuruyor.

Dışişleri'nin tepesinde de o kadar boza pişirmiş ki; Fidan çareyi, daha ‘çalışmalar’ bitmemiş olsa da, duyanların kulağına ‘çarpıcı’ gelecek şekilde ‘Türkiye UAD'de taraf olma siyasi kararını aldı’ açıklamasını yapıyor.

İşin ilginci aradan 15 gün geçti, daha ortada başvuru yok. İnsan düşünmeden edemiyor, cumhurbaşkanının siniri yatışsın diye mi yapıldı açıklama acaba.

(...) Türkiye, UAD'nin yargı yetkisini tanımıyor. Taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını uygulamıyor. Onu bir tarafa bırakın kendi Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uymuyor. Böyle bir sicille Filistin adına açılan davaya müdahil olmak Filistin davasına ‘moral üstünlük’ açısından zarar verir."

(HABER MERKEZİ)