Firmalar küçülüyor, yaygın işten çıkarmalar kapıda
11 bin 200 işletme ve kurumun verilerine hakim JCR Eurasia Rating’in Başkanı Orhan Ökmen, kur zararının KOBİ'lerde özkaynağın yüzde 7,2'si, büyüklerde yüzde 70'i düzeyine ulaştığını söyledi. Firmaların ortalama yüzde 20 daralma başladığını belirten Ökmen, küçülme planlarının henüz istihdama yansımadığına dikkat çekti.
DUVAR - Ekonomik krizden etkilenen 30'a yakın firma şu ana kadar ya kredi yapılandırmasına gitti ya da konkordato ilan etti. Krizle birlikte seyreden yüksek döviz kuru nedeniyle büyükler dahil birçok işletme, gelecek planlarını küçülme üzerine yapıyor. İthalata bağımlı olan imalat sanayinde ortalama olarak yüzde 20 civarında üretim ve kapasite daralmaları başladı.
Dünya gazetesinden İbrahim Ekinci, bine yakın kurumsal, 200’e yakın banka ve diğer finansal kuruluşlar ile 10 bini aşkın irili ufaklı KOBİ’ye ait olmak üzere toplam 11 bin 200 civarında işletme/kurumun güncel istatistiki veri setine hakim JCR Eurasia Rating'in Başkanı Orhan Ökmen’e bu şirketlerin son durumunu, kur krizinin bilançolar üzerindeki etkilerini sordu.
Kur krizinin, firmaların tüm fonksiyonları üzerinde ciddi etkiler bırakmaya başladığını, likidite, mali yapı, faaliyet etkinliği ve karlılık değişkenlerinin negatif yönde değişmekte olduğunu söyleyen Ökmen'in, şirketlerin mevcut durumuna ilişkin anlattıkları şöyle:
MALİYET ARTTI, TAHSİLAT SÜRELERİ UZADI: Genel olarak finansman maliyetleri ve işletme riskleri arttı, likidite ve kârlılık seviyeleri ile piyasa değerleri düştü. Ancak artan maliyetleri ürün fiyatlarına tam yansıtmada zorluk yaşadıklarını görüyoruz. Aşırı maliyet farkları nedeniyle ithalata bağımlı imalat sektörlerinde ortalama olarak yüzde 20 civarında üretim ve kapasite daralmaları başladı. Alacak tahsil süreleri ise 2018’in ikinci yarısından itibaren uzamaya başladı, ortalama 90 gün civarına ulaştı. Tekstil, kimya, elektronik, makine ve inşaat sektörlerinde bir yıla kadar çıktı. Perakende ile ulaşımda bu süre 40 gün civarında. Bir önceki yıl yüzde 20 daha düşüktü.
YATIRIMLAR İPTAL EDİLİYOR: Likiditeyi artırmak, mali yapıyı sağlamlaştırmak amacıyla ağırlıklı olarak özkaynağa yönelmek ve yatırım politikalarında değişiklikler yaparak, yatırımları ertelemek veya iptal etmek temel eğilim olarak belirginleşiyor. Ancak kurumsallarda likidite artırıcı süreçler zorlaştı. Likidite bakımından KOBİ’lerin daha hazırlıklı oldukları söylenebilir. Hem kriz öncesi hem de şu anda likidite seviyeleri, büyük kurumsal firmalara göre daha yüksek. Bunun nedeni KOBİ’lerin kısmen peşin satış stratejisine yönelmeleri. Ancak açık pozisyon riski olanlar önemli tutarda zarar üretiyor. Son dönemde büyük firmalar KOBİ’lere oranla daha az borçlanıyor. KOBİ’lerin yüksek likiditelerini yüksek borçlanmayla devam ettirdikleri söylenebilir. Kurumsalların göreceli olarak düzelirken küçüklerin kaldıraç oranları daha da bozuluyor. Kredilerin gelişimi bu durumu teyit ediyor. Temmuza kadar KOBİ kredilerinde kur artışından arındırılmış artış yüzde 21.7 iken, kurumsal kredilerde yüzde 3,27’lik düşüş oldu. Daha çok, büyük ölçekli KOBİ’ler açısından duran varlıkların finansmanının daha da kısa vadeli finansmana kaydığını, risklilik seviyesinin ve vade uyumsuzluğunun arttığını gözlemliyoruz.
KÜÇÜLME REVİZYONLARI YAPILIYOR: Uzun vadeli strateji oluşturma çabaları azaldı. Alacak vadelerini kısaltmaya, tedarikçi borçlarını daha gecikmeli ödemeye yönelik taktikler oluşturuluyor. Ana faaliyetler öne çıkıyor, yan faaliyetlere ayrılan zaman ve bütçe azaltılıyor. Yıllık bütçelerde kötümser varsayımlara dayalı küçülme yönlü revizyonlar yapılıyor. Müşteri limitleri periyodik olarak tekrar tekrar gözden geçiriliyor. Limit- risk eşitlemeleri çerçevesinde indirimlere gidiliyor. Ancak küçülme planlamaları henüz istihdam alanına yansımadı.
SATIŞLAR AZALDI, MALİYET TÜKETİCİYE TRANSFER EDİLİYOR: Satışlar ikinci yarıda azalmaya başladı: Genel talep seviyesinin zayıflamaya başlaması, tüketici kredisi maliyetinin artması nedeniyle, firmaların satış seviyeleri özellikle yılın ikinci yarısından itibaren reel olarak azalmaya başladı. Hemen hemen her sektörü etkilendi. Ancak, yoğun ithal girdi ve yüksek enerji kullananlar, daha çok iç pazara hitap edenler ile yurtdışı orijinli firmalarının distribütörü, bayisi firmalar daha fazla etkilendi. Krizlerin maliyetlerinde son yüklenicinin her zaman hane halkı olduğu düşünülürse, tüm sektörler bir şekilde transfer etmenin yolunu bulacaktır. Ancak ani maliyet transferleri toplumsal şok ve sosyal huzursuzluğa, kademeli maliyet transferleri ise uzun süreli ekonomik durgunluğa sebep olur. Ekonominin bu ikilem içerisine girmemesi için uluslararası finansman kanallarına erişiminin önündeki her türlü yapısal, hukuksal engellerin vakit kaybetmeden kaldırılması gerekir. Döviz krizinin orta ve uzun vadeli pozitif çıktısı, yerli girdi kullanan sanayiyi koruyucu ve teşvik edici cazip bir etki oluşturması olur.
KUR KRİZİNDEN EN ÇOK ETKİLENEN SEKTÖRLER: (Kur çıkışı en çok hangi sektörleri etkiliyor?) Yeme-içme, spor giyim başta olmak üzere tekstil, turizm, organize perakende, demir çelik imalatçıları, özellikli kumaş üreticisi mensucat sektörü, mobilya gibi sektörlerin negatif etkilenmesi en düşük seviyede. İplik imalatçıları, elektrikli ev aleti imalatçıları, seyahat acentaları, akaryakıt bayileri de az etkilenen grupta. Geri kalan tüm sektörlerin etkilenme derecesi yüksek. Özellikle inşaat, enerji gibi sektörler en fazla etkilenenler. Gayrimenkul, tüm alt grupları dahil genel olarak imalat sektörü, ilaç-sağlıkmedikal ürünler sektörü, kimya, havacılık, otomotiv, medya-basın-yayın başta dövizli yükümlülükleri olan her sektörde firmalar çok etkilendi veya etkileniyor. Bankacılık şimdilik ve genel olarak sürdürülebilir düzeydeki sağlığını koruyor. Faktoring ve leasing genel olarak küçülme ve faaliyet kaybı sürecinde. Eğitim sektörü (basım ve yayımcılık hariç) krizin yükünü önemli ölçüde transfer etmeyi başardı.
KUR ZARARI ÖZKAYNAĞIN ÜÇTE İKİSİNE KARŞILIK GELİYOR: Finansman maliyetlerinin artması tüm firmaların faiz karşılama kabiliyetlerinde ortalama yüzde 20 erozyona yol açtı. Hatta birçok firma açısından faiz karşılama kapasitesi istatistiki açıdan yetersiz bölgelere indi. Finansman maliyetlerinin giderlerdeki payı bütün ölçeklerde son dönemde arttı. Açık pozisyon riski olanlarda daha fazla artarak EBITDA seviyesini geçip zarara dönüştü. İçsel kaynak üretemez duruma geldiler. Mevcut örneklemden tümevarım yöntemiyle tahmin istatistiği yapıldığında, 2018 yılı ilk 8 ayında, kur zararı KOBİ’lerde özyanakların yüzde 7.20’sine, kurumsallarda özkaynakların 3’te 2’sine tekabül ediyor.