Yaşadığımız gaz kesintisinin kökeni aslında çok belli ama kimse
üstüne konuşmuyor. Herkes depoların boşalmasını, vanadaki sorunları
filan konuşurken ortalıkta olan nedenleri değerlendirmiyoruz.
Haliyle bunu konuşamayınca tekrar gaz kesilecek diye strese
giriyoruz.
İşin özünü konuşalım mı? Hem de çok somut verilerle ve de
Meclis’te vekillere sunulmayan raporları ortaya koyarak üstünden
geçelim mi?
Biraz geriye gidelim, önce depoların boşalması meselesini
konuşalım. Depolar boşaldığı İran gaz kesince mi fark edildi?
EPDK’nın Ekim 2021 Doğalgaz Sektör Raporu’na göre yeraltı depolama
tesisleri bir önceki yılın ekim ayına göre yüzde 18,48 daha az gaza
sahipmiş! Yani 3 milyar sm³ olan önceki yılki gaz miktarı bu yıl
2,5 milyar sm³’ün altına düşerek 2,47 milyar sm³’e gerilemiş.
Ama kimse ilgilenmemiş.
O raporda bir detay daha var ama kimse konuşmuyor. Ekim ayında
ABD’den gaz ithalatımız o kadar çok artmış ki, Rusya’nın
arkasından, Azerbaycan'ın önünden ikinci olmuş. 4 milyar 657
milyon sm³ aylık ithalatımızın 838 milyon sm³’ü ABD’den
gemilerle gelmiş!
Bu bize acayip bir şey daha söylüyor, büyük bir endüstriyel
işlemle sıvılaştırılan gazın çok özel gemilerle ABD’den taşınarak
buraya kadar getirilmesi çok garip değil mi?
Ama bunu TBMM’de görülen kademeli gaz fiyatlandırmasında
konuşmamışlar bile, bu rapor sunulmamış ama ben size sunayım
dedim.
Ama hâlâ asıl sebep bu değil, bunlar sadece sonuç.

Ama daha kötüsü rapordan geliyor. Ekim ayında elektrikte ve
konutlarda gaz kullanımı patlamış mesela. Kimse incelememiş, üstüne
düşünmemiş ama ekim ayında elektrikte gaz kullanımı elektrik
santrallerinde yüzde 24,21, konutlarda gaz tüketimi yüzde 31,51
artmış. Neden?
Ekim ayı sıcaklık ortalaması Türkiye’de 15,2 C’dir. Geçtiğimiz
ekim ayı ise 15,1 C ortalama ile geçti. Tamam 0,1 derece soğuk
geçmesi konutlarda tüketimdeki artışın nedeni olarak görülmez belki
ama ortada bildiğimiz bir şey var. O da evlerimizin çok verimsiz
olduğu.
Elektrik kısmına gelirsek, orada garip bir şey var.
Hatırlarsınız aralık başında “Dağıtım şirketleri kuraklıktan da
para kazanmış!” diye bir yazı yazmış, kuraklıktan bunalan
çiftçinin sulama için bolca elektrik kullandığını sizlere
anlatmıştım. Öyle bir artış ki, 2017’ye göre Bolu gibi 42 kat fazla
elektrik tüketen kentlerden bahsetmiştim.
Bahsetmez olaydım, çünkü bu bilgi yine karşımıza çıktı.
Çiftçimiz kuraklık ile boğuşurken politikaların baskısı ile
elektrik motoru ile kuyudan su çekerken, aynı politika enerjide de
uygulanmış, asıl işleri yapmak yerine çalışmayan HES’lerin
boşluğunu doldurmak için ABD’den bile gaz ithal ederek elektrik
üretme derdine düşmüşüz.
İKLİM VE KURAKLIK KOMİSYONU RAPORUNU SUNUYOR
Şubat 2021’de TBMM’de İklim Değişikliği ve Kuraklık Meclis
Araştırma Komisyonu kuruldu. Tam da bu işlerin komisyonu değil mi?
Ama öyle olmadı. Hükümete yakınlığı ile bilinen uzmanların, kamu
kurumlarının çağrıldığı, halka kapalı bir komisyondu. Bakanlık
çalışanları ve hükümete yakınlığı ile bilinen 82 kişiyi dinlediler.
Asla aykırı bir sesin girmesine izin vermediler.
O rapor bu hafta TBMM’de görüşülecek. Ama bu koca çalışmada
olmayan öyle şeyler var ki inanamazsınız.
Raporda iklim değişikliğinin bilimi yok mesela, IPCC’nin raporu
esas alınmamış! Dolayısıyla birkaç yıl içinde kömür santrallerini
kapatmamız gerektiği, Türkiye’nin enerji verimliliğini
engellememesi gerektiği, güneş enerjisine çıkartılan engeller hiç
yok. Koca raporda emisyonları azaltmak gibi temel tartışma yok.
Raporda kuraklık da yok. Kuraklık meselesinde komisyon bir tane
çiftçi örgütü çağırmadı. Evet doğru duydunuz, TBMM İklim ve
Kuraklık Komisyonu emisyonları azaltmak konusunda bir tane uzman,
kuraklık derdi konusunda bir tane çiftçi örgütü çağırmadı.
Ahh sevgili okuyucu,
Bu o kadar hazin bir resim ki, bugün yaşanan gaz kesintinin ayak
sesleri o günlerde duyuluyormuş. Ama kulaklar kapalı imiş. Tabii ki
bu gaz kesintisinin nedeni iklim değişikliği değildi. Aslında
kuraklık da ilk nedenlerden biri değildi. Ama iklim değişikliği ve
kuraklığın nedeni ile gaz kesintisinin nedeni aynı idi. Bu resim
bize o kadar net anlatıyor ki.
Komisyon raporunun hazırlandığı ağustos ayında Türkiye’de
elektrik üretimi çıldırdı. O ay ülke kavrulduğu için ve de bakanlık
enerji verimliliğini reddettiği için elektrik santralleri deli gibi
çalıştı ve Ağustos 2020’den yüzde 73 daha fazla gaz tükettik. Bu
yaklaşım 1 milyar sm³ demek. Yani mevcut depolarımızın üçte
biri.
Şimdi neden başlıkta “Gaz Kesintisi, İklim ve Kuraklık
Komisyonu” dediğimiz anladınız mı? İklim ve kuraklığı konuşmadık,
buraya geldik. İklim değişikliği ve kuraklığın nedenleri bize bu
gaz krizini hediye etti, yine konuşmuyoruz. Yerine vanaları,
İran’ı, depoları, anlaşmaları konuşuyoruz.