Gazete Duvar yazarları değerlendirdi: Anlaşma ne anlama geliyor?

Gazete Duvar yazarları Prof. Dr. İlhan Uzgel, Mühdan Sağlam ve Musa Özuğurlu, Suriye konusunda Türkiye ile Rusya arasında varılan yeni anlaşmanın ne anlama geldiğini ve bundan sonraki süreci değerlendirdi.

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki uzun süren görüşme sonunda açıklanan anlaşmanın ne sonuçlar doğuracağı ve nasıl uygulanacağı merak konusu. Anlaşmanın içeriğini ve bundan sonraki süreçte neler yaşanabileceğini Gazete Duvar yazarları Prof. İlhan Uzgel, Mühdan Sağlam ve Musa Özuğurlu değerlendirdi.

'TÜRKİYE'YE BULUNDUĞUN YERDE KALABİLİRSİN DENDİ'

İLHAN UZGEL: "Türkiye en başından beri Fırat’ın doğusu ile Menbic’i de içine alacak biçimde bütün Suriye sınırını kontrol etmek istiyordu. Bunun için de iki ülkeyle pazarlık yapmak zorundaydı. ABD ile yaptığı pazarlıkta, Washington'un Türkiye’ye 120 km’lik bir alanda hareket izni verdiğini görüyoruz. Türkiye, Suriye’de ağırlığı olan diğer önemli aktör Rusya ile de bu pazarlığı görüşmek zorundaydı. Türkiye’nin planı Tel Abyad ile Rasulayn arasındaki 30 km. derinlik ve 120 km. uzunluktaki şeridi bir köprü başı olarak görmek ve buradan doğu ve batı doğrultusunda operasyonu genişletmekti. Putin ile uzun süren görüşmede Türkiye'nin ABD ile yaptığı uzlaşmayı Rusya da onaylamış oldu. Türkiye’ye bulunduğu yerde kalabilirsin dendi. Ama buradan öteye gitmesine de izin verilmedi. Onun yerine Rusya Menbic ve Tel Rıfat’taki YPG unsurlarının çekilmesini garanti etti. Yine, Kürt nüfusun yoğun olarak bulunduğu ve Kürtler açısından önem taşıyan Kobani ve Kamışlı konusunda da PYD’nin oralardaki kontrolünün devam edeceği anlaşılıyor. Rusya, Türkiye’nin kontrol ettiği bölgeden YPG’nin çıkmasını ve o hattın güvenliğinin sağlanmasını da üstleniyor. Bunun için de Rus ve Türk ortak devriyeleri yapılacak. Böylece İdlib’ten sonra bu kez Tel Abyad-Rasulayn bölgesinde de Rusya ile ortak askeri bir faaliyete girmiş oluyor Türkiye. Rus tarafı ısrarla Adana mutabakatına gönderme yaparak Türkiye’yi Şam yönetimiyle yan yana getirmeye çalışıyor. Bu metne de söz konusu çaba yansımış. Dolayısıyla, hem ABD hem de Rusya Türkiye’ye 120 km’lik bir sınır çizdiler ve Türkiye’den burada kalmasını, ilerlememesini istediler. Türkiye’nin 440 km'lik bir hatta girmesinin yolu şimdilik tıkanmış oldu."

'ANLAŞMA ÇIKMASI SEVİNDİRİCİ'

MÜHDAN SAĞLAM: "Erdoğan ile Putin'in beklenenden uzun süren görüşmesinde anlaşma çıkması sevindirici. Bu, olası çatışmaların ve can kayıplarının önüne geçecek bir adım. Geçen hafta ABD ile Türkiye arasında varılan uzlaşma ile bu uzlaşma arasında bir paralellik var. Benzer derinlik söz konusu. ABD söz konusu bölgeyi Kürtler ile Türkiye arasında bir tampon bölge olarak gördüğünü ifade etmişti. Şimdi söz konusu alanın kontrolünde Rusya ve Türkiye'nin etkin olacağını görüyoruz. Rusya'nın da söz konusu bölgede devriye faaliyetlerinde bulunacak olması, ülkenin kuzeyinden ABD'nin çekilip Rusya'nın etkin olması demek. Ben görüşmede Suriye hükümetinin de kontrollere katılmasının gündeme geldiğini, ancak Türkiye'nin bu öneriye sıcak yaklaşmamış olabileceğini düşünüyorum. Liderlerin 6 saatten uzun görüştükleri de dikkate alınırsa nihai anlaşmaya kadar pek çok başlık revize edilmiş olmalı. Anayasa görüşmeleri yine önemle izlenecek gelişmelere gebe, bu görüşmeler bir yanıyla Suriye'deki sürecin gidişatına karar verecek. Son olarak Türkiye'nin güvenli bölge konusunda sınırlandırıldığı da görülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye toprak bütünlüğüne yaptığı vurgu da bu yönde. Erdoğan'ın basın açıklamasında enerjiden güvenliğe her iki ülkenin ilişkilerine değinmesi, liderlerin karar alırken söz konusu ikili ilişkilere halel gelmemesine özen gösterdikleri ve uzlaşmak için çaba harcadıklarını gösteriyor. Suriyeli göçmen/mültecilerin güvenli bölgeye yerleştirilmesininse zaman alacağı görülüyor. Gerek küresel desteğin sağlanması gerek alanın yeniden düzenlenmesi gibi başlıca unsurlar geniş zamanlı bir program gerektiriyor."

'RUSYA-İRAN-SURİYE TEZLERİNE YAKLAŞILDI'

MUSA ÖZUĞURLU: "Toprak bütünlüğüne yapılan vurgu bir yandan Kürtlerin özerklik niyetlerine yönelik diğer yandan Türkiye’nin bundan sonra Suriye’de kalıcı olamayacağına işaret. Terörizm vurgusu subjektif. Her iki tarafın terörist olarak gördükleri farklı. Ancak anlaşılan her iki tarafın da birbirlerinin terörist tanımlamasına saygı göstereceği coğrafik mevcudiyet de buna göre belirlenecek. İki tarafın 32 km derinlik anlaşmasında Türkiye en fazla 10 km girebilecek. Geri kalan 20 km derinlik ise Suriye-Rusya’nın elinde olacak. Bu da Suriye’nin tezinin kabul edildiği anlamına geliyor. Bu durumda SDG'nin hareket alanı tamamen kısıtlanmış durumda. Bundan sonra daha güneye Deyrezzor tarafına bakmak lazım. Suriye-SDG gerginliği burada mı oluşur yoksa Rusya iki tarafı da ikna edip masaya oturtur ve ABD'yi devre dışı bırakır mı zaman içinde göreceğiz. Sonuçta Rusya-İran- Suriye tezlerine daha da yaklaşıldı. Kürtler ise bu cephe ile ABD arasında seçim yapma durumu ile karşı karşıya kaldı. Bir şey daha: Suriye’de savaş bitti. Türkiye bulunduğu bölgelerden zaman içinde çekilecek. ABD terk etmek zorunda kalacak. Temef’teki varlığı ise anlamsızlaşacak." (HABER MERKEZİ)