Gazete Duvar yazarları derbiyi değerlendirdi

Gazete Duvar yazarları Volkan Ağır ve Adem Erkoçak, derbiyi değerlendirdi. 

Abone ol

DUVAR - Gazete Duvar yazarları Volkan Ağır ve Adem Erkoçak, 1-1 eşitlikle sonlanan Fenerbahçe-Beşiktaş derbisini değerlendirdi.

Fenerbahçeli futbolcuların özgüvenlerini tazelediğini belirten Ağır, derbiyi "Futbolcular derbiden puan çıkararak özgüvenlerini tazeledi, Cocu da kredisini arttırdı. Beşiktaş için ise bu sonuç büyük bir kayıp değil" şeklinde yorumladı.

Maçta seyir zevkinin düşük olduğunu kaydeden Erkoçak, "Fakat dolu tribünler, iyi futbolcular, tecrübeli antrenörler sahada olsa da futbol aklı ve keyif yoktu. Maç boyu bunun eksikliğini gördük, kötü bir derbi izledik" ifadelerini kullandı.

Volkan Ağır ve Adem Erkoçak'ın değerlendirmeleri şöyle:

VOLKAN AĞIR: COCU KREDİSİNİ UZATTI

Fenerbahçe için sonucu daha yüksek bir anlam taşıyan mücadelenin ilk yarısına iyi başlayan taraf sarı lacivertlilerdi. Beşiktaş'ta Medel'in yokluğunda Hutchinson formasına formunda bir şekilde döndü. Devre boyunca takımının orta sahadaki savunma garantisi olarak öne çıktı Kanadalı. Ama yanındaki Oğuzhan ve Tolgay'ın varlığı, Beşiktaş'ın sezon başından beri bu düzende oynadığı maçlarda olduğu gibi, takımın orta sahadaki mücadele gücünü düşürdüğünden Fenerbahçe çok daha fazla rakip yarı alandaydı. Beşiktaş'ın savunmadan yerden toplarla çıkma oyun planına önde basarak da iyi bir cevap verdi. Böylece 15. dakikada önce Aatif'la yakaladıkları gol şansını buldular. Hasan Ali'nin uzaktan attığı şutta direkten dönen top, en az Ayew'e alda at dercesine pasla oluşan pozisyon kadar tehlikeliydi. Slimani de Benzia'nın ortasında topu aşırtarak ağlarla buluşturmaya çalıştı olmadı.

Fenerbahçe'nin bu atakları karşısında Beşiktaş zaman Oğuzhan ve Tolgay hattını transit geçerek Babel'in indirdiği toplarla oyunu kanatlara yayarak rakip yarı alanda bulunmaya çalıştı. Henüz bir kaç gün önce bir başka skor üreten forvet oyuncusu Negredo'yu satmasının ardından ileri uçta kimin oynayacağı tartışılırken Babel bu işi yapabileceğini kanıtlarcasına bir gol attı ilk yarı bitmeden. Topun ağlarla buluşmak için kat ettiği mesafe, Babel'in vuruş tekniği, meşin yuvarlağın süzülüşü... Talisca'dan görmeye alıştığımız gollerden birini attı Hollandalı: Babelsca! Ev sahibi iyi performansına karşın golü atamayınca soyunma odasına boynu bükük girdi.

İkinci yarıda ev sahibi takım pes etmeye niyeti olmadığını gösterircesine oynamaya devam etti. Hasan Ali Kaldırım, Gareth Bale'in Şampiyonlar Ligi'nde attığı golü atmaya niyetliydi bugün herhalde ki, ilk yarıda attığı uzak mesafeli şuttan bir tane daha çıkardı. Bu sefer Karius topu çıkardı. Ancak Kaldırım bir kez daha sahneye çıktı ve penaltı noktasına çok iyi bir orta kesti. Ayew Vida'nın üzerinden harika yükselerek skoru 1-1 yaptı. Top sırayla iki rakip ceza sahası çizgilerinin etrafında oynansa da, meşin yuvarlakla 18 içine girerek tehlikeler yaratma konusunda Fenerbahçe biraz daha başarılı gibiydi. Özellikle Eljif ve Valbuena'nın oyuna girmesinden sonra iki oyuncunun kontra ataklarda taşıdığı toplarla yakalanan pozisyonlar maçın dönüm noktalarıydı. Daha sonrasında yetenekli ayaklarının sahada olmasına karşın organize ataklarla rakip yarı alanda çok da fazla tehlike oluşturamadı. Beşiktaş'ın Ljajic ve Larin hamleleri hücumda üretkenliği beraberinde getirmedi.

Hafta içinde Avrupa kupası maçı oynayan iki takımdan daha çok hırpalanan Fenerbahçe derbinin skorundan kârlı çıkan takım oldu. Futbolcular derbiden puan çıkararak özgüvenlerini tazeledi, Cocu da kredisini arttırdı. Beşiktaş için ise bu sonuç büyük bir kayıp değil.

ADEM ERKOÇAK: FUTBOL AKLI VE KEYİF YOKTU

Maç öncesi Fenerbahçe tribünlerine endişe hakimdi. Endişenin getirdiği gerginliği Şenol Güneş ve Caner Erkin'e yansıtarak atmak istediler. Maç başladığında ise oyunun içinde olmaya çalıştılar.

Fakat dolu tribünler, iyi futbolcular, tecrübeli antrenörler sahada olsa da futbol aklı ve keyif yoktu. Maç boyu bunun eksikliğini gördük, kötü bir derbi izledik. Aslında Beşiktaş buradan kolay bir galibiyet çıkarabilirdi. Fenerbahçe takımı tedirgindi. Bunu Atıf ve Ayew'in ilk yarıda bulduğu pozisyonlarda hissettik. Fenerbahçe'de en beğenilmeyen isimlerden olan Hasan Ali ise ilk yarının takımı adına en heyecanlı anını yaşattı.

Beşiktaş golü bulduğunda maç başındaki endişe karamsarlıkla birlikte yeniden ortaya çıktı. Fenerbahçe golü bulana kadar tribünlerde alınacak kötü sonuca gösterilecek tepkinin sesleri yükselmeye başlamıştı. Ancak Beşiktaş maç boyunca sergilediği tutuk ve yumuşak futbolunu değiştiremedi, eline geçen fırsatları harcadı.

Özellikle Quaresma önünde alan bulduğunda pas vermeyi, pas verebileceği pozisyonlarda da dripling yapmayı seçerek maç boyu yanlış kararlar verdi. Uzun süre sonra ilk 11'de başlayan Atiba ise maça bir türlü giremedi, oyuna alıştığında ise maçın seyri çoktan değişmişti. Oğuzhan'ın hayalet futbolu ve Lens'in topa vuramayışları ise şaşırtmadı. İlginç olan, Şenol Güneş doğru formasyona döner dönmez Beşiktaş'ın golü yemesi ve psikolojik üstünlüğü ele geçiren Fenerbahçe'ye yanıt verememesiydi.

Fenerbahçe'de ise kaleyi en çok ve isabetli bir şekilde yoklayan Hasan Ali ve futbol beceresini gösteren Benzia öne çıkan isimler oldu. Ayew golü attığı ve ilk yarıda girdiği pozisyon haricinde oyun sürekliliği gösteremedi. Slimani ise fizik mücadelenin ötesine geçemedi. Islıklanan Atıf'ın yerine büyük bir alkışla oyuna giren Valbuena da etkisizdi.

Galatasaray'ın kaybettiği haftada beraberlik iki takıma da yaramadı ama iki takım da bu sonuçtan dolayı sahadan memnuniyetle ayrıldı. Beşiktaş, bu kadar düzensiz ve özellikle önde oynadığı dakikalarda tribün desteğinden yoksun Fenerbahçe'yi mağlup etmeyi başaramazken, Fenerbahçe ise mücadele sertliğinden uzak ve sanki ilk kez Kadıköy deplasmanına çıkmışçasına tedirgin bir futbol oynayan rakibini deviremedi.

Fenerbahçe lig yarışına güçlü bir şekilde dönmeyi, Beşiktaş ise rakibini bir kaosa sürükleme fırsatını kaçırdı.

Caner Erkin'in yine kırmızı kart gördüğü, tribünlerden yapılan tezahüratlardan etkilenip oyuna konsantre olmadığı bir akşamı daha geride bıraktık. Caner Erkin tarzı futbolcuları geride bırakmadıkça, böyle futbolsuz derbileri daha çok geride bırakacak gibiyiz...