Gazeteciler anlattı: İsmail Küçükkaya ne yapmalıydı?

Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin 24 Haziran seçimleriyle ilgili ilk yorumunu gazeteci İsmail Küçükkaya'nın duyurmasına ilişkin tartışma sürüyor. Medya etiği alanında tanınmış gazetecilere sorduk: İsmail Küçükkaya ne yapmalıydı?

Abone ol

DUVAR – 24 Haziran seçimlerinin en çok konuşulan konularından biri, gazeteci İsmail Küçükkaya'nın cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin kendisine gönderdiği “Adam kazandı” mesajını canlı yayında duyurması oldu. Küçükkaya, İnce'nin kendisine “...Söyleyeceklerim var ama kazandığını kabul ediyorum. Yarın açıklama yapacağım” dediğini de ekliyordu.

İnce ise ertesi gün “Ben İsmail Küçükkaya'ya arkadaşça bir mesaj attım” diye serzenişte bulundu; “Demek ki, gazetecilerle dost olurken daha dikkatli olmak gerekiyormuş” çıkışı yaptı ve “Hata benim” dedi.

Peki, gazeteci ile siyasetçi arasında arkadaşlık olur mu? Gazeteci-siyasetçi ilişkisinde mesafe nereye konmalı? Muharrem İnce, İsmail Küçükkaya'nın canlı yayında olduğunu gözeterek o mesajı 'arkadaşça' da olsa yazmamalı mıydı? "Yazılmaması kaydıyla" notunu düşmeli miydi? İsmail Küçükkaya bütün dünyanın merak ettiği açıklamayı duyurup duyurmamayı İnce'ye bir kez daha sormalı mıydı?

Medya etiği konusunda uzun yıllar dersler vermiş olan gazeteciler Tuğrul Eryılmaz ve Ragıp Duran Duvar'a değerlendirdi...

'GAZETECİNİN SİYASETÇİLERLE ÇOK CİDDİ MESAFE KOYMASI GEREKİR'

Tuğrul Eryılmaz (Gazeteci):

“Zaten bir gazeteciyle siyasetçi arkadaşlığı diye bir şey olamaz, bu madde 1. Bu durum esas olarak gazeteci açısından önemlidir. Bütün siyasetçiler gazetecilerle yakınlık kurmak ister, sorumluluk gazeteciye düşer. Ve kesinlikle, eğer asker arkadaşı, mektep arkadaşı değilse -ki orada da dikkatli olmak zorundadır- siyasetçilerle çok ciddi mesafe koyması gerekmektedir. Siyasetçi dener, gazeteci izin vermez. İzin verdiyse zaten doğru bir iş yapmamıştır. 'Gazeteciden dost olmaz" lafı yanlış ama bir gazeteci için "Siyasetçiden dost olmaz" lafı doğru.”

'KÜÇÜKKAYA İZİN ALMALIYDI'

Ragıp Duran (Gazeteci):

“Gazetecilerle siyasetçiler arasındaki ilişkiler, etik açıdan önemli tartışmalara yol açabiliyor. Kimi siyasetçiler, bazen yayınlanmasını özel olarak istediği bilgileri‘’off the record’’ kaydıyla tanıdığı bir gazeteciye bildiriyor ve sonucu bekliyor. Kimi gazeteciler de siyasetçi arkadaşlarıyla yaptıkları özel sohbeti haber konusu haline getirip yayınlıyor. İki tutum da hatalı.

Gazetecilik ilkeleri batıda doğuda, üç aşağı beş yukarı aynı. Uygulmalarda ise büyük farklar görüyoruz hep.

Muharrem İnce- İsmail Küçükkaya hadisesinde, İnce’nin bilahare televizyondan açıkladığına göre, gazeteci siyasetçinin yazdığı mesajı yayınlamak için İnce’nin onayını almamış. Küçükkaya’nın yapması gereken şu idi: “Muharrem Bey bu yazdığınız cümlenin haber değeri çok yüksek. Kamuoyu sizden şu anda bir açıklama bekliyor. Mesajınızı onaylıyorsanız haber yapmak istiyorum. Eklemek istediğiniz başka bir şey varsa da yazmaya ve yayınlamaya hazırım’’ demesi, yani izin alması gerekirdi.

Keza İnce’nin de gazeteci arkadaşına mesaj gönderirken “İsmail kardeşim bu yazdığımı sana özel yazdım. Şu an bunu yayınlaman için göndermedim. Zaten yarın saat 12.00’de Parti merkezinde basın toplantısı düzenleyeceğim” demesi gerekirdi.

Diyaloğun sanal ortamda, telefonda ya da yüz yüze gerçekleşmiş olması önemli değil. Bir gazetecinin kendi Twitter hesabından yazdığı mesajlar da artık haber olarak nitelenebiliyor. Mecra tayin edici değil, içerik önemli.

İnce bu uyarıyı yapmamış olsa bile, Küçükkaya’nın bu mesajı haberleştirmemesi gerekirdi. Çünkü haber kaynağının onayı yoktu.

Bu tür ihlaller gazeteci-siyasetçi arasındaki güven ilişkilerini zedeler, nitekim zedeledi. Üstelik İnce, basın toplantısında, hatasını kabul edip özür diledi, iyi oldu. Ama arada bir yerde de, gazetecilerle dostluk ilişkilerinde dikkatli olunması gerektiğini söylemeyi de ihmal etmedi. Bir başka deyişle, “Siyasetçiler gazetecilerle özel görüşmelerinde ketum davranmalılar’” demeye getirdi.”

İsmail Küçükkaya: Rakı balıkta değildik

İsmail Küçükkaya: İnce'nin sonucu kabul etmesi haber değil mi?

ZAFER ARAPKİRLİ: HABERCİLİKTİR, İSMAİL KÜÇÜKKAYA HAKLIDIR

Tecrübeli gazeteci Zafer Arapkirli ise Küçükkaya'ya destek verenler arasındaydı. Facebook sayfasından “Açık ve net söylüyorum. İsmail Küçükkaya, siyasetçi dostu Muharrem İnce'nin kendisine attığı ‘Adam kazandı ne yapalım…’ mealindeki SMS mesajını kamuoyu ile paylaşmakta haklıdır” diyen Arapkirli, bu görüşünü dokuz maddede sıraladı. Daha sonra yazdığı bir mesajda da, "Söz konusu olayda, saatlerce seçmeninden halkından saklanan bir siyasetçinin hissiyatını öğrenip üstelik "çarpıtmadan" kamuoyuna aktarmanın adı, "HABERCİLİK"tir.." ifadelerini kullandı.

SARPHAN UZUNOĞLU: OFF THE RECORD DEMİYORSA...

Medya eleştirileri ile tanınan gazetecilerden Sarphan Uzunoğlu da Küçükkaya'ya destek verenler arasındaydı. Konuyu sosyal medyada bir video ile değerlendiren Uzunoğlu, Twitter hesabından konuyu yorumladı. Asıl sorununun 'gazeteci-siyasetçi ilişkilerinin samimileşmesi' olduğu yorumunu yapan Uzunoğlu, "Eğer bir gazeteciye, sorusuna yanıt olarak bir siyasetçi hür iradesiyle bir beyan veriyorsa ve OTR demiyorsa, o beyan politiktir ve haber değeri taşır" dedi.

NE OLMUŞTU?

Seçim gecesinde oy sayımı devam ederken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan zaferini ilan etmiş, gözler en yakın aday İnce'ye çevrilmişti. Ancak CHP'nin seçmenlerine "Sandıkları terk etmeyin" çağrısı sürüyordu. Sadece cumhurbaşkanlığı değil, milletvekilleri için verilen oyların da sayımı devam ediyordu.

Bu sırada Fox ekranlarında canlı yayında olan İsmail Küçükkaya, İnce'nin mesajını şu ifadelerle duyurdu:

“Ben biraz önce Muharrem İnce'ye mesaj attım, Muharrem İnce'ye yazdım. 'Başkanım ne diyorsunuz, herkes sizin yorumunuzu bekliyor” dedim. 'Adam kazandı' dedi. Dolayısıyla 'kazandı', yani Erdoğan'ın kazandığını söylüyor. Hani açık yürekli. Bunu ben ilk defa buradan duyurmuş olayım. Bizzat ben sordum çünkü kendisine. Yorumunu çok merak ediyordum. Sonra 'Sizin oyunuz nedir, yorumunuz, yüzde 30 aldınız dedim.. Sevgili Doğan Şentürk yayın yönetmenim... O da dedi ki, 'Tabii ki adil bir yarış değildi, kampanyada bir takım sorunlar yaşandı, söyleyeceklerim var ama kazandığını kabul ediyorum' dedi. 'Yarın açıklama yapacağım' dedi. Bu da Muharrem İnce'nin.. İlk defa biz kamuoyuna ben duyurmuş olayım buradan.”

Muharrem İnce ise ertesi gün düzenlediği basın toplantısında, niçin bir gece önce açıklama yapmadığına ve Küçükkaya'ya mesaj attığına dair soruya şu yanıtı verdi:

“Orada bir hatam oldu onu kabul edeyim. Ben İsmail Küçükkaya'ya arkadaşça bir mesaj attım, onun haber yapacağını tahmin etmedim, benim gibi deneyimli bir siyasetçinin bunu yapmaması gerekirdi. Vatandaşlarımızın, oy veren yurttaşlarımızın bunu bir tweet'le öğrenmemesi gerekirdi. Benden öğrenmesi gerekirdi. Ama emin olun, onu haber yapacağını düşünmediğim için.. çünkü takip ediyordum ben sonuçları, ıslak imzalı tutanakları... Her şekilde, her şey netleşsin, ondan sonra açıklama yapacaktım. Bunu bekledim. Yoksa bir, özel bir...”

Bu sırada salondan bir gazeteci, seçim gecesi basın açıklaması yapmayı planlayıp planlamadığını sorarak sözünü kesiyor; İnce şöyle devam ediyor: “Çıkacaktım, sonuçları bekliyordum. Ama demek ki, gazetecilerle dost olurken daha dikkatli olmak gerekiyormuş.”

“Hata benim, öyle bir şey yazmamam gerekiyormuş. Bir hata yaptım o konuda. Özür diliyorum o konu için.”