Gazeteciler cezaevini anlattı: Osman Kavala 50 metre ötemizdeydi

Dün öğlen saatlerinde cezaevine girip dün akşam serbest bırakılan gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel Silivri'de geçen 5.5 saati anlattı.

Abone ol

DUVAR - Haklarındaki hapis cezası kesinleştiği için dün teslim olan ve Silivri Cezaevi'ne girdikten bir kaç saat sonra denetimli serbestlikle tahliye edilen gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel, cezaevinden çıktıktan sonra Halk TV yayınına katıldı. 

Pehlivan, teslim olmaya gittikleri anı anlatarak "Sevgililer Günü'ne tebliğ alınca beraber kararlaştırıp Adliye'ye gidelim" dedi. Pehlivan, "Osman Kavala 50 metre ötemizdeydi. O demir kapının sesini duydu. Biz denetimli serbestlik tahliye olduk. Demokles'in kılıcı başımızda hala" diye konuştu.

 Pehlivan tahliye edildikten sonra cezaevindeki 10 kilometre ötedeki bir dinlenme tesisine bırakıldıklarını ve yanlarında telefonları olmadıkları için avukatları arayamadıklarını anlattı:

 "Bizi dağ başında dinlenme tesisine bıraktılar. Nasıl avukatlara ulaşacağız diye sorduğumuzda ankesörlü telefonu kullanın dediler ama sorduk telefon yok. Oradakilerden istedik bize telefonlarını vermediler. Yakınlardaki zincir kafeye girerek oradan bir kişiye rica ettik Telefonu kullanabilir miyiz ücreti karşılığında diye sorduk. Ne demek dedi abi diyerek biz etelefonu vermişti. Ben avukatımız Hüseyin Ersöz'ün telefonunu kağıda yazmıştım. Onu aradım hemen. Telefonunu veren Mert arkadaşımıza teşekkür ediyorum."

 Pehlivan şöyle devam etti:

"Bizi cezaevine atan hakimler, savcılar, polisler bizi sevmiyorlar ama biz onların çocuklarını da sahiplenmek istiyoruz. Onların çocuklarının daha iyi bir ülkede yaşanması için uğraşıyoruz.

 O kadar hukukla ilgisi az olan kişiliklere savcılık cübbesi giydirmişler ki... Avukatımız açıkça sordu: Pehlivan'ı getirdik, Terkoğlu'nu alabiliyor mıyız? diye sordu. Terkoğlu'nu itirafçı haline getirmeye çalıştılar."

Murat Ağırel ise şöyle konuştu:

 "Biz gazeteciler kapıdan kovsalar bacadan gireriz, bacadan kovsalar başa yerden geliriz. Bu ülke bu topraklar bizim. Biz sorumluluğumuz en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan gazetecileriz. Siz bir gazeteciyi kaçma şüphesiyle tutukladığınız zaman bunun inandırıcılığı kalmıyor. Siz bizi istemeseniz de biz gelir teslim oluruz. Hukuk kişiye göre özelleştirilirse bir yapılanmanın hedef göstermesiyle gazeteci tutuklanırsa o hukuk sorgulanır."

ÇARŞAFLARINI SERDİLER, ISITICI ALDILAR

Odatv'nin haberine göre ise Silivri Cezaevi'ne girişte üstleri detaylı bir şekilde aranan gazeteciler Barış Pehlivan ve Murat Ağırel aynı koğuşta kaldı. Ne zaman çıkacaklarını bilmedikleri için ikisi de kantinden yazı, mektup ve dilekçelerini yazmak için kağıt ve kalem, sıcak su ihtiyacı için su ısıtıcısı, çay, diş fırçası gibi eşyaları aldı.  Eşyalarını dolaplarına yerleştirdiler cezaevinden kendilerine verilen nevresim takımlarını yataklarına serdiler. 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, MİT mensubunun Libya’da hayatını kaybetmesine ilişkin haberler nedeniyle yargılanan gazeteciler Ferhat Çelik, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Murat Ağırel, Aydın Keser ve Barış Terkoğlu’na verilen hapis cezası kararlarını onamış, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel sabah saatlerinde Çağlayan Adliyesi’ne gitmiş ve iki gazeteci yeniden tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilmişti. İki gazeteci denetimli serbestlik papsamında akşam saatlerinde tahliye edilmişti. (HABER MERKEZİ)