Gaziantep katliamı: Menbiç intikamı ve Cerablus tehdidi
Gaziantep’te 51 insanımızı kaybettiğimiz katliam, Suriye’deki yangının kaçınılmaz biçimde Türkiye’yi de kavurduğunu ve kavuracağını bir kez daha teyit ediyor. Artık Suriye sahasında yaşanan her gelişmenin Türkiye için de ‘hassas’ sonuçlar doğurduğunu gösteriyor.
Hakkı Özdal hozdal@gazeteduvar.com.tr
Gaziantep’te 51 yurttaşımızın can verdiği -birçoğu halen hayati tehlike altında bulunan- 70 insanımızın yaralandığı katliam, onu anlamak ve yakın gelecekte yaşanabilecek başkaca saldırılara karşı hazırlıklı olmak açısından bazı karakteristik özellikler taşıyor.
Saldırının dikkat çekici bazı yönleri şöyle…
1. FAİL: BU KEZ ‘KOKTEYL’ DİYEN ÇIKMADI
Saldırıyı henüz üstlenen olmasa da, IŞİD’in yaptığı gün gibi ortada. Örgütün Türkiye’deki eylemlerini üstlenmeme alışkanlığı bir yana, bu kez failin IŞİD olduğunu açıkça gösteren hukuki bir ‘belge’ bile mevcut. Gaziantep’te polisle girdiği çatışmada kendisini havaya uçuran Yunus Durmaz isimli IŞİD militanının, örgütün Türkiye ‘emiri’nden “Kürt düğünlerine saldırmak için” icazet istediğini gösteren yazışmalar evindeki bilgisayarda bulunmuş ve bu Ankara Gar Katliamına ilişkin olarak hazırlanan iddianamede yer almıştı.
Fail konusunda daha dikkat çekici olan nokta, özellikle hükümet ve iktidar çevrelerinin de önceki IŞİD saldırılarından farklı olarak derhal IŞİD’i işaret etmesi. Katliamın ardından henüz birkaç saat geçmişken AK Parti Gaziantep milletvekilleri örgütün adını andı. Ertesi gün de Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil tüm yetkililer IŞİD’i isim vererek işaret etti. Daha önceki saldırılardan sonra kullanılan “kokteyl terör” gibi kavramların kullanılmaması dikkat çekti. “Kendileri yapmıştır” tutumu da bu kez birkaç gazeteci ve milletvekili dışında pek taraftar bulamadı. AK Parti sözcüsü Yasin Aktay’ın “kimin yaptığına dair tam bir tespit yok, DAİŞ olmayabilir” ve “ambulanslardan önce olay yerine gitmeleri HDP’lilerin hazırlıklı olduklarını gösteriyor” sözleri ise diğer yetkililerin sözleriyle kontrast oluşturdu.
2. YÖNTEM VE HEDEF: ‘SIRF KÜRT OLDUKLARI İÇİN’
Daha önce Irak ve Suriye’de çocukları bombacı olarak kullanan IŞİD, Türkiye’de ilk kez bir “çocuk saldırgan” kullandı. Bu, hem eylemin yarattığı dehşeti ve toplum içindeki huzursuzluğu artırıyor, hem de örgütün Türkiye’ye yönelik tehdit pozisyonunu yükselttiğini gösteriyor.
IŞİD Türkiye içinde yaptığı eylemlerde genel olarak iki kesimi hedef alıyordu: Diyarbakır, Suruç ve Ankara saldırılarında olduğu gibi Kürtler ve solcular… ya da Sultanahmet, İstiklal Caddesi saldırılarında olduğu gibi yabancılar… Bunların dışına çıkan ilk eylem ise 25 Haziran’daki Atatürk Havalimanı saldırısıydı.
Gaziantep Katliamı da Kürtleri hedef alan bir saldırı olmakla beraber öncekilerden farklı bir yanı vardı. Diyarbakır, Suruç ve Ankara Gar saldırıları politik saiklerle bir araya gelmiş Kürt ve solcuları hedef almıştı. Bu kez bir mahalle düğününe, hiçbir politik yönelimi de gerekçe etmeden, “sırf Kürt oldukları için” hedef seçilmiş insanlara saldırdı.
3. AMAÇ VE ZAMANLAMA: MENBİÇ İNTİKAMI, CERABLUS UYARISI
Gaziantep katliamının, zamanlama olarak, bölgedeki iki sıcak gelişmeye yakın gerçekleştirilmesi dikkat çekiyor. Bunlardan ilki Kürt güçlerinin (YPG) öncülük ettiği Suriyeli grupların Menbiç’ten IŞİD’i söküp atması; diğeri ise Türkiye tarafında organize edilen Suriyeli silahlı grupların, Türkiye sınırına çok yakın olan ve halen IŞİD’in elinde bulunan Cerablus kasabasına büyük bir operasyon başlatacağı yönünde giderek artan işaretler…
Gaziantep katliamı bu açıdan Kürtlerin Menbiç zaferine karşı bir intikam saldırısı olma özelliği taşıyor. Ama aynı anda Cerablus’a yönelik bir operasyona karşı Türkiye’ye kanlı bir ‘mesaj’ da veriyor.