Gazprom fiyat indiriyor Türkiye zam yapıyor

Bütçe açığını finanse etmekte kullanılan bir kalem haline geldi doğalgaz. Üstelik temel bir ihtiyaç olan, özel tüketimle hiçbir alakası olmayan bu kalemden özel tüketim vergisi alınıyor. Şimdi yeniden sormak gerekiyor: Gazprom 2019’da gaz fiyatlarında indirim yaparken Türkiye gaza neden zam yaptı?

Mühdan Sağlam msaglam@gazeteduvar.com.tr

Türkiye gündeminde pandemi ve kış koşullarının birleşmesinin getirdiği zorluk var. İşsizlik, enflasyon sohbetlerin ana konusu, bir de zamlar. 2021’de yılın ilk günlerine zam yağmuruyla girildi. Ancak öyle bir kalem var ki, gelen her fatura sinir krizlerinin sebebi: Doğalgaz. Oysa Türkiye 21 Ağustos’ta ilan edildiği üzere 320 milyar metreküp (bcm) doğalgaz buldu.

Müjdeyle ilan edilen bu süreç, indirim değilse de zamların durması ümidini getirmişti, öyle olmadı. Peki neden? Türkiye doğalgaza neden sürekli zam yapıyor? Gazprom zamların ardındaki gizli neden mi? Gazprom’un fiyat ortalaması ne durumda? Doğalgaz bütçe için neden önemli? 1990’lar Rusya örneği bize bu konuda ne söylüyor? Bu hafta bu sorulara yanıt arayacağız.

GAZPROM’UN FİYAT ORTALAMASI VE TÜRKİYE’NİN POLİTİKASI

Gazprom Export’ta göre Türkiye, Gazprom’un en önemli üçüncü tüketicisi, çünkü hatırı sayılır bir gaz alımı yapıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Raporu’na göre Türkiye, 2019’da 45.2 bcm gaz ithal etti, bu gazın yüzde 33,6’sı Rusya’dan alındı. Yani gaz tedarikinde Gazprom Türkiye için önemli. Bu bağlamda Gazprom’un sitesindeki ortalama gaz fiyatlarına bakalım.

Gazprom’un Türkiye’nin dahil olduğu Avrupa pazarındaki ortalama gaz fiyatı (1000 metreküp/dolar) yıllara şöyle: 2017: 202 dolar, 2018: 246 dolar, 2019: 210 dolar. Veriler incelendiğinde Gazprom’un fiyatlarında değişiklik olduğu görülüyor. Ancak dikkat çekici olan 2019’da indirim uygulanması: 1000 metreküp gazın fiyatı 246 dolardan 210 dolara gerilemiş. Öncelikle şunu belirtmek lazım ki Gazprom anlaşmaları ülkelere özel yapıyor. Bunlar ortalama fiyat, yine de durum konusunda fikir veriyor.

Aynı dönemde Türkiye’de doğalgaz fiyatlarının seyrine bakalım. 2019, Türkiye’de yerel seçim yılıydı ve özellikle İstanbul’da seçimin tekrarlanmasına kadar doğalgaz ve elektrik zamlarından kaçınıldı. Ancak seçimden kısa süre sonra doğalgaza neredeyse bir ayda art arda zam yapıldı. Önce yüzde 14,9, ardından aynı oranda ikinci zam. Böylece bir yılda gaza ödenen meblağ yüzde 32,1 arttı. Yani 1 Eylül 2018’de doğalgaza 100 lira ödeyen hane halkı, 2019’da aynı miktar gaza 132,1 lira ödemek durumunda kaldı. Oysa aynı dönemde küresel olarak gaz fiyatlarında düşüş vardı, dahası Gazprom da ortalama fiyatlarda indirime gitmiş, bir önceki yıla göre gazı 36 dolar daha ucuza satıyordu. Peki Türkiye buna rağmen neden gaz fiyatı arttı? 

BÜTÇEYE KAYNAK OLARAK DOĞALGAZ ZAMLARI

Doğalgaz fiyat politikası konusunda vergi politikalarını incelemesi ve kamu yararı için detaylı aktarımıyla bilinen Dr. Ozan Bingöl, “vergiyedair” isimli sitesinde aslında bu soruya yanıt veriyor: Uygulanan vergi politikası. Bingöl, doğalgazın Rusya’dan çıkıp evimize ulaşmasına kadar geçen süreçte kazananları şöyle aktarıyor: BOTAŞ’ın kâr marjı, BOTAŞ’ın dağıtım şirketlerinden aldığı sistem kullanım bedelleri, dağıtım şirketlerinin kâr marjı, yüzde 18 KDV, metreküp başına 0.023 lira ÖTV. 

Bu noktada doğalgazın üç açıdan çok önemli olduğu görülüyor. Birincisi, BOTAŞ’a sağlanan gelir, ikincisi şirketlerin kârı ve son olarak iki vergi kalemi üzerinden bütçeye sunduğu katkı. 2020 ve 2021’de de doğalgaz zamları pandemiye rağmen sürdü. Son zamlarla duruma bakmaya devam edelim. 2019’da daha önce 100 lira verdiğimiz gaza 132 lira verdik. 2020’de Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre doğalgazın 1 metreküpüne dönen bedel yüzde 34,7 oranında arttı. Nihayetinde Türkiye, 2021’e de doğalgazda zamla başladı ve bu devam ediyor. Yeni yılın ilk gününde gaza yüzde 1 zam yapıldı. Şubat ve mart aylarında da aynı şekilde gaza yüzde 1 zam yapıldı. Burada dikkat çekici olan, zammın yüzde 1 gibi bir oranda tutularak düşükmüş gibi gösterilmesi, yani zam toplu olarak yapılmak yerine zamana yayılıyor. 

Oysa bugüne kadar doğalgaz zamları konuşulduğunda hep işaret edilen bir adres vardı, Gazprom ve gizli fiyat politikası. Gazprom artık -en azından Avrupa pazarı için- verilerini açıklıyor. Ortalama da olsa bir fiyat veriyor. Bu noktada şunu sormak gerekiyor: Türkiye 2019’da Gazprom’a 1000 metreküp için ne kadar ücret ödedi? Bu ücret ortalamanın altındaysa neden zam yapılıyor? Ortalamanın üstündeyse, Gazprom Avrupa’ya indirim sunarken neden Türkiye’ye uygulamıyor, bunun için şirketle nasıl bir müzakere yürütülüyor?

RUSYA’DAN TÜRKİYE’YE DOĞALGAZIN SERENCAMI

Ekonomist Mustafa Sönmez 4 Eylül 2019’da DW’ye verdiği görüşte şöyle demişti: İçki veya sigarayı azaltabilir ya da bırakabilirsiniz, ama doğalgaz açısından böyle bir şey söz konusu değil. Doğalgaz haneler ve sanayi tesislerinin vazgeçemeyeceği bir madde. Bu nedenle kış kendini hissettirmeye başlayınca oluşacak kabarmış faturalar, toplumun pek çok kesiminde tepkiye neden olacaktır. 

Mustafa Sönmez’in buradaki vurgusu önemli. Şöyle, bugüne kadar alkol ve tütün ürünlerine gelen zamlar karşısında bir kısım tüketici, “içmesinler” diyerek aslında o meşhur büyük resmi görmek istemiyor, hatta iktidarın bu politikasını sağlığa katkı, kötü alışkanlıktan uzaklaşma olarak görüyordu. Oysa uygulanan vergi politikasına bütüncül bakıldığında aslında alkol ve tütün ürünlerine gelen zamlarla nabız yoklandığı ortaya çıkıyor. Ekonominin bir alanında adeta ek gelir kapısına dönen yöntem, bugün vazgeçilmez iki kalem olan doğalgaz ve elektrik için de uygulanıyor. 

Oysa en vahşi kapitalist modellerde dahi bundan kaçınılırdı. Örneğin 1990’larda Rusya’daki uygulanan fiyat serbestleştirme politikası sonucunda bazı kalemlerde yüzde 1200 gibi artış yaşanmıştı, iki kalem hariç: Doğalgaz ve petrolü içine alan enerji ile ekmek. Sözkonusu dönemde bu kalemlerin dışarıda bırakılmasını Marshall Goldman, dönemin özelleştirme mimarı İgor Gaydar’ın bir demecini dikkate alarak şöyle yorumluyordu:

“Bu iki kalem, yıkılan sosyalizmi yeniden getirebilirdi, eğer ekmek ve ısınmada fiyat artışı olursa Rusya ikliminde halk isyan ederdi.”

İşin aslına bakılırsa, özellikle kadınların önde olduğu kitleler 1990’larda sokaklara döküldü. Dahası, milyonlarca insan yetersiz beslenmeden yaşamını yitirdi, ancak bu isyan dalgası Rusya için hazırlanan neoliberal reçete olan “Şok Terapi”yi etkileyecek boyuta varamadı. Türkiye örneğindeyse tersini görmeye başladık. Örneğin Ankara’da 1,5 lira olan ekmek bir hafta önce 1,75 liraya çıktı. Doğalgaz ve elektrikte de benzer bir durum var. Artık açık olan, hükümetin, Rusya’nın bile o vahşi kapitalizm yıllarında el atmadığı alanlara el atması. Ancak bir farkla: Neredeyse 3 katına çıkan faturalara neden olan zamları zamana yayma. Eğer bir gün kalkıp “94 lira verdiğiniz elektriğe artık 186 lira vereceksiniz” dendiğini duysaydınız isyan ederdiniz. Ama bu üç yıla yayıldı. Dahası, yeni bir politikayla zamlar artık aylık bazda yüzde 1 olarak uygulanmaya başlandı. 

Özetle, bütçe açığını finanse etmekte kullanılan bir kalem haline geldi doğalgaz. Üstelik temel bir ihtiyaç olan, özel tüketimle hiçbir alakası olmayan bu kalemden özel tüketim vergisi alınıyor. Şimdi yeniden sormak gerekiyor: Gazprom 2019’da gaz fiyatlarında indirim yaparken Türkiye gaza neden zam yaptı? 21 Ağustos 2020’de bulunan gaz rezervi neden özellikle medya eliyle sanki yarın bu gaz mutfağımızda olacak gibi gösterildi? Son olarak Rusya’nın en zor yıllarında neoliberalizmin karargahında hazırlanan reçetelerde “aman halk isyan eder” denerek gaz fiyatları kontrol altında tutulurken, Türkiye’de nasıl bir model uygulanmaktadır ki, doğalgaz zammı yapılırken kimsenin eli titremiyor?

 
 
 
Tüm yazılarını göster