Gazze'de üçlü toplantı: 'Savaşın ertesi günü ne olacağına Filistin halkı karar verir'
Hamas, FKÖ'nün iki fraksiyonu ile 'Gazze Şeridi'nde önemli bir üçlü toplantı' yapıldığını duyurdu. Toplantıda, 'savaşın ertesi günü ne olacağına Filistin halkının karar vereceği vurgulandı'.
DUVAR - Hamas, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) iki fraksiyonu 'Arap Kurtuluş Cephesi' ve 'Filistin Kurtuluş Cephesi' ile İsrail'in saldırısı altındaki 'Gazze Şeridi'nde önemli bir üçlü toplantı' yapıldığını açıkladı. Hamas'tan yapılan açıklamada, 'Gazze Şeridi'ndeki savaşın sona ermesinin ertesi günüyle ilgili kararın Filistin halkı ve onun ulusal güçleri tarafından verileceğini ve bu hakkın sadece Filistinlilere ait olacağı' ifade edildi.
Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, toplantıdan sonra yapılan ortak açıklamada, 'toplantının siyonist işgalin Filistin halkına, davasına ve Filistin kimliğine karşı yürüttüğü soykırım savaşının gölgesinde' gerçekleştiği belirtilerek, "Toplantıda, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme, özgür ve bağımsız iradesiyle seçim yapma hakkının tartışmasız bir hak olduğu ve savaşın ertesi günü ne olacağına Filistin halkının ve onun ulusal güçlerinin karar vereceği ve bu hakkın tamamen Filistin'e ait olacağı vurgulandı" denildi.
'ÖNCEKİ ANLAŞMALARIN UYGULANMASI İÇİN DERHAL HAREKETE GEÇİLMELİ'
Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yeniden itibarının sağlanması ve Filistinlileri bir araya toplaması amacıyla kurumlarının etkinleştirilmesi için çalışılması çağrısı yapılan açıklamada, FKÖ'nün Filistin halkına liderlik etme ve onların özgürlük, bağımsızlık ve devlet kurma umutlarını ve isteklerini gerçekleştirmedeki doğal rolüne geri dönmesi istendi. Ortak açıklamada ayrıca 'Pekin'deki ulusal uzlaşma anlaşmasının ve önceki anlaşmaların uygulanması için derhal harekete geçilmesi' çağrısında bulunuldu.
Açıklamada, "Filistin halkının talepleri gerçekleşerek İsrail Gazze'den tamamen çekilinceye, abluka kırılarak, yeniden inşa süreci ve ciddi esir takası anlaşması sağlanana kadar İsrail'le anlaşma yok" ifadelerine yer verildi. 'Filistin halkının her şekilde işgale direnme hakkı tartışılamaz ve taviz verilemez meşru bir haktır." denilen açıklamada, ayrıca Filistin halkına yönelik saldırı ve soykırım savaşıyla mücadelede Kudüs, Batı Şeria ve işgal altındaki bölgeler başta olmak üzere Filistin halkının bulundukları her yerde tüm güçlerini harekete geçirmesi ve seferber etmesi' talebi dile getirildi.
Çin, 21 ve 22 Temmuz'da Fetih Hareketi ile Hamas başta olmak üzere Filistinli grupların katıldığı kapsamlı bir ulusal toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Filistinli 14 grubun üst düzey temsilcisi, 21 Temmuz'da başlayan uzlaşma görüşmeleri sonrası aralarındaki bölünmüşlüğe son vermeyi ve birlik oluşturmayı amaçlayan 'Pekin Diyaloğu'nu imzalamıştı.
PAPA: BARIŞ İÇİN ADIMLARIN ATILDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırıları sürerken, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus da İsrail saldırısı altındaki Gazze'de öldürülen çocukların bedenlerini görmenin, bir okulun bombalanmasının 'korkunç bir şey' olduğunu söyledi.
Papalık döneminin en uzun seyahati kapsamında Endonezya, Papua Yeni Gine, Doğu Timor ve Singapur'u kapsayan 12 günlük Güneydoğu Asya turunu 13 Eylül Cuma günü tamamlayan Papa Franciscus, gezisinin son ayağı Singapur'dan Roma'ya dönerken, uçakta seyahatini takip eden gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazze'deki çatışmanın Batı Şeria'ya sıçrama tehlikesi olduğu hatırlatılan ve Vatikan'ın arabuluculuk ihtimali sorulan Papa, "Vatikan bunun için çalışıyor. Her gün Gazze'yi oradaki cemaati arıyorum. Orada, 600 kişi var: Hristiyan ve Müslüman ama kardeş gibi yaşıyorlar. Bana kötü ve zor şeyler anlatıyorlar" dedi.
İsrail'in Gazze'de okulları hedef almasına değinen Papa Franciscus "Bu savaş çok kanlı mı değil mi diye nitelendiremiyorum ama öldürülen çocukların bedenlerini görmek, birkaç gerillanın içeride olduğunu varsayarak, bir okulun bombalandığını işitmek, korkunç bir şey, korkunç. Bu kötü" ifadelerini kullandı. Gazze'de ateşkese yönelik görüşmeleri de değerlendiren Papa, "Bazen bunun savunma amaçlı bir savaş olduğu söyleniyor ancak ben bunun fazlasıyla bir savaş olduğuna inanıyorum. Bunu söylediğim için kusuruma bakmayın ama barış için adımların atıldığını düşünmüyorum" diye konuştu. Savaşın istisnasız her zaman bir yenilgi olduğunu dile getiren Katoliklerin ruhani lideri, Ürdün Kralı 2'nci Abdullah'a da bu konuda yaptıklarından ötürü minnettar olduğunu söyledi.
KATZ'DAN BORRELL'E 'ANTİSEMİTİZM' SUÇLAMASI
Öte yandan, İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz ise Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'i 'antisemitizm ve İsrail'e yönelik nefretle' suçladı. Katz, dün sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) hesabından yaptığı açıklamada, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere'nin İran'a yaptırım uyguladığı hafta, Borrell'in 'İsrail'e karşı nefret kampanyalarıyla meşgul olduğunu' ileri sürdü.
Borrell'in AB'nin İran'a karşı yaptırımlara katılması için çalışmak yerine 'İran tarafından kontrol edilecek' bir Filistin devleti kurmayı desteklediğini öne süren Katz, "Borrell'in mirası budur: Antisemitizm ve İsrail'e yönelik nefret" ifadesini kullandı.
İsrail'in Gazze saldırılarını görüşmek üzere Mısır ile Lübnan'ı kapsayan bölge turuna çıkan AB Yüksek Temsilcisi Borrell, İsrail ziyaretini iptal etmişti. Borrell'in İsrail ziyaretinin 14-15 Eylül olarak planlandığı ancak Tel Aviv yönetiminin bu ziyareti, AB Temsilcisi'nin görev süresinin sonlanacağı ekim sonuna ertelemesini talep ettiği belirtilmişti. Borrell'in de İsrail'in AB Büyükelçisi Haim Regev'e, İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz'ın 'bu ziyareti istememesi üzerine' programını iptal ettiği yanıtını verdiği paylaşılmıştı.
(ANADOLU AJANSI)