'Geçişler artarsa yeni Alan bebekler olabilir'
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, Türkiye'nin Avrupa'ya gitmek isteyen mültecileri engellemeyeceğine yönelik açıklamalarının ardından Ege Denizinde yaşanan hareketliliği "endişe verici" olarak nitelendirdi. Çorabatır, Yunanistan’a geçen mültecilerin yeniden Türkiye sınırına itileceğini ve arada kalacaklarını söyledi ve denizden geçişlerin artması halinde hiç istenmese de yeni Alan bebek olaylarının yaşanabileceğini vurguladı.
ANKARA - Suriye'nin İdlib kentinde Türk silahlı Kuvvetleri'ne yönelik yapılan hava saldırısının ardından Türkiye, İdlib'den gelmesi muhtemel yeni göç dalgasının kara ve deniz yoluyla Avrupa'ya geçişinde engel olmayacağını açıkladı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarının ardından Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenler, Edirne, Çanakkale ve İzmir'de hareketlilik oluşturdu. Göçmenler birçok noktadan minibüs ve taksilerle Edirne'ye geçerken, mültecilerin deniz yoluyla, beraberinde çocukları ile Yunanistan’a geçişleri de televizyonlarda canlı yayınlandı.
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, son yaşanan gelişmeleri büyük bir kaygı ile izlediğini ifade ederek olayların kontrolden çıktığını söyledi. Rusya’nın başından beri nihai hedefinin İblib’i kontrol altına alarak muhalifleri Türkiye’ye sürmek olduğunu belirten Çorabatır, bu kapsamda rejimin ve Rusya’nın ayrım gözetmeden İdlib’de saldırılarını uzun zamandır sürdürdüğünü söyledi. Türkiye’nin İdlib’de olma gerekçesinin olası göç dalgası olduğunu belirten Çorabatır, şöyle konuştu:
"Rejimin ve Rusya’nın sivilleri ayırmadan yaptığı İdlib’deki saldırılar çok önceden başladı. Türkiye’nin uluslararası toplumla mültecilerin sınıra dayanması halinde bir yük paylaşımı konusunu müzakere etmesi gerekirdi. Böyle bir müzakerenin yapılmış olduğunun izlerini son yaşanan olaylara bakarak görmüyoruz. İdlib’ten bir mülteci akını olması yüksek bir ihtimal. Mülteciler hususunda uluslararası işbirliği mekanizması eksik işletildi."
'TÜRKİYE ULUSLARARASI YARDIM KURULUŞLARINA KAPISINI AÇMALI'
İdlib’den kaçan 1 milyon insanın Türkiye sınırında çok kötü koşullarda kaldığına dikkat çeken Çorabatır, "BM Mülteciler Yüksek Komiseri de geçen günlerde “İdlib’den gelecek mültecilere kapınızı açın” dedi. Böyle bir akın olursa kapıyı açmak Türkiye’nin insani bir görevi olacak. Uluslararası yardım kuruluşları İdlib için yardımlarını hazırladılar. Kuruluşlar, İdlib’e gidip yardımlarını insanlara eriştirebilmek için Türkiye’den yeşil ışık bekliyorlar. Türkiye bu yeşil ışığı henüz yakmadı. Türkiye’nin o yeşil ışığı yakması mülteciler konusunda batı ile işbirliğini kolaylaştıracak ve kendisini anlatmasına yardımcı olacak. Türkiye’nin hazır bekleyen uluslararası yardım kuruluşlarına kapısını açması lazım" dedi.
'AVRUPA KAPISINI YENİDEN ARALAMALI'
Çorabatır’a göre, Türkiye’nin politikasını bir an önce kamuoyuna net olarak açıklaması gerekiyor. Denizden geçişlerin artması halinde hiç istenmese de yeni Alan bebek olaylarının yaşanabileceğine vurgu yapan Çorabatır, Yunanistan’ın mültecileri geri Türkiye sınırına iteceğini, insanların arada sıkışacağını belirterek şöyle konuştu:
"Batı ülkeleri mülteciler konusunda çok katı tutum içerisindeler. Tahkimlerini artırdılar, duvarlarını daha da yükselttiler. Yunanistan adalarındaki mülteci kamplarında özellikle son bir aydır neredeyse iç savaş yaşanıyor; kamplar yakılıyor. Yunanistan geçişleri önlemek için denizde engel kurmaya çalışıyor. Türkiye’den yapılan geçişlerde mülteciler Yunanistan sınırlarından geri itilecekler. Arada sıkışacaklar. Denizden geçişler artarsa hiç istenmese de yeni Alan bebek olayları potansiyel olarak olabilecek. Onun için Avrupa’nın kapısını yeniden aralaması lazım. Avrupa’nın Türkiye’nin üzerindeki yükü paylaşması lazım. Bu durumun müzakere ile çözülmesi lazım. Haberlerden izlediğim kadarıyla insanların Yunan sınırının en ucuna kadar girebiliyor gibi bir intiba var. Bu da hükümetin bilinçli bir göz yumması olup olmadığı sorusunu akla getiriyor. Kaotik bir durum. Uluslararası kuruluşların, siyasi partilerin ve STK’ların susmaması gerekir. STK’ların batıya ve hükümete çağrıda bulunması lazım."
Bodrum'da 14 kişinin bulunduğu fiber teknenin 2 Eylül 2015'te batması sonucu 3 yaşındaki Alan Kurdî'nin de arasında olduğu beş kişi ölmüştü. Suriyeli minik Alan'ın cansız bedeni Akyarlar Mahallesi'ndeki Fenerburnu sahiline vurmuştu.