Gelecek Partisi, 'süresiz nafaka'nın kaldırılması için kanun teklifi verdi

Gelecek Partisi, Medeni Kanunu’nun 175. maddesindeki ‘süresiz olarak’ ifadesinin kaldırılması ve nafakanın süresinin ‘belirli kriterlere göre hakim tarafından belirlenmesi’ için kanun teklifi sundu.

Abone ol

DUVAR - Gelecek Partisi İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Meclis'e, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesindeki ‘süresiz olarak’ ifadesinin kaldırılması ve nafakanın süresinin ‘belirli kriterlere göre hâkim tarafından belirlenmesi’ şeklinde kanun teklifi sundu.

Grup Başkan Vekili Şahin TBMM’de yaptığı basın toplantısında; "Süresiz nafaka konusunun toplumda büyük bir tartışmaya sebep olduğu, sonraki evliliklerde aile kurumunu maddi ve manevi olarak yıprattığı, tarafların özel yaşamlarını etkilediği gibi gerekçelerle bu konunun önce tartışılması sonra da bu konuda hakkaniyete göre bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

Şahin kanun teklifinde, ‘kanundaki nafakayla ilgili süresiz ifadesinin kaldırılması’ teklifinde bulunarak, süresiz nafakanın süresi konusunda; “tarafların evlilik süresi, eğitim ve meslek durumları, sağlık durumu, nafaka alacaklısının çalışabilir olup olmadığı, çocuk sayısı ve çocukların yaşı gibi durumlara göre hâkim tarafından takdir edilir” ibaresine yer verdi.

Kanun Teklifi'nin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:

"Nafaka, boşanma davası sürecinde veya dava sona erdikten sonra maddi zorluğa düşecek olan tarafa mahkeme kararıyla bağlanan ve aylık olarak ödenen parayı ifade eder.

Türk Medeni Kanunu’nun 175’nci maddesi ile, nafaka ödemesinin süresiz olduğu düzenlenmiştir. Süresiz nafaka konusu, boşanma süreçleri sonrasında taraflar arasında farklı tartışmaları beraberinde getirmektedir.  Nafakanın süresiz olarak devam etmesi nedeniyle tarafların yaşadığı ekonomik, psikolojik sıkıntılar sonradan kurulan diğer aile kurumuna da zarar vermektedir.

Yoksulluk nafakasın ödemek zorunda kalan tarafın yeniden hayat kurmak için başka evlilik yapması halinde; yeni evlilik hayatının içerisinde önceki eşine nafaka ödemesi, yeni kurulmuş olan aile hayatını hem maddi hem de manevi olarak etkilemektedir. Konunun manevi boyutu daha büyük bir önem arz etmektedir. Dolayısıyla aile kurumu bu durumdan zarar görmektedir.

Yoksulluk nafakasının süresiz olarak devam etmesi; ilerleyen dönemlerde nafakanın kaldırılması, azaltılması ya da arttırılması davalarını da beraberinde getirmektedir. Bu davalarda nafaka borçlusunun da alacaklısının da ilgili şartları taşıyıp taşımadığı gerçeğini ortaya çıkarmak için yapılan araştırmalar tarafların özel hayatına müdahale anlamına gelmektedir.

Yine yoksulluk nafakasının süresiz olması; nafaka alacaklısının çalışabilir olmasına rağmen ömür boyu çalışmaması, ya da SGK’sız olarak çalışması, evlilik akdi yapmadan birlikte yaşama gibi olumsuz örnekleri de ortaya çıkarabilmektedir.

Devletin mücadele etmesi gereken yoksullukla mücadele sorumluluğunun, boşanan bir tarafa yüklenmiş olması da; hukuk devleti ilkesi ile de, sosyal devlet ilkesi ile de bağdaşmaz.

Yoksulluk nafakasının süresiz olmasının ahlaki ve sosyal gerekçelerle açıklanması da kabul edilebilir bir durum değildir. Tam aksine yukarıda belirtilen gerekçelerle nafaka uygulamasının süreli olması hakkaniyet açısından önem arz etmektedir."