Gelecek Partisi Van İl Başkanı Karabıyık: O aldığınız maaşlar haramdır

Gelecek Partisi Van İl Başkanı Abdulhekim Karabıyık’la; seçim sürecini, geride kalan genel seçimleri, iktidar partisinin Van'daki yöneticileri hakkındaki iddialarını ve şehir ittifakını konuştuk.

Abone ol

VAN - 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilecek yerel seçimler için ilk ittifak, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi tarafından Van’da kuruldu. Her iki partinin il başkanları, geçtiğimiz ay düzenledikleri basın toplantısıyla kurdukları ‘Şehir İttifakı’nı duyurdu ve kentteki diğer partilere de katılım çağrısı yaptı.

Gelecek Partisi’nin Van İl Başkanı Abdulhekim Karabıyık, AK Parti’nin kuruluş sürecinde Van’da önemli görevler üstlenen bir siyasetçi. Partide, kurucu il başkan yardımcılığı ve il başkanlığı gibi görevlerde bulunan Karabıyık, 2014 yılında AK Parti ile yollarını ayırdı ve daha sonra Gelecek Partisi'nin Van İl Başkanı olarak siyasete geri döndü.

Geçtiğimiz gün sosyal medya hesabından iktidar partisinin bazı il ve ilçe yöneticilerinin kamu kurumlarında çalıştıkları halde işe gitmedikleri yönünde bir paylaşım yapan ve bir dönem içinde yer aldığı AK Parti’nin uygulamalarını eleştiren Gelecek Partisi Van İl Başkanı Abdulhekim Karabıyık’la, yerel seçim sürecini, geride kalan genel seçimleri, şehir ittifakını ve kayyım uygulamalarını konuştuk.

‘ALTERNATİFLER OLUŞTURMAK, DAİMA SEÇMENİN LEHİNEDİR’

Saadet Partisi ile birlikte, yerel seçimler için ilk ittifak sizin tarafınızdan ‘şehir ittifakı’ adıyla Van’da kuruldu. Böyle bir ittifakı neden kurdunuz?

Van’da, Büyükşehir Belediyesi’ni ve dokuz ilçemizi kayyumlar yönetiyor. Halkın seçtiği belediye başkanları görevden alınıp yerine devletin kayyumları ya da ‘ak kayyumlar’ atanıyor. Böyle bir ucube süreç yaşıyoruz. Biz Gelecek Partisi ve Saadet Partisi il başkanları olarak oturup bu konu üzerine bir değerlendirme yaptık. HDP’den seçilen belediye başkanlarının yerine hemen kayyum atanıyor. AK Parti ise seçmenden yeterli desteği alamadığı için zaten kayyum atamalarına razı. Biz de kentimizin insanına üçüncü alternatif bir yol olmak istiyoruz. Bu sebeple ‘şehir ittifakı’ modelini geliştirdik ve Demokrat Parti de bu modelimize destek verdi. Burada bir seçim ittifakına ihtiyaç vardı. CHP, İYİ Parti, DEVA ve HÜDAPAR’a da çağrıda bulunduk. Yolun başında olduğumuzu belirterek, gücümüzü birleştirmenin gerekliliğini söyledik. Çünkü, alternatifler oluşturmak, daima seçmenin lehinedir.

‘BİZ TEKLİFİMİZİ YAPTIK, TAKDİR KENDİLERİNİN’

HÜDAPAR, genel seçimde Cumhur İttifakı’nı destekledi. Sizinle aynı masada değildi. Siz şimdi yerel seçim ittifakı için HÜDAPAR ile de görüştüğünü belirtiyorsunuz. Öte yandan, Altılı Masa’daki ortağınız CHP’ye de ‘güç birleştirmek’ adına çağrı yaptığınızı söylüyorsunuz. Aynı ittifak çatısı altında hem CHP’nin hem de HÜDAPAR’ın olması mümkün mü?

Biz her iki partiye de teklifimizi yaptık. Genel merkezlerimiz de her türlü ittifaka açık olduklarını söylediler. Bize düşen de her parti ile diyalog kurmaktır. Dolayısıyla, biz sadece teklifimizi yaparız, takdir kendilerinindir. Gelen gelir, gelmeyen kendi başına ne kadar yol alabiliyorsa alır. Teklifimize karşılık olarak hem HÜDAPAR hem de CHP il başkanlarımız, ancak genel merkezleri ile görüştükten sonra bir cevap verebileceklerini belirttiler.

‘GENEL MERKEZLERİMİZ TAM YETKİ VERDİ’

Genel merkeziniz, sizin Van’da kurduğunuz şehir ittifakına nasıl baktı? Diğer şehirlerde de uygulanması yönünde bir örnek olabilir mi?

Bu modeli ilk olarak biz Van’da uyguladık ama ben zaten üç ay önce sayın genel başkanımızın görüşünü almıştım. Kendisine Van’da Saadet Partisi ile birlikte kuracağımız bir ittifakın, gücümüze güç katacağını söyledim. Zaten Meclis’te ortak bir grubumuz var, aynısını Van’da uygulamak bize güç verir. Genel başkanımız, tam yetkinin ben de olduğunu ve bana güvendiğini belirtti. Daha sonra ben Van’a döndüğümde bu durumu Saadet Partisi İl Başkanı Özay İlhan Bey ile de görüştüm. Kendisi de genel merkezinden tam yetki aldı ve şehir ittifakımızı kurduk.

‘VAN’DA BİRİNCİ SIRAYI BİZE VERİN, BİZ İZMİR’İ İSTEMİYORUZ’

14 Mayıs’ta yapılan genel seçimde, Van’da CHP çatısı altında tek liste halinde seçime gittiniz. Bu durumun size bir şey kaybettirdiğini veya kazandırdığını düşünüyor musunuz?

Daima güçleri birleştirmek iyidir. Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde beklediğimizi alamadık. Van’da bir milletvekilini 166 oyla kaybettik. Bu da bizim için bir hayal kırıklığı oldu. Bir günah keçisi seçmek istemiyoruz ama tercih yanlış yapıldı. CHP Van’da bir rezerv koydu. Van ve Diyarbakır’da birinci sıra milletvekili adayının CHP adayı olmasını istedi. Ne kadar direttiysek de ilk sıra bize verilmedi. Sayın genel başkanımız da yapmış olduğu görüşmelerde “Van’da birinci sırayı bize verin, biz İzmir’i istemiyoruz” dedi. Ancak maalesef olmadı. Tercihler farklı oldu. Millet İttifakı olarak 48 bin oy alabildik. Bu sadece CHP’nin oyları değil, Millet İttifakı’nın tamamının oylarıdır.

‘BİRİNCİ SIRASI BİZE VERİLMİŞ OLSAYDI…’

14 Mayıs seçimlerinde, aday listesinin ilk sırasında siz olsaydınız kazanabileceğinizi düşünüyorsunuz değil mi?

Ben birinci sıra adayımızı küçümsemek anlamında kesinlikle söylemiyorum. 23 yıllık bir siyasi tecrübem var. Halk tarafından karşılığı olan, altı ıslak olmayan, bagajı olmayan bir siyasetçiyim. İddia ediyorum; eğer genel seçimlerde milletvekilliği aday listesinin birinci sırası bize verilmiş olsaydı, ben şu anda TBMM’de Van’ı gururla temsil ediyor olurdum.

‘KAYYUM, DEVLETLE VATANDAŞ ARASINDA BİR BARİYERDİR’

Sık sık kayyım uygulamalarını eleştiriyorsunuz. Sizin için kayyım neyi ifade ediyor? Kayyım yönetimindeki belediyelerde neler yaşanıyor?

Kayyum bu memleketin başına gelmiş en büyük beladır. Kayyum iyi bir insan olabilir. Bizim onun insanlığıyla bir problemimiz yok. Fakat, kayyum zihniyeti kötü bir zihniyettir. Halkın iradesi ile seçilmiş bir belediye başkanı, hangi partiden olursa olsun, kapısına gittiğinizde sizi karşılar ve ilgilenir. Ancak kayyum bunu yapmaz. Çünkü seçilmek gibi bir kaygısı yoktur. Oy kaygısı yoktur. Kayyum, devletle vatandaş arasında bir bariyerdir.

‘O ALDIĞINIZ MAAAŞLAR HARAMDIR’

Geçtiğimiz gün sosyal medya hesabınızdan “Zulüm artık arş-ı alâ'ya yükselmiş” diyerek, iktidar partisinin bazı il ve ilçe yöneticilerinin işe gitmedikleri halde kamu kurumlarından maaş aldıkları şeklinde bir paylaşım yapmıştınız. Neden?

AK Parti’nin Van’daki il ve ilçe yöneticileri, hatta diğer birimlerinin yöneticileri için söyledim. Kesinlikle bazı kişileri tenzih ediyorum ama çok ciddi bir rakam söz konusu. AK Parti’nin il ve ilçe yönetiminde, kadın kollarında, gençlik kollarında ve farklı birçok biriminde görev alan çok sayıda kişi, kamu kurumlarında çalışıyorlar ve işe gitmeden maaş alıyorlar. Çok ciddi bir rakam var. Bunu belgeleyebilirim. AK Parti’nin milletvekillerine, il ve ilçe yöneticilerine sesleniyorum. Eğer ki benim bu ifade ettiklerim yalansa, bir canlı yayın programında benim karşıma gelsinler ve ben bu isimlerin tamamını belgeleyeyim. Siyasetçi siyasetini yapsın, kamu çalışanı da kendi işini yapsın. O aldığınız maaşlar haramdır. Siz almış olduğunuz maaşla, birilerinin hakkına giriyorsunuz. Bu da bir zulümdür. Onlar kendilerini çok iyi biliyorlar. Bu seçim öncesinde ya gider kurumlarında çalışırlar ya da çarşaf çarşaf isimlerini açıklarız. Buna üniversite de dahildir.