Gen düzenlemesini gerçekten reddedecek miyiz?
Çinli bilim insanı He Jiankui’nin gen düzenleme sistemi aracılığıyla müdahalede bulunduğu bebeklere ilişkin çalışmaları tepkiyle karşılandı. Fakat bu alandaki çalışmalar sonsuz fayda sağlayacak. He'nin çalışması etik değildi ama kanser dahil, gen düzenlemesinin faydalarını reddetmek de etik sayılamaz.
Kenan Malik
DUVAR - Geçtiğimiz haftalarda, Çinli bilim insanı He Jiankui, CRISPR tekniği uygulanmış ilk bebeğin doğduğunu ilan etti (aslında ikiz çocuklar). İddiası henüz doğrulanmadı ama doğruysa, insan genomu üzerinde yapılan gen düzenlemesi alanında bir dönüm noktası olabilir. Buna karşın, Jiankui dünya çapında bilim insanları ve etikçiler tarafından yoğun bir biçimde kınandı.
BÜYÜK GELECEK VAAT EDİYOR
CRISPR-Cas 9 yöntemi, araştırmacıların DNA’yı belirli bir noktada kesmelerine ve ardından gen dizilimini yeniden düzenlemelerine olanak sağlayan bir teknik. Birçok hastalık ve (genetik) bozukluğa karşı savaşta bizlere büyük bir gelecek vaat ediyor; diğer yandan, bu teknik hakkındaki anlayışımız şimdilik emekleme dönemini yaşıyor.
Birçok gözlemci, sahip olduğumuz bilginin azlığı göz önünde bulundurulduğunda, He’nin yaptığı işi sorumsuzca ve etik dışı olarak nitelendiriyor. Çoğu CRISPR araştırması, kistik fibrozis* gibi durumlar üreten hatalı genleri devre dışı bırakmaya çalışır. Jiankui, (dünyaya gelen) çocuğun sahip olmadığı bir hastalıkla ilgili tehdidi azaltmak amacıyla HIV’in (AIDS hastalığına yol açan virüsün) bir hücreye sızmasına olanak sağlayan bir proteini kodlayan ‘CCR5’ adlı normal bir geni, gen diziliminden temizledi.
Oxford Üniversitesi’nden etikçi Julian Savulescu “Bu deney, sağlıklı normal çocuklara gerçek ve gerekli bir fayda sağlamaksızın, onları gen düzenlemenin yaratacağı tehlikelere maruz bırakıyor” diyor.
TEPKİLER TEKNİĞİN AVANTAJLARINI GÖLGELİYOR
Eleştirilerin çoğu bir noktaya odaklanıyor. Özellikle tartışmalı olan husus, bir yumurta, sperm veya embriyon genomunu değiştiren “germline” (germ hattı) düzenlemesinde yapılan tüm değişikliklerin gelecek nesillere aktarılması. Çoğu insan, olası tehlikeli gen dizilimi değişikliklerinin gelecek nesillere insafsızca büyük sıkıntılar yaşatacağını düşünüyor.
Buna karşın, He’nin yaklaşımına özel kınamalar, genom düzenleme fikrinin daha geniş bir saldırıyla karşı karşıya kalması tehlikesinin de bir göstergesi.
Şüphesiz ki, germ hattı üzerinde yapılacak herhangi bir değişiklik yalnızca, şu anda sahip olduğumuzdan daha fazla özen ve çok daha fazla bilgiyle gerçekleştirilmeli. Sonuçta He kınandı. Ancak kistik fibrozdan kansere kadar birçok bozukluğu önlemek ve tedavi etmek noktasında genom düzenleme tekniklerinin doğasında var olan olanaklar muazzam.
Çalışması etik olmayabilir fakat bu sorunları ortadan kaldırmak mümkünken gelecek nesilleri korkunç sağlık sorunlarına mahkûm etmenin de etik açıdan üstün bir yanı yok.
*Kistik fibrozis, akciğer, pankreas, bağırsak, ter bezleri gibi dış salgı bezlerinde görülen çekingen ve kalıtımlı bir gen hastalığıdır. Aynı anda solunum sistemi, sindirim sistemi gibi vücudun birden çok sistem ve organını etkileyebilir.
** Yazının aslı The Guardian gazetesinde yayımlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)