Bu ülkenin sporda gizli kahramanları var. Adını, sanını bilmiyoruz. Aslında kahraman olduklarından da haberimiz yok ama kahramanlar. Bu topraklar, bu spor ikliminde, ana akım hadi geçtim ana akımı aklımıza ilk gelen sporların dışında kariyer yapmaya çalışıyorlar. Aslında çok da başarılı kariyerler yapıyorlar ama bileni yok. Teşekkür edeni hiç yok. Ama kâh Türkiye adına kâh kendileri adına büyük büyük başarılara imza atıyorlar. Zaman zaman bu sayfanın bir yerlerinde adlarına rastlıyorsunuz. Ama sadece rastlıyorsunuz.
Yani demem o ki kendimi de bağımsız tutmuyorum bu ilgi ve bilgi fukaralığından. Bu toprakların zengin olduğu kadar zengin değiliz maalesef. Keşke olsak. Keşke mesela Evren Çağıran, Muhammed Yetim ve Süleyman Araz’ın isimlerini daha sık anabilsem/k. Yani sadece bir satır "Bu çocuklar Türkiye okçuluk tarihinde önemli bir başarı kazandı. Gittiler Hollanda’daki Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda makaralı yay takım mücadelesinde dünya ikincisi oldu" deyip geçmesek. Tutsak kollarından ve “Özür dileriz ama siz bu yola nasıl baş koydunuz? Nasıl oldu da dünya ikincisi olmanız kimsenin umurunda olmadı? Siz bu kadar az ilgi ve destekle bunca şeyi nasıl başardınız?" desek.
YELKENİNİZE BİR ÜFÜRÜK KADAR RÜZGAR KATAMADIK
Ya da keşke göz göze geldiğimizde Serap Arapoğlu’ndan, Uğur Aktaş’tan ya da Erman Eltemur’dan gözlerimizi kaçırmak zorunda kalmasak. Siz ki bu ülkeye karatede onca madalya kazandırdınız da biz elinizden tutamadık.
Nazlı Çağla Dönertaş’tan da özür dilememiz gerekiyor Alican Kaynar’dan da. Sizin yelkeninize doldurduğunuz rüzgara bir üfürük kadar katma değerimiz olmadı. Ama siz Türkiye’de bireysel sporcu olmaya katkı sunmaya devam ettiniz. Arkanızdan gelen yelkencilere açtığınız yol bile sizi kahraman yapmaya yeter. Siz bir de kalkıp kadınlarda laser radial’de erkeklerde de finn’de olimpiyat vizesi aldınız. Değil yarınını, üç saat sonrasını bile planlayamayanların ülkesinde 2020 için en azından televizyon karşısında bir koltuk planlaması yaptırdınız.
HAVUZDA BOĞULAN SEN OLAMAZSIN, BİZİZ
Peki sana ne demeli Berkay Ömer Öğretir. Henüz 21 yaşındasın. İnsanlık için çok küçük olmayabilir ama Türkiye'de yüzmesi için erken bir dönem. Ve sen yine bizden pek destek göremeyeceğin iki yıl boyunca hayaline bir adım daha yaklaşabilmek için mücadele edeceksin. 100 metre kurbağalamada Tokyo’nun ev sahipliğindeki Olimpiyat Oyunları’nda havuza gireceksin. Diyelim ki işler ters gitti ve orada istediğin sonucu alamadın. Sakın ‘havuzda boğulduk’ başlıkları atanlara kulak asma. Onlar ne senin büyük başarının farkına varabilecekler ne büyük spor sadakatinin ne de büyük çalışma azminin.
Neticede tüm başarılarınız ve tökezlemeleriniz ve gelişim sancılarınız sadece bir sütuna haber olacak arkadaşlar. Halbuki siz şimdiden dünyanın yükünü kaldırdınız. Biz sadece kurtarma ipi diye pamuk ipliğine sarılıp bataklıktan çıkmaya çalışan insanlarız. Siz ise eninde ya da sonunda bizi bu bataklıktan çekip çıkartacak olan kahramanlarsınız. Lütfen bize kulak asmayın. Kendiniz için gözükse de bizim için çabalamaya devam edin. İnanın sizin azminiz bu bataklığı kurutacak.
#BASTIRINKIZLAR
Aynı üstte adını yazma onuruna ulaştığım sporcularımız gibi gözden kaçan bir iş #BastırınKızlar. Kabul etmesek de Türkiye sporunun lokomotifi kadın sporcularımız. Biz erkekler onlara sorun ve engel yaratmaya doymadık, onlar da bu engelleri birer birer aşıp, biz destek olmadan da neler yapabileceklerini ispatlamaya. ING Bank da harika bir işe imza atmış. Türkiye sporunun önemli kadın figürlerinden Tutya Yılmaz, Yasemin Adar, İrem Yaman, İlke Özyüksel, Meryem Bekmez, Nazlı Çağla Dönertaş ve Eda Tuğsuz’un katılımıyla harika bir sosyal sorumluluk projesine imza atmışlar. Mesajlarını kendilerinden daha iyi anlatamayacağım kadar güzel. O sebeple sosyal medya hesaplarından aşırmak suretiyle sizinle paylaşıyorum: Kadınlara engel olan önyargıların karşısında, Tokyo 2020 Olimpiyatları yolundaki kadın milli sporcularımızın yanındayız.
Gücünüz dünya kadar, sizin yeriniz Olimpiyatlar. BASTIRIN KIZLAR