DUVAR - Kış aylarında solunum yolunu etkileyen influenza A-B, Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV), Rhinovirüs ve Adenovirüs gibi viral enfeksiyon salgınları görülüyor. Bu kış özellikle influenza A ve RSV vakalarında artış yaşandığını ve semptomların geçmiş yıllara göre daha şiddetli olduğunu belirten Medicana Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, RSV enfeksiyonuna karşı alınabilecek önlemler ve çok güçlü bir antioksidan olduğunu belirttiği glutatyonun hastalıklardan korunmadaki rolünü anlattı.

Tüm enfeksiyonlara karşı bağışıklığı güçlendirmenin en büyük silah olduğunu söyleyen Hacıosman, son dönemde görülen RSV salgınıyla ilgili bilgiler verdi. 

Hacıosman, “Respiratuar Sinsityal Virüs (RSV) daha çok çocuk yaş gruplarında salgın oluşturmakla birlikte erişkinlerde de karşımıza çıkıyor. RSV; genellikle hafif, soğuk algınlığı benzeri semptomlara neden olan yaygın bir solunum virüsüdür. Burun tıkanıklığı veya akıntısı, kuru öksürük, düşük derece ateş, boğaz ağrısı, hapşırma ve baş ağrısına yol açabilir. Temastan 4-6 gün sonra ortaya çıkar. Çoğu kişi bir-iki hafta içinde iyileşir ancak özellikle yaşlılarda, bağışıklığı yetersiz olan bireylerde ve bebeklerde daha ciddi ve ağır seyredebilir. Hastaneye yatış da gerektirebilir” açıklamasını yaptı.

‘ZATÜRRE VE BRONŞİOLİTE NEDEN OLABİLİR’

RSV enfeksiyonunun ağır vakalarda alt solunum yoluna yayılabildiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, “Bu gibi durumlarda zatürre veya bronşiolite (akciğerlere giren küçük hava yollarının iltihaplanması) neden olabilir. Bunun yanı sıra orta kulak enfeksiyonu, astım ve tekrarlayan enfeksiyonlar da gelişebilir. Günümüzde risk gruplarını RSV'den koruyacak bir aşı mevcuttur. Bebekler, hamileler, yüksek riskli erişkinler ve yaşlıların korunması önerilmektedir” şeklinde konuştu. 

Dr. Öğr. Üyesi Hacıosman, RSV enfeksiyonuna karşı alınabilecek tedbirleri ise şöyle sıraladı:

“Ellerinizi sık sık yıkayın. Çocuklarınıza el yıkamanın önemini öğretin.

Öksürdüğünüzde veya hapşırdığınızda ağzınızı ve burnunuzu kapatın.

Ateşi veya soğuk algınlığı olan kişilerle temasınızı sınırlayın.

Sık dokunulan yüzeyleri düzenli olarak temizleyin.

Eşyaları temiz tutun.

Kullanılmış mendilleri hemen çöp kutusuna atın.

Devam eden veya kötüleşen soğuk algınlığı benzeri semptomlarınız varsa doktora danışın.”

‘YAŞ İLERLEDİKÇE GLUTATYON ÜRETİMİ AZALIR’

Doğal ve sağlıklı besinler tüketmek, sigara ve alkolden kaçınmak, kilo kontrolü sağlamak, egzersiz yapmak ve uyku düzenine dikkat etmenin tüm enfeksiyonlardan korunmadaki önemini vurgulayan Dr. Hacıosman, bağışıklığı güçlendirmek için C vitamini ve glutatyon desteği alınabileceğini ifade etti.

Dr. Öğr. Üyesi Hasan Hacıosman, “Son yıllarda antioksidanların başı olarak kabul edilen glutatyon, aslında vücudun doğal yapısında bulunan aminoasit bileşiklerdir. Karaciğer tarafından üretilen glutatyon, hastalıkları önlemede kritik bir öneme sahip. Sistein, glutamik asit ve glisin aminoasitlerinden oluşan glutatyon, hücre hasarlarına karşı bariyer görevi görüyor. Ayrıca karaciğeri kimyasallardan arındırıyor. Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, hücre büyümesi ve yok olması yönetiminde önemli rol oynayan bu aminoasit bileşiğin, ilaçların vücuttan atılmasını kolaylaştırıcı bir görevi olduğu da biliniyor” dedi. 

'TAKVİYE AMACIYLA DA UYGULANABİLİR'

Hasan Hacıosman, yaşın ilerlemesiyle vücuttaki glutatyon üretiminin azalmaya başladığını belirterek “Glutatyonu takviye etmek için glutatyon tedavisine başvurulabilir. Bu tedavi, genellikle bağışıklık sistemini güçlendirmek ve detoks amacıyla kullanılır. Vücutta glutatyon eksikliği olmadığı durumlarda da takviye amacıyla uygulanabilir. Glutatyon tedavisiyle bağışıklığı güçlendirerek enfeksiyonlardan korunmaya yardımcı olunabilir” şeklinde konuştu.

‘ALZHEİMER VE PARKİNSONA KARŞI FAYDALANILABİLİR’

Dr. Hacıosman son olarak glutatyonun faydalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: 

“Glutatyonun vücutta bağışıklık sistemini desteklemek, C ve E vitaminlerini canlandırmak, serbest radikalleri parçalamak, bazı enzimleri aktive etmek, yağların parçalanması için karaciğer ve safra kesesini desteklemek, toksinleri metabolize etmek ve DNA onarımı gibi görevleri vardır. Kronik yorgunluk sendromu, kalp hastalıkları, damar tıkanıklığı, kolit, yüksek kolesterol, osteoartrit, astım, katarakt, diyabet, glokom, Alzheimer ve Parkinson gibi birçok hastalığa karşı glutatyon tedavisinden faydalanılabilir.”