Görme engelli Kürtler ve Süryaniler artık okuyup yazabilecek

Mardin Artuklu Üniversitesi, Kürt Dili ve Kültürü Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Ferhat Demiralp, temsili olmayan milletlere mensup görme engelliler için bir yazılım geliştirdi. “Hangi coğrafyada yaşarsanız yaşayın, ister İran, ister Irak, Suriye ya da dünyanın herhangi bir yerinde, geliştirdiğimiz alfabe tüm Kürtlerin ihtiyacına cevap vermektedir” diyen Demiralp, programın farklı alfabe karakterleri olan Ermenice, Arapça, Farsça, Süryanice alfabeleri de algıladığını belirtti.

Abone ol

İZMİR - Başta Kürtler olmak üzere etnik, dilsel ve dinsel toplulukların, anadilinde eğitim hakkı tartışmaları ülke gündeminde ve dünyada önemli bir yer tutuyor. Temsili olmayan milletlere mensup görme engellilerin de en önemli sorunlarından birisi ana dilde eğitim.

Mardin, Artuklu Üniversitesi’nde aynı zamanda Lingo-Bilişim Uzmanı olan Öğretim Üyesi Ferhat Demiralp, Kürtçe ve Süryanice Braille Alfabesi fikrini, kendisi de görme engelli olan Özel Gereksinimli Bireylere Danışmanlık Derneği Başkanı Habip Sincar’la birlikte akademinin gündemine taşıdı. Yüksek lisans tezini “Süryanice Dilinde Bir Braille Alfabesi Önerisi: Birleşik Süryanice Braille Alfabesi” konusunda yapan Demiralp, görme engellilerin kendi ana dillerinde bir alfabeleri olmasına yönelik kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi.

Temsili olmayan milletlere mensup görme ve işitme engellilerin anadilde eğitim hakkının tüm dünya genelinde çok kötü bir düzeyde olduğunu söyleyen Demiralp, “Bu sorun, Kürtlerden tutun Süryanilere, Lazlara, Bellucilere ve hatta Amerikan yerlileri olan Kızılderililere kadar uzanmaktadır” diyor.

‘KÜRTÇE, SÜRYANİCE VE İNGİLİZCE EĞİTİM VERİYORUZ’

Sizin de yürütücüsü olduğunuz, Özel Gereksinimli Bireylere Danışmanlık Derneği’ni kısaca tanıtır mısınız?

Derneğimiz 2018 yılında ilk kez Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde kuruldu. Ama 2019 yılında yönetim kurulunun almış olduğu bir kararla derneğin merkezi Antalya’ya taşındı. Şu an tüm faaliyetlerimizi oradan yürütüyoruz.

Ferhat Demiralp

Derneğimiz aynı zamanda Engelsiz Bileşenler Federasyonu’nun bir üyesidir. Çalışma alanımız, özel gereksinime ihtiyaç duyan bireylere eğitim vermek, sosyal, kültürel, ekonomik, hukuki ve mesleki alanlarda istihdam edilmelerine yardımcı olmak, sosyal hayata uyumları ile insan hak ve özgürlüklerinden gerçek anlamda faydalanabilmelerini sağlamaktır. Engellilere yönelik her türlü ayrımcılığın kalkması, bu tür kişilerin hayatta girişken, üretken, verimli ve başarılı bireyler olmalarını sağlamak temel hedeflerimizden. Kısacası, engelliliğe yol açan neden ve sonuçları ortadan kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz. Engelli insanlarla sosyal dayanışmayı artırmak; ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı bireyler yetiştirilmesine katkıda bulunmalarını sağlamak ve rehabilitasyonlarını artırmayı amaçlamaktayız.

Dernek olarak görme engellilere yönelik farklı dillerde kurslar düzenliyor musunuz?

Derneğimiz, gruplar oluştukça, başta üyeleri olmak üzere akademik gelişim sağlamak isteyen tüm bireylerimize hem Kürtçenin (Kurmancî-Zazakî) diyalektlerini hem de Süryanice ve İngilizce dil eğitimleri vermektedir. Bu eğitimlerimizi yüz yüze ve online olarak gerçekleştirmekteyiz. Kürtçe eğitim kurslarını, gören gözlere verdiğimiz gibi görmeyen gözlere de veriyoruz. Aynı faaliyetleri bağlı bulunduğumuz Engelsiz Bileşenler Federasyonu'nda da gerçekleştiriyoruz.

‘BAZILARI TESADÜF, BAZILARI İLAHİ MESAJ DİYOR BUNA’

Peki, temsili olmayan milletlere mensup görme engelliler için bir alfabe yazma fikri nasıl oluştu?

Nasıl ifade etmek gerek bilmiyorum ama sanırım bazıları tesadüf, bazılarıysa 'ilahi mesaj' diyor buna. Kanımca evrende her şey birbirine bağlı ve birbirine karşı bir enerji yayarak haberleşiyor. Bu fikir bende, 2015 yılında izlemiş olduğum, “Black” adlı, bir Hint filmiyle oluştu diyebilirim. Film, Helen Keller'in yaşamı ve mücadelesinden esinlenerek yapılmış bir uyarlama. Görme ve işitme engelli bir kızın, bir öğretmen sayesinde hayata nasıl tutunduğunu işliyor. Daha sonra aynı durumu yaşayan öğretmenine azimle ve hiç usanmadan nasıl öğretmenlik yaptığını konu alıyor. Henüz filmin etkisindeyken, görev yaptığım üniversitenin Yaşayan Diller Enstitüsü’ne bağlı Kürt Dili ve Kültürü Bölümü’ne master yapmak için başvuruda bulunan görme engelli Habib Sincar ile tesadüfen tanıştık. Kendisi yüzde 100 görme engelli olup Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görme engelliler öğretmeni olarak çalışıyor.

Sorunuza dönecek olursam; bunun bir evrensel mesaj olduğu hissine kapıldım ve Habib Sincar aracılığıyla görme engellilerin dünyasına bir kapı aralamış olduk. Kendimi bu kadar harika bir dünya içinde bulunca kimi zaman üzüldüm, kimi zaman da neşelendim. Onlarla geçirdiğim her gün, benim için çok şaşırtıcıydı. Düşünün, yüzde 100 görme engelli bir birey, dil eğitimi için yüksek lisansa başvuruyor ve kabul ediliyor. Ve bunu gören gözlere sahip kişilerle aynı koşullarda hazırlanmış sınav sorularını aynı sürede cevaplayarak kazanıyor. Kürt Dili ve Kültürü alanında tezsiz yüksek lisans programına girmeye hak kazandıktan sonra kendisini bekleyen asıl problemler başlıyor.

Bunların en büyüğü de materyal problemi. Görenler için alfabe ve bol miktarda materyal vardı. Görmeyenler ise tüm bu materyallerden yoksundu. İşte Habib Bey’in şahsında görme engellilerin karşılaştığı bu sıkıntıyı görünce, alternatif düşünmeye başladım. Buna bir çözüm bulunmalıydı. Benzer sıkıntıyı yaşayan birisi olarak, master eğitimi için geldiği bu bölümde sıkıntısını dile getirmek istiyordu. Ama eksik olan çok şey vardı. Çalışma metodu, bilgi ve doküman eksikliği, her şeyden önemlisi de inanç. Habip Bey'le birlikte, master eğitimi aldığı bölümdeki Kürt dilinin tüm lehçelerini kapsayacak bir görme engelli alfabe ihtiyacının farkına varmıştık, dolayısıyla ilk tasarım fikri bu şekilde ortaya çıktı.

‘KİMSE GÜNDEME GETİRMİYOR YA DA LİTERATÜRE ALMAK İSTEMİYORDU’

Kürtçe dışında da temsili olmayan milletlere mensup görme engelliler için ciddi anlamda bir ana dili temsiliyetsizliği söz konusu…

Her ne kadar temsili olmayan milletlerin anadil eğitim problemi devam etse de dünyada son 20 yılda bu konuda ciddi iyileştirmeler de kaydedildi. BM öncülüğünde birçok devlette çözüm noktasına dahi gelindi. Lakin temsili olmayan milletlere mensup görme ve işitme engellilerin anadilde eğitim hakkı tüm dünyada hâlen büyük bir problem. Bu sorun Kürtlerden tutun Süryanilere, Lazlara, Bellucilere ve hatta Amerikan yerlilerine kadar uzanmaktadır. Bu milletlere mensup görme engellilerin eğitimi ne akademik dünyada ne de dil çalışmaları yapan STK’larda hiç bahse bile konu olmamıştır. Kimse temsili olmayan halklara mensup görme ve işitme engelli bireyler için standart bir alfabe oluşturma girişiminde bulunmadı.

‘ZAMAN FAKTÖRÜ ÇOK ÖNEMLİ’

Peki, bu alfabenin olması yeterli mi? Siz nasıl bir ön çalışma yaptınız?

Hayır, yeterli değil. Bu sorunun çözümünde, gören gözler için üretilen tüm text tabanlı materyallerin görmeyen gözler içinde hızla üretilmesi gerekir. Zaman faktörü çok önemli ve bunları tek tek yazmak ciddi bir sorun. Üniversitede uzman kadrosunda çalışırken, Kürt Dili ve Kültürü Bölümü’ne bir teklifte bulunarak, bu tür durumda olan öğrencilerin ihtiyaç duyacakları eğitim materyallerini üretebileceğimi ifade ettim. Süryani Dili ve Kültürü Anabilim Dalı’ndaki tez çalışma konumu da bu bağlamda seçmeye karar verdim. Tez danışmanım da bu konuda bilimsel çalışmamı destekledi; Süryani Dili ve Edebiyatı Derneği Başkanı Yusuf Begdaşile ve Dr. Veysel Başçı deneysel saha çalışmama katkıda bulundular. Tabii gerek yazılımın geliştirilmesi sürecinde gerekse de Kürtçenin Zazakî diyalekti konusunda katkısı olan Mutlu Can’ı da unutmamak gerekir.

Hem dil hem de bilişim alanındaki uzmanlığımı kullanarak bu çalışmaları text bazında hazırlamaya başladım. Her iki dil ve diğer diller için ortak bir veri tabanı sistemi yaratarak materyal problemini hızlı bir şekilde dönüştürebileceğimi biliyordum. Tek yapmam gereken dilbilim ile bilgisayar bilimini birleştirmek, yani Lingo-Bilişim alanında bir yazılım üretmekti. “Viewing Fingers” yani “Gören Parmaklar” adı altında ilk yazılımı ve veri tabanını oluşturmaya başladım. Kısa zamanda oluşturduğum bu program latext tabanlı hangi kitabı içerisine atarsanız atın, bin sayfalık bir içeriği, 1 dakika gibi bir zaman dilimi içerisinde istenilen dilin alfabesine dönüştürebiliyor. Böylelikle Habip Bey’in de en çok zorlandığı materyal konusu çözülmüş oldu. Artık kendi anadilinde yazılan bir şiiri, romanı hikâyeyi kağıda dökerek parmakları vasıtasıyla görmeye ve okumaya başlamıştı. Söz konusu “Viewing Fingers” adlı yazılım şimdiden yedi ayrı temsili olmayan milletten görme engelli bireylerin dil problemini çözecek, materyal üretimine destek veriyor. Bunun dışında UNESCO tarafından tanımlanan temsili olan 120 milletin dilini de destekliyor.

‘GELİŞTİRDİĞİMİZ PROGRAM İLE ALFABE PROBLEMİNİ ORTADAN KALDIRDIK’

Peki, Kürtçe alfabeye dönecek olursak; lehçe farklılıkları düşünüldüğünde ortak bir Kürtçe Braille Alfabesi geliştirilebilir mi? Örneğin Hewler’deki bir kitabı Amed'deki, Muş’taki bir görme engelli de okuyabilecek mi?

Günümüzde Kürtler, yaşadıkları coğrafyada farklı alfabeleri kullanmaktadırlar, doğru. Bilindiği gibi tarihsel süreç içerisinde de Kürtler birden fazla alfabe kullanmışlardır. Kürt dili ve lehçelerinin günümüze kadar gelen birçok eseri, Arap alfabesiyle yazılmıştır. Klasik Kürt edebiyatında şiirler, divanlar, mevlidler, dini ve lirik tekstler gibi birçok eser bu alfabeyle yazılmıştır. Ancak Arap alfabesindeki vokal seslerin alfabede gösterilmesinde ciddi sıkıntılar var.

Bir kısım Latin alfabesini kullanırken önemli bir kısmı da Arap alfabesini kullanmaya devam ediyor. Yani, “Gören gözler birbiriyle anlaşamıyor”. Lakin bizim görmeyen gözler için geliştirdiğimiz alfabede böyle bir problem söz konusu değil. Bu program alfabe problemini tamamen ortadan kaldırmaktadır. Mesela Kürtçe özelinde şöyle diyeyim: Kullanılmış farklı alfabe ve semboller, arka planda Celadet Ali Bedirxan’ın alfabesine yani IPA standardına göre çevriliyor. Program bu çeviriyi yaparken, Braille Unicode sistemindeki 6 nokta alfabesine dönüşüyor. İşte bu ortak alfabe oluyor. Yani hangi coğrafyada yaşarsanız yaşayın, ister İran, ister Irak, Suriye ya da dünyanın herhangi bir yerinde, geliştirdiğimiz alfabe tüm Kürtlerin ihtiyacına cevap vermektedir. Hatta farklı alfabe karakterleri örneğin, Ermenice, Arapça, Farsça hatta Süryanice alfabe kullansalar bile programımız bunu algılıyor. Ve Celadet Ali Bedirxan’ın alfabesi olan 31 harf temeliyle birlikte Kürtçe’ye ait olmayan ḧ [ħ], ' [ʕ], ẍ[ɣ] seslerini de barındıran bir alfabe sistemi üzerine çalışıyor. Zaten Celadet Ali Bedirxan da oluşturduğu eserlerini bu sistem üzerine kurmuştur.

Yani özetle şunu diyebiliriz: Alfabe sembol sistemi Latince-Kürtçe olarak temel alınmış olup, Celadet Ali Bedirxan’ın alfabesi, Braille Kürtçe Alfabesi’ne dönüştürülmüştür. Kurmancî lehçesiyle konuşan Türkiye’de büyük çoğunluk olan Kürtler ile Suriye, İran, Irak ve dünyanın başka yerlerindeki görme engelli Kürtlere bu alfabe tanıtıldığında hepsinin aynı alfabe içerisinde birbiriyle rahatlıkla anlaşabileceği deneysel saha çalışmalarımızla kanıtlanmıştır. Bu bulguları, bilim dünyasına akademik bir makale şeklinde en geç Mayıs ayına kadar kazandırmış olacağız.

Şu ana kadar baskısı yapılmış Kürtçe Braille kitaplar var mı? Varsa görme engelli bireyler bu kitaba nasıl erişiyor?

Baskısı yapılmış herhangi bir Kürtçe Braille kitabı maalesef yok. Ama Kuzey Irak’ta Kürtçe’nin Sorani diyalektinde bazı çalışmalar var. Bu çalışmalar da tüm Kürtlerin rahatlıkla kullanabileceği bir alfabe değil, oldukça zor. Daha önceden Braille eğitimi almış öğrenciler üzerinde yapmış olduğumuz deneysel gözlemlerde harfleri çok karıştırdıklarını, okuma hızında düşüşe sebep olduğunu gördük. Maalesef Türkiye, Suriye, İran ve hatta Avrupa’daki diğer görme engelli Kürt öğrencilerin eğitiminde karşılaşılan birçok zorluğu fark ettik.

Ancak deneysel olarak saha çalışmalarında kullandığımız çok sınırlı sayıda kitabımız var. Lakin uygun bir fon veya hibe desteği alabilirsek hızlıca Süryanice, Kürtçe (Zazakî ve Kurmancî ) için birçok materyali basabiliriz. Yani farklı ülkelerde yaşayan Kürtlerin üretmiş olduğu Arapça, Farsça, Ermenice, Süryanice harflerle yazılmış Kürtçe kontekstli metinleri hızlıca Latince-Kürtçe ve ardından Kürtçe-Braille alfabesine dönüştürebiliyoruz. Bunun için de mevcut basılı kitapların görme engelliler için dönüştürülmesine, kitap yazarlarının kendi çalışmalarını sunmasına, yayıncı ve yazarların görmeyen gözler için hibede bulunmasına ya da telif haklarından feragat etmesine ve tabii en nihayetinde basım vb. masraflar için derneğimize destekte bulunmasına ihtiyacımız var.

Bunun yanı sıra bireyler txt, rtf, doc formatlarındaki metinlerini bize gönderirlerse bunları kendileri için hızlıca Braille Alfabesi’ne dönüştürebiliriz. Tabii kendilerinin materyali basma imkânları varsa göndereceğimiz dosyaları kendileri de basabilirler.

Karanlık dünyalarda yaktığımız bir fener olarak düşündüğümüz bu çalışmamızı, bütün meyveleriyle beraber sonuca ulaştırmaya dönük çabamızı sürdüreceğiz. Bu anlamda herkesin katkısı bizim için çok değerli.