Görme engelli oyunculardan yönetmene sahnede protesto

İzmir'de “Ağzı Çiçekli Adam” okuma tiyatrosunu sahneleyen görme engelli oyuncular, engelleme çabalarına rağmen oyunun yönetmenini protesto etti. Oyuncular prova görüntülerini izinsiz kullanan yönetmeni 'engelliliği duygusal bir istismar aracı olarak kullanmakla' eleştirdi.

Abone ol

İZMİR - Tiyatro Niyenor bünyesinde sergilenen Braille Okuma Tiyatrosu, “Ağzı Çiçekli Adam” oyunu ile Mavi Bahçe Alışveriş ve Yaşam Merkezi'nde sahne aldı. Ancak görme engelli oyuncular, oyunun sergilendiği sırada, 'engelliliği duygusal bir istismar aracı olarak kullandığı' gerekçesiyle yönetmen Ebru Atilla Sağay’ı sahnede protesto etti. Yönetmen Sağay ise, oyuncuların metni okumalarına müdahale ederek, açıklamalarını oyunun sonunda yapmalarını istedi. Sağay’ın metne el koymak zorunda kaldığı için seyircilerden özür dilemesinin ardından oyun devam etti. Ancak oyun tamamlandıktan sonra da görme engellilerin kullandığı Braille alfabesiyle hazırladıkları metnin sahnede okunmasına izin verilmeyen oyuncular, seyircilerin arasına gelerek açıklamalarını yaptı.

Oyunculardan Furkan Kayalı ve Yusuf Ak, yönetmen Ebru Atilla Sağay ve "engelliliği bir duygusal istismar amacı olarak kullanan herkese karşı" bu protestoyu gerçekleştirdiklerini söyledi.

'İZNİMİZ OLMADAN PROVA GÖRÜNTÜLERİMİZ SOSYAL MEDYADAN PAYLAŞILDI'

Yönetmenin söylemleri ve pratikleri arasında derin bir uçurum olduğunu söyleyen Furkan Kayalı, medyada sunulduğundan farklı olarak temel tiyatro eğitimi, seminer, Braille veya herhangi bir kuram kitabının materyal olarak kullanımının söz konusu olmadığını belirterek izinleri alınmadan prova görüntülerinin sosyal medyadan paylaşıldığı ve bazı oyuncuların emek hırsızlığına maruz kaldığını ifade etti. Haberleri olmadan bir partinin il başkanlığından bağış istenilmesinin bardağı taşıran son damla olduğunu dile getiren Kayalı, “Yönetmen bunlara tepki gösterdiğimizde öfkeli davranışlar ortaya koydu. Prova esnasında öfkesini alamayıp, İzmir Kültür Platformu Girişimi’nin (İKPG) son iki yaz kampında görme engelli olmamızdan ötürü bizi istemedikleri, platform üyelerini kendisinin ikna ettiğini, başarılı tiyatro geçmişini üzerimizde dayatması ve kendisi olmadan başarılı olamayacağımızı dile getirmesi bu eylemi kaçınılmaz kılmıştır” ifadelerini kullandı.

'YARDIM VE ŞÜKÜR NESNESİ OLARAK SUNULMAYI KABUL ETMİYORUZ'

“Bizler; birilerine yardım ve şükür nesnesi olarak sunulmayı kabul etmiyoruz” diyen Kayalı, şöyle devam etti:

“Bizler; 'engellileri sosyalleştiriyoruz, engelsiz bireylerle eşitliyoruz', 'başkör oldum' gibi söylemlerle aslında engellileri tek bir alana hapsetme, ayrıştırma anlayışına karşı bedenimiz üzerinde muktedir olma, rehabilite etme gibi hiçbir metalaştırmaya mahkum olmayacağız. Bizler; kendi çıkarları doğrultusunda sanatı araçsallaştırarak, bedenin ve insan onurunun hayasızca pazarlanmasını varoluş felsefeleri haline getirenlere ses çıkartıyoruz. Bizler; bu oyunun yönetmeni dahil olmak üzere birilerinin 'engelleri kaldırıyorum' süsü vererek farklılığımızın eksiklik olduğu ve bunu kendisinin tamamladığı, engelliliğin kahramanlık veya mağdur ikilemine sıkıştırılıp vicdan sömürüsünü yaparak toplumda onaylanmasının, takdir edilecek yere gelmesinin, popülerleşmesinin ve egemen olma arzusunun karşısında duruyoruz.”

Oyuncuların metni sahnede okumasına yönetmen tarafından izin verilmedi.

'İSTİSMARA İSTİSMAR DEMEKTEN KORKMUYORUZ'

Oyuncular olarak, İzmir Kültür Platformu Girişimi’nden tavır almasını ve kültür-sanat alanında üretim yapan kurumlardan, sanatçılardan, kültür aktörlerinden, insan haklarına, özellikle de engelli haklarına duyarlı örgütlerin kendileriyle dayanışmalarını talep ederek, “Bizim için değil, bizimle birlikte yapılan etkinliklerde bulunmak istiyoruz. Objeleştirmeyle, önyargıyla, riyakarlıkla çizilen sınırlara, bundan sonrası için de devreye sokulabilecek her türlü kirli konsepte meydan okuyoruz. Birilerinin sanat hayatını, kariyerini, projelerini ya da yaptığı herhangi bir eylemi engellilerin ya da başka herhangi bir grubun istismarı üzerinden inşa etmesini reddediyoruz. Hakkımız olanın lütfumuz addedilmesini kabullenmiyoruz. İstismara istismar demekten korkmuyoruz, çünkü biliyoruz; bastonumuzdan başka kaybedecek hiçbir şeyimiz yok” diyen Yusuf Ak ise, “Bir daha hiçbir grubun bu tarz muamelelerle karşılaşmaması umudunu taşıyarak, sesimize ses katacağınız inancıyla haykırıyoruz: yaşasın sömürüsüz, erişilebilir, herkes için sanat” diyerek açıklamayı sonlandırdı.

Oyuncuların protestosuna seyirciler alkışlarla destek verdi.