Gözler 3 Şubat saat 10.00’da TÜFE’de

Türkiye’nin şiddetle ihtiyaç duyduğu dış kaynaklara hükmeden para otoriteleri, onlara akıl veren derecelendirme kuruluşları vb. enflasyon gibi kilit bir göstergede müdahale sezdikleri taktirde, un-ufak olacak güveni toparlamak zinhar mümkün olmaz ve bu rejim, kendi ayağına tedavisi kolay olmayan bir kurşunu daha sıkmış olur.

Mustafa Sönmez mustafasnmz@hotmail.com

Bu hafta ve sadece bu hafta değil, önümüzdeki tüm haftalarda ekonominin ve siyasetin gündeminin şaşmaz birinci maddesi enflasyon olacak. Hele ki, ocak enflasyonunun açıklanmasına 5 gün kala, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) başkanının görevden alınması ve yerine Saray’a sadakatinden daha emin olunan bir ismin atanmasıyla…

İlk takip edilecek şey, kritik bir öneme sahip olan Ocak 2022 enflasyonunun 3 Şubat’ta ne olarak açıklanacağı. Hanelerde yangın çıkaran elektrik zamları, doğalgaz zamları, benzin, motorin zamları, bir anda yağmur gibi inen şehir içi ulaşım, sigara, içkiye gelen zamları, ocak ayının başından itibaren herkes iliklerine kadar hissetti.

Zam gören ürünlerin Tüketici Fiyatları (TÜFE) hesaplanırken, katsayıları (ağırlıkları) belli. Gelen zam oranları aşağı yukarı belli. Artış oranlarını ağırlıklarla çarptığınızda, aylık enflasyon çanağına nereden ne kadar TÜFE yağacağı da sır değil. Ve el yordamıyla bu yapılınca da ocak ayında yüzde 15’e yaklaşan bir TÜFE kaçınılmaz görünüyor. Ocak ayında TÜFE’nin yüzde 15 artması halinde yıllık TÜFE artışı yüzde 54’ü bulacak. Bu kaçınılmaz.

Hazine ve Maliye Bakanı, nereden hükmettiyse, ocak tüketici enflasyonundaki artışın yüzde 6-8 arasında olacağını belirtti. Bakan Nebati, enflasyonun önümüzdeki aylarda söylendiği gibi yüzde 50'lere değil yüzde 40'lara çıkmasını, sonra yüzde 30'lara inmesini beklediğini de belirtmişti.

OCAK YÜZDE 15’TEN AZ DEĞİL

Oysa, kazın ayağı pek öyle değil. 3 Şubat’ta açıklanacak ocak enflasyonunun hiçbir çuvala sığmayacak mızrakları var. Birincisi elektrik zamları. Öyle böyle değil, dehşetli elektrik zammı geldi. Elektriğin TÜFE hesaplamasında ağırlığı yüzde 2,7 ve elektriğin 150 kilowat/saate kadar olan fiyatına yüzde 52, daha üstü tüketime yüzde 127 zam geldi. Bunun ortalaması yüzde 75 alınsa ocak enflasyonuna sadece elektriğin etkisi 2.03 puan olacak.

Sigara, TÜFE’deki etkisi en yüksek maddelerden biri ve ağırlığı yüzde 4,57. Sigaraya yüzde 22 zam geldi ve 1 puan TÜFE de buradan geldi. Rakı, viski, şarap ve biranın toplam ağırlığı yüzde 0.31 ve yüzde 47’lik zamdan TÜFE’ye yansıma 0.15 puanı buldu. Böylece sigara ve alkollü içkilerin toplam etkisi 1.15 puanı buldu.

Ocak TÜFE’sine 1 puana yakın katkı da akaryakıttan bekleniyor. TÜFE’de benzinin yüzde 1.16, motorinin yüzde 1.66, LPG’nin yüzde 0.94 ağırlığı var. Benzin fiyatı aralık ayına göre yüzde 27, motorin fiyatı yüzde 30, otogaz fiyatı ise yüzde 16 arttı. Böylece akaryakıtın toplam etkisi 1 puana yakın olacak. Ama bitmedi. Konutlarda kullanılan doğalgazdan da yarım puan yakın katkı gelecek.

Dolayısıyla, elektrik, doğalgaz, sigara-içki ve akaryakıttan ocak enflasyonuna katkı 5 puana yaklaşıyor.

Tüketici enflasyonu hesaplanırken yüzde 16'ya yakın ağırlık ulaştırmanın. Bu alt başlığa dahil olan akaryakıttan söz ettik. Otomobilden katkı bu ay için pek söz konusu olmayacak. Ama şehir içi ulaşım taksi, dolmuş, belediye otobüsü, metro, Marmaray gibi şehir içi ulaşımla köprü geçiş ücreti ve otoban geçiş ücretlerinden oluşan başlıca ulaştırma kalemlerinin ağırlığı yüzde 1.63 düzeyinde. Bu kalemlere ocak ayında “Yeniden Değerleme Oranı” olan yüzde 36 dolayında zamlar geldi. Söz konusu kalemlerden TÜFE’ye 0.60 puan dolayında bir yansıma olacak.       

GIDA VE DİĞERLERİ

TÜFE’de gıda grubunun yüzde 26, lokanta-otel grubunun (ağırlıkla lokanta hizmetleri) yüzde 6 ağırlığı var. Sert hava koşulları, özellikle de elektriğe gelen zamlarla bu iki grupta çok yüksek fiyat artışları yaşandı. Gıdada genelde fiyatlar yüzde 20 artmış olsa ocak ayı enflasyonuna 5.2 puan etki buradan gelecek. Yeme-içme mekanlarında zam oranları yüzde 30-40’ı bulduysa, bu gruptan gelecek etki de 2 puanı aşacak.

Toparlarsak, elektrik, doğalgaz, akaryakıt vb. enerji ile ilgili maddeler, sigara-içki ve şehir içi ulaşım kalemleri, TÜFE hesaplanırken yüzde 22,4 ağırlığa sahipler ve ocak enflasyonuna taşıyacakları etki 5,5 puanı buluyor. Bunlara yüzde 32 ağırlıkları olan gıda ve yeme-içme mekanlarındaki fiyat artışlarının taşıyacağı 7,5 puan etkiyi eklersek 13 puana ulaşıyoruz.

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Aralık 2021’de yüzde 13,5 TÜFE’yi de doğru tahmin etmişti. Aktaş da ocak enflasyonu için yüzde 14-15 arası bir tahminde bulunurken, yukarıdaki kalemlerden geri kalan maddelerin ağırlığının yüzde 45,6 olduğunu hatırlatıyor ve bu maddelerde ocak ayında yüzde 3-4 aralığında bir fiyat artışı yaşanmış olsa bile, buralardan gelecek etkinin yüzde 1,4-1,8 arası olacağını belirtiyor. Böylece ocak tüketici enflasyonunun yüzde 14-15 olacağı sonucu ortaya çıkıyor.

Ocak ayında yüzde 15 tüketici fiyat artışı, yılık TÜFE’nin yüzde 54’e yaklaşması demek. Her ay TMMOB Makine Mühendisleri Odası için yaptığım bültenin ocak sayısında Ocak TÜFE’sini yüzde 15 olarak tahmin ettiğimi belirttikten sonra, takip eden şubat ve mart aylarında da yüzde 10’ar tüketici fiyat artışı beklediğimi ekledim. Bu da yılın ilk çeyreğinde yıllık enflasyonun yüzde 83’e kadar çıkması demek ve gerçekten ürkütücü. Ama, bırakın şubat, martta yaşanacakları, ocakta bile yüzde 54 olma ihtimali yeterince korkunç değil mi? AKP rejiminde 20 yıldır yaşanmayan bir enflasyon ile karşı karşıyayız. Gidiş, 1990’ların enflasyonist devrine doğru.

Kaynak: TÜİK veri tabanından hesaplandı. 

MÜDAHALE, GÜVEN PARÇALANMASI YARATIR

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin ocak enflasyonu için yüzde 6-8 ifadesini kullanmış olması, TÜİK başkan değişikliği sonrası gözleri 3 Şubat’ta açıklanacak veriye çevirdi. Hele ki, Merkez Bankası’nın 28 Ocak’ta açıkladığı Enflasyon Raporu’nda da 2022’nin ilk aylarında yıllık yüzde 50 dolayında bir TÜFE yaşanacağı ifade edilmişken…Hazine ile Merkez Bankası’nın burada görüş ayrılığına düştükleri de dikkatlerden kaçmadı.

3 Şubat’a birkaç gün kala, bugüne kadar hesaplanmış ve sonuca ulaşılmış ocak enflasyonu verisine bir manipülasyon rezaleti yaşanır mı? Umalım yaşanmaz. Çünkü özellikle TÜİK, kaliteli veri üretme performansı pek yüksek olmayan bir kuruluş olmakla birlikte, içeride ve dışarıda “ölçme” yapan tüm aktörlerin başvurduğu tek kaynak. Zaten yeterince güven yaratamayan TÜİK’te, üretilecek her yeni şaibe, bırakın içeriyi, dış alemi fena etkiler. Türkiye’nin şiddetle ihtiyaç duyduğu dış kaynaklara hükmeden para otoriteleri, onlara akıl veren derecelendirme kuruluşları vb. enflasyon gibi kilit bir göstergede müdahale sezdikleri taktirde, un-ufak olacak güveni toparlamak zinhar mümkün olmaz ve bu rejim, kendi ayağına tedavisi kolay olmayan bir kurşunu daha sıkmış olur. Bunun ceremesini ise tüm toplum acı bir biçimde öder. Özelikle de enflasyonun en sert biçimde ezdiği alt ve alt-orta sınıflar…

Tüm yazılarını göster