Gülen'in 'bülbül evi'nden cinayet çıkacak mı?

Kırklarelili öğretmen Haydar Meriç, 5 yıl önce arkadaşlarına Fethullah Gülen'e ait ciddi bilgiler bulduğunu, bir kitap yazacağını söyledi. Arkadaşları 'şaka yapıyor' diye ciddiye almadı. Ama birileri ciddiye almıştı...

Abone ol

Sadık Güleç / 

DUVAR - 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında cemaat örgütlenmesine yönelik eski soruşturmalar da yeniden titizlikle inceleniyor. Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü 'Kaset kumpası davası' da bu soruşturmalardan birisi... Aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakkındaki gizli çekilen görüntülerin yayınlanması ile birlikte koltuğundan ayrılmak zorunda kalan CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ve yine çeşitli görüntüleri internete 'düşen' MHP yöneticileri ve milletvekillerinin de olduğu bu davada onlar kadar ünlü olmayan bir isim daha var.

TELEFONLARI 4 YIL DİNLENDİ

Bu kişi, 2011 yılı Haziran ayında cesedi domuz bağı ile bağlanmış ve üzerine otuz kiloluk demir bağlanarak denize atılmış şekilde bulunan Kırklareli'de yaşayan emekli öğretmen Haydar Meriç'ti... Bu soruşturmaya göre Haydar Meriç, Gülen cemaatine mensup kişilerin kontrolünde olduğu ileri sürülen İstihbarat Daire Başkanlığı (İDB) Ankara ve İstanbul İstihbarat Şube görevlilerince 2008-2012 yılları arasında dinlenen isimler arasındaydı.

ÖĞRETMENLİĞİ SÜRGÜNLERLE GEÇTİ

Kırklareli'nde yaşayan emekli bir öğretmen olan Haydar Meriç 2011 yılında arkadaşı Mustafa Karaca ile birlikte 'Rumeli 39' adıyla yerel bir gazete kurdu. Kendi biyografisini anlattığı bir şiirde geçen ifadelere göre sol kimliğe mensup bir öğretmen olarak meslek hayatı da sürgünlerle geçti. Kendisi hakkında konuştuğum yakın dostu Kırklarelili yerel gazeteci Mustafa Karaca öğretmenlik hayatındaki sürgünlere vurgu yapmak için "Demirel gibi altı defa gitti yedi defa geldi" diyor...

BİR ANDA ORTADAN KAYBOLDU

Emekli olduktan sonra memleketi Kırklareli'ye yerleşen Haydar Meriç'in gazetecilik yaşamı da fazla sürmüyor. Yalnızca dört sayı çıkan Rumeli 39 adlı gazete onun ölümü ile birlikte kapanmış... 2011 Mayıs ayı sonunda Haydar Meriç bir anda ortadan kayboluyor. Önce kimse buna bir anlam veremiyor. Herkes başına bir kaza geldiğini düşünüyor.

Ancak cesedi Haziran ayında Akçakoca'da denizden domuz bağı ile ve üzerine otuz kiloluk halter çalışmasında kullanılan demirle bağlanmış olarak kıyıya vuruyor.

Yakın dostu Mustafa Karaca, "İnatçıydı... Ölümünde bile inatçılığını gösterdi. Üzerine bağlanmış demire rağmen yine de su yüzüne çıktı. Onu öldürenler üzerine bağlanan o ağırlıkla Karedeniz'in onu vermeyeceğini düşündüler" diyor.

KAMERALAR O AN KAYIT YAPMADI!

Domuz bağı ile bağlanarak öldürülmenin bu ülkede bir anlamı var. Bu yüzden yakın dostları bu cinayete bir anlam veremiyor. Kırklareli'nde yaşayan emekli bir öğretmen neden domuz bağı ile öldürülsün? Ölümünden sonra yapılan araştırmalardan hiçbir sonuç çıkmadı. En son görüldüğü Akçakoca'da nedendir bilinmez çeşitli kamu kurumlarına ait ona yakın güvenlik kamerası kayıt yapamamıştı. Çünkü tam da onun kaybolduğu saatlerde bir elektrik kesintisi yaşanmıştı!

ENGİN DİNÇ'LE GÖRÜŞMEYE GİDİNCE

İki yıl boyunca soruşturmada hiçbir gelişme olmadı... Bundan sonrasını Milliyet'te Tolga Şardan, Büyüteç adlı köşesinde ayrıntılı anlatıyor. 2013 yılında Kırklareli emniyetinden S.D. adlı bir emniyet amiri bu cinayet ile ilgili bazı bilgilere ulaşır. Elde ettiği bilgilere göre cinayetin arkasında Fethullah Gülen cemaati vardır. Ancak emniyette Fethullah Gülen taraftarlarına yönelik bir temizlik hareketi olsa da henüz tam anlamıyla temizlenmemişlerdir. Bu nedenle direkt Ankara'ya gidip yeni atanan istihbarattan sorumlu Engin Dinç ile görüşmek ister. Fakat onun bu hareketi de haber alınmıştır. Ankara'da Engin Dinç ile görüşemeden onu iki emniyet müdürü karşılar... Ve S.D. adlı bu emniyet amirini 'görüşme' için kesin bir mesaj içeren bir yere, Karşıyaka Mezarlığı'na götürürler!  Tecrübeli emniyet amiri mesajı anlar ve müdür ile görüşmeden geri döner...

Soruşturma tekrar bir sessizliğe gömülür.

ERDOĞAN İŞARET ETTİ

Ardından 2015 yılında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 'Paralel Yapı' örgütlenmesi ile ilgili yaptığı bir açıklamada iki isimden ve olaydan bahseder: "Hablemitoğlu ve Haydar Meriç cinayetleri çözülmeli."

Necip Hablemitoğlu ve öldürülmesi herkes tarafından bilinir ama Haydar Meriç kimdir?

Bir anda Kırklareli'nde yaşayan bu emekli öğretmen ulusal basının gündemine girer.

Gazeteciler Kırklareli'ne gidip arkadaşları ve ailesi ile röportajlar yapar, hakkında çeşitli haberler yayınlanır.

'GÜLEN HAKKINDA KİTAP YAZACAKTI' İDDİASI

Ortaya çıkan bilgilere göre Haydar Meriç Fethullah Gülen hakkında bir kitap yazacaktır. Bu yüzden hedef olmuştur. Ama yakın dostu Mustafa Karaca bu görüşe karşı çıkıyor. Ve ilginç bilgiler veriyor:

"Gülen hakkında kitap yazdığı ve bu kitap ele geçirilmeye çalışılırken öldürüldüğü iddiaları biraz saçma gibi geliyor. Haydar Meriç, Fethullah Gülen hakkında kitap yazacak fazla bilgi ve belgeye sahip değildi. Haddini de bilirdi hani... Kitap yazmak öyle kolay bir iş mi? Sipariş üzerine olmaz ki. Ancak muziplik yapmaya bayılırdı. Bazı zaman arkadaşlarının ses kayıtlarını alır sonra onlara dinletip şaka yapar biralarını içerdi. Fethullah Gülen hakkında bilgi sahibi olan bir kişinin de ses kaydının olduğunu ve içinde 'bomba konuşmalar' olduğunu son zamanlarda fazla anlatır olmuştu."

ONUN İÇİN ÖZEL EKİP KURMUŞLAR

Ancak bu araştırmalar ve konuşmalar belli ki birilerinin kulağına gitmiştir. Bugün 'kaset kumpası soruşturması'ndan biliyoruz ki Haydar Meriç, DHKP-C'li olduğu gerekçesi ile dinlemeye alınmıştır. Fakat dinlemenin de ötesine geçilerek casusluk filmlerinde görülen bir operasyonun hedefi olur. Ankara'dan dört kişilik bir ekip yola çıkıp evinin karşısında bir eve yerleşiş ve onu takip etmişlerdir. Ayrıca evinin her yerine dinleme cihazları yerleştirilmiştir. Elindeki bilgilerin üzerinde olduğu düşünülerek yolda araçla çarpılarak çantası çalınmıştır. Ancak yine de bir sonuç çıkmamıştır.

SAHTE KİMLİKLE TELEFON HATTI

Bu ekibin ayrılmasından sonra ikinci bir ekip yola çıkmıştır. Üstelik bu gelen ekipler 'patates' diye tabir edilen sahte kimlikle iki telefon hattı almışlar. Ve bu hatlar iki sivil kişiye verilmiştir. Bu hatlardan biriyle 31 Mayıs gece saat 01.00'da Haydar Meriç aranmıştır. Haydar Meriç bu görüşmeden sonra dışarı çıkmış ve kendisinden bir daha haber alınamamıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Haydar Meriç cinayetine dikkat çekmesinden sonra bu yılın haziran ayında yapılan bir operasyonla, aralarında Kırklareli Emniyeti'nden bazı polislerin de bulunduğu 30 şüpheliye yönelik bir operasyon yapıldı.

NEDEN TAKİBE ALDILAR?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda 2011 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kırklareli İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görev yapan bu polisler gözaltına alındı. Savcılık iddiasına göre şüpheliler Haydar Meriç'in Gülen ile ilgili kitap hazırlığı içerisinde olduğu bilgisini aldıktan sonra Haydar Meriç'i teknik ve fiziki takibe almışlardı. (2)

GÜLEN'İN KIRKLARELİ YILLARINI ARAŞTIRDI

Peki Haydar Meriç'i bu kadar önemli bir hedef haline getiren bilgi neydi? Fethullah Gülen'in 1960'lı yılların ortalarında Kırklareli'nde vaizlik yaptığı biliniyor. Üstelik o yıllarda kaldığı ev hâlâ cemaat tarafından kullanılıyordu. Bu nedenle geçen hafta cemaatin Fethullah Gülen'in 1965 yılında yaşadığı ev olması nedeniyle "Bülbül Yuvası" adını verdiği eve operasyon yapıldı.

Gülen'in Kırklareli'nde kaldığı eve geçen hafta operasyon yapıldı.

Arkadaşı Mustafa Karaca, Meriç'in Fethullah Gülen'in o yıllarını konu alan bir yazı hazırlığı içinde olduğu bilgisini veriyor. Sözünü ettiği kasette ise Fethullah Gülen'in Kırklareli'nde yaşadığı dönemde onu tanıyanların 'homoseksüel olduğuna dair' ifadelerinin olduğu iddialar arasında.

Gerçek belki soruşturmalar sonunda ortaya çıkacak. Ancak bilinen Haydar Meriç'in kendisinin dahi hesap etmediği bir bilgiye ulaştığı ve bunun birileri tarafından çok ciddiye alındığı...

Onun öyküsü bana Robert Redford'un başrolünü oynadığı "Akbabanın Üç Günü" filmini anımsattı. Orada da kendisinin dahi farkında olmadığı bir bilgiyi CIA merkezine gönderen bir araştırmacının başına gelenler anlatılır. Ancak Haydar Meriç'in öyküsü senaryo değil bir gerçeklik oldu.

Fethullah Gülen'in Kırklareli'nde kaldığı eve yapılan operasyonun görüntüleri: