On gündür, Suzhou kentinde bir otelde merkezi karantinadayım. Öncesinde Şanghay’da üç gün karantinada kaldığım için, Suzhou’da on bir gün karantinada kalıp evde yarı-karantinaya geçeceğimizi sanıyordum. Geldiğimiz gün, merkezi karantinanın on beş gün daha uzatıldığı söylendi. Bunun nedeni, Şanghay’da üç vaka çıkan bir hastanenin kapatılması ve içinde bulunduğu mahallenin karantinaya alınmasıymış. Suzhou, Şanghay’a çok yakın bir kent ve birçok insan Şanghay’da yaşayıp her gün Suzhou’ya işe gelip gidiyor. İki kent arasında trafiğin bu kadar çok olması Suzhou valiliğini de telaşlandırmış. Nitekim, valilikten gelen talimatla, çalıştığım okul da Şanghay’da yaşayan personelin hareket etmesini yasakladı. Kim nerede yakalandıysa bu karara, orada kalacaktı. Şanghay’da evlerinde olanlar şanslıydı, Suzhou’da yakalanmış olanlara okulun konukevinden yer verildi.
Uzatılmış karantinanın son on beş gününü aslında evde de geçirebilirdik ama hem muhtarlık hem emlakçımız hem de okulun personel dairesi, otelde kalmamız için ısrar etti. Çünkü evde merkezi karantina, kapının mühürlenmesi ve çöpü dışarı çıkarma, market torbalarını içeri alma gibi işler için on beş günde yalnızca bir defa kapıyı açma izni anlamına geliyordu. İnternet çökerse, ısıtma bozulursa ne yapacağımıza dair sorulara kimsenin yanıtı yoktu. Otelin hazmat tulumlu personeli bu gibi lojistik sorunları çözecekti nasıl olsa. Böylece bir aylık otel odası yaşamı başladı.
Otel odası oldukça geniş ve aydınlık. Su, tuvalet kağıdı, dezenfektan, çöp torbası gibi ihtiyaçlar önceden odaya yerleştirilmiş. Diğer paketli ihtiyaçları da marketten söyleyebiliyoruz. Ama bu otelde dışarıdan yemek söylemek yok. Günde üç öğün karavana oda ücretine dahil ve mutfaktan patates kızartması, kahve gibi ara öğünler ısmarlanabiliyor. Karantina otelini kişiler ya da işyerleri ödüyor, devlet değil. Karavana yemekleri hastane yemeği gibi, dengeli, sağlıklı... Ama tatsız. Otel karantinada kalanlar için bir mesajlaşma grubu kurdu. Her gün bu grupta yemeklerden şikayet eden birileri oluyor, Batılılar 'niye ekmek yok' diyor, Çinliler 'biraz olsun baharatlı yapsanız olmaz mı şu yemekleri' diyor. Otel herkesi kibarca yatıştırmanın bir yolunu buluyor.
Günde iki kere ateşimizi ölçüp otele bildiriyoruz, onlar da şehir halk sağlığı bürosuna bildiriyor. Ayrıca, odadan hiç çıkmadığımız halde, ‘sahte negatif’ ihtimaline karşı, her hafta yeniden sürüntü testi yapılıyor. Eğer sağ salim eve çıkmayı başarırsak, kent ve kampüs için iki ayrı telefon uygulaması indirip toplu taşıma kullanabilmemizi ve kampüse girebilmemizi sağlayacak yeşil kodu alabilmek için on dört gün boyunca ateşimizi ve gittiğimiz yerleri uygulamaya girmemiz gerekecek. Çin şubat sonuna kadar yüz milyon kişiyi aşılayacak ama henüz Türkiye’de olduğu gibi üniversite hocalarına aşı önceliği kararı çıkmadı. Bu yüzden, eğitimin bahar döneminde de çevrimiçi olması ihtimali tartışılıyormuş, bekleyip göreceğiz.
SALGIN DEVAM EDERKEN SALGIN SONRASI EKONOMİYE GEÇİŞ
Çin, her ne kadar vakalar çıkmaya, karantina ve test önlemleri eskisi gibi sıkı tutulmaya devam etse de bir yandan da pandemi-sonrası dünyaya hazırlık yapıyor. Xi Jinping BMGK 75. Yıl toplantısında 2060 yılına kadar karbon nötrlüğü sözü vermişti. Çin ekonomisinin büyüklüğü ve gelişmişlik düzeyi düşünülünce bunun mümkün olmadığına dair yorumlar yapılmıştı. Bundan, çok değil, üç ay sonra, Çin rüzgar enerjisi üretiminde hem 2020 beklentilerini aşan hem de 2019 rekorunu kıran rakamlara ulaştığını açıkladı. 2020 yılında toplamda 77 gigawatt rüzgar enerjisiyle üretilmiş elektriğe erişilmişti ve bunun 48 gigawatt'ı aralık ayında toplanmıştı. Bu sansasyonel haber hem şaşkınlıkla hem kuşkuyla karşılandı.
ÇİN’İN RÜZGAR DEVRİMİ…
Xi Jinping’in yenilenebilir enerji politikasının 2021-2025 Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın öncelikli alanlarından biri olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na dahil olan konular bütçeden en geniş payı alıyor. Xi’nin mezun olduğu Tsinghua Üniversitesi rüzgar ve güneş enerjisinin kullanımı için raporlar yayınladı. Yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasına en büyük tehdit olan kömür teknolojilerinin modernleşmesi ve çevreye zararsız hale gelmesi için yeni teknolojiler geliştirmek üzerinde çalışıyorlar. Yeni teknolojiler geliştikçe yenilenebilir enerji de ucuzluyor. ABD menşeili olan ama Ulusal Reform ve Kalkınma Komisyonu gibi önemli devlet kurumları tarafından desteklenen Enerji Vakfı KOBİ’lere yenilenebilir enerjiye geçmeleri için fon dağıtıyor.
…BİR İÇ SİYASET OYUNU MU?
Çin’de yeni politikalar ya merkezi hükümetin makro kalkınma planları dahilinde geliştiriliyor ve yerel hükümetlere empoze ediliyor ya da yerelde doğan ihtiyacı karşılamak için belediyeler tarafından bulunan çözümler başarılı olunca Pekin tarafından onaylanıp örnek gösteriliyor. Yenilenebilir enerji dönüşümü ve karbon nötrlüğü merkezin yerele dayattığı bir politika. Yerel hükümetlerin çok hoşnut olduğu bir dayatma da değil üstelik. Pandemiyle iyice kötüleşen iktisadi daralma yüzünden, KOBİ’ler ve KİT’ler enerji kaybı çok olsa da ucuz olduğu için kömür santrallerinde üretilen elektriği tercih ediyor. Zaten, Başbakan Li Keqiang, Başkan Xi her yenilenebilir enerjiyle ilgili açıklama yaptığında, arkasından yerli sanayiye kömüre devam sözü veriyor. Pandemi döneminde, üç ay içinde 2019 yılının tamamından daha fazla kömür santrali ruhsatına onay verildi. Ocak ayında havaların beklenmedik bir şekilde soğumasıyla elektrik temelli ısınma oranı artınca (ya da, Çin Avustralya’dan kömür almamakta ısrar ettiği için, bkz.) Çin’in sanayi bölgelerinde elektrik kesintileri yaşanmıştı. Bunun bir nedeni de, apar topar açılan yeni santrallerin verimsiz çalışması. Yeterince kontrol edilmeyen kömür ocaklarında yeniden ölümlü kazalar olmaya başlayınca, bu santrallerden bazıları açıldığı gibi kapatıldı.
Benzer bir acelecilik rüzgar ve güneş enerjisinde de söz konusu olabilir. Rüzgar enerjisine dayalı elektrik üretiminde şaşkınlık verici bir artışın gözlemlendiği aralık ayı ilgili teknolojileri çalıştırmaya başlamak için verilen teşviklerin kullanılması için de son tarih. Teşvik alan KOBİ’lerin ve KİT’lerin teknolojileri alelacele son anda kullanmaya başladığı, merkezi hükümetin de kontrol sürecini gevşek tuttuğu ve henüz çalışmaya başlamamış santrallerin potansiyellerini hesaba eklediği iddia ediliyor. Yani, esas 2021’in rakamları gerçek durumu ortaya koyacak.
GELECEK YEŞİLDE
Çin’in rüzgar enerjisi patlamasını şimdilik kuşkuyla karşılamak gerekse de, uluslararası sistemin bu önemli aktörünün yeşil dönüşüm yolunda olduğu kesin. Avustralya gibi henüz yeşil enerji sürecine iç siyaset dengelerinden dolayı giremeyen ülkelerin külahlarını önlerine alıp düşünme zamanı, çünkü bizim kuşağımız iklim politikalarında önemli değişiklikler görecek.