Gurbette yeni akım Amerika 14: Amerika'da yaşamayı düşünenlere tavsiyeler
Sağlıklı bir şekilde ülke değiştirmek için ilk olarak mutlaka kağıt işlerinizi tamamen hallederek yola çıkın. Alacağınız vize için ön çalışma yapın. Mümkünse Türkiye’deyken başvurunuzu yapın vizenizi alıp öyle gelin. Bu konuyla ilgili sosyal medyada, forumlarda ve YouTube videolarında çizilen pembe tabloya çok aldanmayın. 'Siz gelin hele bir hallolur' masal olsun sizin için.
Fatma Arsan* – Onur Mutlu**
Kervan her zaman yolda düzülemiyor. Öncelikle tüm süreçleri sağlıklı bir şekilde hallettikten sonra bavulu toplamak en sağlıklısı. Yolda düzülen bavullardan size ileride eksikliği sıkıntı verecek önemli parçalar düşüyor, kayboluyor.
Sağlıklı bir şekilde ülke değiştirmek için ilk olarak mutlaka kağıt işlerinizi tamamen hallederek yola çıkın. Alacağınız vize için ön çalışma yapın. Mümkünse Türkiye’deyken başvurunuzu yapın vizenizi alıp öyle gelin. Bu konuyla ilgili sosyal medyada, forumlarda ve YouTube videolarında çizilen pembe tabloya çok aldanmayın. 'Siz gelin hele bir hallolur' masal olsun sizin için.
Sürecinizi bir avukat yardımıyla ya da tek başınıza sürdürebilirsiniz. Avukat seçimi konusu önemli bir konu Amerika’da. Hemen herkesin bir avukatı var ama sadece kendi alanlarında çalışıyorlar. Göçmen avukatı diye ulaştığınız kişi sadece arzuhalci gibi form dolduruyor olabilir. Sanmayın ki avukat kanunlarla ilgili her konuyu bilir! Avukat seçimi yaparken lütfen dikkat edin. Daha da önemlisi aklınıza gelmeyecek isimlerin aklınıza gelmeyecek dolandırıcılıklar yapabildiğini hiç unutmayın. Koca koca insanlar 3’e 5’e bakar mı dersiniz, inanın bakıyorlar. Siz siz olun eşeğinizi sağlam kazığa bağlayın.
YOLA ÇIKMADAN ÖNCE...
Reklamlara, tanınırlığa değil kolayca ulaşabileceğiniz avukat sitesi yorumlarına, bulunduğu şehirdeki Baro çalışma durumuna bakın.
Amerika’ya gelirken kurduğunuz hayallerin burada bir karşılığı var mı bunu iyice okuyun, araştırın, konuşun ve önce mutlaka kısa da olsa bir tatil yapın. Çıkılan yoldan geri dönüş her zaman daha zor oluyor. Beklentilerinizi net bir şekilde belirleyin ki hayal kırıklığına uğramayın. Gözünüzde büyüttüğünüz, hayallerinizi süsleyen evler, arabalar, eğitim ve sağlıklı toplum bir an da büyük bir balon gibi patlayabilir.
Amacınız genelde burada bulunan insanlarla aynıysa yani sadece para kazanmak ise konu biraz çeşitleniyor. Bütçeniz yok ise genç ve aileden bağımsız olmanız şartıyla evet Türkiye standartlarının çok üstünde bir hayat kurabilirsiniz. Günde en az 8-10 saat çalışarak bu standardı tek başınıza yakalayabilirsiniz.
Paranız çok ve gençseniz üstelik aileden bağımsızsanız Amerikan rüyası sizi bekliyor diyebilirim.,
BEKLENEN ADAPTASYON SORUNU
Ama tüm eğitimini, kariyerini Türkiye’de yapmış, çalışmış, yetişmiş birisi için büyük bir adaptasyon ve entegrasyon sorunu bekliyor olacak. Sosyal çevre ve kültürel farklılıklar uzun vadede yıpratıcı olabiliyor. Göz önünde bulundurulması gereken en önemli konu bence. Yani eğer yaşınız 30'ları 40'ları geçtiyse ve büyük bütçeleriniz yoksa çok çalışmak zorundasınız demektir. Kariyerinizi burada devam ettirmek için expat (Kendi ülkesi dışında rotasyona tabi tutulan çok uluslu şirket çalışanı) olarak gelmediyseniz muhtemelen asgari ücretle çalışılan bir işte zorlu şartlarda çalışacaksınızdır. Aileden uzak, tüm günü işte geçirerek para kazanırsınız ama tüm kariyeri bırakıp gelmeye, bu acıyı çekmeye değer mi sizin bileceğiniz bir iş. Eğer üstüne bir de aileniz var ise o zaman bu çalışma temposuyla süren giden ve durmayı bilmeyen bir işletim sistemi zamanla çok ama çok yıpratıcı oluyor. Çünkü çalışmadan ya da az çalışarak bohem bir yaşam elde etmek imkansız gibi. Bunu çocuğunuz için yaptığınız vakit ise sorgulamaya başladığınız eğitim sistemi, arkadaş grupları, kendini geliştireceği sokaklar, oyun alanları... Bunu mutlaka değerlendirin gelmeden önce. Eğitim ile ilgili fikirlerimize önceki yazılarımızdan ulaşabilirsiniz.
AMERİKA'DA PARA ÇOK KIYMETLİ
Yorucu bir işte çalışsanız da akşam bir çay içmek için uğradığınız kahvenin, bir bira için bara gitmenin, restoran önünden geçerken içeri dalmanın, ayak üstü döner yemenin, ailenin yanında olma konforunun, arkadaş çevrenize yakın olmanın rahatını geride bıraktığınızı unutmayın.
Amerika’da para gerçekten çok kıymetli. Saatlik ücretler alıyorsunuz ama minumum üzerinden bile alsanız neticesinde Amerikan standartlarına ulaşıyorsunuz. Normal standartlarda bir ev kiralayabilir ve araba alabilirsiniz. Marketten her hafta birçok kez T-bone steak alabilir, dolabınızı lüks ürünlerle doldurabilirsiniz. İlk başlarda alım gücünün yüksek olması çok keyif verirken zamanla hayatın ne olduğunu sorgulayacak kadar boş kaldığınızı farkedince yediğiniz içtiğiniz bir yana, ne yapıyoruz biz burada, diye kendi kendinize sormaya kadar gelebilirsiniz. Şöyle iki çift lafın belini kıramadıktan sonra, bardakları karşılıklı tokuşturmadan, anneye babaya sarılmadan, yıllarca içinde olduğunuz mücadele hayatından uzak ve amaçsız bir yaşam ciddi bir zevksizlik hali veriyor.
BÜYÜK AİLELER NEDEN BİRLİKTE YAŞIYOR?
Kapitalizm acımasız. Çıktığı yer bu topraklar. Standart yüksek, her şey güzel ve bol ama emeklilik ne halde peki? Sağlık sistemi? Sigorta şirketleri? Kapitalizm koca bir şehri borçlarından dolayı batırır mı mesela? Amerika’da evet. Peki insana ne yapmaz bu sistem düşündünüz mü? Amerikalı insanların belki de hayattaki tek kaygıları ileri yaşlarda nasıl yaşayacakları. Bu kaygıyla emeklilik nedir bilmeden çalışıyorlar.
Duramıyorlar çünkü durdukları anda bir birikimi olmadığı takdirde emekli maaşıyla geçinemeyeceğini ve az biraz yapabildiyse birikimini de ufak çaplı bir hastalıkta hastaneye bırakacağını bilir. Sigortası olsa dahi...
Bu yüzden büyük aileler birlikte yaşamayı tercih eder. Herkes çalışır ve giderler paylaşılır, sigorta için, çocukların kolej parası için, genel giderler için birikim yapılmaya çalışılır. Aksi durumda herkes sistemin acımasız yüzünü bildiğinden karşılaşmak istemez.
Güçlü devlet olmanın güçlü ekonomik sistemin en temel taşı vergi sistemidir.
Her ay çalıştığının yarısını devlet alır. Hem de vergiler çok yüksektir. Hem eyalet hem de federal hükümet vergileri ödenir. Bunlar alışverişte, markette çok fark edilmez ama 300-400 bin dolar civarı alınan bir eve her yıl 20 bin dolar vergi verince daha anlaşılır hale gelir.
EN ÖNEMLİ KONU EV!
Yeniden tavsiyelere gelecek olursak en önemli konu başınızı sokacağınız bir ev. Rüyaları süsleyen müstakil evlerin yüksek giderleri ve size ait olan birçok sorumluluğu ilk zamanlar için çok tavsiye etmiyorum. Zaten sosyal hayat sorunu yaşayacağınız ilk günlerden kocaman bir eve kapanıp dünyayla bağı koparmak mantıklı değil. Kapınızı ilk ve son kez Yehova Şahitleri çalacaktır. Ve günde 2 kez gelen postacı. Daha çok bizim site dediğimiz yerler kira olarak ucuz ve komşuluğun görece daha çok olduğu konutlar. Ev kiralamak ya da almak için burada yasal olmanızı, yıllık gelirinizi ve kredi notunuzu görmek isteyeceklerdir.
Bunu kefil yoluyla halledebilirsiniz. Kefil demek burada tanıdığınızın olması anlamına geliyor ki Türklerin içine girmişsiniz demektir. New Jersey’de ciddi bir Türk nüfusu yaşamakta. Özellikle son dönemlerde inanılmaz hızla artan göç Türk mahallelerini de genişletiyor. Bunun göreceli olarak işinize yarayacağını düşünebilirsiniz. Türk'ün Türk'ten başka dostu olmaz gibi sözlere inanıyorsanız yaşayarak öğrenebilirsiniz bu tecrübeleri ama dur bir okuyalım bakalım derseniz devam…
Coğrafyada fazlalaşan nüfuslar birçok ters durumları da beraberinde getiriyor. Türk marketi diyorsunuz, gidiyorsunuz, hangi partiden olduğunuzu soranlar çıkıyor, simit aldık, diyorsunuz, hangisinden aldınız diyorlar, ajan gibi geçmişinize dair sorular soruluyor hangi taraftasınız kimsiniz nesiniz bir köylü kurnazlığıyla iyice araştırılıyor. Verilere göre yakınlaşılıyor ya da düşman belleniyor. Keskin çizgilerle ayrılmış iki ayrı grup ve birbirini ilk fırsatta yok etmeye and içmiş gibi gözüken tehlikeli bir kutuplaşma. Acı vatanın Almanya olduğu zamanlar çalışmak için göç edenler nasıl ki dinlerine, milliyetlerine daha sıkı bağlanmışlardı, burada da benzer toplumsal alışkanlıklar tekrar ediliyor. Tek farkla kendi içinden bir düşman yaratarak.
İNSAN HAYRET ETMEDEN DURAMIYOR!
Paranın gücü erken yaşta bu fırsatlarla karşılaşmış insanların yaşam algılarını da değiştirmiş gibi. Sadece Türklerin değil 3. dünya göçmenlerinin tamamı para kazanmak için burada oldukları için konuşulan konular, çizilen yaşamlar da yeşil kağıt üstünde ilerliyor. Türkiye’de ömür billah çalışılsa edinilemeyecek para da, insanların başını döndürmüş ve gösteri hazzına kapılmışlar. Bu da toplumsal haset duygusunu derinleştiriyor. Sosyal medyadan paylaşılmak için yaşanan hayatları için fırsatların çokluğunu sonuna kadar kullanıyorlar. Sadece Instagram fotoğrafı için alınıp iade edilen pahalı saatler, araba aksesuarları, mizansenler gördükçe insan bir an hayret etmeden duramıyor.
Para kazanmak için gelen insanların kültürel faaliyetlerle de çok ilgisi olmuyor açıkçası. Önceki yazılarımızda bahsetmiştik; her şehirde, mahallede çocuk için ayrı yetişkin için ayrı ve yaşayan kütüphaneler var. Ama bu Amerikalıların ya da burada yaşayan insanların çok kitap okuduğunu, edebiyatla haşır neşir olduklarını göstermiyor, aynı şekilde dünyanın eşsiz tiyatrolarına sahip olmasına rağmen standart bir Amerikalı için hayatında İzleyeceği en fazla 2-3 şovdan başka bir şey olmaması gibi. Zaten Broadway gibi yerler tiyatrodan daha çok müzikal ya da şov sunmakta.
Genel olarak hayatın içinde bir mücadele konusu bulmak zor. Eğitim, daha iyi bir sistem, herkese eşit ulaşım hakkı!? Zaten iyi kötü herkes rahatça ulaşabiliyor.
HEMEN BİR KREDİ KARTI ALIN!
Peki gelirken yanınızda para getirmeli misiniz? Evet bir miktar birikimle gelmeniz, gelir gelmez bir banka hesabı açıp üstünüzde çok para taşımamanız, kredi skorunu oluşturmak için hemen bir kredi kartı almanız Amerika’da yaşamayı düşünenler için önemli giriş cümleleri.
Ev kiraladınız, arabayı aldınız. Hemen ehliyet alınması ve trafik kurallarının iyice özümsenmesi gerek. En önemli konu kanunlar çiğnenemez, adamına göre değişmez, affı yoktur. Elektrik, gaz, internet, internet üzerinden hallediliyor. Ama yaşadığınız bölgenin geri dönüşümlü çöp kurallarına, arabanızı park edip edemeyeceğiniz zamanları gösteren tabelalara iyice alışmaya çalışın. Kanunun affetmediği unutmayın...
İş bulmak kolay değil. Yaşınız 20'lerdeyse yine bir hengameye girip koşturursunuz ama 30'lar, 40'lar koşturmaca için geç, dil öğrenmek için zor yaşlar.
Sıfırdan başlamanız gerekiyor. Zamanla hak ettiğiniz yere gelirsiniz ama biraz geriden başlamayı peşinen kabul etmelisiniz. Genelde gelen para tamamen ödemelere gidiyor. Artakalan az miktarın alım gücü ise oldukça etkileyici gerçekten. Para gerçekten kıymetli ve alım gücü çok yüksek. O zaman biraz daha kazanırsam inanılmaz şeylere sahip olabilirim “zoka”sını eğer yutarsanız vah halinize. Kafayı kaldırdığınızda her şey için çok geç olmuş olabilir. Genelde göçmenlerin ve tabii ki Türkler bu zekayı hemen ilk birkaç ayda yutuveriyorlar. Ve hali hazırda sosyo-kültürel ve politik olarak düşmanlaşmış olmaları bu para hırsıyla da birleşince her türlü kötülüğün bizzat en yakınlarınızdan geleceğini sakın unutmayın. Her gördüğünüz sakallıya baba demediğiniz gibi Türkçe konuşanlara da hemen merhaba diye yanaşmayın…
Amerika’da doğmuş olmak, bu sistemin içinde büyümüş olmak eşsiz bir ayrıcalık sunuyor. Bir Amerikalı ailenin çocuğu hiçbir zaman ciddi bir ekonomik problemle karşılaşmayacak, ev, araba gibi dertleri çoğunlukla olmayacak, basit lokal dünyasında fazla bilmeden bol tüketerek mutlu mesut yaşayacak. Eğer göçmenseniz, eğitimli bir göçmenseniz bu hayat hiç bir zaman elde edemeyeceğiniz bir rüya olarak kalacak.
Bu 14 sayılık Gurbette Yeni Akım Amerika yazılarımızı sizlerle paylaşmamıza olanak sağlayan Gazete Duvar’a, bizi bu yolculukta yalnız bırakmadığınız için sizlere çok teşekkür ederiz.
*Dijital İletişim Uzmanı
**Eğitmen-Müzisyen