Bilinmeyen veya tehlikeli sularda kılavuz kaptan bulundurmanın hayati önem taşıdığı malum. Pazar günü akşamın ilerleyen saatlerinde Kadıköy seferi yapan şehir hatları vapurunun atlattığı kaza tehlikesi de iddiaya göre kılavuz kaptan ve kılavuz gemi bulunmayışıyla ilgili. Son anda yaptığı manevra ile kazadan kurtulan kaptan, kuru yük gemisine ışıkla yol gösteren kılavuz gemi olmadığını dile getirmiş. Kuru yük gemisi için ‘ışıkları kapalıydı’ iddiaları da dolaşıyor haberlerde. Resmen kazaya davetiye çıkarılmış gibi görünüyor ilk haberlere göre. Ancak kazasız atlatıldığı için de incelemenin derinleştirilmesi ve olayın hakikatine ulaşan haberlere rastlamak da pek olası görünmüyor. İnsan hayatıyla doğrudan ilgili konular siyasi fayda sağlayanlar kadar cazip görünmez çünkü bizim memlekette. Günlerce sakız gibi çiğnenecek bir seccade krizi değil neticede. Hoş seccade krizi de bir nevi kılavuz kaptan eksikliği olarak görülüyor.
Gidilecek yerin iftar daveti olduğu bilinirken katılımcı ekibe bir dindar danışman eklenmesi düşünülmeliydi. Davet eden İstanbul Platformu, dindarlığıyla bilinen çevreler yani. Sıradan bir akşam yemeği değil iftar daveti ve namaz kılınacak bir oda bir köşe ayrılır mutlaka. Kılıçdaroğlu’nun ekibinden uyarılar gelir, hatta fotoğraf için o köşeye ilerlenirken ekipten birileri o seccadeyi kaldırırdı o ekipte dindarlar olsa veya dindarların özelliklerini bilen birileri olsaydı. Gidilen yerin özelliğini bilmek ve hassasiyetini dikkate almak her şeyden önce misafirliğin adabından. Seçime kırk küsur gün kalmışken yaşanan bu yol kazasının farklı biçimlerde tekrarının önlenmesi için tedbir alınması gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun samimi özrü ondan beklenen, kişiliğine yakışan bir tutum buna şüphe yok. Diğer yandan Hizbullah terör örgütüyle zihniyet bağını koparmadığı bilinen Hüda-Par’ı bünyesine katan Cumhur ittifakının bu konuyu alabildiğine sündüreceği de besbelli. Korkunç bir koz verildi. Kimi yorumcuların geçti gitti kıvamındaki değerlendirmelerine güvenilmeyip hasarın nasıl giderileceği üzerine taktik geliştirilmesi yerinde olur.
Öte yandan seccadenin ev eşyası olarak hiçbir kutsal boyut taşımadığı, eşyada kutsiyet olamayacağını dile getirmek de şart elbette. Herhangi bir eşya kutsal sayılırsa o put edinilmiş demektir. Müslümanlar için hiçbir şeyin put sayılması mümkün olmadığı gibi seccade de kutsal değil. Sadece temizliğine alabildiğine özen gösterilmesi gereken eşyalardan. Bu ülkenin dindarları çoğunlukla dini bilgileri ilmihallerden edinir. İlmihaller ise inanç esaslarından daha çok gündelik dini yaşam pratiklerini ele alır. Hap haline getirilip, kolay akılda tutulması için madde madde anlatılır. Entelektüeller tarafından “ilmihal dindarlığı” şeklinde hafifsense de yazık ki bu ülke dindarlarının gerçekliği böyle. Namaz ibadetlerin direği olarak tanıtılır, ilmihallerde ve pek çok şart/farz sıralanır. Namazın dışındaki 12 maddelik şartlardan birisi de hadesten ve necasetten taharet ise en yaygın bilinen ve yediden yetmişe en çok dikkat edilen kuralların başında gelir. Görünür ve görünmez kirlerden temizlenmek olmazsa olmaz şart Müslümanlar için ve hatta namaz kılmayan da bu şartı yerine getirmeyi ihmal etmez.
Görünür /necaset ve görünmez /hades kirlerden arınma kuralıyla doğrudan ilişkili eşyadır seccade. İlmihal dindarlığının egemen olduğu ülke insanının ibadet konusunda ihmalkar veya uzak olsa bile uzak durmayı düşünemediği pratiktir abdest. Örneğin dinde zina en büyük günahlardan birisi olarak kabul edilir. Fakat bu ülkenin dindarı sayılan pek çok insan zina etmekten korkmaz, abdestsiz gezmekten korktuğu kadar. Durum bu. İlmihaller de hadesten taharetin yani görünmez kirlerden arınmanın zihniyet veya içsel arınma anlamına gelen manevi temizlik olduğunu söylemez. Görünmezliği gözden ırak olanla, cinsel aktivite ile sınırlayarak anlatır ve gusül abdesti olarak tanıtır. Hal böyle olunca namaz abdesti olarak bilinen necasetten taharet tuvalet temizliğine indirgenir. Kısacası bedende veya eşyada somutlaşmış durumlar ile sınırlı bir dindar yaşam pratiklerinden söz etmek gerekir bu ülke dindarlığı dediğimizde. Tam da bu nedenle seccadeye ayakkabıyla basma konusu öyle galoş geçip gidecek bir politik kriz sanılmasın. Fakat yine de bu yol kazasında bir bit yeniği var.
Ortalama dindar seccadeyi öyle ulu orta ortada bırakmaz örneğin. Namazını kıldıktan sonra kaldırır kenara. Katlarken de ayak ucu ile baş ucunun birbirine değmesini önleyecek bir katlama adabı vardır hatta. Söz konusu iftar daveti gibi herkesin ayakkabıyla girdiği mekanlarda, çok kişinin yan yana veya birbirinin ardı sıra namaz kılacağı, az seccadeli mekanlarda bile seccade öylece bırakılıp gidilmez. Ortalama dindar namazı bittikten sonra kendisinin ardından bir başkasının namaz kılmaya geleceğini düşünüyorsa bile, seccadenin secde edilen kısmını açıkta bırakmaz. Bir köşesinden çaprazlama kapatarak bırakır. Seccadenin süs halısı olmadığı anlaşılır ve basılmaz üstüne. Fotoğraftan bunların yapılıp yapılmadığı anlaşılmıyor ama o mekanın sahiplerine, davetin sahiplerine düşen iş fotoğraf çekimi için o köşenin uygun olmadığını söylemek olurdu. Hadi diyelim kimsenin hatırına gelmedi, namaz kılıp bırakıp giden düşünmedi, onun bir seccade olduğunu belirginleştirmeyi unuttu belki. Ve seccade dediğin yıkanır, paklanır, sorun kalmaz. Olayın somut gerçekliği seccadenin yıkanmasıyla sorunun çözüleceği iken Anadolu dindarlığının somut gerçekliği de seccade ve ayakkabının bağdaşmazlığı. Üstüne Cumhur ittifakı ve Erdoğan’ın konuyu sündürmesi eklenince seçime kırk gün kala yaşanan yol kazasının tamiri, tahmin edilenden daha büyük bir önem kazandı.
CHP dindar kesimin oyunu almak için Millet İttifakıyla dindar partileri yanına çekmiş bir yapı. Kılıçdaroğlu adaylığını benimsetmek için dindar kesimin gönlünü kazanmaya özen gösteren bir politikacı. Hal böyle olunca benzer yol kazalarını önlemek ve yaşanan hatayı tamir etmek için seçim sürecini dindarlarla dayanışma halinde yürütmek zorunda. Seçim kampanya ofislerinde çalışan dindar gençler var biliyoruz. Bunun gibi dindar mahalleye yapacağı gezi ve ziyaretler için dindarların yer aldığı danışman ekipleri olmalı. Kılavuz kaptan gibi yakın ilişki halinde önerilerine, uyarılarına güvenilmeli. Nerede nasıl davranıldığından verilen fotoğraflarda objektife yansıyanlara kadar detaylıca ve titizlikle çalışacak dindar danışmanlar öneriyorum Kemal Kılıçdaroğlu’na. Tabii ki hasarın giderilmesinde ittifak ortaklarının payına da dikkat çekmek gerekir. İttifak ortağı beş partinin hem muhtemel hataların peşinen önlenmesi hem yaşanan krizin telafisi için harekete geçmesi, dindar algıyı etkileyecek yöntemler geliştirmesi gerekir. Sessizlikle geçiştirilecek bir konu değil bu yaşananlar. Mademki Cumhurbaşkanı adayı olarak sundular o halde yanında durmalılar ve halkın güvenini kazanması için ilkin kendileri güvenlerini bu seçim sürecinde somut olarak göstermeliler. Somut olayda İstanbul İl Başkanlığı öne çıkıyor olsa da tüm partilerin teşkilatları, CHP il ilçe teşkilatlarıyla ortak çalışma yürütmeli. Siyasetin ekip işi olduğu, ittifak siyasetinin ekiplerin dayanışmasıyla hataların en aza ineceği göz ardı edilmemeli. Yalnızlığı seçmek, yalnız kendi teşkilatına güvenmek gibi yalnız bırakmak, yanında yer almamak da ittifak siyasetine uymaz.