Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan El Bab’tan sonra sırada
Menbiç'in olduğunu, ABD ile anlaşmaları halinde sıranın Rakka’ya
geleceğini söyledi.
Rusya ile Suriye için hemen her konuda anlaşıldığının
açıklanmasından hemen sonra yapılan bu açıklamada geçen “ABD ile
anlaşırsak” ifadesini nasıl değerlendirmeli? Türkiye, Suriye
konusunda hem Rusya hem ABD ile aynı anda yürüyebilir mi?
İki ihtimal var: ABD Rusya ile anlaşarak koordinasyon halinde
hareket edecek ki bunun anlamı Suriye ile ABD’nin de işbirliği
yapması demek; ikincisi ABD bağımsız hareket edecek ve dolayısıyla
Türkiye ABD ile de Suriye’de Rusya’dan bağımsız iş yapacak. Mantık
pek kabul etmiyor. Dolayısıyla muhtemelen Erdoğan’ın bu sözü
ileride “ABD ile anlaşamadık o nedenle Rakka’ya giremedik”
savunmasına hazırlık.
Diğer yandan öyle rahat sarfedilmiş bir cümle ki Suriye’de
bugüne kadar hedeflenen her şey gerçekleştirildi; Rakka da alınırsa
zafer taçlandırılmış olacak hissine kapılıyorsunuz.
Oysa biraz geriye gidince öyle olmadığı görülür.
Halk nasılsa Esad’ı devrimek için bekliyordu. Olmadı.
Müslüman Kardeşler ile bölgede iktidarı paylaşacaklardı ama
Mursi’nin yediği darbe bir yana Suriye’de örgütün adı bile
anılmıyor artık. Bütün ortaklarını kaybettiler.
Arap birliği içinde Suriye için sergilenen tiyatroda suflörlük
yaptılar, artık kimse oyunu izlemiyor.
Mezhep savaşı çıkacaktı, Sünniler Aleviler, Müslümanlar
Hıristiyanlar birbirini boğazlayacaktı. Olmadı.
Her bayram öncesi Esad “bu bayram da” devrilecek, Suriye halkı
çifte bayram yapacaktı, olmadı olamadı.
Aradan geçen altı yıl içinde Obama, Clinton, Sarkozy,
Cameron, Davutoğlu, Katar Emiri, Suudi Arabistan Kralı ve daha
niceleri gitti ama Esad yerli yerinde duruyor.
Suriye’nin dostları diye bir grup oluşturdular Fas’ta,
İstanbul’da, Paris’te toplantılar düzenlediler ama zaman içinde
Suriye halkının hiç “dostu” kalmadı. “Zaten olmayan dostlar” tek
tek terk etti.
Suriye muhalefeti diye bir şey icat ettiler. Suriye’de Esad’ın
aleyhinde konuşan, yabancılar ile işbirliği yapan kim varsa bu
muhalefete topladılar. Suriye Ulusal Konseyi’ni kurdular önce.
Olmadı.
'Suriye Devrimi Ulusal Koalisyonu’nu, 'Suriye Devrimi Genel
Konseyi'ni kurdular. Olmadı.
Ulusal Koalisyon’a hükümet bile kurdurdular, ilan ile bakan
aradılar, olmadı.
Dera olmayınca Şam hükümetine alternatif hükümet ilan edip
tanımak için Halep’i almaya çalıştılar, ama olmadı.
Suriye’ye yaptırım kararları aldılar ama onlarca TIR yüklü
gemiler Taşucu limanı ile Lazkiye arasında çalışmaya devam etti.
Yaptırımlar da olmadı.
Güvenli bölge oluşturacaklardı. Kimyasal saldırılarından
tutun da mültecilerin insanlık dramına kadar onlarca bahane
sürüldü orataya ama hiçbiri tutmadı. Güvenli bölge, uçuşa
yasak bölge olmadı.
Kürtleri kontrol altına alıp ağızlarına bir parmak bal çalarak
Esad’a karşı savaştıracaklardı o da olmadı, Kürt silahı Ankara’ya
döndü
Rus uçağı düşürüldüğünde NATO’yu harekete geçirmeye çalıştılar,
olmadı.
Uluslalarası alanda Suriye konusundaki muhatap düzeyi
başkanlardan ÖSO çetelerine kadar indi, muhatap kalmadı.
Kürtler kantonları birleştirmek için harekete geçtiklerinde
'izin vermeyiz' dediler ama YPG Cerablus’a kadar ilerledi. Hedefi
revize ettiler daha sonra, bu kez Cerablus’un batısı dediler ama bu
kez YPG güneye sarktı ve Menbiç’i aldı. El Bab dediler ama hâlâ
olmadı. (Eğer Rusya ve koordinasyon halinde İran ve Suriye izin
verirse olacak ama kısa vade için olacak)
Olmadı, olamadı. Türkiye Suriye’deki hiç ama hiçbir hedefini
gerçekleştiremedi. Ama resmi açıklamalara bakacak olursak muzaffer
komutan edasıyla açıklamalar sürüyor.
Erdoğan “ne kadar safsınız” darken muhtemelen yukarıda andığımız
ve daha anmamız gereken birçok “başarının” bugünlerde TSK’nın
girmek zorunda bırakıldığı ortamı hazırlayan sebepler olduğunu
görmezden geliyor.
Ne işimiz var orada diye soranların aslında “madem Rusya’nın
zorlamasıyla Suriye ile masaya oturacaktınız neden bunca yılı
kaybettiniz, neden bunca askeri feda ettiniz, neden bunca Suriyeli
hayatını kaybetti, neden bunca şehir yerle bir oldu?” diye
sorduğunu anlamazlıktan geliyor.
Bir an bugüne kadar Suriye’de yapılmak istenenlerin hepsinin
gerçekleştiğini düşünelim ve sıranın Rakka’ya geldiğine
inanalım.
Rakka’ya uzanmak o kadar kolay mı? Birincisi sınırın hemen
güneyinde yer alan Kürt kuşağını geçmek zorundasınız. Aynı Kürtler
savaş halinde olduğunuz için size misafirperver
davranmayacaklardır.
İkincisi Rakka’yı Kürtlerin, Suriye ordusu ve Rusya’nın oluru ve
yardımı olmadan nasıl alacaksınız? ABD’nin Rakka için olur verse
bile sadece havadan bombardımanla yetineceğini ve hava
bombardımanının işe yaramadığını bilmiyor musunuz? Her şey bir yana
Şam izin vermeden nasıl ilerleyeceksiniz Suriye’nin bu kadar
içlerine?
Hayal doların yükselmesinden de, fiyat artışından da
etkilenmiyor, ucuz mu ucuz. Trump gelene, Astana zirvesi yapılana
kadar da belli ki çok satacak. Sonrası Allah kerim.