İktidar medyasında, bir tek yazar çıkıp da “beyni emcüklenmiş
geri zekalı CHP yöneticileri” diyen AKP milletvekili Mustafa Varank’ı
eleştirmedi. Hatta Varank’ın CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir
Başarır ve CHP yöneticilerine yönelik bu sözlerini haber bile
yapmadılar.
Halbuki günlerdir hakaretin ne kadar onur kırıcı olduğundan dem
vurup, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile “Sokak röportajı”nda konuşan
Dilruba Kayserilioğlu’nun sözleri üzerinde tepiniyorlar. Dilruba
Kayserilioğlu’nu bir törende yanına oturttuğu için CHP Genel
Başkanı Özgür Özel’i “hakaret edeni onurlandırmak” ile
suçluyorlar.

Kuşkusuz Özkan’ın, CHP’lilere “gösteriş müptelası elitistler”
diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “züppe” yanıtı vermesi -kendisi bu
sözcüğün hakaret içermediğini söylese de- yakışık alır bir ifade
değil. Kayserilioğlu”nun, “beyni emcüklenmiş geri zekalılar” demesi
de düzeysiz ve aşağılayıcı.
Ama hakaretlere karşı bu kadar duyarlı görünen iktidar medyası,
hakaretler AKP saflarından gelince sus pus oluyor. Uzağa gitmeye
gerek yok. Cumhurbaşkanı Danışmanı Oktay Saral’ın “müfteri,
şerefsiz, haysiyetsiz”, AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala’nın,
“sefil, müptezel”, AKP İstanbul milletvekili Süleyman Soylu’nun,
“pislik”, AKP İstanbul İl Başkanı O. Nuri Kabaktepe’nin, “çukur”,
AKP Elazığ Milletvekili M. Rıdvan Nazırlı’nın da “o.. çocuğu,
alçak herif” diye Tuncay Özkan’a hakaretler yağdırmasına itiraz
etmediler. Hatta Yeni Şafak, AKP Milletvekili Mehmet
Demir’in “Lağım Tuncay” sözünü, Akşam da AKP Sözcüsü Ömer
Çelik’in “Çakma Wilders” sözünü haber başlığı yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan muhaliflere ağzına geleni söylediğinde,
MHP yöneticileri gazetecilere hakaret ettiğinde de sessiz kalarak
onay verdi iktidar cenahındaki gazeteciler. Maalesef çifte standart
içinde davrandılar.
Gazeteci dediğin her hakarete karşı çıkar, kimden gelirse gelsin
eleştirir. “Beyni emcüklenmiş geri zekalılar” dediği için Dilruba
Kayserilioğlu’nu yerin dibine getirip, sonra aynı sözü Mustafa
Varank söyleyince “O bizden” diye korumak gazeteciliğe
yakışmaz.
Kuşkusuz bu eleştirim muhalif medya için de geçerli. Muhalif
medya da ayrım yapmadan kimden gelirse gelsin hakaretlere aynı
şiddetle karşı çıkmalı. İktidar yanlılarının hakaretleri,
muhaliflere de hakaret etme hakkı vermez; muhaliflerin
hakaretlerini temize çıkarmaz.
GAZETECİ KILIKLI MEDYA DÜŞMANLIĞI
Gazeteciler olarak bu iktidar döneminde görmediğimiz, bir medya
kuruluşunun haber sitesi kapattırması kalmıştı, onu da gördük.
Turkuvaz Medya Grubu, Medyaradar sitesini kapattırdı.
Önce “Turkuvaz Medya Grubu’nun Youtube kanalları çalındı” haberi
için erişim engeli kararı aldırdılar. Halbuki bu haber birçok
sitede de yayımlanmıştı. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat
Albayrak’ın başında bulunduğu Turkuvaz Medya, sadece
Medyaradar’ı hedef aldı.
Medyaradar’ın, haberi erişimden kaldırmasına rağmen
mahkeme kararının uygulanmadığı suçlamasıyla siteyi kapattırma
kararı çıkarttılar. Ondan sonra yargı, duvar oldu;
Medyaradar’ın bütün girişimleri sonuçsuz kaldı ve 30
Temmuz’dan beri de resmen kapalı site.
Sevindirici olan “kral”ın yargısını ardına alan Turkuvaz
Medya’nın Medyaradar’a geri adım attıramaması. “İnsanlar
kendilerini un ufak eden bu yağma düzeninden kurtuluncaya kadar
biz ‘sadece gazetecilik’ yapmaya devam edeceğiz. İktidar
gücünü kullanarak diğer medya organlarına bel altı vuruşlar
yapmayacağız” açıklaması yaptılar ve link adresindeki www’leri
kaldırarak yayına devam ediyorlar.
Üzücü olan ise muhalif medyanın bile Medyaradar’a
yeterince sahip çıkmaması, sesini duyurmaması. Halbuki sırf
yayınları nedeniyle iktidarın uzantısı bir Medya Grubu’nun bir
haber sitesini yok etmeye çalışması söz konusu. Doğrudan medya
özgürlüğü ile ilgili bir durum bu.
Erişim engeli ile bile yetinmeyip iktidar gücüne dayanarak site
kapattırmak politik sansürcülüktür. Turkuvaz Medya’yı yönetenlerin
gazetecilikle ilgileri bu kadar anlaşılan.
O MUHABİR BİNAYA GİTMİŞ
Cumhuriyet’in, “Memleket Partisi’nin eski genel merkez
binasına Sinan Oğan’ın kurduğu Türkiye İttifakı Partisi’nin
taşındığı” haberinin, binaya gidilip araştırılmadan yazıldığı
eleştirisi yöneltmiştim geçen hafta.
Gazeteci Oğuz Uçar’ın, X’teki paylaşımında Cumhuriyet
muhabiri Merve Kılıç’a haksızlık yaptığım eleştirisi üzerine
kendisini arayıp görüştüm. Merve Kılıç, benim yazdığımın tersine
“İnce’nin ofisi artık Sinan Oğan’ın” başlıklı haberi yapmadan önce o binaya
giderek araştırmış.
Beni yanıltan, haberdeki “…Oğan’ın 2023 seçimleri öncesinde
Muharrem İnce’yi ziyaret ettiği makamda artık kendisinin oturduğu
iddia ediliyor” cümlesi oldu. Haberde, muhabirin binaya gittiğini
belirten bir ifade olmadığı gibi bir de “iddia ediliyor” denilmesi,
parti yöneticileri dışındaki kişilerden bilgi alındığı havası
veriyordu. İfade eksikliği vardı haberde…
Elbette genç arkadaşımıza haksızlık yapmak istemezdim. Merve
Kılıç’ın haberini araştırarak ve binaya giderek yazdığını kayda
geçirerek yazımı düzeltiyorum.
TEK CÜMLEYLE:
- İktidar yanlısı Akşam, Hürriyet, Milliyet, Sabah ve
Yeni Şafak gazeteleri Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin
ziyaretini “Filistin için ortak duruş” ortak başlığıyla duyurdular;
haberlerde Erdoğan’ın sözlerine geniş yer ayrılırken Sisi’den
birkaç cümleyle yetinildi.
- Netflix’te de RTÜK korkusuyla alkollü içeceklerin adı
anılmadığı gibi bazı filmlerde geçen “kiraz likörü” bile “fermante
kiraz suyu” diye Türkçeye çevriliyor.
- Akşam’ın, “Özcan Deniz’in korumaları yoldaki kadını
itti” haberinde “korumalardan bir tanesi” diye yazıldı ama “tane”
sözcüğü insanlar için değil, nesneler için kullanılır.
- Sabah, “Beşikçioğlu’ndan eş dost ataması” haberinde
Etimesgut Belediye Başkanı Erdal Beşikçioğlu’nun, “MHP’li eski
Başkan, 61 akrabasını belediyede işe almış” sözlerine yer
vermedi.
- Önce “Teğmenlere güvenimiz tam”, “Teğmenlere tahkikat yok”
haberleri yapan Türkgün gazetesi, MHP Genel Başkan
Bahçeli’nin açıklamasından sonra ani bir manevrayla “Netliğe
kavuşmalı” diyerek teğmenleri savunmayı bıraktı.
- Habertürk TV, BirGün’ün “Öğrencileriyle satılık özel
okullar” haberini kaynak göstermeden kendi haberi gibi
yayımladı.
- “İsrail’in tam ablukaya alınması” ve “İslam ordusu kurulması”
çağrısında bulunan Yeni Şafak gazetesi, Türkiye’nin
İsrail’e karşı savaşta aktif taraf olması seçeneğini öne
sürdü.
ELEŞTİRİ, ŞİKÂYET
VE ÖNERİLERİNİZ
İÇİN: