Gazete Duvar yayına başladığında Türkiye, tarihinin en karanlık
dönemlerinden birini geçiriyordu. 15 Temmuz darbe girişiminin
yarattığı şok yeniydi ve herkes sarsıntının etkilerinden kurtulmaya
çalışıyordu.
Sarsıcı olaylardan sonra insanlar doğal olarak nedenini anlamaya
çalışır. İşe yarayacak olan; doğru bilgi ve isabetli yorumdur.
15 Temmuz'un ardından da aydınlanma ihtiyacı ve arayışı zirvedeydi.
“Hakikat” neredeydi? Ona nasıl ulaşılacaktı?
"Yenikapı ruhu"nun yarattığı yanılsamanın etkisi, KHK'ler, Barış
Akademisyenleri'nin başına gelenler ve ihraç edilen binlerce kamu
çalışanına yaşatılanlarla hızla dağılıp gitti. Ankara Üniversitesi
Cebeci Kampüsü’nde polisin ayakları altında ezilen akademisyen
cübbelerinin fotoğrafı halen gözümüzün önünde...
***
Elbette Türkiye gazetecilik yapma koşulları açısından hiç 'ideal
ülke' olamadı. 'İdeal' olarak anılan Batılı ülkelerin durumu da
ortada. Ki henüz içinden geçmekte olduğumuz şu günlerde Rusya'nın
Ukrayna'daki askerî harekâtı çevresinde gazeteciliğin nasıl bir
sınav verdiğini de görüyoruz. Tıpkı geçmişte Irak, Afganistan ve
Suriye savaşlarında olduğu gibi basın özgürlüğü ve objektif
haberciliğin ölümüne tanık oluyoruz.
Türkiye gazeteciliğinin de daha küresel krizlere sıra gelmeden
tökezlediği ya da kötü sınavlar verdiği onlarca konu var.
Suriye savaşı ve onun ekseninde iç siyasette yaşananlar,
önlenemeyen IŞİD saldırıları, seçilmiş siyasetçilerin görevden
alınmaları, yine seçilmiş siyasetçilerin ve hak savunucularının
yıllarca süren tutukluluklarla hedef alınması, ‘normal dışı’ seçim
ve referandum gerilimleri, çalışanların hak mücadelelerini ezmeye
yönelik ‘resmi’ ve ‘özel’ müdahaleler, kadına ve dezavantajlı
kesimlere karşı 'bireysel' diye geçiştirilemeyecek sistematik
şiddet, mülteci akını ve başarısız göç politikaları, buna paralel
olarak hızla yükselen yabancı düşmanlığı, neredeyse uğramadığı köy
kalmayan doğa ve çevre talanı, ekonomik kriz, işsizlik, işçi
cinayetleri, her deprem, yağmur ya da orman yangınının felakete
dönüşmesi... Hal böyle olunca hayatlarını yurt dışına taşımayı
giderek daha fazla ‘kurtuluş’ olarak gören bir gençlik...
Ve bütün bunların ortasında hakikati bulma, anlama, anlatma
çabasındaki gazetecilik...
***
Gazetemiz, meslekte yılları ardında bırakanlarla, henüz yeni
'merhaba' demiş gazetecilerden oluşan az sayıda çalışanı ile yayına
girdiğinde, kendisini eşine pek de rastlanmayan bir 'gazeteciler
arası dayanışma ağı'nın ortasında buluverdi. Deneyimli çalışanların
mesleki geçmişleri ve genç çalışanların heyecanları, kurum
dışındaki gazetecileri de harekete geçirdi. Gazete Duvar böylece
mevcut çalışanlarının ötesinde çok sayıda meslektaşın sıfırdan inşa
ettiği bir mecra oldu.
Çalışanların sayısı 10'du, 15'ti belki ama Gazete Duvar'ı
tanıtan, eleştiren, uyaran, haber veren onlarca meslektaş vardı. Bu
sayede gazetecilerin kendi çalıştıkları yayın kuruluşlarında sadece
‘hakikat’ olduğu için yayınlatamadıkları haberlerini Gazete
Duvar'da okuyabildik. Yerlerde sürünen tirajlarıyla ve
izlenmeleriyle aynı telden çalıp duran o bando takımında
rastlanamayacak farklı sesi ve yorumu Gazete Duvar'da bulabildik.
Üstelik bu kolektif çaba, Gazete Duvar'ı aynı zamanda bir kozaya
dönüştürdü, genç gazeteciler yetişti, yayın sorumluluğu
üstlendi.
Çok sayıda akademisyen, her biri kendi alanlarında öne çıkan
onlarca bilim insanı, hak savunucuları, sanatçı, edebiyatçı,
eleştirmen; kaotik ülke ve dünya gündemi içinden damıttıkları
makaleleriyle Gazete Duvar’a güç verdi, ayrıcalık kattı.
***
Andığımız anmadığımız tüm olayları peş peşe yaşarken ve gündemin
haberi yazan için de okuyan için de çok ağır olabildiği en zor
günlerde, gazeteciliğin önündeki standart 'engeller' hemen tahkim
ediliveriyor. Buna da defalarca tanık olduk. Ve fakat, mesleki
dayanışma, o zor zamanlarda da yine en güçlü panzehir... Ve görüldü
ki bir internet gazetesinin olanaklarıyla hızlı ama doğru haber
verilebiliyor; politikada, ekonomide, diplomaside, kültürde,
sanatta, sporda, magazinde güçlü yorum yapılabiliyor. Nihayet okur
da bunun hakkını veriyor, dayanışmaya katılıyor.
Beş yılını bu şekilde tamamlamış bir gazetecilik macerasının
adıdır Gazete Duvar ve onun içinde/etrafında örülen dayanışma, her
zaman karşılıklı güven üzerinde yükselmiştir. Gazetenin dijital
sayfalarındaki tek bir noktalama işareti bile bunun ürünüdür. Tek
bir harfi dahi Gazete Duvar’ın satırlarında yer alan herkes, bu
dayanışmanın parçasıdır. Elbette yeni harfler ekleyecek olanlar
da...
Vurgulamakta fayda var: Gazete Duvar, çalışanlarının özverisi,
meslektaşların ve aydınların katkısı, okurların desteğiyle
karşılaştığı zorlukları atlatıyor, gazetecilerin yönetiminde olduğu
yapısıyla daha güçlü bir şekilde hakikati aktarma çabasını
sürdürüyor. İlk günün taze heyecanıyla ve deneyimlerimizin yol
göstericiliğiyle...
‘Biz’ devam ediyoruz... Merhaba...