Cumartesi günü CHP ve MHP seçim beyannamelerini açıkladı. Böylece dört parti programını açıklamış oldu. An itibariyle elimizde AKP, CHP, HDP ve MHP’nin seçim vaatleri var. Ayrıca pazar günü Saadet Partisi'nin de seçim beyannamesi açıklandı.
Bütün bu belgeleri iklim politikaları açısından incelemek ciddi ipuçları veriyor. 7 Haziran seçimleri öncesi iklim açısından benzer bir değerlendirmeye bakmak isterseniz burada benzer bir çalışma var. Şimdi önümüzde parlamenter sistemin yıkıldığı, tek bir seçimin iki seçime çıktığı yeni bir durum var. Ayrıca bu seçim sürecinin son haftaları ülkede aşırı iklim olaylarında rekorların kırıldığı bir döneme denk geldi. Sadece geçen ay değil, geçtiğimiz yıl da iklim değişikliği tartışmasını ülkede güncel tuttu. 2017’nin sıcak, 2018’in ise telafisinin imkansız bir yıl olduğunu, çok hissettik. Sadece su baskınları , kuraklık ya da yağmayan kar değil, ithal edilen fosil yakıtlar ve bunun yarattığı fatura da bir şekilde tartışılıyor. Kömür, petrol ve gaz ithalatı için son 15 yılda 563 milyar doları nasıl yaktığımız, bu paranın aynı dönemdeki cari açıktan bile fazla olduğu, bir şekilde insanların gündeminde. Herkes her şeyin farkında ama siyaset bizim ne kadar farkında olduğumuzun ne kadar farkında?
AKP: DAHA ÇOK İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
AKP temiz çalışmış, ilk defa ekonomi yapmış ve “Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Genel Seçimler Seçim Beyannamesi” adlı tek bir belge hazırlamış. Bu belge içinde AKP’nin programı konusunda söyleyeceğimiz bir şey yok. Zaten iklim değişikliği konusunda son 16 yılda yaptıkları ortada. “Beyannamede iyi şeyler var” diyenlere tek bir şey diyebilirim. Bu kadar kötü olmamıza o iyi dediğiniz şeyler neden oldu. Ayrıca o iyi şeyler asla iyi şeyler değil. Örneğin hava kirliliği konusunda yaptıkları. Bildirgede “Hava kalitesinin daha iyi takip edilebilmesi için 2005 yılında 36 istasyonla başlattığımız Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı'nı, 2018 yılı itibarıyla toplam 300 istasyona ulaştırdık.” diyor. Bunları derken neden bütün kentlerin havasının kirli olduğunu, bu konuda neden bir şey yapılmadığını söylemiyor.
Temelde söylediği şey aslında yeni istasyonları ihale ettikleri. Bizler için buradaki tek mesaj bu.
İKİ MADDEDE AKP’NİN İKLİM POLİTİKASI
Sadece iki noktaya baktınız mı AKP’nin programını anlarsınız.
1. AKP seçim bildirgesi sayfa 264’te şöyle bir cümle var:
“Yeni yaşam alanları oluşturulurken hazırlanan planlarda şehrin coğrafyası, iklimi, tarihi birikimi ve topoğrafyası göz önüne alınarak tasarım ilkelerinin belirlenmesi sağlanacaktır.”
16 yıl boyunca iklimi, tarihi birikimi ve topografyayı göz önüne almayan, dere yatağına beton, asfalt döken kimdi? Bu dendiği için yasaları hatta Anayasa’yı değiştiren kimdi?
2. AKP seçim bildirgesi sayfa 254’te şöyle bir cümle var:
“Hızla gelişen bir ekonomi olarak sera gazı emisyonlarını 2030 yılında yüzde 21’e kadar artıştan azaltmayı hedefliyoruz.”
Bu ne demek biliyor musunuz? AKP iklimde son 16 yılda yaşanandan daha fazlasını gelecek 14 yılda değiştireceğim diyor. 1990 yılında bu ülkedeki kömür santrallerini, arabaları, yolları düşünün. O zaman atmosfere 210,7 milyon ton sera gazı salıyorduk. AKP iktidara geldiği yıl 280,8 milyon ton idi. 2016 yılında bu 496 milyon tona çıktı. Yani AKP, 14 yılda açılan kömür santralleri, satılan otomobiller vs. ile 215 milyon ton yeni emisyon eklemiş. Peki AKP’nin yüzde 21 azalttıktan sonra ulaşacağı rakam ne? 929 milyon ton. Doğru duydunuz, zamma "fiyat ayarlaması" diyen AKP tabii ki 2002’deki emisyonlara 215 milyon ton ekleyip, iklim için mücadele ettikten sonra buna bir 434 milyon ton ekleyerek 929 milyon tona çıkartmaya "artıştan azaltma" diyecek.
İşte bu daha çok termik santral, duble yol, AVM, köprü vs. demek. AKP’nin seçim beyannamesi geçmişten daha fazla iklim değişikliği diyor.
CHP DE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİYOR
Durum böyle olunca CHP’nin cumartesi günü açıkladığı program çok değerli hale geliyor. CHP iklim değişikliği açısından son 10 yılın en geri, en büyümeci, en müteahhit kafalı programını açıkladı. İklim açısından konuşacak olursak en başta iki tavsiyeyi vereyim. Birincisi CHP iklimle ilgili bu kısmı programdan çıkarsın. İkincisi Muharrem İnce “ithal termik santrallere kısıtlama getirilecek” gibi bir cümle etmişken kesinlikle bu beyannameden kopya çekmesin.
YEDİ MADDEDE CHP’NİN İKLİM POLİTİKASI
CHP Doğa Dostu Yaşam başlığı altında iklim değişikliği ile ilgili bir bölüm ayırmış. Ayrıca doğa katliamı, sürdürülebilir enerji gibi başlıklar da burada yer almış.
1. Bilimsel yaklaşım sorunu! Girişte yüzyılın sonuna kadar 5-7 derece sıcaklık artışının ve yağışlarda yüzde 20 azalmanın beklendiği belirtilmiş. Ayrıca “Kuraklık ve sel gibi aşırı iklim olaylarının yoğunluğunun ve sıklığının artacağı öngörülmektedir” denilmiş. Öncelikle bir bilgi kullanıyorsan anlamını bilmen gerekir. Mesela 5 ila 7 derece artış ne demek? Mesela Türkiye’nin sıcaklık ortalaması ne ki 5-7 derece arttırıyorsun? 1971-2000 yılları arasında bu ülkede sıcaklık ortalaması 13,2 derece ve sen bir kalemde 5-7 derece arttırıyorsun. Buna aslında kara çalmak deniyor. Meseleyi önemli göstermek için bir abartı yöntemi. Sonraki cümle metnin bu kısmının kopyala yapıştır olduğu hissi veriyor. Bu kadar olay olurken kalkıp sadece bunların “artacağını öngörmek” meselenin geldiği noktayı biraz yok saymak değil mi?
2. Fazla neoliberal! Bildirgede müthiş bir ifade var “Partimiz, doğa dostu politikaları büyümenin önünde bir engel olarak değil, hızlı ve kalıcı büyüme için bir fırsat olarak görmektedir.” Bunu kim yazdıysa ya anlamını bilmiyor ya da sosyal demokrasiyi hiç bilmiyor. Böyle olunca devamında “CHP olarak, iklim değişikliyle mücadelede öncelikle sorunun gerçek, somut ve acil olduğunu tüm yurttaşlarımıza anlatacak bir farkındalık projesini hayata geçireceğiz” diyebiliyor. Yani 5-7 derece sıcaklık artacak ve hükümet bir halka ilişkiler şirketi gibi farkındalık projesi mi yapacak? Farkındalık gibi neoliberal bir kavramın, büyüme ile yan yana geldiği noktada koca bir iklim değişikliğine verilen cevap bu oluyor.
3. Salınarak gel! CHP programının en efsane kısmı burası. Metinde “Sera gazı salınımını azaltmaya yönelik sınırlayıcı düzenlemeleri hayata geçireceğiz.” gibi emisyonları salmak anlamına gelmediği halde “salıncakta salınmaktaki” gibi salınım kelimesi kullanılmış.
4. Doğalgaz doğa ile uyumluymuş! Sayfa 224’te “Doğa İle Uyum” başlığı altında “Doğalgaz altyapısı bulunan kentlerde yakıt yardımlarında kömür yerine doğalgaza öncelik vereceğiz.” demiş. Doğalgazın bu ülkede iklimi en çok değiştiren iki yakıttan biri olduğunu dikkate almamış.
5. Politikaları takip etmemişler. Beyannamede yaz saati uygulamasını kaldıracaklarını ifade etmişler. Tamam son iki yılda zorunlu yaz saati ciddi bir gündem konusuydu ama gelen baskılar ile zaten kaldırıldı. Karar 23 Ekim 2017’de alındı ve ardından Resmi Gazete’de yayımlandı. Yani CHP kazanmasa da kalkıyor. Karar ise şurada var.
6. Betona pazar açmış! Bildirgenin karayolu ulaşımı bölümünde çimento kullanımını arttırmak için teklif bile var. “Çimento fabrikalarımızın üretim fazlası olan çimentonun değerlendirilmesi için yeni inşa edilecek yollarda çimento betonunun kullanılmasına öncelik vereceğiz.” demiş.
7. Nükleere mümkünse hayır, mega projelere makyaj! Yanlış duymadınız. “Doğa Dostu Üretim” başlığı altında CHP “Akkuyu ve Sinop nükleer enerji santrali projelerini gözden geçirecek, uluslararası yükümlülükler çerçevesinde mümkünse iptal edeceğiz.” demiş. Mümkün olduğunu bilmiyor mu? Mesela Almanya 2022’ye kadar çalışmakta olan santralleri kapatırken Türkiye’de daha yapılmamış santraller için “mümkünse” ne demek? Aynı başlıkta başka bir maddede ise “İstanbul Boğazı’na yapılması planlanan Üç Katlı Büyük İstanbul Tüneli Projesi’ni fiziki, mali ve çevresel anlamda yeniden değerlendireceğiz” deniyor. İstanbul Tüneli'ni fiziki, mali ve çevresel anlamda daha CHP değerlendirmemiş, hafriyatından kaynak aktarımına kadar halkın her gün değerlendirdiği bu ve benzeri projelere karşı hiç çalışmamış mı? Yetmemiş yeniden değerlendireceğiz diyerek küçük bir makyajla yol verebileceğinin işaretini vermiş. Benzer şekilde o kadar çok ifade var ki. Mesela “Çanakkale Köprüsü ve otoyol geçişini bölgenin tarihi dokusuna ve doğal varlıklarına zarar vermeyecek biçimde yeniden planlayacağız.” demiş.
Sadece bu örnekler bile CHP’nin iklim değişikliği ile ilgili söylemlerinin bilimsellikten uzak olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca güncel toplumsal tartışmaları bilmediği, iktidarın politikaları ile hemen hemen farkının olmadığını gösteriyor.
İDDİALI AMA UTANGAÇ HDP
HDP ise geçmiş seçim programını çok değiştirmeden onun üstünden bir metin hazırlamış. Geçmiş metnin sorunlarını düzeltmek yerine devam ettirmiş. Son seçimden bu yana TBMM’deki rolünü beyannamesine yansıtmamış, engellediği yasalar yokmuş gibi davranmış. Yine de bütün partiler arasında en iddialı olanı açık ara ile HDP. Ama önerilerinin iklimle, meclisteki başarıları ile bağlantısını kurmayacak kadar da utangaç davranmış.
BEŞ MADDEDE HDP’NİN İKLİM POLİTİKASI
HDP bildirgesinin sekizinci bölümünü doğaya ayırmış, ekonomi ile ilgili üçüncü bölümü ise çelişkili değil, hatta çelişkileri gideriyor.
1. Kömüre, doğalgaza ve doğa tahribatına son! Bunu çok net ve açık söylemiş. Sekizinci bölümde “Sermaye çıkarı için yapılan HES, termik, nükleer vb. enerji projelerine, ekolojik yıkıma yol açan maden işletmeciliğine, endüstriyel atık ve kirlilik sonucunda yaşam alanlarının tahribine yol açan uygulamalara son verilecek.” demiş ve noktayı koymuş.
2. Doğa hakları! İklim değişikliği daha çok fosil yakıt ve daha çok doğa tahribatı ile orantılı. “En güzel ülke doğa haklarının korunduğu ülkedir” diyerek kesin bir politika önermiş. Altında böylece suyu, merayı, ormanı gören politik ifadeleri koyabilmiş.
3. İç tutarlılığı var. Diğer bölümler doğa bölümü ile derin çelişkilere sahip değil ve tutarlı. Mesela ekonomi bölümünde "Şehir hastanelerine, otoyollara, köprülere ödemeleri durduracağız" diyerek noktayı koymuş.
4. Nükleere ‘ama’sız hayır! Doğa bölümü dışında ekonomi bölümünde de nükleere değinmiş ve Akkuyu ve Sinop nükleer santrallerine amasız "hayır" demiş.
5. Sevmiş ama söylememiş. HDP doğa demiş, iklim değişikliği dememiş, mera ve orman demiş, engellediği yasalardaki rolünü diyememiş. Çocuğu sevmiş ama söyleyememiş. HDP Varlık Fonu ile ilgili torba kanunda Hakkari ve Şırnak’ın ilçe yapılmasını da durdurdu, üretim reformu paketinden zeytinlik ve meraların çıkartılmasında da ciddi rol aldı. Üstüne termik santrale ve doğa tahribatına son veren söylemleri eklenince, iklim değişikliği açısından karşılığı ortaya konsa HDP’nin söyleminin Paris İklim Anlaşması'ndan da öte olduğu konuşulacaktı ama harcanmış. Sonuçta HDP’nin önerdiği politikalar daha az tahribat ve sera gazı demek ve Paris Anlaşması bile toplam salımları pek azaltamıyor.
Çok açık ki iklim değişikliği açsından bir anlamı olan tek bildirge HDP’nin bildirgesi. HDP bildirgesinde “Bilim 2050’ye kadar fosil yakıtlardan kurtulmamızı istiyor, biz fosil enerji projelerine artık izin vermeyeceğiz, emisyon artışını durduracağız.” dese tartışmalar başka bir alana da kayacak. Böylece kömür santrallerine, köprülere, havalimanlarına, otoyollara, orman tahribatına karşı mücadele örgütleyen yüz binlerce insana ve mücadele eden milyonlarca insana bir ses vermiş olacak.
MHP ÇOK DÜRÜST
MHP genel politikada nasıl yakalım yıkalım diyorsa, burada da aynı yaklaşımı sergilemiş. Kömüre, nükleere evet demiş, hızını alamamış kaya gazı gibi şeyleri listeye eklemiş. İklim değişikliğini bir defa cümlede kullanmış, o da BM Güvelik Konseyi'nde olmamız gerektiği ile ilgili tartışmada yer verilmiş.
İYİ PARTİ ve SAADET PARTİSİ
Saadet Partisi cumartesi günü beyannamesini açıkladı ama henüz web sayfasında yüklemedi. İyi Parti ise 30 Mayıs’ta açıklayacak. Şu an elimizde sadece 14 Mayıs’ta açıklanan parti programı var. Eğer parti programına benzeyen bir seçim bülteni çıkartırsa iklim değişikliği konusunda sıfır çeker.
SONUÇ VE TAVSİYELER
24 Haziran seçimlerinde iklim değişikliği seçim bildirgelerinde pek iyi bir notu hak etmiyor. Açıkçası AKP daha fazla iklim değişikliği önererek en fazla sıfır puan alır. CHP ise mevcut politikaları referans alması, durumu kavrayamaması, bilimsellikten ve güncellikten uzak olması ile sıfırı hak ediyor. MHP konuyu bırakın, başlığı bile bilmiyor, bildiği şeyler ise dünyanın sonunun getirmek. HDP tabii bu resimde açık ara önde. Ancak iklim değişikliği ile tam bağlantı kurmaması, geçmiş dönemdeki rolü ile desteklememesi puan kırılacak noktalar. Puan kırılacak diyorum çünkü bunlar olsaydı HDP bir Türkiye partisi olmanın ötesine geçecekti.
Cumhurbaşkanlığı açısından Demirtaş’ın manifestosu HDP ile hemen hemen aynı. Demirtaş iklim değişikliği perspektifinden bakarsa o zaman fark yaratacak. Muharrem İnce’nin Gelecek Bildirgesi ise CHP’den kopya çekmez ve “İthal kömüre dayalı termik santral yapımına kısıtlama getirilecek” ifadesine yerli kömürü de eklerse süper olur. Böylece Eskişehir, Trakya, Çayırhan, Soma, Bartın, Çanakkale gibi yerli kömür bile istemeyen bölgelerle ters düşmemiş olur.
Ülke bu kış kuraklığı, son bir ay sel felaketlerini, son haftalardaki TL’nin erimesini konuşuyor ve ithal yakıt bağımlılığının arttığını, yerel enerji, ulaşım ve sağlık projelerinin tam bir yıkım olduğunu biliyor. Siyaset bunlar yokmuş gibi bir ikim programı açıklamış. Tek bir farkla, HDP toplumdaki tartışmaları yakalayan tek parti olmuş. Diğerleri hiç dersine çalışmamış.
CHP Seçim Beyannamesi
HDP Seçim Beyannamesi
AKP Seçim Beyannamesi
MHP Seçim Beyannamesi
Muharrem İnce’nin Gelecek Bildirgesi
Selahattin Demirtaş’ın Seçim Bildirgesi
İYİ Parti Parti Programı