Hasan Seymen: Benim üzerimden İYİ Parti'ye operasyon yapıldı

“Çerkeslere asimilasyon” sözlerine tepkiler üzerine İYİ Parti Başkanlık Divanı'ndan istifa eden Hasan Seymen, bir “itibar suikasti” yaşadığını belirterek asıl amacın partiyi Türkiye partisi haline getirmeye çalışanların uzaklaştırılması olduğunu söyledi. "Bunlar partinin merkezileşmesini, büyümesini istemeyen, küçük olsun bizim olsun zihniyetindeki insanlar” diyen Seymen, Genel Başkan Meral Akşener partinin başında olduğu sürece İYİ Parti’den umudunu kesmeyeceğini söyledi.

Abone ol

ANKARA - Kuruluşundan bu yana birçok istifa ile karşı karşıya kalan İYİ Parti’de, yapılan çok sayıda kurultaya karşın sular durulmadı. En son “Çerkeslere asimilasyon” sözleri nedeniyle yaşanan tepkiler üzerine istifa kararı alan Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hasan Seymen, “Asıl amaç merkeze yakın, ideolojilerden uzak, partiyi Türkiye partisi haline getirmeye çalışan, bütün görüşleri kucaklamaya çalışan kişilerin partiden uzaklaştırılarak partinin dar bir çerçeveye sıkıştırılması ve merkez iddiasının ortadan kaldırılması çabası” dedi.

İYİ Parti’nin uzun süredir hukuk ve seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini yürüten Hasan Seymen yaklaşık 1 ay önce gerçekleşen olağanüstü kurultayın ardından delegelerin oyuyla önce Genel İdare Kurulu’na ardından Başkanlık Divanı’na yeniden seçildi. Seymen kurultayın üzerinden daha bir ay geçmeden istifa etti. İstifası henüz işleme konulmayan Seymen, “Sayın Genel Başkan Ankara’da değildi. Henüz bir dönüş olmadı ama onaylanmayacağı gibi bir hissim yok” dedi.

Çok uzun yıllar boyunca sivil toplum kuruluşlarında görev yaptıktan sonra Kafkas Dernekleri Federasyonu’nun da teşvikiyle İYİ Parti’den milletvekili adayı olduğunu hatırlatan Seymen, başvurusunu yanında geleneksel kıyafetli iki gençle ve başında Çerkes kalpağı ile yaptığını anlattı. Talebi olmadan Akşener’in takdiriyle Genel İdare Kurulu Üyeliği ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerine getirildiğini belirten Seymen, görev yaptığı süre boyunca partinin kurumsallaşması için çalıştığını anlattı.

'KÜÇÜK OLSUN BİZİM OLSUN ZİHNİYETİ'

Ağustos ayında çarşaf listeyle yapılan son kurultayın ardından da Başkanlık Divanı’nda görevlendirilen Seymen şunları söyledi, “Son kurultayda oluşan Genel İdare Kurulu’nun ve Başkanlık Divanı’nın daha merkeze yaklaşır bir profil sergilemesi sebebiyle, partiden dışlandıklarını düşünen, partinin ellerinden gittiği vehmine kapılan bir grup benden başlamak üzere bir operasyona girişti diye düşünüyorum. Bunlar partinin merkezileşmesini istemeyen, partinin büyümesini istemeyen, küçük olsun bizim olsun zihniyetinde olan insanlar.”

'PARTİNİN MERKEZ İDDİASINI ORTADAN KALDIRMA ÇABASI'

Partiye farklı bir yön vermek isteyenlerin araç olarak 2011-2013 yılları arasında Kafkas Dernekleri Federasyonu’nda görev yaparken yeni anayasa sürecine dair yıllardır internet ortamında bulunan iki konuşması ve bir yazısını araç olarak kullandığını söyleyen Seymen şunları ifade etti:

“Bunlar ortada olan, bilinen şeylerdi. Söylediğim şeylerin parti politikası, seçim beyannamesi ve tüzüğüne, ilkelerine aykırı yönü de yok. Söylediğim şeylerin yüzde 95’i zaten o tarihten bu güne Türkiye’de yapılan, bitirilen işler. Ama burada asıl amaç Hasan Seymen gibi merkeze yakın, ideolojilerden daha uzak, partiyi Türkiye partisi haline getirmeye çalışan, bütün görüşleri kucaklamaya çalışan kişilerin partiden uzaklaştırılarak partinin dar bir çerçeveye sıkıştırılması ve merkez iddiasının ortadan kaldırılması çabası. Bunu da benim üzerimden yapmaya çalıştılar.”

'İTİBAR SUİKASTI YAPILDI'

Hakkında sosyal medya üzerinde "bölücülük"ten "PKK’lı olmaya", "HDP ağzıyla konuşmaktan" "Sorosculuğa" kadar aslı astarı olmayan bir linç kampanyası yürütülmesi üzerine partinin ve genel başkanın daha çok yıpratılmaması için istifayı gündeme getirdiğini ama kabul edilmediğini anlatan Seymen, son kararının gerekçesini ise şöyle anlattı:

"Başkanlık Divanı’nda birlikte çalıştığımız, yerel yönetimlere atanan Metin Ergun’un, imtiyaz sahibi partimizin milletvekili Ahmet Çelik’in olduğu Yeniçağ gazetesi üzerinden beni istifaya davet etmesi artık benim açımdan kabul edilebilir değildi. Bir gazetede çıkan 'MHP’de olsaydım bu başıma gelmezdi' (Seymen'in bu sözleri Fuat Uğur'un dün Türkiye gazetesinde yayınlanan yazısında yer alıyordu) şeklinde yansıyan söz MHP’yi övmek değil, kurumsal bir partide bir genel başkan yardımcısını bir başka genel başkan yardımcısının gazete üzerinden istifaya davet edemeyeceğine vurguydu. Bu çok ayıp, kurumsallığa yakışmayan, partinin ve genel başkanın itibarını zedeleyen bir tavırdır. Bu tartışma başladıktan sonra üç Divan toplantısı geçti. Sayın Ergun benden tecrübeli bir siyasetçi. 'Bunun sürdürülebilirliği yok, istifa etmelisin' dese ederdim. Ama bir gazete üzerinden bunu yapmak bence itibar suikastı."

'AKŞENER İYİ PARTİ LİDERİ OLDUĞU SÜRECE UMUDUM SÖNMEZ'

Seymen, “İYİ Parti’nin merkezde konumlanmasına yönelik parti içinde bir direnç olduğunu söylüyorsunuz. Bu yaşananlardan sonra umudunuzu koruyor musunuz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Genel Başkan Meral Akşener partinin başında olduğu sürece benim İYİ Parti’ye olan umudum sönmez. Bunu özellikle vurgulamak isterim. Sayın genel başkanın çok iyi niyetli olduğunu, bu ülkeyi düşünerek, AK Parti ile CHP arasında sıkışmış siyasette bir yol açmaya çalıştığını, en yakından bilenlerden biriyim. Akşener İYİ Parti’nin başında olduğu sürece umudumu kesmem. Ama bu kurumsallaşma süreçlerinde bu tür yol kazaları oluyor. Parti bunları ne kadar çabuk aşarsa yoluna o kadar sağlıklı devam eder temennisinde bulunuyorum."