Hastalar hatta 'eleniyor': Aradığınız hastanelere şu an ulaşılamıyor

Süleyman Kaynak, hastanelerdeki yoğunluk hakkında “Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) çok doldu, insanlar hastanelere ulaşamaz oldular, ulaşsalar bile sağlık sisteminin içine giremez oldular” dedi.

Abone ol

Uğurcan Boztaş 

İZMİR - Hastanelerdeki yoğunluk son yıllarda ülkemizin önemli sorunları arasında yer alıyor. Sağlık sistemindeki eksiklerin yanı sıra ülkemizdeki doktorların yurt dışına gitmesi de hastanelerde yoğunluk oluşmasına sebep olan faktörler arasında. Sağlık Bakanlığı’nın 2023 yılında doktorlar için açtığı kadroların büyük bir çoğunluğu dolmadı. Eurostat’ın 2021 yılındaki verilerine göre Türkiye’nin 100 bin kişi başına düşen 218 doktor sayısıyla Avrupa’da son sıralarda...

İZMİR’DEKİ 3 BÜYÜK HASTANE DE KALABALIK

İzmir’in büyük hastanelerinden Ege Üniversitesi Hastanesi, Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğunluktan en çok nasibini alan 3 büyük hastane. Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bulunduğu konum itibariyle; Çiğli, Karşıyaka ve Menemen ilçelerinden gelen hastaların en çok tercih ettiği hastane olması sebebiyle en kalabalık olanlar arasında. Hastanenin erişkin acil servis bölümündeki kırmızı alanda birçok yatağın dolu olduğu görülürken hastanedeki bazı polikliniklerin çok yoğun bazılarının ise normal yoğunlukta olduğunu söyleyebilir. Öte yandan Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine baktığımız zaman ulaşımının kolay olması ve bulunduğu konum itibariyle İzmir’deki en kalabalık hastanelerin başında geliyor. Hastanede konuştuğumuz bir personel yoğunluk için “Bazen adım atacak yer yok. Burası her gün kalabalık” diyor.  Hastanedeki acil servis bölümünün ve bazı polikliniklerin de gereğinden fazla kalabalık olması dikkat çekiyor. Ege Üniversitesi hastanesinde de durum aynı. Hastanenin merkezi konumunun yanında çevre illerden gelen hastalarla birlikte yoğunluğun daha arttığını söylemek mümkün. Polikliniklerin neredeyse hepsinde ciddi bir doluluk göze çarpıyor. Ege Üniversitesi'nde görev alan bir doktor nerdeyse hiç dinlenmeden çalıştıklarını dile getirdi. Hastane çevresinde konuştuğumuz hastalar da hastanelerdeki kalabalık atmosferden şikayetçi oldu.

 'BUNUN ÇÖZÜMÜ BİRİNCİ BASAMAĞIN GÜÇLENDİRİLMESİ'

İzmir Tabip Odası başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Eğitim ve araştırma hastanelerindeki yoğunluğun yeni olmadığına dikkat çekerek son zamanlarda bunun daha da arttığını belirtti. Türkiye’deki aile sağlık merkezlerinde organizasyon ve finansman sıkıntısı olduğunu söyleyen Kaynak, “Siyasal iktidar sağlıkta dönüşüm programı içerisinde üçüncü basamakta bir hasta yoğunluğuna yol açtı. İnsanlar birinci ve ikinci basamak hastanelerine gitmeden üçüncü basamak hastanelerine gidiyor. Peki bu nasıl böyle oldu?  Birinci basamak dediğimiz aile sağlık merkezleri ihmal edildiği ve aile hekimlerinin çalışma ortamı zayıflatıldığı için insanlar direkt üçüncü basamak dediğimiz eğitim araştırma hastanelerine gidiyor. Tabi durum böyle olunca Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) çok doldu, insanlar hastanelere ulaşamaz oldular, ulaşsalar bile sağlık sisteminin içine giremez oldular. Dolayısıyla bu yığılma kar topu gibi büyüdüğü için üçüncü basamak hastaneler çok dolu. Bunun çözümü olarak da 'üç dakikada ya da beş dakikada hastaya bak' şeklinde başta hekimler olmak üzere tüm salık personeline yüklenme şeklinde bir çözüm üretiliyor. Tabi bu bir çözüm değil aksine çok yanlış bir yol. Çözüm birinci basamağın güçlendirilmesi. Birinci basamak güçlendirilmezse bu sorunla baş edemeyiz. Sağlık sitemi iyi çalışan bütün uygar ülkelerde birinci basamağa ciddi bütçeler ayrılır ve desteklenir” dedi.

'ŞEHİR HASTANELERİNİN PERSONEL İHTİYACINI KARŞILAYCAK PERSONEL YOK'

Kaynak, açılan şehir hastanelerinin yoğunluğu azaltmak için çözüm olamadığını söyleyerek “14 tane şehir hastanesiyle Türkiye’nin sağlık sorununu çözemezsiniz. Tam tersine birçok yeni sorunlar eklenebilir. Çünkü bu yeni hastaneler açılırken daha evvel çalışmakta olan devlet hastanelerinin birçoğu kapatıldı veya küçüldü. Yani 14 tane hastane açılırken 21 tane hastane kapatıldı, küçültüldü ve işlevsiz hale geldtirii. Dolayısıyla burada ciddi bir yatak kazanımı yok. Örneğin; Tepecik, Bozyaka ve Suat Seren hastaneleri kapatıldığı zaman 1600-1700 yatak kapatılmış oluyor. Şehir hastanesi 2600 yataklı yani ciddi bir yatak kazanımı yok ortada. Diğer bir sorun şehir hastanelerinin personel ihtiyacını karşılayacak bir kaynak olmaması. İzmir Şehir Hastanesi’nin tam kapasite çalışması için yaklaşık olarak ihtisaslaşmış 2500 hekime, 3500 hemşireye ve 2000-3000 civarında farklı meslek gruplarından sağlık çalışanı ve diğer personele ihtiyaç var. Bu kadar personeli bir hastaneye yığmak çok kolay değil. Diğer hastanelerdeki personeli şehir hastanelerine taşıdığınız zaman diğer hastaneler ne olacak peki? O hastaneler artık işlevsiz bir hale gelecek” ifadelerini kullandı.